Abdulbaki Gölpınarlı
|
Emri, bir şeyin yaratılmasına taalluk eder, birşeyi yaratmayı dilerse ona ol der, hemen oluverir.
|
Abdullah Parlıyan
|
Bir şeyin olmasını mı istedi, O'nun emri bu konuda sadece “Ol” demektir. O da hemen oluverir.
|
Adem Uğur
|
Bir şey yaratmak istediği zaman Onun yaptığı "Ol" demekten ibarettir. Hemen oluverir.
|
Ahmed Hulusi
|
Bir şeyi irade ettiğinde, O'nun hükmü, ona "Kün = Ol!"dan (olmasını istemesinden) ibarettir!. . (O şey kolaylıkla) olur.
|
Ahmet Tekin
|
Bir şey isteyince, bir planı icraya karar verince, kurduğu aslî düzenin gereği emri, 'Ol' demekten ibarettir. Hemen istediği şey oluverir.
|
Ahmet Varol
|
Bir şeyi istediğinde O'nun emri sadece ona: 'Ol' demesidir. O da hemen oluverir.
|
Ali Bulaç
|
Bir şeyi dilediği zaman, O'nun emri yalnızca: "Ol" demesidir; o da hemen oluverir.
|
Ali Fikri Yavuz
|
Allah’ın şanı, bir şeyin olmasını dilediği zaman, ona sadece “ol” demektir; o oluverir.
|
Ali Ünal
|
O bir şeyi murad buyurduğu zaman O’nun yaptığı iş, sadece ona “Ol” demekten ibarettir, o şey de hemen oluverir.
|
Bayraktar Bayraklı
|
“O, bir şeyi yaratmak istediği zaman, O'nun işi, sadece o şeye ‘ol' demektir; o da hemen oluşmaya başlar.”
|
Bekir Sadak
|
Bir seyi diledigi zaman, O'nun buyrugu sadece, o seye «Ol» demektir hemen olur.
|
Celal Yıldırım
|
O, bir şeyi (var kılmayı) dileyince, O'nun emri sadece «ol!» demesidir, o şey hemen oluverir.
|
Cemal Külünkoğlu
|
Bir şey(in olmasını) istediği zaman, O'nun buyruğu sadece, o şeye: “Ol” demektir ve o şey hemen oluverir.
|
Diyanet İşleri (eski)
|
Bir şeyi dilediği zaman, O'nun buyruğu sadece, o şeye 'Ol' demektir, hemen olur.
|
Diyanet Vakfi
|
Bir şey yaratmak istediği zaman Onun yaptığı «Ol» demekten ibarettir. Hemen oluverir.
|
Edip Yüksel
|
Bir şeyi dilediği zaman, ona sadece “Ol!“ der ve o da hemen oluverir.
|
Elmalılı Hamdi Yazır
|
Onun emri bir şeyi murad edince ona sâde ol demektir, o oluverir
|
Erhan Aktaş
|
O, bir şey yaratmak istediğinde, ona: “Ol.” der. O da hemen oluverir.
|
Gültekin Onan
|
Bir şeyi dilediği zaman O'nun buyruğu yalnızca "ol" demesidir; o da hemen oluverir.
|
Hakkı Yılmaz
|
Şüphesiz ki O, bir şeyi dilediğinde, O'nun buyruğu/işi o şeye “Ol!” demektir; o da hemen oluverir.
|
Harun Yıldırım
|
Bir şey yaratmak istediği zaman Onun yaptığı "Ol" demekten ibarettir. Hemen oluverir.
|
Hasan Basri Çantay
|
Onun emri, bir şey'i dilediği zaman, ona ancak «Ol» demesinden ibâretdir. O da oluverir.
|
Hayrat Neşriyat
|
Bir şeyi(n olmasını) dilediği zaman, O’nun emri, ona sâdece 'Ol!' demektir, (o da)hemen oluverir.
|
İbni Kesir
|
Bir şeyi murad ettiği zaman, O'nun emri sadece ona; ol, demektir. O da oluverir.
|
İskender Evrenosoğlu
|
O (Allah), bir şey irade ettiği (dilediği) zaman O'nun emri, sadece ona: "Ol!" demektir. O, hemen olur.
|
Kadri Çelik
|
Bir şeyi dilediği zaman, O'nun emri, ona yalnızca: “Ol” demesidir; o da hemen oluverir.
|
Mehmet Ali Eroğlu
|
Yaratmayı dilediyse eğer hemen dilediği şekilde, hemen ona "ol" der ve hemen yaratır
|
Mehmet Okuyan
|
Bir şey(in olmasını) istediği zaman O’nun durumu o şeye sadece “Ol!” demektir; o da hemen olmaya başlar.
