Abdulbaki Gölpınarlı
|
Onlarla dileyip arzuladıkları şeylerin arasına bir engeldir çekildi artık, nitekim daha önce onların yolunu tutanlara da böyle olmuştu; şüphe yok ki onlar, tereddüt içindeydiler, şüpheye düşmüşlerdi.
|
Abdullah Parlıyan
|
Artık kendileriyle arzuladıkları iman ve cennete girme arasına engel çekilmiştir. Tıpkı kendilerinden evvel yaşayıp gitmiş olanlara yapıldığı gibi. Çünkü bunlarda öncekiler gibi ahiret, hesap ve azaptan büyük bir kuşku içindeydiler.
|
Adem Uğur
|
Artık, bundan önce benzerlerine yapıldığı gibi, kendileriyle arzu ettikleri şey arasına perde çekilmiştir. Şüphesiz onlar, kendilerini endişeye düşüren bir korku içindeydiler.
|
Ahmed Hulusi
|
Daha önce benzerlerine yapıldığı gibi onlarla, iştahla arzuladıkları şey arasına engel konmuştur! Muhakkak ki onlar kendilerini huzursuz kılan kuşku içindedirler.
|
Ahmet Tekin
|
Bundan önce, izlerinden giderek inkârda, isyanda, ilâhî kuralları tanımamada devamları oldukları; Allah’ın kitabından, sünnetten ve ümmetten ayrılan, baskıcı, zorba, medeniyetten nasiplenmemiş, ayrılıkçı, kapalı geçmiş toplumlara yapıldığı gibi, kendileriyle arzu ettikleri şey arasına set çekilmiş, ayrılık girmiştir... Hâlâ onlar, hak kitaba, Kuran’a karşı sû-i zanlarının-art niyetlerinin beslediği şüpheler içindedirler.
|
Ahmet Varol
|
Daha önce benzerlerine yapıldığı gibi kendileriyle arzuladıkları şeyler arasına engel konmuştur. Onlar gocundurucu bir tereddüt içindeydiler.
|
Ali Bulaç
|
(Şimdi) Kendileriyle istek duydukları şeyler arasında perde çekilmiştir; daha önce benzerlerine yapıldığı gibi. Çünkü onlar, kuşku verici bir tereddüt içinde idiler.
|
Ali Fikri Yavuz
|
Artık kendileriyle (dünyaya dönüş) arzularının arasına engel çekilmiştir. Nitekim bundan evvel emsallerine de böyle yapılmıştı. Çünkü onlar (azab ve kıyamet hakkında) endişe veren bir şüphe içinde idiler.
|
Ali Ünal
|
Artık, tıpkı daha önce ölen ve kendileriyle aynı inancı paylaşan herkese yapıldığı gibi, onlarla (dünyada iken) arzu ve iştah duyup peşlerinden koştukları şeyler arasına bir set çekilmiştir. Ümitsiz bir şüphenin içinde bocalayıp duruyorlardı onlar.
|
Bayraktar Bayraklı
|
Bundan önce de benzerlerine yapıldığı gibi, kendileri ile arzuladıkları iman arasına engel konulacak. Çünkü onlar, derin bir şüphe içindeydiler.
|
Bekir Sadak
|
Kendileriyle, arzuladiklari seyler arasina artik engel konur; nitekim, daha once, kendilerine benzeyenlere de ayni sey yapilmisti. Cunku onlar suphe ve endise icindeydiler. *
|
Celal Yıldırım
|
Artık onlarla arzuladıkları şey arasına bir perde gerilmiştir. Daha önce benzerlerine yapıldığı gibi. Doğrusu onlar hep zan ve iftiraya itici bir şüphe içindeydiler.
|
Cemal Külünkoğlu
|
Artık kendileriyle (dünyaya dönüş) arzularının arasına engel çekilmiştir. Nitekim bundan evvel emsallerine de böyle yapılmıştı. Çünkü onlar (azap ve kıyamet hakkında) derin bir şüphe içinde idiler.
|
Diyanet İşleri (eski)
|
Kendileriyle, arzuladıkları şeyler arasına artık engel konur; nitekim, daha önce, kendilerine benzeyenlere de aynı şey yapılmıştı. Çünkü onlar şüphe ve endişe içindeydiler.
|
Diyanet Vakfi
|
Artık, bundan önce benzerlerine yapıldığı gibi, kendileriyle arzu ettikleri şey arasına perde çekilmiştir. Şüphesiz onlar, kendilerini endişeye düşüren bir korku içindeydiler.
