sâlimûne - salim, sağlam, selâmette

  
Abdulbaki Gölpınarlı Gözleri yere dikilir, üstlerine aşağılık çöker ve gerçekten de sağ esenken de secdeye dâvet edilmişlerdir de secde etmemişlerdi.
Abdullah Parlıyan Evet secdeye çağrılacaklar gözleri düşük kendilerini bir zillet sarmış olarak. Halbuki onlar bu secdeye dünyada herşeyden salim ve sapasağlam iken çağrılıyorlardı da secde etmiyorlardı.
Adem Uğur Gözleri horluktan aşağı düşmüş bir halde kendilerini zillet bürür. Halbuki onlar, sapasağlam iken de secdeye davet ediliyorlardı (fakat yine secde etmiyorlardı).
Ahmed Hulusi Gözleri dehşetten önlerine eğik, zillet hâlinde! Oysa onlar akılları başlarında dünyada iken secdeye davet olunuyorlardı.
Ahmet Tekin Onlar, dünyada, rahatları, huzurları yerinde iken, secdelere, imana, İslâm’a, namaza davet edildikleri halde, davete icabet etmedikleri için, o gün, gözleri korku ve saygıyla dolu, işarete bile mecalleri olmayacak durumda, düşkün bir halde, kendilerini bir zillet sararken secdeye güçleri yetmeyecek.
Ahmet Varol Gözleri düşkün bir halde. Kendilerini de zillet bürür. Oysa onlar sağlamken secdeye çağrılıyorlardı.
Ali Bulaç Gözleri 'korkudan ve dehşetten düşük', kendilerini de zillet sarıp kuşatmış. Oysa onlar, (daha önce) sapasağlam iken secdeye davet edilirlerdi.
Ali Fikri Yavuz Gözleri düşkün bir halde, kendilerini bir zillet saracaktır. Halbuki, vaktiyle (dünyada) başları selâmette iken, bu secdeye davet olunuyorlardı; (da onu kabul etmiyorlardı).
Ali Ünal Korku dolu gözleri yerde, kendilerini zillet kaplamıştır. Dünyada sağlıkları yerinde iken secdeye çağrılır, (ama bu çağrıyı reddederlerdi).
Bayraktar Bayraklı Gözleri horluktan aşağı düşmüş bir halde, kendilerini zillet bürür. Halbuki onlar, sapasağlam iken de secdeye davet ediliyorlardı.
Bekir Sadak (42-43) O gun isin dehsetinden baldirlar acilir; gozleri donmu3gj olarak yuzlerini zillet burur; Secdeye cagirilirlar ama buna gucleri yetmez. Oysa, kendileri sapasaglam olduklari zaman secdeye cagirilmislardi.
Celal Yıldırım Gözleri korkudan kararmış halde kendilerini zillet sarıvermiştir. Oysa (daha önce Dünya'da) kendileri sağlam ve sıhhatli iken secdeye çağrılırlardı.
Cemal Külünkoğlu Gözleri düşmüş bir durumda, onları aşağılanma kaplar. Oysa onlar (dünyada) sağlam iken secdeye çağrılmışlardı.
Diyanet İşleri (eski) (42-43) O gün işin dehşetinden baldırlar açılır; gözleri dönmüş olarak yüzlerini zillet bürür; secdeye çağırılırlar ama buna güçleri yetmez. Oysa, kendileri sapasağlam oldukları zaman secdeye çağırılmışlardı.
Diyanet Vakfi Gözleri horluktan aşağı düşmüş bir halde kendilerini zillet bürür. Halbuki onlar, sapasağlam iken de secdeye davet ediliyorlardı (fakat yine secde etmiyorlardı).
Edip Yüksel Gözleri düşmüş bir durumda, onları aşağılanma kaplar. Oysa onlar sağlam iken secdeye çağrılmışlardı.
Elmalılı Hamdi Yazır Gözleri düşmüş, kendilerini bir zillet sarmış bulunur, halbuki o secdeye onlar sağ sâlim iken da'vet olunuyorlardı.
Erhan Aktaş O gün, gözlerini umutsuzca endişe bürüyecek, yüzlerini aşağılanmışlık duygusu kaplayacaktır. Oysaki onlar, fırsat varken secdeye davet olunmuşlardı.
Gültekin Onan Gözleri 'korkudan ve dehşetten düşük', kendilerini de zillet sarıp kuşatmış. Oysa onlar, (daha önce) sapasağlam iken secdeye davet edilirlerdi.
Hakkı Yılmaz Gözleri yere eğilmiş, kendilerini bir horluk, düşkünlük sarmış bulunur. Oysa onlar, sağ-salim iken de boyun eğip teslim olmaya davet ediliyorlardı.
Harun Yıldırım Gözleri önlerine eğilmiş, kendilerini bir zillet kaplamış olarak. Oysa onlar sapasağlam iken secdeye davet edilmişlerdi.
Hasan Basri Çantay (Evet, secdeye da'vet edilecekler) gözleri düşük, kendilerini bir zillet sarmış olarak. Halbuki onlar bu secdeye (dünyâda) herşeyden salim ve sapasağlam iken da'vet ediliyorlardı.