|
Muhammed Celal Şems
|
O’nun yalnız emri kâfidir. Bir şeyin var olmasına karar verdiğinde, ona yalnız “Ol!” der, o (da) olmaya başlar (ve kesinlikle olur.)
|
Muhammed Esed
|
O, Tek'tir, Biricik'tir, öyle ki bir şeyin olmasını istediğinde ona sadece "Ol!" der; ve o (şey hemen) oluverir.
|
Mustafa Çevik
|
Allah, o eşsiz yaratma ilmi ve gücü ile bir şeyi yaratmayı dilediğinde ona sadece “ol” der ve o da hemen oluş sürecine girer ve olur.
|
Mustafa İslamoğlu
|
O, eşsiz yaratışıyla bir şeyin olmasını dilediği zaman, sadece ona "Ol!" demesi yeter: o da hemen oluş sürecine girer.
|
Ömer Nasuhi Bilmen
|
O'nun emri, bir şeyi murad ettiği zaman ancak ona «Ol!» demesidir ki, o da hemen oluverir.
|
Ömer Öngüt
|
Bir şeyi dilediği zaman, O'nun emri sadece "Ol!" demekten ibarettir. O da hemen oluverir.
|
Şaban Piriş
|
Bir şey istediği zaman, O’nun tek yaptığı sadece: -Ol! demekten ibarettir. O da hemen oluverir.
|
Sadık Türkmen
|
Allah bir şeyi oluşturmayı muradederse/dilerse ona (sadece), “Ol” der, o şey derhal oluşmaya başlar.
|
Seyyid Kutub
|
Bir şey dilediği zaman. O'nun buyruğu sadece, o şeye «Ol» demektir, hemen olur.
|
Suat Yıldırım
|
Bir şeyi dilediğinde O’nun buyruğu, sadece "Ol!" demektir, hemen oluverir...
|
Süleyman Ateş
|
O'nun işi, bir şeyi(n olmasını) istedi mi ona, sadece "ol!" demektir, hemen oluverir.
|
Süleymaniye Vakfı
|
Bir şeyi irade[*] ettiğinde yaptığı tek şey ‘Ol!’ demesidir sonra o şey oluşur.
[*] İrâde, istemek ve dilemektir. Allah kullarının, imtihanı başarmalarını irade eder ama herkes başaramaz. Bir âyet şöyledir: “Allah size, her şeyi açık açık göstermeyi; sizi, sizden öncekilerin doğru yollarına yönlendirmeyi ve tevbenizi kabul etmeyi irade eder. Allah bilir, doğru kararlar verir.” (Nisa 4/26) Bu âyete göre Allah “ol” emrini vermeden onun iradesi gerçekleşmez. İmtihanla ilgili konularda “ol” emrini, sadece gereğini yapanlar için verir.
Ayetteki شَيْئاً (= şey’en) mastar, ondaki tenvîn ise muzafun ileyhten ıvazdır. Yani شيءٍ شيئ iken muzafun ileyh olan şey شيئ kaldırılmış yerine tenvîn konmuştur. Kaldırılan isimdir ve mastar olan شيئ’in mef’ûlüdür. Ayetteki كُنْ tam fiildir ve faili şey (شيئ)’dir. Şey (شيئ)’in kendisi henüz oluşmamış olsa da ölçüsü oluştuğu için emre muhatap kılınmıştır.
Ayetteki فَيَكُونُ (feyekûn) da tam fiildir. Bu sebeple (إِذَا أَرَادَ شَيْئاً)’e;” إِذَا أَرَادَ إحداث شيء وتكوينه = bir şeyi var etmek ve oluşturmak istediği zaman” anlamı verilir. Çünkü tam olan كُنْ = kün’ün anlamı, “kevvin كوِّنْ= oluşmaya başla!” veya “uhdus أحدث = varlık sahnesine çık” şeklindedir. Buradan hareketle mastar olan شيئ’in, ihdas (إحداث) ve tekvîn (تكوين) anlamında olduğu ortaya çıkar. İhdas, ‘yokken var etmek’, tekvîn ise ‘oluşturmak’tır. Bize göre tekvîn anlamı daha uygundur.
|
Tefhim-ul Kuran
|
Bir şeyi dilediği zaman, O'nun emri, ona yalnızca: «Ol» demesidir; o da hemen oluverir.
|
Ümit Şimşek
|
Birşeyin olmasını dilediğinde, Onun işi 'Ol' demekten ibarettir; o da oluverir.
|
Yaşar Nuri Öztürk
|
O birşeyi istediğinde, buyruğu sadece şunu söylemektir: "Ol!" Artık o, oluverir.
|