Abdulbaki Gölpınarlı
|
Ve Allah'a ve Peygambere itaat edin de acınmışlardan olun.
|
Abdullah Parlıyan
|
Allah'a ve elçisine uyun ki, merhamet olunasınız.
|
Adem Uğur
|
Allah'a ve Resûl'üne itaat edin ki rahmete kavuşturulasınız.
|
Ahmed Hulusi
|
Allâh'a ve Rasûle itaat edin ki rahmete erdirilesiniz.
|
Ahmet Tekin
|
Allah’a ve ilâhî hükümleri icraya, ülkeyi imara, dünya düzenini kurmaya, sağlamaya memur tek yetkili Rasûlune itaat edin, O’nun faizle ilgili tebliğine, teşriine, yasaklarına riayet edin, Kur’ân’ı ve sünneti uygulayın ki, Allah’ın merhametine mazhar olasınız.
|
Ahmet Varol
|
Allah'a ve peygambere itaat edin ki, size merhamet edilsin.
|
Ali Bulaç
|
Allah'a ve elçisine itaat edin, ki merhamet olunasınız.
|
Ali Fikri Yavuz
|
Allah’a ve peygambere itaat edin ki, rahmete erdirilesiniz. (1) Bu âyet-i kerimede kat kat fâiz yemenin haram olduğu beyan buyurulmakla, kat kat olmıyan cüz’i bir fâizin yenebileceği mânası anlaşılmamalıdır. Zira, bu âyet-i kerimeden sonra nâzil olan Bakara Sûresinin (275.) âyet-i kerimesiyle mutlak olarak, fâizin azı ve çoğu haram kılınmıştır.
|
Ali Ünal
|
Allah’a ve Rasûl’e itaat edin ki, rahmete, (dünyada helâl dairesinde güzel bir hayata, Âhiret’te de af ve Cennet’e) nail olasınız.
|
Bayraktar Bayraklı
|
Allah'a ve Peygamber'ine itaat ediniz ki rahmete kavuşturulasınız.
|
Bekir Sadak
|
Size merhamet edilmesi icin, Allah'a ve Peygamber'e itaat edin.
|
Celal Yıldırım
|
Allah'a ve Peygambere itaat edin ki merhamet olunasınız.
|
Cemal Külünkoğlu
|
Allah'a ve Peygamber'e tabi olun ki size merhamet edilsin.
|
Diyanet İşleri (eski)
|
Size merhamet edilmesi için, Allah'a ve Peygamber'e itaat edin.
|
Diyanet Vakfi
|
Allah'a ve Resûl'üne itaat edin ki rahmete kavuşturulasınız.
|
Edip Yüksel
|
Merhamet edilmeniz için ALLAH’a ve elçiye uyun.
|
Elmalılı Hamdi Yazır
|
Allaha ve Peygambere itaat edin ki rahmete erdirilesiniz
|
Erhan Aktaş
|
Allah’a ve Rasul’e itaat edin ki size merhamet edilsin.
|
Gültekin Onan
|
Tanrı'ya ve elçisine itaat edin, ki merhamet olunasınız.
|
Hakkı Yılmaz
|
Merhamet olunmanız için Allah'a ve Elçi'ye itaat edin.
|
Harun Yıldırım
|
Ayrıca Allah’a da Rasulü’ne de itaat edin ki size merhamet edilsin!
|
Hasan Basri Çantay
|
Allaha ve Peygambere itaat edin. Tâki rahmete kavuşdurulasınız.
|
Hayrat Neşriyat
|
Hem Allah’a ve peygambere itâat edin! Tâ ki merhamet olunasınız.
|
İbni Kesir
|
Allah'a ve Peygamber'e itaat edin ki rahmete erdirilesiniz.
|
İskender Evrenosoğlu
|
Ve Allah'a ve Resûl'e itaat edin, umulur ki böylece siz rahmet olunursunuz.
|
İstanbul Kuran Araştırmaları Grubu
|
Allah’a ve elçisine itaat edin ki merhamet olunasınız.
|
Kadri Çelik
|
Allah'a ve Peygamber'e itaat edin; umulur ki rahmete erdirilesiniz.
|
Mehmet Ali Eroğlu
|
Allah'a ve onun Resulüne hakkıyla itaat edin ki size de merhamet edilsin.
|
Mehmet Okuyan
|
Allah’a ve Elçi'ye itaat edin ki merhamete kavuşturulasınız.
|
Muhammed Celal Şems
|
Merhamet edilesiniz diye, Allah ve (bu) Peygamber’e itaat edin.
|
Muhammed Esed
|
Allah'a ve Elçisi'ne tabi olun ki rahmete nail olabilesiniz.
|
Mustafa Çevik
|
130-132 Ey iman edenler! Emek harcamadan daha fazla kazanmak ve güçlenmek maksadıyla kat kat artırılmış olan ribaya (faize) yönelip tefecilik yapmayın. Allah’ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakının, Allah’a ve Resûlüne itaat edin ki kurtuluşa, mutluluğa erişebilesiniz ve böylece müşrik ve kâfirler için hazırlanmış olan cehennemden de korunmuş olursunuz.
|
Mustafa İslamoğlu
|
Allah'a ve elçisine de tabi olun ki, rahmete mazhar olasınız!
|
Ömer Nasuhi Bilmen
|
Ve Allah Teâlâ'ya ve Peygambere itaat ediniz ki, rahmete erdirilesiniz.
|
Ömer Öngüt
|
Allah'a ve Peygamber'e itaat edin ki, size de merhamet edilsin.
|
Şaban Piriş
|
Allah ve Peygamberine itaat edin ki size merhamet edilsin.
|
Sadık Türkmen
|
Allah’a ve Rasûlüne itaat edin ki size merhamet edilsin.
|
Seyyid Kutub
|
Allah'a ve Peygamber'e itaat ediniz ki rahmete kavuşabilesiniz.
|
Suat Yıldırım
|
Allah’a ve Resulüne itaat edin ki merhamete nail olasınız!
|
Süleyman Ateş
|
Allah'a ve Elçiye itâ'at edin ki, size merhamet edilsin.
|
Süleymaniye Vakfı
|
Allah'a yani gönderdiği Kitab’a[*] gönüllü olarak boyun eğin ki iyilik bulasınız.
[*] Resul (رسول) kelimesine “gönderilen” anlamı verilebilir. Çünkü bir bilgiyi iletmek için gönderilen kişiye resul dendiği gibi onunla gönderilen bilgiye de resul denir. (Müfredat) Bilgi daha önemli olduğundan Allah Teâlâ şöyle demiştir: “Muhammed sadece elçidir. Ondan önce de elçiler geldi. O ölse veya öldürülse, gerisin geri mi döneceksiniz?” (Al-i İmran 3/144) Allah’ın son Nebîsi öldüğü için resul kelimesine, yerine göre elçi veya Allah’ın gönderdiği kitap anlamını vermek gerekir.
|
Tefhim-ul Kuran
|
Allah'a ve Resulüne itaat edin, ki merhamet olunasınız.
|
Ümit Şimşek
|
Allah'a ve Resulüne itaat edin ki size merhamet edilsin.
|
Yaşar Nuri Öztürk
|
Allah'a ve resule itaat edin ki, merhamet görebilesiniz.
|