Abdulbaki Gölpınarlı
|
Ve yalanlarlar ve dileklerine uyarlar ve her iş, kararlaştırılmıştır.
|
Abdullah Parlıyan
|
Onlar hakkı yalanladılar, kendi arzu ve heveslerine uydular. Halbuki bütün işler bir hedefe ulaşmaktadır, yani Allah'ın kararına kimse engel olamaz.
|
Adem Uğur
|
Yalanladılar ve kendi heveslerine uydular. Halbuki her işin ulaşacağı yeri vardır.
|
Ahmed Hulusi
|
Yalanladılar ve hevâlarına (nefslerine hoş gelen şeylere, sonu boş arzularına) tâbi oldular! (Oysa) her hükmün gereği açığa çıkacaktır!
|
Ahmet Tekin
|
Ortaya konulan ilâhî plan mutlaka gerçekleşip hedefine vardığı halde, onlar peygamberleri yalanladılar, şahsî arzu ve ihtiraslarına uydular.
|
Ahmet Varol
|
Yalanladı ve kendi arzularına uydular. Oysa her iş yerini bulacaktır.
|
Ali Bulaç
|
Yalanladılar ve kendi heva (istek ve tutku)larına uydular; oysa her iş 'sonunda kendi amacına varıp karar kılacaktır.'
|
Ali Fikri Yavuz
|
(Kıyameti ve mucizeyi) inkâr ettiler; hevalarına uydular. Halbuki (Allah’ın vaad ettiği) her iş için bir hakikat var.
|
Ali Ünal
|
Onlar, (Rasûlü de, gösterdiği mucizeleri de) yalanlamakta ve heva–heveslerine uymaktadırlar. Ama (bilmeliler ki,) her mesele için belli bir zaman, kararlaştırılmış bir son vardır (ve onlar, elbette gerçeği görecek ve bileceklerdir).
|
Bayraktar Bayraklı
|
Onlar yalanladılar ve kendi arzularına uydular. Oysa her işin varacağı bir yeri vardır.
|
Bekir Sadak
|
Yalanlarlar da kendi heveslerine uyarlar. Ama her isin karar kilacagi bir sonucu vardir.
|
Celal Yıldırım
|
(Hakk'ı) yalanladılar da kendi heveslerine uydular. Oysa her işin kararlaştırılmış bir vakti vardır.
|
Cemal Külünkoğlu
|
(Müşrikler, Peygamberi) yalanladılar, nefislerinin arzularına uydular. Hâlbuki her iş, (Allah'ın takdirine göre) gerçekleşecektir.
|
Diyanet İşleri (eski)
|
Yalanlarlar da kendi heveslerine uyarlar. Ama her işin karar kılacağı bir sonucu vardır.
|
Diyanet Vakfi
|
Yalanladılar ve kendi heveslerine uydular. Halbuki her işin ulaşacağı yeri vardır.
|
Edip Yüksel
|
Yalanladılar; fantezilerine ve her statükoya uydular.
|
Elmalılı Hamdi Yazır
|
Yalan dediler, hevâlarına uydular, halbuki her emir müstekır
|
Erhan Aktaş
|
Ve yalanladılar. Kendi tutkularına uydular. Oysa her şey kararlaştırılmıştır.
|
Gültekin Onan
|
Yalanladılar ve kendi hevalarına uydular; oysa her buyruk 'sonunda kendi amacına varıp karar kılacaktır'.
|
Hakkı Yılmaz
|
3-5 Kur’ân'da kendilerine verilen her emir, “kararlaştırılmış, en üstün seviyede yeterli, haksızlık ve kargaşayı engellemek için konulmuş bir kanun, düstur ve ilke” olduğu hâlde onlar yalanladılar ve tutkularına uydular. Şüphesiz onlara vazgeçirecek haberler de gelmişti. Buna rağmen uyarılar yarar sağlamıyor.
|
Harun Yıldırım
|
Yalanladılar ve hevalarına uydular. Halbuki her işin kararlaştırılmış bir vadesi vardır.
|
Hasan Basri Çantay
|
(Peygamberi) tekzîbetdiler. Hevâ (ve heves) lerine uydular. Halbuki (hayr-u şer) her iş bir gaayeye bağlıdır.
|
Hayrat Neşriyat
|
(Peygamberi) yalanladılar ve (nefislerinin) arzularına uydular; hâlbuki (mukadder olan) her iş, yerini bulucudur (vakti geldiğinde olur).
