ve kevâıbe - ve genç, göz alıcı, şahane endamlı

  
Abdulbaki Gölpınarlı Ve memeleri yeni sertleşmiş yaşıt kızlar.
Abdullah Parlıyan memeleri yeni sertleşmiş yaşıt kızlar
Adem Uğur Göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar,
Ahmed Hulusi Yaşıt muhteşem eşler! (Cinsiyet kavramı olmayan şuur yapının hakikatinden gelen Esmâ özelliklerini açığa çıkaracağı muhteşem kapasiteli o boyutun özelliğiyle oluşmuş bedenler. Dişi - erkek ayrımsız! Allâhu âlem. A. H. )
Ahmet Tekin Göğüsleri irileşmiş, genç kızlık çağında, yaşıt dilberler var.
Ahmet Varol Göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar.
Ali Bulaç Göğüsleri henüz tomurcuklanmış yaşıt kızlar.
Ali Fikri Yavuz Aynı yaşta tomurcuk sîneliler,
Ali Ünal Turunç göğüslü, genç yaşıt dilberler,
Bayraktar Bayraklı (31-34) Allah'a saygı duyanlar için umdukları yer, muhteşem bahçeler ve bağlar, müthiş uyumlu harika eşler ve dolup taşan kadehler vardır.
Bekir Sadak (31-34) Dogrusu, Allah'a karsi gelmekten sakinanlara kurtulus, bahceler, baglar, yasitlar ve dolu kadehler vardir.
Celal Yıldırım (31-32-33-34) (Allah'tan derin bir saygı ile) korkup (fenalıklardan) sakınanlara kurtuluş, başarıya erişme, bahçeler, bağlar, göğüsleri yeni kabarmış yaşıtlar; dolu dolu kadehler vardır.
Cemal Külünkoğlu (Onlara hizmet vermek için orada) çarpıcı, genç ve yaşıt kızlar (vardır).
Diyanet İşleri (eski) (31-34) Doğrusu, Allah'a karşı gelmekten sakınanlara kurtuluş, bahçeler, bağlar, yaşıtlar ve dolu kadehler vardır.
Diyanet Vakfi (31-34) Şüphesiz takvâ sahipleri için umulanı buldukları yer, bahçeler, üzüm bağları, göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar, içki dolu kâseler vardır.
Edip Yüksel Olgunlaşıp yere sarkan üzümler (veya genç ve yaşıt eşler)…
Elmalılı Hamdi Yazır Ve turunç sîneli yaşıtlar var
Erhan Aktaş Dengi dengine, yaşıt, görkemli eşler,1

1- Bu ayetin çevirisi, etik olmayan ve Kur’an’ın nezihliğine yakışmayan argo bir dille; “Göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar” veya “tomurcuk göğüslü aynı yaşta genç kızlar.” şeklinde yapılmaktadır. Ayet, “kevaib” ve “etrab” olmak üzere iki sözcükten oluşmaktadır. Kevaib; görkemli, yüce, değerli, yüksek gibi anlamlara gelen “ka’b” kökünden gelmektedir. Eril ve dişil cisimlerin her ikisini de kapsayan bir sözcüktür. “Etrab” sözcüğü ise, “dengi dengine, tam denk, aynı seviyede, bir seviyede” demektir. Dolayısı ile ayetin doğru çevirisi, “birbirine denk, görkemli eşler” şeklindedir.
Gültekin Onan Göğüsleri henüz tomurcuklanmış yaşıt kızlar.
Hakkı Yılmaz (31-37) Kesinlikle Allah'ın koruması altına girmiş kişiler için, Rabbinden; göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin Rabbinden; Rahmân'dan [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah'tan] bir karşılık ve yeterli bir bağış olarak korunaklar/ kurtuluş mekânları; sulak bağlar-bahçeler, üzümler, hepsi bir seviyede tomurcuklar; çiçek bahçeleri, dolu dolu su kapları vardır. Onlar, orada boş bir söz ve yalan duymazlar. –Onlar, O'nun huzurunda söz söylemeye güç yetiremezler.–
Harun Yıldırım Göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar.
Hasan Basri Çantay memeleri tomurcuklanmış bir yaşıt kızlar,
Hayrat Neşriyat (31-34) Şübhesiz ki takvâ sâhibleri için (büyük) bir kurtuluş, bahçeler ve üzüm bağları, göğüsleri tomurcuklanmış aynı yaşta kızlar ve dolu kadehler vardır!
İbni Kesir Göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar.
İskender Evrenosoğlu Ve aynı yaşta, şahane endamlı genç kızlar.
Kadri Çelik Göğüsleri henüz tomurcuklanmış yaşıt kızlar.
Mehmet Ali Eroğlu Bire bir yaş, sinesi filizlenmiş endamlı dilberler.
Mehmet Okuyan Uyumlu (olgunlaşmış üzüm) taneleri ,
Muhammed Celal Şems (32-34) (Onlara) bahçeler, üzüm salkımları, kendilerine yaşıt genç hanımlar ve dolup taşan kadehler (vardır.)
Muhammed Esed müthiş uyumlu harika eşler,
Mustafa Çevik 31-36 Allah’ın daveti hayat nizamı ile yaşamak uğrunda bütün gücü ve imkânlarıyla gayret edenlere gelince, onlar tarifsiz güzellikteki cennet nimetleriyle ödüllendirilecekler, yemyeşil bağlar, bahçeler, köşkler içinde aynı yaştaki, eşsiz güzellikteki eşleri ile tarifsiz mutluluklar içinde olacak, birbirinden lezzetli cennet içeceklerini kâselerle içecek, canlarının istediği tertemiz türlü türlü yiyeceklerle sefa sürecekler. Orada hiç boş ve anlamsız, can sıkıcı bir söz de duymayacaklar. Bütün bunlar Allah’ın davetine iman edip gereklerini bilinçle yerine getirenlere O’nun armağanıdır.
Mustafa İslamoğlu Dahası, dengi dengine gözalıcı eşler...
Ömer Nasuhi Bilmen Ve nar memeli, hep bir yaşta (cariyeler vardır).
Ömer Öngüt Göğüsleri tomurcuklanmış ve hepsi bir yaşta nâzeninler vardır.
Şaban Piriş Göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar..
Sadık Türkmen göz alıcı, aynı yaşta/gencecik harika eşler.
Seyyid Kutub Göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar ve
Sonia Cihangir Sulu (dolu) ve aynı zamanda olgunlaşmış

