Abdulbaki Gölpınarlı
|
Onlar, iliklere kadar işleyen bir sam yeli içinde, kaynar sular içmedeler.
|
Abdullah Parlıyan
|
İliklere kadar işleyen bir ateş içinde, kaynar sular içmektedirler
|
Adem Uğur
|
İçlerine işleyen bir ateş ve kaynar su içinde,
|
Ahmed Hulusi
|
Semum (zehirleyici ateş, radyasyon) ve hamim (yakan su; gerçek dışı bilgi ve şartlanmalar) içinde,
|
Ahmet Tekin
|
İçlerine işleyen ateş ve kaynar su içindedirler.
|
Ahmet Varol
|
Delikçiklere (hücrelere) kadar işleyen bir azap ve kaynar su içinde.
|
Ali Bulaç
|
Hücrelere işleyen kavurucu bir sıcaklık ve kaynar su,
|
Ali Fikri Yavuz
|
Onlar ateşin alevi ve kaynar su içindedirler.
|
Ali Ünal
|
Kavurucu bir ateş ve kaynar sular içinde;
|
Bayraktar Bayraklı
|
(42-46) İçlerine işleyen bir ateş ve kaynar su içinde serin ve hoş olmayan kapkara dumandan bir gölge altındadırlar. Çünkü onlar bundan önce, varlık içinde sefahete dalmışlardı. Büyük günahı işlemekte ısrar edip dururlardı.
|
Bekir Sadak
|
(42-44) Insanin icine isleyen bir sicaklik ve kaynar su icinde, serinligi ve hoslugu olmayan kara bir dumanin golgesinde bulunurlar.
|
Celal Yıldırım
|
Çok kızgın ateşte ve kaynarca su içindedirler.
|
Cemal Külünkoğlu
|
(42-44) (Onlar) içlerine işleyen bir ateş ve kaynar su içinde ve serinliği ve hoşluğu olmayan kapkara bir dumanın gölgesinde bulunurlar.
|
Diyanet İşleri (eski)
|
(42-44) İnsanın içine işleyen bir sıcaklık ve kaynar su içinde, serinliği ve hoşluğu olmayan kara bir dumanın gölgesinde bulunurlar.
|
Diyanet Vakfi
|
İçlerine işleyen bir ateş ve kaynar su içinde,
|
Edip Yüksel
|
İşleyen ve kaynayan bir azap içindedirler.
|
Elmalılı Hamdi Yazır
|
Bir semum ve hamîm
|
Erhan Aktaş
|
Kavurucu bir azap ve kaynar su içindedirler.
|
Gültekin Onan
|
Hücrelere işleyen kavurucu bir sıcaklık ve kaynar su,
|
Hakkı Yılmaz
|
(42-48) Onlar içlerine işleyen bir ateş ve kaynar su içindedirler, serin olmayan, sevimli olmayan kapkara dumandan bir gölge içindedirler. Şüphesiz solun ashâbı bundan önce varlık içinde zevk ve eğlenceye dalanlar idiler. Ve büyük günah; Allah'a ortak kabul etme üzerine ısrar ediyorlardı. Ve “Biz ölüp, toprak ve kemik yığını olduktan sonra mı, biz gerçekten kaldırılacağız? Önceki atalarımız da mı?” diyorlardı.
|
Harun Yıldırım
|
Hücrelere işleyen kavurucu bir sıcaklık ve kaynar bir su içerisindedirler
|
Hasan Basri Çantay
|
(Ateşin mesamatlarına işleyen) sıcaklığı ve kaynar bir su,
|
Hayrat Neşriyat
|
(42-44) (Onlar) nüfûz edici bir ateş ve bir kaynar su içinde, serinliği ve hoşluğu (bir faydası) olmayan simsiyah dumandan bir gölge içindedirler!
|
İbni Kesir
|
Kızgın ateşte, kaynar sulardadırlar.
|
İskender Evrenosoğlu
|
(Ashabuş şimal), semum (iliklere işleyen bir sıcaklık) ve hamim (kaynar su) içindedir.
|
Kadri Çelik
|
İliklere işleyen kavurucu bir sıcaklık ve kaynar su içindedirler.
|
Mehmet Ali Eroğlu
|
(41-42) Vah esefa Ashab-ı Şimal, ne bedbahttır. Kızgın ateş ve kaynar sular içindedir.
|
Mehmet Okuyan
|
42-44 (Onlar) içlerine işleyen bir ateş ve kaynar su ile serinliği de rahatlatması da olmayan zifiri bir karanlığın içinde olacaklardır.
|
Muhammed Celal Şems
|
(42-43) Onlar, kavurucu rüzgârlar ve
kaynar sular içinde, simsiyah dumandan gölgelerin (altında olacaklar.)
|
Muhammed Esed
|
(Onlar,) kavurucu rüzgarlar ve yakıcı bir ümitsizlik içinde (bulacaklar kendilerini),
|
Mustafa Çevik
|
41-48 Amel defterleri sol taraflarından verilen bedbahtlara gelince, o nankör ve inatçılar cehennemin kavurucu sıcağı ile kavrulurken, bir yandan da kaynar su içirilecekler, boğucu, simsiyah bir duman içinde yaşayacak, yürekleri dağlayan bir umutsuzluk içinde yanıp duracaklar. Çünkü onlar dünyada iken, Allah’ın kendilerine bahşettiği nimetleri, yalnızca dünya hayatı için ölçüsüzce kullanmış, Allah’a karşı nankörlük edip azgınlaşmış, O’nun sınırlarını tanımayıp, kendileri nizamlar kurup hükümler koyup, sınırlar oluşturmuşlardı. Ayrıca öldükten sonra Allah’ın insanları tekrar diriltip hesap soracağı günü ve gerçeğini de yalan sayıp, inkâr etmiş, “Ne yani, ölüp kemiklerimiz çürüyüp de toprağa karıştıktan sonra, yeniden mi diriltileceğiz, bizden önceki atalarımız da mı diriltilecek?” diye alay etmişlerdi.
|
Mustafa İslamoğlu
|
Zehir gibi içe işleyen yakıcı bir ateş ve yürek dağlayan bur umutsuzluk içinde olacaklar;
|
Ömer Nasuhi Bilmen
|
(41-43) Ashâb-ı Şimal ise, ne? Mesâmâtâ kadar nüfuz eden bir sıcaklık ve son derece hararetli bir su içindedirler. Ve pek siyah bir dumandan bir gölge içindedirler.
|
Ömer Öngüt
|
İnsanın içine işleyen ateşin alevi ve kaynar su içindedirler.
|
Şaban Piriş
|
Kızgın ateş ve kaynar su içindedirler.
|
Sadık Türkmen
|
Hücrelere işleyen bir sıcaklık ve kaynar su içindedirler.
|
Seyyid Kutub
|
Onlar gözeneklerine işleyen kavurucu bir rüzgar önünde ve kaynar su içinde,
|
Suat Yıldırım
|
Onlar kızgın ateşte ve kaynar sularda...
|
Süleyman Ateş
|
(Onlar) Delikçiklere işleyen bir ateş ve kaynar su içinde,
|
Süleymaniye Vakfı
|
Zehirli yerde, kaynar sular arasında,
|
Tefhim-ul Kuran
|
Hücrelere işleyen kavurucu bir sıcaklık ve kaynar su,
|
Ümit Şimşek
|
İliklere işleyen bir ateş ve kaynar su içindedirler.
|
Yaşar Nuri Öztürk
|
İliklere işleyen bir ateş ve kaynar su içinde,
|