Abdulbaki Gölpınarlı
|
İki topluluğun karşılaştığı gün size gelip çatan musîbet, Allah'ın izniyle gelip çatmıştı. Böylece de inananları bildirmeyi.
|
Abdullah Parlıyan
|
İki ordunun harpte karşılaştığı gün başınıza gelenler, Allah'ın izni ile gerçekleşti. Bu Allah'ın gerçek mü'minleri belirlemesi içindi.
|
Adem Uğur
|
(166-167)İki birliğin karşılaştığı gün sizin başınıza gelenler, ancak Allah'ın dilemesiyle olmuştur ki, bu da, müminleri ayırdetmesi ve münafıkları ortaya çıkarması için idi. Bunlara: "Gelin, Allah yolunda çarpışın; ya da savunma yapın" denildiği zaman, "Harbetmeyi bilseydik, elbette sizin peşinizden gelirdik" dediler. Onlar o gün, imandan çok, kâfirliğe yakın idiler. Ağızlarıyla, kalplerinde olmayanı söylüyorlardı. Halbuki Allah, onların içlerinde gizlediklerini daha iyi bilir.
|
Ahmed Hulusi
|
(Uhud'da) iki topluluğun savaşında başınıza gelenler, hakikatiniz olan Allâh Esmâ'sının getirisinin iman edenlerde açığa çıkıp, kimin ne olduğunun bilinmesi içindir.
|
Ahmet Tekin
|
İki ordunun, iki topluluğun karşılaştığı gün sizin başınıza gelenler Allah’ın izniyle gelmiştir. Bu mü’minleri belirlemesi içindi.
|
Ahmet Varol
|
İki topluluğun karşı karşıya geldiği gün başınıza gelenler Allah'ın izniyle ve gerçek iman sahiplerini ortaya çıkarmak içindi.
|
Ali Bulaç
|
İki topluluğun karşı karşıya geldiği gün, size isabet eden ancak Allah'ın izniyle idi. (Bu, Allah'ın) mü'minleri ayırdetmesi;
|
Ali Fikri Yavuz
|
İki topluluğun (Mümin ve müşriklerin Uhud savaşında) karşılaştığı gün, başınıza gelen musibet, Allah’ın izniyle olup müminlerin sebatını göstermek içindi.
|
Ali Ünal
|
İki ordunun karşılaştığı o gün başınıza gelen musibet, (kendi yüzünüzden, fakat şüphesiz) Allah’ın izniyle ve (Allah, gerçek) mü’minleri belli etsin diye idi.
|
Bayraktar Bayraklı
|
İki ordunun karşılaştığı gün başınıza gelenler Allah'ın izniyle gerçekleşti. Bu, Allah'ın gerçek müminleri belirlemesi içindi.
|
Bekir Sadak
|
(166-16) 7 Iki toplulugun karsilastigi gunde basiniza gelen, Allah'in izniyledir. Bu, inananlari da, munafiklik edenleri de belirtmesi icindir. Munafiklik edenlere: «gelin, Allah yolunda savasin, veya hic olmazsa savunmada bulunun» dendigi zaman: «Eger savasmayi bilseydik, ardinizdan gelirdik» dediler. O gun, onlar imandan cok inkara yakindilar. Kalblerinde olmayani agizlariyla soyluyorlar. Allah gizlediklerini onlardan iyi bilir.
|
Celal Yıldırım
|
(166-167) İki topluluğun karşılaştığı günde başınıza gelen musîbet de Allah'ın izniyledir. Bu da mü'minleri belirlemesi, münafıklık yapanları da ayırd etmesi içindir ki onlara : «Geliniz Allah yolunda savaşınız veya (hiç olmazsa) savunmaya geçiniz» denilmişti ; onlar ise «Biz savaşmasını (veya savaş olacağını) bilseydik arkanızdan gelirdik» diye cevap vermişlerdi. Onlar o gün imândan çok küfre yakındılar. Kalblerinde olmayanı ağızlarıyla söylüyorlardı. Allah neyi gizlediklerini daha iyi bilendir..
