şemsen - güneş

  
Abdulbaki Gölpınarlı Yaslanırlar orada tahtlara, orada ne güneş görürler, ne zemheri.
Abdullah Parlıyan Orada sedirlere yaslanıp uzanacaklar ve ne yakıcı bir güneş ve ne de şiddetli bir soğuk görecekler.
Adem Uğur Orada koltuklara kurulmuş olarak bulunurlar; ne yakıcı sıcak görülür orada, ne de dondurucu soğuk.
Ahmed Hulusi Onda koltuklar üzerine yaslanırlar. . . Orada ne güneş (sıcağı) görürler ve ne de zemherir (dondurucu soğuğu). (Bedensel duyular yoktur o yaşam boyutunda anlamına. A. H. )
Ahmet Tekin Cennet’te işlemeli, süslü, tahtlara yaslanırlar. Orada ne yakıcı güneş görürler, ne de, şiddetli soğuk hissederler.
Ahmet Varol Orada koltuklara dayanırlar. Ne (yakıcı) güneş ne de dondurucu soğuk görürler.
Ali Bulaç Orada tahtlar üzerinde yaslanıp dayanmışlardır. Orada ne (yakıcı) bir güneş ve ne de dondurucu bir soğuk görürler.
Ali Fikri Yavuz Orada koltuklar üzerine dayanmış bir haldedirler. Orada ne bir güneş (rahatsızlığı) görürler, ne de soğuk...
Ali Ünal O cennette koltuklar üzerine kurulurlar. Artık orada ne yakıcı bir güneş sıcağı görürler, ne de kavurucu kış soğuğu.
Bayraktar Bayraklı Orada koltuklara yaslanacaklar ve ne sıcak ne de soğuk göreceklerdir.
Bekir Sadak N/A
Celal Yıldırım Orada tahtlara ve kanepelere yaslanırlar, orada ne güneş, ne de dondurucu bir soğuk görürler.
Cemal Külünkoğlu Orada sedirlere uzanırlar ve ne (yakıcı bir) güneş, ne de şiddetli bir soğuk görürler.
Diyanet İşleri (eski) Orada tahtlara yaslanırlar; orada yakıcı sıcak ve dondurucu soğuk görmezler.
Diyanet Vakfi Orada koltuklara kurulmuş olarak bulunurlar; ne yakıcı sıcak görülür orada, ne de dondurucu soğuk.
Edip Yüksel Orada koltuklara yaslanırlar; orada ne (yakıcı) güneş ne de dondurucu soğuk görürler.
Elmalılı Hamdi Yazır Orada erîkeler üzerine dayanmışlardır ne Güneş görürler onlarda ne de zemherîr
Erhan Aktaş Orada, tahtlara kurulacaklar. Orada, ne şiddetli bir sıcak ne de dondurucu bir soğuk görecekler.
Gültekin Onan Orada tahtlar üzerinde yaslanıp dayanmışlardır. Orada ne (yakıcı) bir güneş ve ne de dondurucu bir soğuk görürler.
Hakkı Yılmaz (5-22) Şüphesiz, “iyi adamlar”, kâfur katılmış bir tastan içerler, fışkırtıldıkça fışkırtılacak bir pınardan ki ondan, verdikleri sözleri yerine getiren, kötülüğü yayılan bir günden korkan ve “Biz sizi, ancak Allah rızası için doyuruyoruz ve sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz; evet, biz asık suratlı ve çatık kaşlı bir günde Rabbimizden korkarız” diyerek Allah sevgisi için/sevmesine rağmen yiyeceği, yoksula ve öksüze ve tutsağa veren Allah'ın kulları içerler.

Allah da, bu yüzden onları, o günün kötülüğünden korur; onlara aydınlık ve sevinç rastlayacak, sabretmelerine karşılık onlara cenneti ve ipekleri verecek; orada tahtlara kurulmuş olarak kalacaklar; orada bir güneş de, dondurucu bir soğuk da görmeyecekler ve bahçenin gölgeleri onların üzerlerine sarkacak ve alçaltıldıkça alçaltılacak. Ve aralarında gümüş bir kap ve billûr kâseler dolaştırılacak, -kendilerinin ayarladığı billûrları gümüştendir-.

Ve orada onlar, karışımı zencefil olan bir tastan sulanırlar, orada Selsebil denilen bir pınardan...

Ve aralarında büyümez, yaşlanmaz çocuklar dolaşır; onları gördüğünde, saçılmış birer inci sanacaksın! Orayı gördüğünde, mutluluk ve büyük bir mülk ve yönetim göreceksin; üzerlerinde ince, yeşil ipekli, parlak atlastan giysiler olacak; gümüş bileziklerle süslenmiş olacaklar; Rableri onlara tertemiz bir içecek içirecek.

