Abdulbaki Gölpınarlı
|
Ölüm baygınlığı, gerçek olarak gelip çattı mı buydu işte denir, senin kaçıp durduğun.
|
Abdullah Parlıyan
|
Ölüm baygınlığı gerçek olarak gelip çattı mı, ona işte bu senin kaçıp durduğun şeydir denilir.
|
Adem Uğur
|
Ölüm sarhoşluğu gerçekten gelir de: İşte (ey insan) bu, senin öteden beri kaçtığın şeydir, denir.
|
Ahmed Hulusi
|
Hak olarak Sekrat'ül Mevt (ölüm sarhoşluğu) yaşanmaya başlanmıştır! İşte bu senin kendisinden kaçıp durduğun şeydir.
|
Ahmet Tekin
|
Kurulu ilâhî düzenin gereği, varlığında şüphe olmayan hak ilâh Allah’ın icraatıyla ölüm sarhoşluğu gerçekleştiği zaman:'İşte ey insan, bu senin öteden beri kaçtığın şeydir.'denir.
|
Ahmet Varol
|
Bir de ölüm sarhoşluğu gerçek olarak gelmiştir. 'İşte bu kendisinden kaçtığın şeydir.'
|
Ali Bulaç
|
O, ölüm sarhoşluğu, bir gerçek olarak gelip de, (insana) "İşte bu, senin yan çizip kaçmakta olduğun şeydir" (denildiği zaman da).
|
Ali Fikri Yavuz
|
Bir de ölüm sarhoşluğu (can çekişme) gerçek olarak gelmiştir. (Ey insanoğlu!) işte bu, senin kaçıp durduğun şey!...
|
Ali Ünal
|
Allah’ın kaçınılmaz takdiri olarak ölüm sekeratı nihayet gelip çatar: “İşte, sürekli olarak kendisinden kaçıp kurtulmaya çalıştığın gerçek!”
|
Bayraktar Bayraklı
|
Ölüm sarhoşluğu gerçekten gelecek, “İşte ey insan! Bu, senin öteden beri kaçtığın şeydir” denecek.
|
Bekir Sadak
|
Olum sarhoslugu gercekten gelir, ey insan, iste bu senin oteden beri korkup kactigin seydir.
|
Celal Yıldırım
|
Ölümün kendinden geçirme sıkıntısı gerçekten gelince, ona : İşte bu senin ürküp korktuğun şeydir, denilir.
|
Cemal Külünkoğlu
|
(Bir gün) ölüm sarhoşluğu bir hakikat olarak insana gelir de ona: “İşte bu, senin öteden beri kaçıp durduğun şeydir” (denir).
|
Diyanet İşleri (eski)
|
Ölüm sarhoşluğu gerçekten gelir, ey insan, işte bu senin öteden beri korkup kaçtığın şeydir.
|
Diyanet Vakfi
|
Ölüm sarhoşluğu gerçekten gelir de: İşte (ey insan) bu, senin öteden beri kaçtığın şeydir, denir.
|
Edip Yüksel
|
Sonunda ölüm sarhoşluğu gerçekten gelmiştir; işte senin kendisinden kaçıp durduğun şey budur.
|
Elmalılı Hamdi Yazır
|
Ve ölüm sekeratı hakk ile geldikte işte diye: o senin kaçıp durduğun
|
Erhan Aktaş
|
Ölümün sarhoşluğu kaçınılmaz bir gerçek olarak gelince, “İşte senin kaçtığın şey budur!”
|
Gültekin Onan
|
O, ölüm sarhoşluğu, bir gerçek olarak gelip de, (insana) "işte bu, senin yan çizip kaçmakta olduğun şeydir" (denildiği zaman da).
|
Hakkı Yılmaz
|
Ölümün sarhoşluğu gerçekten gerçek ile gelmiştir de: –“Ey insan! İşte bu, senin kaçıp durduğun şeydir.”–
|
Harun Yıldırım
|
Derken ölüm sarhoşluğu bir hak olarak gelmiş olacaktır. “Kendisinden nefret edip kaçtığın şey işte budur.!”