|
Cemal Külünkoğlu
|
(166-167) (Ey mü'minler!) İki topluluğun (mü'min ve müşriklerin Uhud savaşında) karşılaştığı gün, başınıza gelen (musibet), Allah'ın izniyle olmuştur. Bu da (Allah'ın gerçek) inananları ayırt etmesi ve münafıkları meydana çıkarması içindi. (Onlara:) “Gelin, Allah yolunda savaşın, ya da (düşmana karşı) savunma yapın” denince: “Eğer savaşmayı bilseydik, mutlaka peşinizden gelirdik” dediler. O gün onlar imandan çok küfre yakındılar. Kalplerinde olmayan şeyi ağızlarıyla söylüyorlardı. Hiç kuşkusuz Allah, onların kalplerinde gizlediklerini çok iyi bilendir.
|
Diyanet İşleri (eski)
|
(166-167) İki topluluğun karşılaştığı günde başınıza gelen, Allah'ın izniyledir. Bu, inananları da, münafıklık edenleri de belirtmesi içindir. Münafıklık edenlere: 'gelin, Allah yolunda savaşın, veya hiç olmazsa savunmada bulunun' dendiği zaman: 'Eğer savaşmayı bilseydik, ardınızdan gelirdik' dediler. O gün, onlar imandan çok inkara yakındılar. Kalblerinde olmayanı ağızlarıyla söylüyorlar. Allah gizlediklerini onlardan iyi bilir.
|
Diyanet Vakfi
|
(166-167) İki birliğin karşılaştığı gün sizin başınıza gelenler, ancak Allah'ın dilemesiyle olmuştur ki, bu da, müminleri ayırdetmesi ve münafıkları ortaya çıkarması için idi. Bunlara: «Gelin, Allah yolunda çarpışın; ya da savunma yapın» denildiği zaman, «Harbetmeyi bilseydik, elbette sizin peşinizden gelirdik» dediler. Onlar o gün, imandan çok, kâfirliğe yakın idiler. Ağızlarıyla, kalplerinde olmayanı söylüyorlardı. Halbuki Allah, onların içlerinde gizlediklerini daha iyi bilir.
|
Edip Yüksel
|
İki ordu çarpıştığı gün başınıza gelenler ALLAH’ın izniyle oldu. Gerçeği onaylayanlar böylece ayırt edilir.
|
Elmalılı Hamdi Yazır
|
O iki cem'iyet çarpıştığı gün başınıza gelen de yine Allahın izniledir. Hem mü'minleri belli edeceği için,
|
Erhan Aktaş
|
İki toplumun karşılaştığı gün, başınıza gelen musibet, Allah’ın izniyleydi. Bu mü’minlerin belirlenmesi içindi.
|
Gültekin Onan
|
İki topluluğun karşı karşıya geldiği gün, size isabet eden ancak Tanrı'nın izniyle idi. (Bu, Tanrı'nın) inançlıları ayırdetmesi; (ve)
|
Hakkı Yılmaz
|
(166-168) İki topluluğun karşılaştığı günde size dokunan şeyler de Allah'ın izniyledir/bilgisiyledir. Ve mü’minleri bilsin ve münâfıklık yapan kimseleri –kendileri oturup dururken kardeşleri için: “Eğer bize itaat etselerdi öldürülmezlerdi” diyen kimseleri– bilsin diyedir. Ve onlara: “Geliniz, Allah yolunda savaşınız veya savunma yapınız” denilmişti. Onlar: “Biz, savaşı bilseydik kesinlikle size uyardık” dediler. Onlar o gün, imandan çok Allah'ın ilâhlığını, rabliğini örmeye yakındılar. Onlar, kalplerinde olmayan şeyleri ağızlarıyla söylüyorlar. Allah, gizledikleri şeyleri daha iyi bilendir. De ki: “Eğer doğru kimseler iseniz, haydi kendinizden ölümü uzaklaştırınız.”
