Abdulbaki Gölpınarlı
|
Sonra yaklaştı, yakınlaştı.
|
Abdullah Parlıyan
|
Sonra (Cebrâil, Hz. Peygambere) yaklaştı da sarktı.
|
Adem Uğur
|
(5-10) Ona, bunu çok güçlü akıl sahibi olan Cebrail öğretmiştir. Doğrulup dikildi. O, en yüksek ufuktaydı. Sonra iyice yaklaştı ve sarktı. İki yayın arası kadar, hatta daha da yakın. Böylece kuluna vahyedeceğini vahyetti.[590]
|
Ahmed Hulusi
|
Sonra yaklaştı, tedelli etti (âfaktan enfüse dönüştü müşahedesi).
|
Ahmet Tekin
|
Sonra yakınına geldi. Nezaketle yaklaşarak peygamberlik görevine başlamasını talep etti.
|
Ahmet Varol
|
Sonra yaklaştı ve sarktı.
|
Ali Bulaç
|
Sonra yaklaştı, derken sarkıverdi.
|
Ali Fikri Yavuz
|
Sonra (Cebrâil, Hz. Peygambere) yaklaştı da sarktı.
|
Ali Ünal
|
Sonra aşağı doğru meyletti ve yaklaştı.
|
Bayraktar Bayraklı
|
(5-10) Ona, bunu çok güçlü akıl sahibi olan Cebrail öğretmiştir. Doğrulup dikildi. O, en yüksek ufuktaydı. Sonra iyice yaklaştı ve sarktı. İki yayın arası kadar, hatta daha da yakın. Böylece kuluna vahyedeceğini vahyetti.
|
Bekir Sadak
|
Sonra yaklasmis ve inmistir.
|
Celal Yıldırım
|
Sonra yaklaştı ve sarktıkça sarktı.
|
Cemal Külünkoğlu
|
(8-10) Sonra (Cebrail, Hz. Peygambere) yaklaştı ve sarktı. Nitekim (ikisi arasındaki uzaklık) iki yay kadar (oldu) veya daha da yakınlaştı. Böylece (Allah'ın) vahyettiği şeyi kuluna vahyetti.
|
Diyanet İşleri (eski)
|
Sonra yaklaşmış ve inmiştir.
|
Diyanet Vakfi
|
(8-9) Sonra (Muhammed'e) yaklaştı, derken daha da yaklaştı. O kadar ki (birleştirilmiş) iki yay arası kadar, hatta daha da yakın oldu.
|
Edip Yüksel
|
Sonra inip yaklaştı.
|
Elmalılı Hamdi Yazır
|
Sonra yaklaştı da tedellî etti
|
Erhan Aktaş
|
Sonra yaklaştı ve ardından sarktı.
|
Gültekin Onan
|
Sonra yaklaştı, derken sarkıverdi.
|
Hakkı Yılmaz
|
8-9 Sonra yaklaştı ve hemen sarktı. İki yay uzunluğu kadar, ya da daha yakın olmuştu.
|
Harun Yıldırım
|
Sonra yaklaştı, derken sarkıverdi.
|
Hasan Basri Çantay
|
Sonra (Cebrail, ona) yaklaşdı. Derken sarkdı.
|
Hayrat Neşriyat
|
(8-9) Sonra (çok perdeler geçerek Rabbine) yaklaştı, derken daha da yaklaştı. O kadar ki, kab-ı kavseyn (iki yay) kadar veya daha da yakın oldu!
|
İbni Kesir
|
Sonra yaklaştı, derken sarkıverdi.
|
İskender Evrenosoğlu
|
Sonra yaklaştı ve böylece indi.
|
Kadri Çelik
|
Sonra yaklaştı, derken sarkıverdi.
|
Mehmet Ali Eroğlu
|
(7-8) (Muhammed)'e yaklaştı sonrasında, O (cebrail) en yüksek ufuktaydı
|
Mehmet Okuyan
|
Sonra yaklaşmış, (ona doğru) sarkmıştı.
|
Muhammed Celal Şems
|
Ardından o, O’na yaklaştı. (Bunun) neticesinde (de) O, aşağı indi.
|
Muhammed Esed
|
ve sonra yaklaşarak yanına geldi,
|
Mustafa Çevik
|
7-12 Melek, vahyi iletmek için gelirken önce uzaktan göründü ve sonra da ona
bir yayın iki ucu kadar hatta daha fazla yaklaştı ve vahyi iletti.
Peygamber, görüp yaşadıklarının gerçek olup hayal olmadığına aklen ve kalben
iman etti. Sizler yıllardır içinizde yaşayan dürüstlüğü ve ahlakı ile emin lakaplı arkadaşınızın bu konuda söylediklerinin gerçekliğinden şüphe mi ediyorsunuz?
|
Mustafa İslamoğlu
|
daha sonra yaklaştı, derken iyice sokuldu;
|
Ömer Nasuhi Bilmen
|
(8-9) Sonra yaklaştı da aşağıya iniverdi. Derken iki yay kadar veya daha yakın oluverdi.
|
Ömer Öngüt
|
Sonra (Peygamber'e) yaklaştı, derken sarktı.
|
Şaban Piriş
|
Sonra yaklaşıp indi
|
Sadık Türkmen
|
Sonra yaklaştı, derken sarkıverdi.
|
Seyyid Kutub
|
Sonra yaklaştı, yere doğru uzandı.
|
Suat Yıldırım
|
(8-9) Sonra yaklaştı ve iyice sarktı. Öyle ki araları yayın iki ucu arası kadar veya daha az kaldı.
|
Süleyman Ateş
|
Sonra yaklaştı, (yere doğru) sarktı.
|
Süleymaniye Vakfı
|
Sonra (Cebrail) yaklaştı ve aşağıya süzüldü.
|
Tefhim-ul Kuran
|
Sonra yaklaştı, derken sarkıverdi.
|
Ümit Şimşek
|
Sonra indi, yaklaştı.
|
Yaşar Nuri Öztürk
|
Sonra iyice yaklaştı ve sarktı,
|