|
Edip Yüksel
|
Sonunda, hoşlandıkları şeylerden yoksun bırakılırlar. Kendilerinden önceki benzerlerine de aynı şey yapılmıştı. Onlar aşırı bir kuşku içinde idiler.
|
Elmalılı Hamdi Yazır
|
Artık kendileriyle arzularının arasına sed çekilmiştir, tıpkı bundan evvel emsallerine yapıldığı gibi, çünkü hepsi işkilli bir şek bulunuyorlardı
|
Erhan Aktaş
|
Tıpkı bundan önce benzerlerine yapıldığı gibi; artık canlarının arzu ettiğini yapamayacaklar. Onlar derin bir kuşku içindeydiler.1
1- Kıyamet Günü’yle karşılaşacaklarına dair.
|
Gültekin Onan
|
(Şimdi) Kendileriyle istek duydukları şeyler arasında perde çekilmiştir; daha önce benzerlerine yapıldığı gibi. Çünkü onlar, kuşku verici bir tereddüt içinde idiler.
|
Hakkı Yılmaz
|
Artık tıpkı bundan önce benzerlerine yapıldığı gibi, kendileriyle arzularının arasına set çekilmiştir. Şüphesiz onlar endişe veren bir şüphe içinde idiler.
|
Harun Yıldırım
|
Artık, bundan önce benzerlerine yapıldığı gibi, kendileriyle arzu ettikleri şey arasına perde çekilmiştir. Şüphesiz onlar, kendilerini endişeye düşüren bir korku içindeydiler.
|
Hasan Basri Çantay
|
(Artık) kendileriyle arzu edegeldikleri şeylerin arasına bir sed çekilmişdir, bundan evvel benzerlerine de yapıldığı gibi. Çünkü hepsi de (insanları) kötü zanna düşüren bir şübhe içinde idiler.
|
Hayrat Neşriyat
|
Artık, onlarla canlarının çekmekte oldukları şeyler arasına engel konulmuştur. Nitekim daha önce benzerlerine de böyle yapılmıştı. Çünki onlar, (kendilerine) kuşku veren bir şübhe içinde idiler.
|
İbni Kesir
|
Onlarla arzuladıkları şeylerin arasına bir engel konulmuştur. Daha önce benzerlerine yapıldığı gibi. Şüphesiz onlar şiddetli bir tereddüt ve şüphe içindedirler.
|
İskender Evrenosoğlu
|
Ve onlarla, onların istedikleri şeylerin arası ayrıldı, daha önce de (onlardan öncekilerin istedikleri) şeylere yapıldığı gibi. Muhakkak ki onlar, endişe veren bir şüphe içindeydiler.
|
Kadri Çelik
|
(Şimdi) Tıpkı bundan önce benzerlerine (yoldaşlarına) yapıldığı gibi kendileriyle istek duydukları şeyler arasında perde çekilmiştir. Çünkü onlar, kuşku verici bir tereddüt içinde idiler.
|
Mehmet Ali Eroğlu
|
Bundan öncekilere olduğu gibi, kendileriyle istedikleri şey arasında onlara perde çekilmiştir. Eh işte bunlar kıyamet hakkında insanları kötü zanna düşüren bir şüpheye içindeydiler.
|
Mehmet Okuyan
|
Bundan önce benzerlerine yapıldığı gibi, kendileriyle arzu ettikleri şey arasına perde çekilmiş (olacak)tır. Şüphesiz ki onlar kuşkulandıran bir şüphe içindeydiler.
|
Muhammed Celal Şems
|
Daha önce (de) benzerlerine yapıldığı gibi, onlarla istekleri arasında bir engel konulacak. Şüphesiz onlar, daima rahatsız edici bir şüphe içinde kaldılar.
|
Muhammed Esed
|
Böylece, kendileri ile istek ve özlemleri arasına bir set çekilecektir, tıpkı onlardan önce yaşayıp gitmiş olanlara yapıldığı gibi; çünkü ötekiler (de) şüpheye varan bir tereddüt içinde boğulup gitmişlerdi.
|
Mustafa Çevik
|
50-54 De ki: “Şayet ben bildirilen doğrulardan saparsam kendime zulmetmiş, zarar vermiş olurum. Rabbimin davetine uyarsam, ancak o zaman doğru yolu bulmuş olurum. Allah kuluna şah damarından daha yakındır ve O her şeyi işitir.” Sen Allah’ın âyetlerine kulağını tıkayıp aklını kullanmayanların Kıyamet Günü kıskıvrak yakalandıkları zaman ki korkuyla nasıl büzüldüklerini, kaçacak yer bulamayıp da perişan olduklarını bir görsen! İşte O Gün: “Biz peygamberlerin Allah adına yaptıkları davete inandık.” diyecekler. Fakat asıl inandık, iman ettik demeleri gereken dünya, artık onlardan çok uzakta kalmıştır. Bu Gün iman etmelerinin kendilerine hiçbir faydası olmayacaktır. Hâlbuki onlar hakikate sırtlarını dönmüş, umursamazlıktan gelmişlerdi. Şimdi bunlar kendilerinden öncekiler gibi dünyaya geri döndürülüp O’na yönelmenin arzusu ile yalvaracaklar, fakat artık dünyaya dönüş ile aralarına aşılması imkânsız bir set çekilmiştir.