|
Hasan Basri Çantay
|
(Bir gün bakarsın ki) ölüm baygınlığı, gerçek olarak gelmiş. «İşte bu, senin kaçıb durduğun şey» (denilmiş) dir.
|
Hayrat Neşriyat
|
Ve ölüm sarhoşluğu hak olarak gelmiştir. (O vakit ona:) '(Ey insan!) İşte bu, kendisinden kaçıp durduğun şeydir!' (denilir.)
|
İbni Kesir
|
Ölüm sarhoşluğu gerçekten geldi. İşte bu; senin öteden beri kaçıp durduğun şeydir.
|
İskender Evrenosoğlu
|
Ve ölüm sarhoşluğu hak ile geldi. İşte senin ondan kaçtığın şey budur.
|
Kadri Çelik
|
Ölüm sarhoşluğu gerçekten gelir. (Ey insan!) İşte bu senin öteden beri korkup uzaklaştığın şeydir.
|
Mehmet Ali Eroğlu
|
Açıkça ölüm sarhoşluğu gelip çattığında, kaçıp durduğun şey budur denir.
|
Mehmet Okuyan
|
Ölüm sarhoşluğu gerçeği getirir; (insana) “İşte bu, senin kaçtığın şeydir!” (denir).
|
Muhammed Celal Şems
|
(19-20) Ölüm baygınlığı elbette gelecek. (O zaman Biz,) “İşte kaçmak istediğin budur!” (diyeceğiz.) Borazan üflenecek ve “Azap uyarısının günü budur işte,” (denilecek.)
|
Muhammed Esed
|
Ve (sonra,) ölüm kabusu, kendisiyle beraber (asıl) gerçeği de ortaya koyacaktır -işte bu, (ey insan,) senin her zaman kaçtığın şeydir!-
|
Mustafa Çevik
|
Hayatının tüm ayrıntıları bilinen ve kayıt altına alınan insan, nihayet kaçınılmaz olan ölümle yüz yüze gelir. İşte o zaman kendisine, “Aklına getirmek istemedi
ğin, kabul etmekten kaçındığın gerçek budur.” denilir.
|
Mustafa İslamoğlu
|
Derken ölüm kabusu tüm gerçekliğiyle çıkagelir; (ki) işte bu (ey insan), senin köşe bucak kaçtığın şeydir!
|
Ömer Nasuhi Bilmen
|
Ve ölümün şiddeti bihakkın gelince: «İşte bu, kendisinden kaçınır olduğun şey» (denilecektir).
|
Ömer Öngüt
|
Ölüm sarhoşluğu bir gün gerçekten gelir. "İşte bu senin öteden beri korkup kaçtığın şeydir. " denir.
|
Şaban Piriş
|
Ölüm sarhoşluğu gerçekten geldiğinde, ona denir ki: -İşte senin kaçıp durduğun şey!
|
Sadık Türkmen
|
Gerçekten ölüm sarhoşluğu gelir; “İşte kendisinden kaçtığın şey budur!” (denilir).
|
Seyyid Kutub
|
Ölüm sarhoşluğu bir gün Hakk'ı getirir de «İşte ey insan bu, senin öteden beri kaçtığın şeydir» denir.
|
Suat Yıldırım
|
Vakti geldiğinde ölüm sekeratı başlayınca, can çekiştiği sırada insana "İşte" denir, "senin en çok nefret edip kaçtığın şey!"
|
Süleyman Ateş
|
Ölüm sarhoşluğu gerçekten geldi. İşte (ey insan) bu, senin öteden beri kaçtığın şeydir.
|
Süleymaniye Vakfı
|
Ölüm sarhoşluğu, o gerçeği (ölümü) getirir; işte kaçıp durduğun şey!
|
Tefhim-ul Kuran
|
O ölüm sarhoşluğu, bir gerçek olarak gelip de, (insana) «İşte bu, senin yan çizip kaçmakta olduğun şeydir» (denildiği zaman da).
|
Ümit Şimşek
|
Derken ölüm sarhoşluğu gerçekten geliverir. İşte buydu kaçıp durduğun şey!
|
Yaşar Nuri Öztürk
|
Ölüm sarhoşluğu hak olarak geldi. İşte bu, senin kaçıp durduğun şeydir.
|