Abdulbaki Gölpınarlı
|
Derken onu ıssız bir yere çıkardık ve o, hastaydı da.
|
Abdullah Parlıyan
|
Ama balığın karnında bizi andı, tesbih etti biz de O'nu hasta bir halde, gölgesiz boş bir yere bıraktık.
|
Adem Uğur
|
Halsiz bir vaziyette kendisini dışarı çıkardık.
|
Ahmed Hulusi
|
Biz Onu hasta (yıpranmış - sağlıksız) olarak çıplak arazide (kuvvelerin bilinmediği bir ortamda) bıraktık.
|
Ahmet Tekin
|
Biz onu hasta, halsiz bir halde, bir açık alana çıkardık.
|
Ahmet Varol
|
Biz de onu, hasta bir halde çıplak boş bir alana attık.
|
Ali Bulaç
|
Sonunda o hasta bir durumdayken çıplak bir yere (sahile) attık.
|
Ali Fikri Yavuz
|
Hemen onu sahile attık, hasta idi.
|
Ali Ünal
|
Ama Biz O’nu ağaçsız, çıplak bir sahile attık; o anda bitkin bir haldeydi.
|
Bayraktar Bayraklı
|
Onu bitkin bir halde açık araziye attık.
|
Bekir Sadak
|
Halsiz bir halde iken kendisini sahile cikardik.
|
Celal Yıldırım
|
Onu çıplak bir sahile attık, hasta idi.
|
Cemal Külünkoğlu
|
Derken biz onu hasta bir hâlde sahile çıkardık.
|
Diyanet İşleri (eski)
|
Halsiz bir halde iken kendisini sahile çıkardık.
|
Diyanet Vakfi
|
Halsiz bir vaziyette kendisini dışarı çıkardık.
|
Edip Yüksel
|
Onu çöl gibi bir sahile attık, yorgun ve bitkin…
|
Elmalılı Hamdi Yazır
|
Hemen biz onu alana attık hasta idi
|
Erhan Aktaş
|
Sonunda, onu bitkin bir halde ıssız bir yere attık.
|
Gültekin Onan
|
Sonunda o hasta bir durumdayken çıplak bir yere (sahile) attık.
|
Hakkı Yılmaz
|
Sonra Biz, o fikir sancısı çekerken o'nu sahile attık, o'nu bunalımdan kurtardık.
|
Harun Yıldırım
|
Halsiz bir vaziyette kendisini dışarı çıkardık.
|
Hasan Basri Çantay
|
İşte biz onu, kendisi de hasta olarak, açık bir yere (çıkarıb) bırakdık.
|
Hayrat Neşriyat
|
Bunun üzerine kendisi hasta bir hâlde iken onu (ağaçsız bir) alana attık.
|
İbni Kesir
|
Rahatsız bir halde iken Biz, onu açıklık bir yere attık.
|
İskender Evrenosoğlu
|
Bunun üzerine onu, bitkin (hasta) bir halde boş bir alana (sahile) attık.
|
Kadri Çelik
|
Sonunda o hasta bir durumdayken onu çıplak bir yere (sahile) attık.
|
Mehmet Ali Eroğlu
|
Fakat balık karnında bizi andı. Onu hasta halde, çıplak çorak bir yere, sahile atmışızdır.
|
Mehmet Okuyan
|
181 Gönderilen bütün elçilere selam olsun!
|
Metin Durali
|
Biz onu hasta bir halde bir alana çıkardık.
(Allah’ın takdir ettiği kadar kürek mahkûmluğu yaptı, esirlere çok az yiyecek verildiğinden fizikî olarak da çok güçsüz düştüğünden, seneler sonra artık işlerine yaramadığından korsanlar tarafından ıssız bir kıyıya atıldı. Detaylı açıklama için: https://kurankissalarininsistematigi.wordpress.com/2013/12/03/18-bolum-yunus-hakkinda-bilinmeyenler/)
|
Muhammed Celal Şems
|
Sonra onu çok hasta bir halde geniş bir alana çıkardık.
|
Muhammed Esed
|
ama biz o'nu manevi çöküntü/iç huzursuzluğu içinde ıssız bir kıyıya çıkarttık,
|
Mustafa Çevik
|
145-148 Daha sonra Biz Yunus’u bitkin bir vaziyette sahile attırdık, güneşten korunması için de başına geniş yapraklı bir ağaç diktik. Kendini toparlayınca da onu tekrar umudunu kesip terk ettiği ve nüfusu da yüz binden fazla olan kavmine gönderdik, o da kavmini tekrar yaratılış sebepleri olan hakikate çağırmaya devam etti. Bu sefer kavmi ona inanıp, davete iman ederek yaşamaya başladı. Biz de onları dünya nimetlerinden bol bol yararlandırdık.
|
Mustafa İslamoğlu
|
Sonunda Biz onu bitkin bir halde ıssız ve çorak bir kıyıya çıkarttık;
|
Ömer Nasuhi Bilmen
|
(145-146) Artık O'nu kendisi hasta olduğu halde bir açık yere atıverdik. Ve O'nun üzerine kabak nev'inden bir ağaç bitirdik.
|
Ömer Öngüt
|
Onu çıplak bir sahile attık, o hasta idi.
|
Şaban Piriş
|
Ama biz onu bitkin (hasta) olduğu halde bir yere çıkardık.
|
Sadık Türkmen
|
Biz onu çorak bir yere/sahile attık, hasta-bitkin bir halde iken!
|
Seyyid Kutub
|
Biz de onu halsiz bir durumda ağaçsız çıplak bir yere attık.
|
Suat Yıldırım
|
Derken Biz onu ağaçsız çıplak bir sahile attık, o bitkin bir halde idi.
|
Süleyman Ateş
|
(Ama balığın karnında bizi andı, tesbih etti, biz de) Onu hasta bir halde ağaçsız, çıplak bir yere attık.
|
Süleymaniye Vakfı
|
Sonra onu açık bir alana attık; hastaydı.
|
Tefhim-ul Kuran
|
Sonunda o hasta bir durumdayken onu çıplak bir yere (sahile) attık.
|
Ümit Şimşek
|
Sonra onu hasta halde boş bir araziye attık.
|
Yaşar Nuri Öztürk
|
Bir süre sonra onu, çıplak araziye attık. Hastalanmıştı.
|