|
Mustafa İslamoğlu
|
Artık kendileriyle arzu ve özlemleri arasına bir set çekilmiştir; tıpkı kendilerinden önce geçip gitmiş kafadarlarına yapıldığı gibi: çünkü ötekiler de korku ve endişeyle karışık bir kuşku içinde (helak) olup gitmişlerdi.
|
Ömer Nasuhi Bilmen
|
Artık kendileriyle arzu ettikleri şey arasına bir ayrılık girmiştir. Nasıl ki, evvelce onların benzerleri hakkında da yapılmıştı. Muhakkak ki onlar, şüpheye düşüren bir tereddüt içinde idiler.
|
Ömer Öngüt
|
Daha önce benzerlerine yapıldığı gibi, kendileriyle arzu ettikleri şeyler arasına perde çekilir. Çünkü onlar şüphe ve endişe içinde idiler.
|
Şaban Piriş
|
Arzu duydukları şeyler ile aralarına engel kondu. Daha önce benzerlerine de yapıldığı gibi. Çünkü onlar, şüphe ve tereddüt içinde idiler.
|
Sadık Türkmen
|
Kendileriyle, iştahla arzuladıkları şeyler arasına perde çekilmiştir! Tıpkı, daha önce, onların benzerlerine yapıldığı gibi. Çünkü onlar faydasız bir şüphe/tereddüt içindeler.
|
Seyyid Kutub
|
Şimdi kendileri ile özlemleri arasına perde gerildi. Tıpkı daha önceki yoldaşlarına yapıldığı gibi. Hiç kuşkusuz onlar koyu bir şüphe içinde idiler.
|
Suat Yıldırım
|
Neticede, tıpkı daha önce benzerlerine yapıldığı gibi, kendileriyle arzu ettikleri şey arasına sed çekilir.Çünkü onlar, kıyamet hakkında gerçekten insanları kötü zanna düşüren bir şüphe içindeydiler.
|
Süleyman Ateş
|
Tıpkı bundan önce benzerlerine yapıldığı gibi, kendileriyle arzu ettikleri şey arasına perde çekildi. Doğrusu, onlar katmerli bir kuşku içindedirler.
|
Süleymaniye Vakfı
|
Bunlarla çok istedikleri şey[1*] arasına da engel[2*] konmuş olacaktır. O engel, daha önce kendi yandaşlarına da[3*] konmuştu. Bunlar şüphe duyup ikileme düşmüşlerdi. hepsi korkutucu bir şüphe[4*] içindedirler.
[1*] Kabirde iken geri dönme isteği, hesap gününde ise affedilme ve şefaat isteği.
[2*] Kabirdekiler için ruhun, işe yaramaz hale gelmiş bedene dönmesine engel Bkz: (Müminûn 23/99-100), cehennemde iken oradan kaçmalarını engelleyen görevli melekler (Muddesir 74/30-31) ve Araf Tepeleri (Araf 7/46)
[3*] Ölümü daha önce gerçekleşmiş olanlara
[4*] Kendini doğrulara kapatanların hayatta iken yaşadıkları huzursuzluk ve ızdırap için bakınız: (Enam 6/125)
|
Tefhim-ul Kuran
|
(Şimdiki) Kendileriyle istek duydukları şeyler arasında perde çekilmiştir; daha önce benzerlerine yapıldığı gibi. Çünkü onlar, kuşku verici bir tereddüt içinde idiler.
|
Ümit Şimşek
|
Artık onlarla arzu ettikleri şey arasına bir perde çekilmiştir-tıpkı daha önceki benzerlerine yapıldığı gibi. Çünkü onlar daha önce bu konuda derin bir şüphe içindeydiler.
|
Yaşar Nuri Öztürk
|
Artık kendileriyle, iştahla arzuladıkları şey arasına engel konmuştur. Tıpkı daha önce benzerlerine yapıldığı gibi. Gerçek şu ki onlar, tutarsızlığa iten bir kuşku içindeydiler.
|