Abdulbaki Gölpınarlı
|
Derler ki: Gerçekten de daha önce ehlimizin içinde, ilimizde, yurdumuzda, korku içindeydik biz.
|
Abdullah Parlıyan
|
diyecekler ki: “Bakın, dünyada iken çoluk çocuğumuzun arasında yaşarken, günaha düşmekten ve sonumuzdan korku içindeydik.
|
Adem Uğur
|
Derler ki: "Daha önce biz, aile çevremiz içinde bile (ilâhî azaptan) korkardık."
|
Ahmed Hulusi
|
Dediler ki: "Doğrusu biz daha önce ehlimiz içinde (korkudan) titreyenler idik. "
|
Ahmet Tekin
|
'Daha önce biz, kabilemiz, aşiretimiz içinde bile, ilâhî azaptan korkarak Allah’ın emirlerine itina gösterirdik.'derler.
|
Ahmet Varol
|
Derler ki: 'Biz daha önce ailemiz içindeyken endişeliydik.
|
Ali Bulaç
|
Dediler ki: "Biz doğrusu daha önce, ailemiz (yakın akrabalarımız) içinde endişe edip korkardık."
|
Ali Fikri Yavuz
|
Şöyle derler: “- Biz, bundan önce ailemizle birlikte (dünyada iken azabdan ve Allah’a isyan etmekten) korkuyorduk.
|
Ali Ünal
|
“Biz”, derler, “ailemiz içinde (onların hidayeti ve âkıbetleri konusunda) dikkatli ve titizdik.
|
Bayraktar Bayraklı
|
Şöyle derler: “Şüphesiz biz bundan önce ailemizin içerisinde korkardık.”
|
Bekir Sadak
|
(26-28) «Dogrusu bundan once ailemizin yaninda bile korku icindeydik; Allah lutfedip bizi kavurucu azabdan korudu; dogrusu bundan once de O'na yalvariyorduk; suphesiz O, iyilik yapandir, aciyandir» derler.*
|
Celal Yıldırım
|
Derler ki: Hakikat biz bundan önce (Dünya'da) ailemiz içinde korkup endişe duyardık ?
|
Cemal Külünkoğlu
|
(26-27) Şöyle derler: “Biz, bundan önce (dünyada) ailemizle birlikte (azaptan ve Allah'a karşı gelmekten) sakınırdık. Allah da bize lütfetti ve bizi iliklere işleyen cehennem azabından korudu.”
|
Diyanet İşleri (eski)
|
(26-28) 'Doğrusu bundan önce ailemizin yanında bile korku içindeydik; Allah lütfedip bizi kavurucu azabdan korudu; doğrusu bundan önce de O'na yalvarıyorduk; şüphesiz O, iyilik yapandır, acıyandır' derler.
|
Diyanet Vakfi
|
Derler ki: «Daha önce biz, aile çevremiz içinde bile (ilâhî azaptan) korkardık.»
|
Edip Yüksel
|
“Daha önce halkımızın arasında çekinirdik“ derler,
|
Elmalılı Hamdi Yazır
|
Demektedirler: Evet biz bundan evvel ehlimizde korkular içinde idik.
|
Erhan Aktaş
|
“Doğrusu biz, daha önce ailemizden dolayı korkuyorduk.”
|
Gültekin Onan
|
Dediler ki: "Biz doğrusu daha önce ehlimiz (yakın akrabalarımız) içinde (iken) endişe edip korkardık."
|
Hakkı Yılmaz
|
(25-28) Birbirlerinin yüzüne dönüp soruyorlar: “Gerçekte biz daha önce ailemiz içinde korkanlardan idik. Allah bizi kayırdı ve bizi içe işleyen azaptan korudu. Şüphesiz biz daha önce, O'na yalvarıyor idik. Şüphesiz O, iyilik yapanın, acıyanın ta kendisidir.”
|
Harun Yıldırım
|
Dediler ki: “Gerçekten biz, daha önce ailelerimiz arasında korku içinde idik.”
|
Hasan Basri Çantay
|
(Şöyle) diyerek: «Biz hakıykat bundan evvel (dünyâda) ailelerimiz içinde (aakıbetimizden) korkanlardık».
|
Hayrat Neşriyat
|
Derler ki: 'Daha önce gerçekten biz, (dünyada) âilemizin yanında iken (Allah’dan)korkan kimselerdik!'
|
İbni Kesir
|
Derler ki: Gerçekten biz, bundan önce ailelerimiz arasında korku içindeydik.
|
İskender Evrenosoğlu
|
“Gerçekten biz daha önce ailemizle beraberken korkuyorduk.” dediler.