(Yanlış çevrilmiş ayetlerden birisi de budur. Ayette geçen وَكَوَاعِبَ أَتْرَابًا / kevaibu atraba ifadesindeki; ve kevâıbe; genç, göz alıcı, şahane, endamlı şekilde çevrilirken, etrâben ifadesine aynı yaşta, yaşıt (kızlar) şeklinde anlam verilmiştir. Bu yanlış meallendirme وَكَوَاعِبَ/kevaib kelimesini/ کعبه kaabe’nin çoğulu olarak kabul etmekten ileri geliyor. Ve kaabe, “dimdik” anlamına gelir. Müfessirler “dimdik olan ne olabilir?” diye sorup fantazilerini harekete geçirmişler ve buna “kadınların gögüsleri” anlamını vermişlerdir. Oysa aynı surenin 31. ayetinde "muttakiler için bir kurtuluş ve mutluluk vardır" deniyor. Muttakiler ifadesi anlam olarak hem kadını hem de erkeği kapsar. Dolayısıyla hem erkek için hem de kadın için güzel bir mükafattan bahsedilmektedir. Eğer ayet sadece kadınlardan (kızlardan) bahsediyor olsaydı muttaki bir kadın için bu vaadin/mükafatın bir anlamı olmazdı. )
Suat Yıldırım (32-34) Onlara bahçeler, üzüm bağları, turunç göğüslü genç yaşıt dilberler, dolu dolu kadehler var.
Süleyman Ateş Göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar.
Süleymaniye Vakfı birbirleriyle yaşıt, dolgun göğüslü kadın hizmetçileri[*] olacak,

[*] Bunlar Cennette, kadın-erkek, her müminin emrine verilecek huriler; kadın hizmetçilerdir. Ayette (وَزَوَّجْنَاهُم بِحُورٍعِينٍ = İri gözlü hurileri onlara zevc yaptık. (Duhân 44/54) buyrulması sebebiyle bunların cennetteki erkeklere eş veya odalık olarak verileceği iddia edilir.  Arapçada birlikte olan iki şeyden her birine zevc denir. (Vakıa 56/7) Eğer hur = حور kelimesinin başında bâ = ب harfi cerri olmasa, onların kadına da erkeğe de eş olarak verileceği söylenebilir (Müfredat). Başında harf-i cer olması onları eş saymayı imkansızlaştırıp cennettekilere eşlik edecek hizmetçiler yapar.

Dolgun göğüslü ve iri gözlü olmaları güzelliklerini anlatır. Cennete gidecek kadın ve erkeğin benzetilebileceği bir örnek yoktur. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: Biz aranızda ölümün kuralını koyduk; kimse bizden kaçıp kurtulamaz. Bunu, görüntünüzü değiştirmek ve bilmediğiniz bir yapıda sizi yeniden yapılandırmak için yaptık. Şimdiki yapınızı iyi biliyorsunuz. Keşke elinizdeki bilgileri kullanıp da aklınızı başınıza alsanız! (Vakıa 56/60-62) “Bu, vücutlarını daha iyisiyle değiştirmemiz içindir...” (Meâric 70/41)

Cennete girecek kadının da erkeğin de güzelliği, hayal edebileceğimiz bir şey değildir. Nebîmiz şöyle demiştir: Cennete ilk girecek olanların yüzleri dolunay gibi olur. Arkadan gelenler, gökte inci gibi parlayan en güzel yıldıza benzerler. Kalpleri, tek bir kişinin kalbi gibidir. Aralarında ne kin, ne kıskançlık bulunur. Onlardan her birinin yanına iri gözlü hurilerden iki tane verilir. (Buhari, Bed’ul-halk 8) Cennete giden kadınların yanında huriler, elbisenin astarı gibi kalacaklardır. (et-Taberânî -ö. 360/971-,  el- Mu’cem’ul-evsat)

Kadın, hurilerin güzelliğine bakar ve “Dünyada bu kadar güzel olmayı ne çok isterdim!” der. Kendiyle karşılaştırınca ne büyük bir ikrama kavuştuğunu anlar ve şükreder. Erkek de: “Dünyada eşimin bu kadar güzel olmasını ne çok isterdim” der. Eşinin, onunla karşılaştırılamayacak kadar güzel olduğunu görünce de Allah’a şükreder.

 
Tefhim-ul Kuran Göğüsleri henüz tomurcuklanmış yaşıt kızlar.
Ümit Şimşek Turunç göğüslü yaşıt güzeller,
Yaşar Nuri Öztürk Göğüsleri turunç gibi yaşıtlar,