Şüphesiz ki bu, sizin için karşılıktır. Çalışmalarınız da karşılık ödenecek niteliktedir.
Harun Yıldırım Orada tahtlara yaslanırlar. Orada güneş de görmeyeceklerdir, soğuk da.
Hasan Basri Çantay (Oraya girin) hepiniz, içinde tahtlar üzerine yaslama (bahtiyarlar) olarak, orada ne bir güneş, ne de bir zemheri görmeyerek,
Hayrat Neşriyat Orada tahtlar üzerinde oturup yaslanan kimseler olarak! Orada ne bir güneş (sıcağı), ne de bir zemherir (soğuğu) görürler!
İbni Kesir Orada tahtlara yaslanırlar, ne yakıcı sıcak ne de dondurucu soğuk görmezler.
İskender Evrenosoğlu Orada tahtlar üzerinde yaslanırlar. Orada güneş (şiddetli sıcak) ve şiddetli dondurucu soğuk görmezler.
Kadri Çelik Orada, tahtlar üzerinde yaslanıp dayanmışlardır. Onlar, orada ne (yakıcı) bir güneş ve ne de dondurucu bir soğuk görürler.
Mehmet Ali Eroğlu Sedirlere kurulurlar, Orada ne sıcak, ne soğuk görürler.
Mehmet Okuyan Orada koltuklara kurulmuş olacaklar; yakıcı sıcak da dondurucu soğuk da görmeyeceklerdir.
Muhammed Celal Şems Onlar, orada kanepeler üzerinde, yaslanarak oturacaklar. Orada (ne kızgın) güneş, ne (de) şiddetli soğuk görecekler.
Muhammed Esed Orada sedirlere uzanacaklar ve ne (yakıcı bir) güneş, ne de şiddetli bir soğuk görmeyecekler,
Mustafa Çevik 5-19 Davet olundukları doğru yolda yaşamak için canla başla gayret edenlere ise, Rablerinin onlar için hazırladığı cennetlerde lezzetli ve hoş kokulu bitki özlerinden oluşan, kaynağı yalnızca cennette olan doyumsuz içecekler ikram edilecek. Bunlar Rablerine verdikleri sözlerinde duran ve Kıyamet Günü’nün dehşetini akıllarından çıkarmayıp, O’ndan çekinen kimselerdir. İşte böylesi mü’minler, Allah’ın rızasını kazanmak için, kendi isteklerini bastırıp, muhtaçlara yetimlere ve esirlere yedirip içirir, yardım ederler. Kendi kendilerine de, “Biz bu yardımları Rabbimizin rızasını kazanmak için yapıyoruz ve insanlardan bunun karşılığını beklemiyoruz” ardından da, “Biz, Rabbimizin herkes gibi bize de bahşettiği nimetleri, kim için ve ne için kullandığımızın hesabını soracağına iman ediyoruz.” derler. İşte bu imanları ve yaptıkları iyilikleri sebebiyle Allah onları Kıyamet Günü’nün dehşetinden koruyacak, yüzlerine nur, gönüllerine huzur ve sükûn bahşedecek, sonra da onları bu uğurda gayret ederken karşılaştıkları zorluklara, imanlarından taviz vermeden direnmeleri sebebi ile cennette tarifi imkânsız mükâfatlarla ödüllendirecek. Onlar orada ipekli giysileri içinde koltuklarına yaslanacak, ne can yakıcı sıcak ne de soğuktan etkilenmeden, cennet ağaçlarının altında gölgelenecekler. Meyve ağaçlarına kolayca ulaşabilecek, gümüş kaplarla yiyecek, billur kristal bardaklarla içecekler ikram edilecek. Sel sebil denilen pınarlardan içinde zencefil karışımı içecekler sunulacak ve onlar orada ölümsüz gençlikler yaşayacak, her biri etrafa serpilmiş inciler gibi gözükecekler. Cennette her nereye baksan, eşsiz güzellikte nimetler ve ihtişamlı saltanatların yaşandığını görürsün.
Mustafa İslamoğlu Orada divanlara sere serpe uzanacaklar; ne sıcağa ne soğuğa maruz kalacaklar;
Ömer Nasuhi Bilmen Orada tahtlar üzerine yaslanırlar, orada ne bir güneş ve ne de bir şiddetli soğuk görürler.
Ömer Öngüt Orada koltuklara yaslanırlar. Ne yakıcı sıcak görülür orada, ne de dondurucu soğuk.
Şaban Piriş Orada tahtlarına kurulmuşlar, ne yakıcı güneş, ne de dondurucu soğuk görürler.
Sadık Türkmen Orada koltuklara kurulmuş olarak bulunurlar; ne yakıcı sıcak görülür orada, ne de dondurucu soğuk.
Seyyid Kutub Koltuklara kurulurlar. Orada ne yakıcı güneş, ne de dondurucu soğuk görürler.
Suat Yıldırım Koltuklarında diledikleri gibi dinlenir, orada ne güneş sıcağı görürler, ne de dondurucu soğuklara uğrarlar.
Süleyman Ateş Orada divanlar üzerinde yastıklara dayanırlar. Orada ne (yakıcı) güneş görürler, ne de dondurucu soğuk.
Süleymaniye Vakfı Orada koltuklara kurulurlar; güneşin yakan sıcaklığını da dondurucu soğuğu da görmezler.
Tefhim-ul Kuran Orada, tahtlar üzerinde yaslanıp dayanmışlardır. Onlar, orada ne (yakıcı) bir güneş ve ne de dondurucu bir soğuk görürler.
Ümit Şimşek Orada koltuklara kurulmuşlardır; ne güneş sıcağı görürler orada, ne zemherir soğuğu.
Yaşar Nuri Öztürk Koltuklar üzerine yaslanarak otururlar orada. Ne bir güneş görürler orada ne de kavurucu bir soğuk...