Abdulbaki Gölpınarlı
|
Sabahleyin birbirlerine sesleniyorlardı.
|
Abdullah Parlıyan
|
Bahçe sahipleri sabahleyin birbirlerine sesleniyorlardı.
|
Adem Uğur
|
Sabah olurken birbirlerine seslendiler.
|
Ahmed Hulusi
|
Sabah olurken (kalktıklarında) birbirlerine seslendiler:
|
Ahmet Tekin
|
Sabah olmak üzereyken birbirlerine seslendiler.
|
Ahmet Varol
|
Sabahleyin birbirlerine seslendiler.
|
Ali Bulaç
|
Nihayet sabah vakti birbirlerine seslendiler.
|
Ali Fikri Yavuz
|
Derken sabahleyin birbirlerine seslendiler:
|
Ali Ünal
|
Sabahleyin, olupbitenden habersiz birbirlerine seslendiler:
|
Bayraktar Bayraklı
|
(21-22) Sabahleyin birbirlerine şöyle seslendiler: “Eğer ürünlerinizi devşirecekseniz erkenden bostanlarınıza gidiniz!”
|
Bekir Sadak
|
(21-22) Sabah erken: «Urunlerinizi devsirecekseniz erken cikin» diye birbirlerine seslendiler.
|
Celal Yıldırım
|
Sabahleyin birbirlerine seslendiler:
|
Cemal Külünkoğlu
|
(21-22) Sabah vakti birbirlerine: “Haydi! Devşirecekseniz, ürününüzü toplamaya erken çıkın!” diye sesleniyorlardı.
|
Diyanet İşleri (eski)
|
(21-22) Sabah erken: 'Ürünlerinizi devşirecekseniz erken çıkın' diye birbirlerine seslendiler.
|
Diyanet Vakfi
|
(21-22) (Beri tarafta ise) onlar, sabah olurken: Madem devşireceksiniz, hadi erkenden mahsülünüzün başına gidin! diye birbirlerine seslendiler.
|
Edip Yüksel
|
Sabahleyin birbirlerine seslendiler:
|
Elmalılı Hamdi Yazır
|
Derken sabaha yakın birbirlerine seslendiler
|
Erhan Aktaş
|
Sabah olunca birbirlerine seslendiler.
|
Gültekin Onan
|
Nihayet sabah vakti birbirlerine seslendiler.
|
Hakkı Yılmaz
|
17-24 Şüphesiz Biz, o çiftlik sahiplerine belâ verdiğimiz gibi onlara belâ vereceğiz: Hani onlar, sabah olunca kesinlikle çiftliğin ürünlerini devşireceklerine yemin etmişlerdi. Bir istisna da yapmıyorlardı. Ama onlar uyurken Rabbin tarafından bir tayfun çiftliğin üzerinden dolaşıverdi. Sabaha, çiftlik, biçilmiş/devşirilmiş gibi oluverdi. Sabahladıkları vakit birbirlerine seslendiler: “Haydi, devşirecekseniz sabahleyin erkence gidin!” dediler. Hemen yola koyuldular, aralarında fısıldaşıyorlardı: Sakın bugün aranıza bir yoksul sokulmasın!
|
Harun Yıldırım
|
Nihayet sabahleyin birbirlerine seslendiler:
|
Hasan Basri Çantay
|
İşte sabaha karşı birbirlerini çağırdılar.
|
Hayrat Neşriyat
|
(21-22) Nihâyet sabaha ulaşan kimseler iken: 'Eğer (bahçenizi) devşirecek olanlarsanız, erkenden mahsûlünüzün başına gidin!' diye birbirlerine seslendiler.
|
İbni Kesir
|
Sabah erken birbirlerine seslendiler;
|
İskender Evrenosoğlu
|
Nihayet sabah olunca birbirlerine seslendiler.
|
Kadri Çelik
|
Nihayet sabah vakti birbirlerine seslendiler.
|
Mehmet Ali Eroğlu
|
Lakin habersizdiler bir birlerine sabahleyin seslenirler.
|
Mehmet Okuyan
|
Sabah olurken birbirlerine şöyle seslenmişlerdi:
|
Muhammed Celal Şems
|
(21-22) Sabah vakti birbirlerine seslenerek (dediler ki:) “Ekininizi biçmek istiyorsanız, erkenden (bahçeye) gidin.”
|
Muhammed Esed
|
Sabah erken kalktıklarında birbirlerine seslendiler:
|
Mustafa Çevik
|
17-25 Kendilerini bahçe sahibi yapıp da verdiğimiz nimetlere rağmen, bizi hiç
hesaba katmayan kimseleri denediğimiz gibi, bu müşrikleri de deneyeceğiz. Hani
bahçe sahibi yaptığımız o kimseler, kendilerinden çok emin bir vaziyette birbirleriyle
ürünlerini toplamaya gitmek üzere sözleşmiş, Allah izin verirse demeye gerek duy-
mamış, her şeyin gerçek sahibinin Allah olduğunu akıllarına bile getirmemişlerdi.
Onlar uykuda iken, Rabbin de onların sahibi olduklarını sandıkları bahçelerini bir
afetle kupkuru, kapkara çer çöpe çevirdi. Onlar da bundan habersiz sabah erkenden
birbirlerine, “Haydin, hasat için erkenden bahçelerimize gitmeliyiz.” diyerek seslenip
yola koyuldular, yol boyunca da fakir fukara başımıza üşüşmeden şu işimizi bitirelim
diye konuşuyorlardı.
|
Mustafa İslamoğlu
|
Derken, sabahın köründe birbirlerine seslendiler.
|
Ömer Nasuhi Bilmen
|
(20-21) Artık o bostan yanarak simsiyah kesilmiş gibi bir hale dönüverdi. Derken sabahladıkları vakit birbirlerine seslendiler.
|
Ömer Öngüt
|
Sabah olurken birbirine seslendiler:
|
Şaban Piriş
|
Sabahleyin birbirlerine seslendiler:
|
Sadık Türkmen
|
Nihayet, sabahleyin birbirlerine seslendiler:
|
Seyyid Kutub
|
Sabahleyin birbirlerine seslendiler.
|
Suat Yıldırım
|
(21-22) Onlar ise olup bitenden habersiz, neşeli neşeli birbirlerine seslendiler: "Haydi, mâdem devşireceksiniz, çabuk ekininizin başına!"
|
Süleyman Ateş
|
Sabahleyin birbirlerine seslendiler:
|
Süleymaniye Vakfı
|
Sabah olunca bahçenin sahipleri biribirlerine seslendiler:
|
Tefhim-ul Kuran
|
Nihayet sabah vakti birbirlerine seslendiler.
|
Ümit Şimşek
|
Sabah olduğunda seslendiler:
|
Yaşar Nuri Öztürk
|
Sabaha çıktıklarında birbirlerine seslendiler:
|