sabbeha-hum - onlara bir sabah vakti ..... oldu

  
Abdulbaki Gölpınarlı Ve andolsun ki bir sabah çağı üstlerine bir azap çöküvermişti onların.
Abdullah Parlıyan Ve andolsun ki, bir sabah vakti onların üzerlerine bir azap çöküvermişti.
Adem Uğur Bir sabah kendilerine, yakalarını bir daha bırakmayacak olan bir azap gelip çattı.
Ahmed Hulusi Andolsun ki yerini bulmuş azap onlara sabahleyin bastırdı.
Ahmet Tekin Bir sabah erkenden, kendilerine, yakalarını bir daha bırakmayacak olan bir azap gelip çattı.
Ahmet Varol Andolsun ki, bir sabah erkenden kalıcı bir azap [1] üzerlerine çöküverdi.
Ali Bulaç Andolsun onları bir sabah vakti erkenden, üzerlerinde kararını kılmış bir azab yakalayıp bastırıverdi.
Ali Fikri Yavuz Celâlim hakkı için, bir sabah vakti, devamlı bir azab onları bastırıverdi. (Bu azab, cehenneme atılışlarına dek devam edecektir).
Ali Ünal Önüne geçilemez kalıcı bir azap kendilerini sabahleyin bastırıverdi.
Bayraktar Bayraklı Andolsun ki, bir sabah kendilerine, yakalarını bir daha bırakmayacak olan bir azap gelip çattı.
Bekir Sadak And olsun ki, sabah erken, onu alinmaz bir azap baslarina geldi.
Celal Yıldırım (38-39) And olsun ki, bir sabah devam eden bir azâb onlara geliverdi. «Tadın azabımı ve uyarılarımı!» (dedik),
Cemal Külünkoğlu Andolsun ki, sabahın erken vaktinde (etkileri) kalıcı bir azap onları yakaladı.
Diyanet İşleri (eski) And olsun ki, sabah erken, önü alınmaz bir azap başlarına geldi.
Diyanet Vakfi Bir sabah kendilerine, yakalarını bir daha bırakmayacak olan bir azap gelip çattı.
Edip Yüksel Ertesi gün, yaman bir azap sabahlarını kutladı.
Elmalılı Hamdi Yazır Ve Celâlim hakkı için bastırıverdi kendilerini bir sabah bir azâbı müstekır
Erhan Aktaş Ant olsun ki, onları sabahleyin kalıcı bir azap yakaladı.
Gültekin Onan Andolsun onları bir sabah vakti erkenden, üzerlerinde kararını kılmış bir azab yakalayıp bastırıverdi.
Hakkı Yılmaz “Haydi azabımı ve uyarılarımı tadın!”
Harun Yıldırım Andolsun yerini bulmuş ve geri çevrilemez bir azab, sabahleyin erkenden onları bastırdı.
Hasan Basri Çantay Andolsun ki onlara bir sabah, (yakalarını) asla bırakmayacak olan bir azâb baskın yapdı.
Hayrat Neşriyat And olsun ki devamlı bir azab, onları bir sabah erkenden yakalayıverdi.
İbni Kesir Andolsun ki; bir sabah erken, önü alınmaz bir azab geldi başlarına.
İskender Evrenosoğlu Ve andolsun ki, onları sabahleyin daimî bir azap yakaladı.
Kadri Çelik Şüphesiz onları bir sabah vakti erkenden, önü alınmaz bir azap yakalayıp bastırıverdi.
Mehmet Ali Eroğlu Kendilerini bir sabah ansızın, yakalarını hiç zaman bırakmayacak azap bastırıverir.
Mehmet Okuyan Bir sabah erkenden onları kararlı bir azap yakalamıştı.
Muhammed Celal Şems Şüphesiz kalıcı azap kendilerine bir sabah erkenden geldi.
Muhammed Esed Nitekim sabahın erken vaktinde (etkileri) kalıcı bir azap onları yakaladı:
Mustafa Çevik 37-39 Peygamberleri Lût’un uyarı ve davetini dikkate almayan bu müşrik azgın kavim, bir de üstelik Lût’un evine gelen misafirlerine musallat olup, Lût’tan misafirleri kendilerine teslim etmesini istediler. İşte bu gözü dönmüş, sınır tanımaz, aklını kullanmaz kavmi, sabahın erken vaktinde korkunç bir azapla yakalayıp helak ettik. Böylece uyarı ve davetin öneminin ne olduğunu gördüler.
Mustafa İslamoğlu Mamafih, sabahleyin erkenden kalıcı izler bırakan bir azap onları kuşattı:
Ömer Nasuhi Bilmen (37-38) Andolsun ki, o misafirlerinden dolayı O'ndan mutalebede bulunmuşlardı. Artık Biz de onların gözlerini silip kör ettik, «Haydin azabımı ve tehditlerimi tadın!» (deyiverdik). Andolsun ki, onları sabahleyin erkenden bir daimi azab yakaladı.
Ömer Öngüt Bir sabah erken kendilerine, önü alınmaz bir azap gelip çattı.
Şaban Piriş Andolsun ki bir sabah erkenden, bir azap çöküverdi.
Sadık Türkmen Ant olsun, onları önü alınmaz bir azap bir sabah vakti yakalayıverdi.
Seyyid Kutub Sabah erkenden sürekli bir azaba yakalandılar.
Suat Yıldırım Bir sabah kendilerini, yakalarını hiç bırakmayacak bir azap bastırıverdi.
Süleyman Ateş Sabah erken, onları kararlı bir azâb yakaladı.
Süleymaniye Vakfı Sabah erkenden onları kalıcı bir azap karşıladı.
Tefhim-ul Kuran Andolsun onları bir sabah vakti erkenden, üzerlerinde kararını kılmış bir azab yakalayıp bastırıverdi.
Ümit Şimşek Bir sabah vakti, yakalarını bir daha bırakmayacak bir azap onları yakalayıverdi.
Yaşar Nuri Öztürk Yemin olsun, sabahleyin erkenden, kararlı ve oturaklı bir azap yakaladı onları.