(ba'du-hum alâ ba'din) - birbirlerine

  
Abdulbaki Gölpınarlı Birbirlerine dönerek birbirlerini kınamaya başladılar.
Abdullah Parlıyan Sonra dönüp birbirlerini kınamaya başladılar.
Adem Uğur Ardından, kabahati birbirlerine yüklemeye başladılar.
Ahmed Hulusi Ardından birbirlerine dönüp birbirlerini suçlamaya başladılar!
Ahmet Tekin Suçu, kabahati birbirlerinin üstüne atmaya, birbirlerini kınamaya başladılar.
Ahmet Varol Bu kez birbirlerine dönüp birbirlerini kınamaya başladılar.
Ali Bulaç Şimdi birbirlerine karşı kendilerini kınamaya başladılar.
Ali Fikri Yavuz Sonra da döndüler, birbirlerine kabahat yüklemeye başladılar:
Ali Ünal Karşılıklı kendilerini ve birbirlerini kınamaya durdular.
Bayraktar Bayraklı (29-32) Onlar, “Ey Rabbimiz! Seni noksan sıfatlardan uzak tutarız. Gerçekten biz, kendimize yazık ettik” dediler. Birbirlerini suçlamaya başladılar. Sonra şöyle dediler: “Yazıklar olsun bize, biz azgın kimseleriz. Belki Rabbimiz bize bundan daha iyisini verir. Biz de ümitle O'na yöneleceğiz.”
Bekir Sadak Birbirlerini yermeye basladilar.
Celal Yıldırım Sonra birbirlerine dönüp kendilerini kınamaya başladılar.
Cemal Külünkoğlu Bunun üzerine birbirlerini kınamaya başladılar.
Diyanet İşleri (eski) Birbirlerini yermeye başladılar.
Diyanet Vakfi Ardından, kabahati birbirlerine yüklemeye başladılar.
Edip Yüksel Ve hemen birbirlerini suçlamaya başladılar.
Elmalılı Hamdi Yazır Sonra döndüler kendilerine levm ediyorlardı
Erhan Aktaş Ardından birbirlerini suçlamaya başladılar.
Gültekin Onan Şimdi birbirlerine karşı kendilerini kınamaya başladılar.
Hakkı Yılmaz 30-32 Sonra döndüler, birbirlerini kınıyorlardı: “Yazıklar olsun bizlere! Bizler gerçekten kendini firavun gibi gören azgınlarmışız, umarız ki Rabbimiz bize onun yerine daha hayırlısını verir; gerçekten biz bütün ümidimizi Rabbimize çeviriyoruz.”
Harun Yıldırım Ardından birbirlerini kınamaya başladılar;
Hasan Basri Çantay Şimdi kabahati birbirlerine yüklemiye başladı (lar).
Hayrat Neşriyat Sonra bazıları bazılarına dönüp birbirlerini kınamaya başladılar.
İbni Kesir Şimdi birbirlerini yermeye başladılar.
İskender Evrenosoğlu Bunun üzerine birbirlerine, kınayarak karşılık verdiler.
Kadri Çelik Ardından birbirine yönelerek kendilerini kınamaya başladılar.
Mehmet Ali Eroğlu Ardından dönüp de, bir birlerini yerip kınamaya başladılar.
Mehmet Okuyan Birbirlerini kınamaya başlamışlardı.
Muhammed Celal Şems Bunun üzerine, birbirlerini ayıplayarak yürüdüler.
Muhammed Esed ve sonra dönüp birbirlerini suçlamaya başladılar.
Mustafa Çevik 29-33 Bunun üzerine bahçe sahipleri hatalarını anlayıp, “Rabbimiz! Her şeyin gerçek sahibi Sensin, bizler cahil ve zalimce düşünüp öyle davranmakla kendimize yazık etmişiz” diyerek suçlarını itiraf edip, acizliklerini ifade ederek kendi kendilerini kınayıp tevbe ettiler. Sonra da dönüp birbirlerine, “Rabbimiz inşallah bizi affeder ve kendine yönelip rızasına uygun yaşamaya gayret edersek, belki bize bundan daha hayırlısını verir.” dediler. İşte bu, dünya hayatında Allah’ı hesaba katmayanların cezasıdır. Fakat böylelerinin âhiretteki azabı çok daha şiddetli olacaktır.
Mustafa İslamoğlu Ardından birbirlerine yönelerek, karşılıklı özeleştiri yaptılar.
Ömer Nasuhi Bilmen (29-30) Dediler ki: «Ey Rabbimiz! Seni tesbih (tenzih) ederiz, muhakkak ki, biz zalim kimseler olduk.» Artık birbirlerine dönerek birbirlerini levme başladılar.
Ömer Öngüt Dönüp kabahati birbirine yüklemeye başladılar.
Şaban Piriş Başladılar birbirlerini kınamaya..
Sadık Türkmen Birbirlerini kınayarak döndüler.
Seyyid Kutub Ardından, kabahati birbirlerine yüklemeye başladılar.
Suat Yıldırım (29-30) Bunun üzerine "Sübhansın ya Rabbenâ, her türlü noksandan uzaksın! Doğrusu biz kendimize zulmetmişiz!" deyip, birbirlerini kınamaya başladılar.
Süleyman Ateş Dönüp birbirlerini kınamağa başladılar:
Süleymaniye Vakfı Dönüp birbirlerini suçlamaya başladılar:
Tefhim-ul Kuran Şimdi birbirlerine karşı kendilerini kınamağa başladılar:
Ümit Şimşek Dönüp birbirlerini suçladılar.
Yaşar Nuri Öztürk Bunun üzerine birbirlerini kınamaya başladılar.