|
| |
Abdulbaki Gölpınarlı
|
Ve vaadedilen güne.
|
Abdullah Parlıyan
|
vadedilen kıyamet gününe.
|
Adem Uğur
|
Geleceği bildirilmiş olan güne,
|
Ahmed Hulusi
|
Vadolunmuş o sürece!
|
Ahmet Tekin
|
Va’d olunan ve tehdit edilen, hesaba çekileceğiniz güne yemin ederim.
|
Ahmet Varol
|
O vaadedilen güne,
|
Ali Bulaç
|
O vadedilen güne,
|
Ali Fikri Yavuz
|
O vaad edilen güne (kıyamete),
|
Ali Ünal
|
Va’dedilen Gün’e;
|
Bayraktar Bayraklı
|
(1-3) Burçlar sahibi göğe; vaad edilen o güne; tanık olan ve tanık olunana yemin olsun ki,
|
Bekir Sadak
|
Soz verilen kiyamet gunune and olsun;
|
Celal Yıldırım
|
Va'dedilen güne (Kıyamet gününe) and olsun,
|
Cemal Külünkoğlu
|
(1-5) Kendinde burçlar (takımyıldızlar) taşıyan göğe, o vaad edilen güne (kıyamete), şahit olana (görene) ve şahit olunana (görülene) andolsun ki, (inananları yakmak için) hendek kazıp (içinde) alevli ateş yakanlar kahrolmuş ve lanetlenmiştir.
|
Diyanet İşleri (eski)
|
Söz verilen kıyamet gününe and olsun;
|
Diyanet Vakfi
|
(1-7) Burçlara sahip gökyüzüne, geleceği bildirilmiş olan güne, (o günde) tanıklık edene ve edilene andolsun ki, ateşle dolu hendeğe atılanlar (yakılarak) öldürüldü. Onlar (yakanlar) da başlarına oturmuşlar, müminlere yapmakta oldukları işkenceyi seyrediyorlardı.
|
Edip Yüksel
|
Söz verilen güne,
|
Elmalılı Hamdi Yazır
|
Ve o yevmi mev'uda
|
Erhan Aktaş
|
Söz verilen güne ant olsun,
|
Gültekin Onan
|
O vadedilen güne,
|
Hakkı Yılmaz
|
1-3 Kur’ân âyetlerini öğrenmiş iyi hesap bilenleri, ölüm anını, değişime, yıkıma uğratılan toplumların kalıntılarını ve bunları gözlemleyenleri 64 kanıt gösteririm ki,
|
Harun Yıldırım
|
Ve vaadedilen güne,
|
Hasan Basri Çantay
|
o va'd olunan güne,
|
Hayrat Neşriyat
|
(Geleceği) va'd edilen güne (kıyâmete)!
|
İbni Kesir
|
Ve vaadolunan güne,
|
İskender Evrenosoğlu
|
Ve vaadedilen güne.
|
Kadri Çelik
|
Ve o vaat edilen güne.
|
Mehmet Ali Eroğlu
|
(1-2) Burçlarla süslü göğe, vaad edilen güne kasemler olsun.
|
Mehmet Okuyan
|
Vadedilen o güne,
|
Muhammed Celal Şems
|
(1-3) Burçlara sahip göğü, vadolunan günü, tanık olan (birisini) ve (hakkında) tanıklık edileni şahit olarak gösteriyoruz.
|
Muhammed Esed
|
ve (tahayyül et) vaad edilen Günü,
|
Mustafa Çevik
|
1-9 Yıldız kümeleri ile dopdolu gökyüzüne, mutlaka gelip çatacak olan Kıyamet
ve Hesap Günü’ne ve O Gün birbirlerine şahitlik edeceklere andolsun ki Allah’ın
davetine iman edenleri, içinde ateş yaktıkları çukurlara atarak işkenceyle öldüren
zalimler ve onlara seyirci kalanlar da birbirlerine şahitlik edecekler.
Mü’minler, “Biz yalnız Allah’ın bizi davet ettiği nizam ve ahlak ile yaşar, O’na
kulluk ederiz.” dedikleri için ateş çukuruna atıldılar. Allah da onlara yapılanlara şahittir.
Göklerde ve yerde hüküm vermek yalnızca Allah’a aittir.
|
Mustafa İslamoğlu
|
vaad edilen gün şahit olsun,
|
Ömer Nasuhi Bilmen
|
(1-2) Andolsun burçlar sahibi olan göğe. Ve mev'ud olan güne.
|
Ömer Öngüt
|
Andolsun vaad olunan o güne!
|
Şaban Piriş
|
Ve vaad edilen güne..
|
Sadık Türkmen
|
ant olsun söz verilen güne;
|
Seyyid Kutub
|
Vaad edilen güne.
|
Suat Yıldırım
|
Geleceği vâd olunan kıyamet gününe!
|
Süleyman Ateş
|
Va'dedilen güne andolsun,
|
Süleymaniye Vakfı
|
Söz verilen gün,
|
Tefhim-ul Kuran
|
O vadedilen güne,
|
Ümit Şimşek
|
Ve vaad olunan güne,
|
Yaşar Nuri Öztürk
|
O vaat olunan güne,
|
|