|
Harun Yıldırım
|
İki ordunun karşılaştığı gün size isabet eden de ancak Allah’ın izniyle mü’minleri belirlemek içindir.
|
Hasan Basri Çantay
|
İki ordu karşılaşdığı gün size gelen musıybet Allahın emriyle idi. (Bu, Allahın) mü'minleri ayırd etmesi.
|
Hayrat Neşriyat
|
Hâlbuki (Uhud’da) iki ordunun karşılaştığı gün başınıza gelenler, böylece Allah’ın izniyle olup, mü’minleri ortaya çıkarması içindi.
|
İbni Kesir
|
İki ordu karşılaştığı gün size gelen musibet, Allah'ın emriyleydi. Bu; mü'minleri belirtmek içindi.
|
İskender Evrenosoğlu
|
Ve iki topluluğun karşılaştığı o gün, size isabet eden şey (musibet) ancak Allah'ın izniyleydi ve mü'minleri bilmesi (belirlenmesi) içindi.
|
Kadri Çelik
|
İki topluluğun karşılaştığı günde başınıza gelen, Allah'ın izniyledir. Bu (Uhud yenilgisi), iman edenleri belirtmesi içindir.
|
Mehmet Ali Eroğlu
|
Nitekim iki topluluğun bir araya gelip karşılaştığı gün bir musibet gelmişti, Ama Allah'ın izniyle idi ve gerçek müminleri ayırıp belirlemesi içindi.
|
Mehmet Okuyan
|
166-167 (Uhud’da) iki ordu karşılaştığı gün başınıza gelenler ancak Allah’ın izniyle olmuştur ki bu da müminleri (diğerlerinden) ayırt etmesi ve münafıkları ortaya çıkarması içindi. Onlara (münafıklara) “Gelin, Allah yolunda çarpışın veya savunma yapın!” dendiği zaman, “Savaşmayı (savaşın olacağını) bilseydik elbette size uyardık.” demişlerdi. Onlar (o gün) imandan çok küfre yakındı. Ağızlarıyla, kalplerinde olmayanı söylüyorlardı. (Oysa) Allah onların içlerinde gizlediklerini çok iyi bilendir.
|
Muhammed Celal Şems
|
(167-168) (Ama) iki topluluğun karşılaştığı gün, başınıza gelenler, Allah’ın emriyleydi. Bunu Allah, müminler ile münafıkları ayırt etmek için yaptı. İkiyüzlülere, gelin Allah yolunda savaşın veya hiç olmazsa düşmana karşı koyun, denildiğinde, “Savaşmayı bilseydik, size uyardık,” dediler. O gün onlar, imandan çok kâfirliğe yakındılar. Ağızlarıyla, kalplerinde bulunmayanı söylüyorlardı. Allah, gizlediklerini (herkesten) daha iyi bilir.
|
Muhammed Esed
|
iki ordunun harpte karşılaştığı gün başınıza gelenler Allah'ın izni ile gerçekleşti. Bu, Allah'ın (gerçek) müminleri belirlemesi içindi;
|
Mustafa Çevik
|
165-166 Bedir savaşında mü’minler, Uhud savaşındaki şehitlerinin iki katı kadar müşrik ve kâfir öldürmüşlerdi. O Gün onların yaşadıkları yenilgiyi, bugün de mü’minler yaşayınca “Neden müşriklere yenilip de bu duruma düştük” diye söylenmeye başladılar. Ey Peygamber! Sen de onlara de ki: “Bu yenilgi içinizden bir kısmının savaşla ilgili verilen emirlere uymayıp, mevzilerini terk ederek ganimet peşine düşmesi sebebi ile başınıza gelmiştir.” Allah İslam nizam ve ahlakını yaşamak ve yaşatmak uğrunda cihat edenlere yardım eder. O, her şeyin tek ve mutlak doğrusunu bilen ve her şeye güç yetirendir. İki ordunun karşı karşıya gelip savaştığı gün başınıza gelenler, Allah’ın yasalarının
gereği olarak gerçekleşmiştir ve bununla Allah gerçek mü’minleri ortaya çıkarmıştır.