Hayrat Neşriyat (O gün kâfirlerin, pişmanlıktan) gözleri öne düşmüş bir hâlde, kendilerini bir zillet kaplar. Hâlbuki onlar (dünyada) sıhhatli kimseler iken, (okunan ezanlarla) doğrusu secdeye çağrılıyorlardı (fakat namaz kılmıyorlardı).
İbni Kesir Gözleri dönmüş olarak, yğzlerini zillet bürür. Halbuki kendileri sapa* sağlam oldukları vakit secdeye çağırılmışlardı.
İskender Evrenosoğlu Gözleri korkudan ürpermiş halde, onları bir zillet kaplar. Onlar, salimken (sağlıklı ve selâmette iken) secde etmeye davet olunmuşlardı.
Kadri Çelik Gözleri yerde, kendilerini de bir zillet sarıp kuşatır. Oysa onlar, (daha önce) sapasağlam iken secdeye davet edilirlerdi.
Mehmet Ali Eroğlu Azaları sağlam iken kendileri Allah'a secdeye davet edilir. Lakin bunu yapmazlardı, Gözleri yere sarkmış, benlikleri zillettedir.
Mehmet Okuyan Kendilerini aşağılanma kaplamış olarak gözleri (sıkıntıdan) yıkılmış bir hâlde (olacaktır). (Oysa) onlar, sağlamken secde etmeye davet edilmişlerdi.
Muhammed Celal Şems Bakışları (utançtan) yere inmiş olacak. Onları rezillik saracak. Şüphesiz onlar, sapasağlamken secde (etmeye) çağrılırlardı.
Muhammed Esed (işte o Gün) gözleri zilletin ağırlığıyla ürkekleşip durgunlaşacaktır; çünkü hayatta iken (Allah'ın huzurunda) secde etmeye çağrılmaları (boşa gitmişti).
Mustafa Çevik 36-43 Ey insanlar! Size ne oluyor da Allah’ın size emanet ettiklerinin gerçek sahibiymişsiniz gibi, fütursuzca hükümler koyup kullanmaya kalkıyorsunuz? Yoksa bu konuda Bizden alınmış bir sözünüz yahut elinizde Allah’ın yarattıklarından her istediğinize sahip olacağınızı bildiren bir kitap mı var? Ya da Allah’ın mülkünün ortakları var da onlar mı sizi böyle yetkilendirdi?

Hesap Günü böyle davranmış olmanızın cezası ile karşılaşıp, secdeye kapanmanızın faydası olmayacak, güçsüz, perişan ve zillet içinde kalacaksınız. Hâlbuki dünya hayatınızda bu günle karşılaşacağınız sizlere bildirilmişti.
Mustafa İslamoğlu Bakışları gerçeğin dehşetinden yere düşmüş, kendilerini bir zillet kuşatmıştır; zira onlar, becerebilecekleri bir haldeyken secdeye çağrılmışlardı (da reddetmişlerdi).
Ömer Nasuhi Bilmen Gözleri kararmış, kendilerini zillet kaplamış (bulunurlar). Halbuki onlar sapasağlam iken bu secdelere dâvet olunuyorlardı.
Ömer Öngüt Gözleri dönmüş olarak yüzlerini zillet bürür. Halbuki onlar sapasağlam iken de secde etmeye dâvet ediliyorlardı.
Şaban Piriş Gözleri yere yıkılmış, yüzlerini zillet bürümüş/perişan olmuşlardır. Oysa onlar, selamette iken secdeye çağrılmışlardı.
Sadık Türkmen Gözleri perişandır/düşük bir halde, onları bir zillet kaplamıştır. Halbuki onlar, (dünyada) sapasağlam iken secdeye davet edilirlerdi.
Seyyid Kutub Gözleri dönmüş olarak yüzlerini zillet kaplar. Onlar sağlam iken de secdeye davet edildiler fakat secde etmezlerdi.
Suat Yıldırım Gözleri yerde, kendilerini zillet kaplamıştır. Halbuki dünyada bedenleri sağlam, âzaları salim iken de secdeye dâvet edilirler, ama bunu yapmazlardı.
Süleyman Ateş Gözleri düşük olarak yüzlerini bir zillet kaplar. Onlar sağlam iken de secdeye da'vet edilirler (fakat secde etmezler)di.
Süleymaniye Vakfı Saygıyla önlerine bakacaklar, alçaklık her yanlarını saracak. Onlar bu hale gelmeden önce de secdeye çağrılmışlardı.
Tefhim-ul Kuran Gözleri 'korkudan ve dehşetten düşük,' kendilerine de zillet sarıp kuşatmış. Oysa onlar, (daha önce) sapasağlam iken secdeye davet edilirlerdi.
Ümit Şimşek Gözleri baygın düşmüş, kendilerini zillet kaplamıştır. Halbuki sapasağlam iken de onlar secdeye çağrılmışlardı
Yaşar Nuri Öztürk Gözleri yere eğilmiş, benliklerini zillet kaplamıştır. Onlar, sapasağlam oldukları zaman da secde etmeye çağrılıyorlardı.