|
Kadri Çelik
|
Derler ki: “Biz doğrusu daha önce, ailemiz içinde (ilahi azaptan) endişe edip korkanlardık.”
|
Mehmet Ali Eroğlu
|
"Temel ailemiz içindeyken endişeliydik. Akıbetimizin ne olacağınız düşünür,
|
Mehmet Okuyan
|
Demiş (olacak)lar ki: “Daha önce biz, ailemiz içinde (azaptan) korkardık.
|
Muhammed Celal Şems
|
Onlar diyecekler ki: “Biz daha önce akrabalarımız arasındayken (hep) korku duyardık.”
|
Muhammed Esed
|
Onlar, "Bakın" diyecekler, "eskiden, çoluk çocuğumuz arasında yaşadığımız sıralarda, (Allah'ın bizden razı olmadığını düşünerek) korku içindeydik;
|
Mustafa Çevik
|
17-28 Şirkten, küfürden, nankörlükten sakınarak Allah’ın daveti olan hayat nizamına sarılanlar ise cennetlerde çeşit çeşit nimetlere kavuşacak, ebedî saadet, zevk ve safa içinde yaşayacaklar. Rableri onları cehennem ateşinden uzak tutacak. Cennette sıra sıra dizilmiş tahtlarına oturacak, Allah’ın kendilerine lütfettiği tertemiz, saf ve güzel gözlü eşleri ile yaşayacaklar. Bu mü’minlerin kendileri gibi iman edip, imanlarının gereklerini yerine getiren, soylarından olanlarını da cennetlerde buluşturacağız. Böylece hiç kimsenin ameli karşılıksız kalmayacak ve Biz onlara cennetlerde canlarının çektiği etin, meyvenin tertemiz olan her çeşidini ikram edeceğiz. Cennete layık görülenler orada, kendilerine boş sözler söyletmeyen, dengesiz davranışlar yaptırmayan, içeni günaha sokmayan ve insanın içtikçe içesi gelen içeceklere kavuşacak, hiç yaşlanma endişesi ve emaresi olmayan, ölümsüz gençlikler yaşayacaklar, tıpkı kabuklarının içinde saklanmış inciler gibi pırıl pırıl ve tertemiz kimseler olarak birbirleriyle sohbet ederlerken, “Biz dünyada çoluk çocuğumuzla yaşarken, bir yandan da sonumuz ne olacak diye de korkar dururduk, şükürler olsun ki Rabbimiz bizi kavurucu ateşin azabından korudu. Biz dünya hayatımızda iyi ki Allah’tan başkasına dua edip yardım dilememişiz. Şüphesiz Rabbimiz kendisine böyle yönelenlere karşı çok şefkatli, merhametli ve lütufkârdır.” diyecekler.
|
Mustafa İslamoğlu
|
Diyecekler ki: "Vaktiyle bizler, ailemiz hakkında endişeye kapılıp tir tir titrerdik;
|
Ömer Nasuhi Bilmen
|
(25-26) Bazıları bazısı üzerine yönelip sual ediverirler. Derler ki: «Biz muhakkak ki, evvelce ailelerimiz arasında korkar kimseler idik.»
|
Ömer Öngüt
|
Derler ki: "Biz daha önce dünyada iken âilelerimizin yanında korkular içinde idik. "
|
Şaban Piriş
|
-Biz, ailemizin yanında, daha önce korku içindeydik, derler.
|
Sadık Türkmen
|
Derler ki: “Doğrusu biz bundan önce, yakın çevremiz içinde, korkup ürperenlerdik.
|
Seyyid Kutub
|
Derler ki: «Daha önce biz, ailemiz içinde korkardık.»
|
Suat Yıldırım
|
(26-27) "Biz dünyada, ailemiz içinde iken sonumuzdan endişe ederdik. Ama şükürler olsun ki Allah bize lütfetti ve bizi, o kavuran ateşten korudu.
|
Süleyman Ateş
|
"Daha önce biz âilemiz içinde (iken sonumuzdan) korkardık." dediler.
|
Süleymaniye Vakfı
|
“Dünyadayken ailemizin akıbeti konusunda yüreğimiz titrerdi değil mi?
|
Tefhim-ul Kuran
|
Dediler ki: «Biz doğrusu daha önce, ailemiz (yakın akrabalarımız) içinde endişe edip korkanlardık.»
|
Ümit Şimşek
|
Derler ki: 'Biz bundan önce ailemizin arasındayken korkardık.
|
Yaşar Nuri Öztürk
|
"Daha önce biz, ailemiz içinde endişe ile ürperiyorduk."
|