Abdulbaki Gölpınarlı
|
Yalan söyleyenin, yanlış hareket edenin perçeminden.
|
Abdullah Parlıyan
|
O yalancı ve günahkarların perçeminden.
|
Adem Uğur
|
O yalancı, günahkâr alından (perçemden),
|
Ahmed Hulusi
|
O yalancı, o hata yapan (bedene, dışa dönük) alnı (beyni)!
|
Ahmet Tekin
|
Bütün yalancı, günahkâr, âsi liderlerin, ileri gelenlerin hepsinin perçeminden yakalar cehenneme sürükleriz.
|
Ahmet Varol
|
O yalancı, günahkar perçemden!
|
Ali Bulaç
|
O yalancı, günahkar olan alnından.
|
Ali Fikri Yavuz
|
Yalancı, günahkâr perçeminden...(Perçem sahibi o yalancı müşriki sürükleyib cehenneme atacağız).
|
Ali Ünal
|
Yalan ve günaha batmış bir perçem o!
|
Bayraktar Bayraklı
|
(15-18) Hayır hayır! Eğer bu yaptığından vazgeçmezse, derhal onu o yalancı, günahkâr alnından yakalarız. O, hemen gidip meclisini çağırsın. Biz de zebanileri çağıracağız.
|
Bekir Sadak
|
Yalanci ve gunahkar perceminden cehenneme surukleriz.
|
Celal Yıldırım
|
(15-16) Hayır, hayır; o bu tutumundan vazgeçmezse, elbette onu alnından tutup, o yalancı günahkâr alından (Cehennem'e sürükleyeceğiz).
|
Cemal Külünkoğlu
|
(15-16) Hayır, eğer bundan vazgeçmezse o yalancı günahkârı perçeminden (alnından) yakalayacağız.
|
Diyanet İşleri (eski)
|
Yalancı ve günahkar perçeminden cehenneme sürükleriz.
|
Diyanet Vakfi
|
(15-19) Hayır, hayır! Eğer vazgeçmezse, derhal onu alnından (perçeminden), o yalancı, günahkâr alından (perçemden) yakalarız (cehenneme atarız). O, hemen gidip meclisini (kendi taraftarlarını) çağırsın. Biz de zebânîleri çağıracağız. Hayır! Ona uyma! Allah'a secde et ve (yalnızca O'na) yaklaş!
|
Edip Yüksel
|
O yalancı ve günahkar ön lobu.
|
Elmalılı Hamdi Yazır
|
Yalancı, câni bir alnı
|
Erhan Aktaş
|
Yalancı, günahkâr ve suçlu perçeminden.
|
Gültekin Onan
|
O yalancı, günahkar olan alnından.
|
Hakkı Yılmaz
|
15-16 Kesinlikle senin düşündüğün gibi değil! Eğer salât edene; mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olan; toplumu aydınlatmaya çalışan kimseye engel olan o kişi, salâtı; mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olmayı; toplumu aydınlatmaya çalışmayı engellemesine son vermeyecek olursa, andolsun, perçemden; yalancı, günahkâr perçemden; saçından tutup sürükleyeceğiz.
|
Harun Yıldırım
|
Yalancı ve günahkâr alından.
|
Hasan Basri Çantay
|
(Ya'nî) yalancı, günahkâr aln (ının saç) ından.
|
Hayrat Neşriyat
|
(O) yalancı, günahkâr perçemden!
|
İbni Kesir
|
Yalancı, günahkar alnından.
|
İskender Evrenosoğlu
|
Yalancı günahkâr alın.
|
Kadri Çelik
|
O yalancı, günahkâr olan perçeminden (alnından).
|
Mehmet Ali Eroğlu
|
Aleni şekilde sürükleriz perçeminden. O suçlu ve yalancı.
|
Mehmet Okuyan
|
O yalancı, günahkâr perçem(in)den!
|
Muhammed Celal Şems
|
(Onu) hem yalancı, hem (de) hata işleyen alnın (saçlarından tutup sürükleyeceğiz.)
|
Muhammed Esed
|
o yalancı, isyankar alnından!
|
Mustafa Çevik
|
13-18 Peygamber’in Allah adına yaptığı daveti kabul etmemekle birlikte, bir de ona
engel olmaya kalkışan böyle birine ne demeli? Gerçeğin üstünü örtüp inkâr etmeye
kalkan bu nankör, Allah’ın her şeyi bilip görmekte olduğunu düşünmez mi? Şayet o, bu
müşrik ve kâfirce tutumundan vazgeçmezse, perçeminden tutup hak ettiği cehenneme
sürükleyeceğiz. O zaman o da kendi nizamının ordularını çağırsın bakalım, cehennem
zebanilerinin elinden onu kurtarabilecekler mi? İşte O Gün gerçeği anlayacak fakat iş
işten çoktan geçmiş olacak.
|
Mustafa İslamoğlu
|
o pek sahtekar, bir o kadar da günahkar perçeminden;
|
Ömer Nasuhi Bilmen
|
Yalancı, günahkâr olan bir alnı.
|
Ömer Öngüt
|
Yalancı, günahkâr perçeminden!
|
Şaban Piriş
|
Yalancı, günahkar perçeminden.
|
Sadık Türkmen
|
o yalancı günahkarın perçeminden/alnından.
|
Seyyid Kutub
|
O yalancı günahkar perçeminden.
|
Suat Yıldırım
|
(15-16) Hayır! Hayır! Olmaz böyle şey! Eğer bu tutumundan vazgeçmezse, onu perçeminden tutup cehenneme sürükleriz. Evet, o yalancı ve suçlu perçeminden tutup sürükleriz.
|
Süleyman Ateş
|
O yalancı, günâhkâr perçem(den)!
|
Süleymaniye Vakfı
|
yalancı ve suçlu perçeminden!
|
Tefhim-ul Kuran
|
O yalancı, günahkâr olan alnından.
|
Ümit Şimşek
|
O yalancı, günahkâr alnından.
|
Yaşar Nuri Öztürk
|
O yalancı, o günahkâr alnı.
|