nukurin - korkunç dehşetli, çok korkunç

  
Abdulbaki Gölpınarlı Artık yüz çevir onlardan; o gün çağıran, hoşlanılmayan birşeye çağırır.
Abdullah Parlıyan Sen yine onlardan uzak dur. O davet edici İsrafil'in görünmemiş, tanınmamış bir şeye davet edeceği gün.
Adem Uğur Çağıranın görülmemiş bir şeye çağırdığı gün, sen de onlardan yüz çevir.
Ahmed Hulusi O hâlde onlardan yüz çevir! O çağırıcının çok dehşetli, korkunç olaya çağırdığı süreçte. . .
Ahmet Tekin Sûr’a üfürerek davet eden İsrâfil’in, görülmedik müthiş bir şeye davet ettiği gün, sen de onlardan uzak dur.
Ahmet Varol O halde onlardan yüz çevir. O çağırıcının tanınmamış bir şeye çağıracağı gün:
Ali Bulaç Öyleyse sen onlardan yüz çevir. O çağırıcının 'ne tanınmış, ne görülmüş' bir şeye çağıracağı gün...
Ali Fikri Yavuz O halde (Ey Rasûlüm) onlardan yüz çevir. O çağırıcı İsrâfil’in görülmemiş dehşetli bir şeye (müminleri cennete, kâfirleri cehenneme) davet edeceği gün;
Ali Ünal Dolayısıyla üzerlerine varmaktan artık vazgeç. Elbette bir gün gelecek ve Münâdî, herkesi görülmemiş dehşetteki bir gerçeğe çağıracaktır.
Bayraktar Bayraklı Öyleyse onlardan yüz çevir. Çağrıcının hoşlanılmayan bir şeye çağıracağı günü bekle!
Bekir Sadak Oyleyse onlardan yuz cevir; cagiran, gorulmemis ve taninmamis bir seye cagirdigi gun.
Celal Yıldırım Onlardan yüzçevir. O gün çağrıcı, bilinmedik (korkunç) bir şeyle çağırır.
Cemal Külünkoğlu O halde davetçinin (İsrafil'in) benzeri görülmemiş bir şeye (yeniden dirilmeye) çağırdığı gün (dünyada senden uzak durdukları gibi) sen de onlardan uzak dur!
Diyanet İşleri (eski) Öyleyse onlardan yüz çevir; çağıran, görülmemiş ve tanınmamış bir şeye çağırdığı gün;
Diyanet Vakfi Çağıranın görülmemiş bir şeye çağırdığı gün, sen de onlardan yüz çevir.
Edip Yüksel Onlara aldırma; çağırıcının, görülmemiş ve tanınmamış bir şeye çağıracağı gün,
Elmalılı Hamdi Yazır Sen de onlardan yüz çevir, o gün ki çağırıcı görülmedik müdhiş bir şey'e çağırır
Erhan Aktaş O halde onlardan yüz çevir. O gün çağırıcı onları hiç hoşlanmayacakları şeye çağıracak.
Gültekin Onan Öyleyse sen onlardan yüz çevir. O çağırıcının benzeri görülmedik (nükür) bir şeye çağıracağı gün...
Hakkı Yılmaz 6-8 O hâlde onlardan geri dur. O günde Çağırıcı'nın, bilinmedik/ yadırganan bir şeye çağırdığı o günde gözleri düşkün düşkün, o davetçiye hızlıca koşarak kabirlerinden çıkarlar. Sanki onlar darmadağın çekirgeler gibidirler. O, kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedenler, “Bu, zor bir gündür” derler.
Harun Yıldırım O halde onlardan yüz çevir. O günde o çağırıcı bilinmedik bir şeye çağırır.
Hasan Basri Çantay O halde (habîbim) onlardan yüz çevir. O da'vet edici nin (misli) görülmemiş, tanıtmamış bir şey'e da'vet edeceği gün.
Hayrat Neşriyat Öyle ise onlardan yüz çevir! O gün ki, o da'vetçi (İsrâfîl, onları nefislerce)kendisinden nefret edilen (ihtimâl verilmeyen ve inkâr edilen) bir şeye (hesab yerine) çağırır.
İbni Kesir Öyleyse yüz çevir onlardan. O çağıranın, görülmemiş ve tanınmamış bir şeye çağırdığı gün.
İskender Evrenosoğlu Artık onlardan yüz çevir. O gün davetçi, (onları) korkunç dehşetli bir şeye çağıracak.
Kadri Çelik Öyleyse sen onlardan yüz çevir; çağıranın görülmemiş bir şeye (hesaba) çağırdığı günü (an)!
Mehmet Ali Eroğlu (Resulüm) sen de onlardan yüz çevir. O gün çağıran hiç hoşa gitmeyen bir şeye çağırır.
Mehmet Okuyan Sen de onlardan yüz çevir! Bir çağrıcının hoş görülmeyecek bir şeye çağıracağı gün,
Muhammed Celal Şems Onun için onlardan yüz çevir. (Onlar) bir çağıranın pek hoş olmayan bir şeye (azap) çağıracağı günü (görecekler. )
Muhammed Esed sen (yine) onlardan uzak dur. Çağrı Sesinin, (insanı) aklın tasavvur edemeyeceği bir şeye çağıracağı Gün,
Mustafa Çevik Artık sen de onlardan yüz çevirip uzak dur, zamanı gelince inanmadıkları ve hiç hoşlanmadıkları Kıyamet Günü hesap vermeye çağırılacaklar.
Mustafa İslamoğlu Artık sen de onlardan yüz çevir! Bir davetçinin, asla (kimsenin) tasavvur edemeyeceği o şeye çağıracağı gün,
Ömer Nasuhi Bilmen Artık sen onlardan yüz çevir. O gün ki dâvetci bir korkunç, nâhoş bir şeye dâvet eder.
Ömer Öngüt O halde sen de onlardan yüz çevir. O çağırıcının, görülmemiş ve tanınmamış bir şeye çağırdığı gün;
Şaban Piriş Onlardan yüz çevir. O gün çağırıcı onları hoşlanmadıkları bir şeye çağırır.
Sadık Türkmen ÖYLEYSE onlardan yüz çevir; o gün çağırıcı, görülmemiş korkunç bir şeye çağırır.
Seyyid Kutub Sen de yüz çevir onlara. Görevli melek, o gün onları benzeri yaşanmamış olaya çağırdığında;
Suat Yıldırım Sen de şimdi onları kendi hallerine terk et. Gün gelir bir münâdî, hiç de hoşa gitmeyen, insanın görür görmez kaçacağı bir yere çağırır.
Süleyman Ateş Öyleyse sen de onlardan yüz çevir; o çağırıcının görülmemiş, tanınmamış bir şeye çağıracağı gün,
Süleymaniye Vakfı Onlarla yakından ilgilenmeyi bırak. O çağrıcının görülmemiş bir şeye çağıracağı o gün,
Tefhim-ul Kuran Öyleyse sen onlardan yüz çevir; o çağrıcının 'ne tanınmış, ne görülmüş' bir şeye çağıracağı gün.
Ümit Şimşek Sen onlardan yüz çevir. Gün gelir, davetçi onları görülmedik birşeye çağırır.
Yaşar Nuri Öztürk O halde yüz çevir onlardan sen de; o çağırıcının alışılmadık/ürpertirci şeye çağırdığı günde,