Abdulbaki Gölpınarlı
|
Ve bir kısmı, bir kısmına yönelir de, birbirlerini sorumlu sayarlar.
|
Abdullah Parlıyan
|
Onlardan kimi, kimine yönelip birbirini sorumlu tutmaya kalkışırlar.
|
Adem Uğur
|
(İşte bu duruma düştükleri vakit) onlardan bir kısmı, diğerlerine yönelir, birbirlerini sorumlu tutmaya çalışırlar.
|
Ahmed Hulusi
|
Birbirlerini sorgulayıp suçlarlar!
|
Ahmet Tekin
|
Onlar birbirine dönmüş, birbirlerine suç atıyorlar, birbirlerini sigaya çekiyorlar.
|
Ahmet Varol
|
Birbirlerine dönüp sorarlar.
|
Ali Bulaç
|
Kimi kimine yönelmiş olarak birbirlerine soruyorlar:
|
Ali Fikri Yavuz
|
Onlar birbirlerini suçlayıb çekişirler.
|
Ali Ünal
|
Birbirlerine yönelip, söz düellosuna girişirler:
|
Bayraktar Bayraklı
|
Dönüp birbirlerine soracaklar.
|
Bekir Sadak
|
Birbirlerine donup sorusurlar.
|
Celal Yıldırım
|
Birbirlerine yönelip soruşturmaya başlarlar:
|
Cemal Külünkoğlu
|
(27-28) (Onlarda) birbirlerine dönüp sitem etmeye kalkışırlar. (Kötülükte kendilerine uyanlar, uydukları kimselere:) “Siz bize sağdan (en sağlam taraftan) gelirdiniz (bize haktan yana görünürdünüz).”
|
Diyanet İşleri (eski)
|
Birbirlerine dönüp soruşurlar.
|
Diyanet Vakfi
|
(İşte bu duruma düştükleri vakit) onlardan bir kısmı, diğerlerine yönelir, birbirlerini sorumlu tutmaya çalışırlar.
|
Edip Yüksel
|
Dönüp birbirlerini sorgularlar.
|
Elmalılı Hamdi Yazır
|
Ve ba'zısına dönmüş soruyorlardır:
|
Erhan Aktaş
|
Karşılıklı olarak birbirlerini suçluyorlar.
|
Gültekin Onan
|
Kimi kimine yönelmiş olarak birbirlerine soruyorlar:
|
Hakkı Yılmaz
|
Ve onların bazısı bazısına dönmüş/ yüzyüze gelmiş, soruşuyorlar/ birbirlerini sorumlu tutuyorlar.
|
Harun Yıldırım
|
Onlardan bir kısmı, diğerlerine yönelir, birbirlerini sorumlu tutmaya çalışırlar.
|
Hasan Basri Çantay
|
Onlardan kimi kimine yönelib birbirini mes'ûl tutmıya kalkışırlar.
|
Hayrat Neşriyat
|
Ve onlar birbirlerine yönelmiş, karşılıklı (olarak birbirlerini) mes’ûl tutarlar(çekişirler).
|
İbni Kesir
|
Bir kısmı bir kısmına dönerek soruştururlar.
|
İskender Evrenosoğlu
|
Ve karşılıklı yönelip birbirlerine (hesap) sorarlar.
|
Kadri Çelik
|
Kimi kimine yönelmiş olarak birbirlerine soruşurlar.
|
Mehmet Ali Eroğlu
|
(27-28) Artık bir birine dönüp sorarlar: "Gerçekten bize sağdan gelip yanaşıyordunuz" derler
|
Mehmet Okuyan
|
Onların bir kısmı bir kısmına dönüp (hesap) soracaklar.
|
Muhammed Celal Şems
|
Onlardan bir grup dikkatini diğerine yöneltip, (onunla) tartışacak.
|
Muhammed Esed
|
fakat (çok geç kaldıklarından) birbirlerine dönüp bakacaklar ve birbirlerinden (geçmiş günahlarının yükünü hafifletmelerini) isteyecekler.
|
Mustafa Çevik
|
22-35 O Gün onlara şöyle seslenilecek, “İşte yalanlayıp inanmadığınız, öyle şey mi olur? dediğiniz ve Allah’ın davetine uyanlarla, uymayanların birbirlerinden ayırt edileceği gün.” bu gündür. Allah O Gün görevli meleklere, “Toplayın bütün inkârcıları! Müşrikleri ve onlar tarafından ilah kabul edilenleri! Hepsine birden cehennemin yolunu gösterin, cehennemin kapısına geldiklerinde orada durdurun çünkü orada onlara sorulacak: “Şimdi söyleyin bakalım neden dünyada olduğu gibi burada da birbirinize yardım etmiyorsunuz?” Artık gerçek karşısında başlarını eğip teslim olmaktan başka yapacakları hiçbir şey de kalmamıştır. Ancak buraya gelmemize, sizler sebep oldunuz diye birbirlerini suçlayacaklar ve peşlerinden gittikleri önderlerine, “Siz hep doğrudan yana olduğunuzu söyleyerek bize yaklaşıp aldattınız.” diyecekler. Önderleri de onlara, “Hayır, aslında siz de peygamber ve kitaplarla, Allah adına yapılan davete inanmak istemediniz, bizim bu konuda sizin üzerinizde zorlayıcı bir gücümüz yoktu. Sizler zaten azgın, nankör, kibre kapılmış, gerçeği inkâra hazır kimselerdiniz. Artık şimdi kalkıp da birbirimizi suçlamamızın kimseye bir faydası yok, Rabbimizin azap hükmü sizin için de, bizim için de kesinleşti, hep birlikte hak ettiğimiz azabı çekeceğiz. Evet, sizi de isyana, azgınlığa teşvik ettik çünkü biz de azmış kimselerdik.” diyecekler ve o gün hepsi birlikte azapta ortak olacaklar. Davet edildikleri Allah merkezli hayat nizamından yüz çevirip, müşrik ve kâfir olmayı tercih edenleri işte böyle cezalandırırız.
|
Mustafa İslamoğlu
|
Ve birbirlerine yönelerek başlayacaklar hesap sormaya...
|
Ömer Nasuhi Bilmen
|
(26-27) Hayır. Bugün onlar (zelilâne bir halde) teslimiyette bulunmuş kimselerdir. Ve onların bazıları bazılarına yönelerek muhasemede bulunurlar.
|
Ömer Öngüt
|
Onlar birbirlerini suçlayıp çekişirler.
|
Şaban Piriş
|
Birbirlerine dönüp sitem ederler, sorarlar.
|
Sadık Türkmen
|
Ve birbirlerine dönerek, birbirlerini sorumlu tutacaklar.
|
Seyyid Kutub
|
Onlardan kimi kimine yönelip birbirini mesul tutmaya kalkışırlar.
|
Suat Yıldırım
|
Birbirlerine dönüp itham ederek karşılıklı soru yöneltirler.
|
Süleyman Ateş
|
Birbirlerine döndüler, soruyorlar.
|
Süleymaniye Vakfı
|
Kimisi kimisine dönüp birbirlerini sorguya çekerler.
|
Tefhim-ul Kuran
|
Kimi kimine yönelmiş olarak birbirlerine soruyorlar:
|
Ümit Şimşek
|
Döner, birbirlerini suçlarlar.
|
Yaşar Nuri Öztürk
|
Birbirlerine dönerek birşeyler sorup duruyorlar.
|