|
İbni Kesir
|
Ve yalanlayıp kendi heveslerine uyarlar. Ve her iş kararlaşmıştır.
|
İskender Evrenosoğlu
|
Ve yalanladılar ve de kendi hevalarına tâbî oldular. Ve bütün işler kararlaştırılmıştır.
|
Kadri Çelik
|
Yalanladılar ve kendi hevalarına uydular; hâlbuki her işin ulaşacağı bir yer vardır.
|
Mehmet Ali Eroğlu
|
Ancak kendi heveslerine uydular, yalanladılar. Halbuki, her işin ulaşacağı bir yer vardır.
|
Mehmet Okuyan
|
Kendi arzularına uyarak (gerçeği) yalanladılar. (Oysa) her iş amacına ulaşacaktır.
|
Muhammed Celal Şems
|
Onlar yalanladılar ve arzularının peşinden gittiler. Oysa her iş için bir zaman tayin edilmiştir.
|
Muhammed Esed
|
çünkü onlar kendi arzu ve heveslerine uyarak bunu yalanlamaya şartlanmışlardır. Ama her şeyin doğruluğu sonunda ortaya çıkacaktır.
|
Mustafa Çevik
|
1-5 Son Saatin gelişiyle birlikte Ay yarılacak. Ey Peygamber! Sen müşriklere Allah’ın izni ile bir mucize göstersen de “Bu,
sihirden, göz boyamadan başka bir şey değil.” der ve senin peygamberliğine, Allah adına yaptığın davete ve Kıyamet Günü’nün geleceğine inanmazlar. Çünkü onlar hayatı kendi heva ve heveslerine göre yaşamak istiyorlar. Bu yüzden de Kur’an’ın davetini kabule yanaşmıyor, yalan sayıyorlar. Fakat sonunda gerçeği görüp anlayacaklar. Aslında onlar, kendilerinden önce peygamber ve kitaplarla yapılan uyarılardan
yüz çevirenlerin başlarına gelenleri de duymuş, ibretlik kıssalarını da dinlemişlerdi. Şimdi ise onları kula kulluktan kurtaracak, şerefli, onurlu, erdemli bir hayata kavuşturacak ilahi bir kitap geldi, fakat buna rağmen öğütler fayda vermiyor.
|
Mustafa İslamoğlu
|
zaten hep yalanlıyorlar ve önyargılarının peşine düşüyorlar. Sonuçta, her hakikatin ortaya çıkmak (gibi bir huyu) var.
|
Ömer Nasuhi Bilmen
|
Ve onlar tekzîp ettiler ve kendi hevâlarına uydular. Halbuki, her iş kararlaşmıştır.
|
Ömer Öngüt
|
Yalanladılar ve kendi heveslerine uydular. Halbuki her iş kararlaşmıştır.
|
Şaban Piriş
|
Yalanlayıp, heveslerine uydular. Oysa her iş kararlaştırılmıştır.
|
Sadık Türkmen
|
Yalanlarlar ve kendi heveslerine uyarlar. Oysa her iş/haber verilen herşey yerini bulacaktır.
|
Seyyid Kutub
|
Yalanladılar, keyfi arzularına uydular; ama herşey yerinde duruyor.
|
Suat Yıldırım
|
Onlar hakkı yalan saydılar, heva ve heveslerine uydular. Halbuki her iş gibi bu nübüvvetin de kararlaştırılmış bir sonu elbette vardır.
|
Süleyman Ateş
|
Yalanladılar, nefislerinin heveslerine uydular. Halbuki her iş, yerini bulacaktır (Allâh'ın kararına kimse engel olamaz).
|
Süleymaniye Vakfı
|
(Ayetler karşısında) yalana sarılıp, keyiflerine uyarlar. Ama her işin bir sonucu vardır.
|
Tefhim-ul Kuran
|
Yalanladılar ve kendi heva (istek ve tutku)larına uydular; oysa her iş sonunda kendi amacına varıp karar kılacaktır.
|
Ümit Şimşek
|
Onlar kendi heveslerine uyup Peygamberi yalanladılar. Oysa her iş için belirlenmiş bir hedef vardır.
|
Yaşar Nuri Öztürk
|
Yalanladılar; kendi heves ve kuruntularına uydular. Oysaki her iş ve oluş karara, ölçüye ve düzene bağlanmıştır.
|