|
Mustafa İslamoğlu
|
İki ordunun karşılaştığı gün başınıza gelenler Allah'ın izni sonucunda gerçekleşmişti. Bu da (Allah'ın) mü'minleri belirlemesi içindi.
|
Ömer Nasuhi Bilmen
|
İki ordunun karşılaştığı gün size isabet eden, Allah Teâlâ'nın izni ile idi ve mü'minleri temyiz etmesi içindi.
|
Ömer Öngüt
|
İki ordunun karşılaştığı gün başınıza gelen felâket de Allah'ın izniyle olmuştur. Bu, mümin olanları ortaya çıkarması içindi.
|
Şaban Piriş
|
(166-167) İki ordunun çarpıştığı gün başınıza gelen ancak Allah’ın izni ile olmuştu. Müminleri belirlemek ve münafıklık edenleri de ortaya çıkarmak için. O münafıklara: -Gelin, Allah yolunda savaşın veya müdafaada bulunun! denilmiş, onlar da: -Savaşmayı bilseydik, ardınızdan gelirdik elbette, demişlerdi. Onlar o gün, imandan çok küfre yakındılar. Ağızlarıyla kalplerinde olmayanı söylüyorlardı. Allah onların gizlediğini çok iyi biliyor.
|
Sadık Türkmen
|
İki ordunun karşılaştığı gün başınıza gelen şeye, Allah izin verdi ve müminleri (sözünde duranları) açığa çıkardı.
|
Seyyid Kutub
|
İki topluluğun karşılaştığı gün başınıza gelen musibet, Allah'ın izni ile gerçekleşti. Bu musibet, Allah'ın müminleri belirlemesi için meydana geldi.
|
Suat Yıldırım
|
(166-167) İki ordunun karşılaştığı gün başınıza gelen musîbet Allah’ın izniyle olmuştu. Bu da O’nun müminleri ayırd etmesi, münafıklık yapanları da meydana çıkarması için idi. O münafıklara: "Gelin, Allah yolunda savaşın veya hiç olmazsa düşmanınızın size ve ailelerinize saldırmasını önleyin!" denildiğinde: "Biz savaş olacağını bilseydik size katılırdık." dediler. Doğrusu o gün onlar imandan ziyade küfre yakın idiler. Onlar, ağızlarıyla, kalplerinde olmayan şeyleri söylüyorlardı. Ama Allah onların gizlediklerini pek iyi bilir.
|
Süleyman Ateş
|
İki topluluğun karşılaştığı gün, sizin başınıza gelen, ancak Allâh'ın izniyle olmuştur ki (O), inananları bilsin (deneyip ortaya çıkarsın).
|
Süleymaniye Vakfı
|
İki ordunun karşılaştığı gün başınıza gelen, Allah’ın onayıyla geldi. Bunu, sizden inanıp güvenenleri öğrenmek için yaptı.
|
Tefhim-ul Kuran
|
İki topluluğun karşı karşıya geldiği gün, size isabet eden ancak Allah'ın izniyle idi. (Bu, Allah'ın) mü'minleri ayırdetmesi;
|
Ümit Şimşek
|
İki ordunun karşılaştığı gün başınıza gelenler, Allah'ın izniyle idi-tâ ki iman etmiş olanları Allah böylece ayırt etsin.
|
Yaşar Nuri Öztürk
|
İki topluluğun karşılaştığı gün sizin başınıza gelen, Allah'ın izniyledir ve Allah, müminleri bilsin diyedir.
|