el cinne - cin

  
Abdulbaki Gölpınarlı Melekler, tenzîh ederiz seni derler, sensin bizim sâhibimiz ve yardımcımız, onlar değil. Hayır, onlar, cinlere kulluk ediyorlardı, çoğu, onlara inanıyordu.
Abdullah Parlıyan Melekler de: “Sen kudret ve egemenliğinde eksiksiz ve kusursuzsun!” derler. “Onlara karşı bize yakın olan koruyucumuz yalnız sensin, onlar değil. Hayır, onlar bize ibadet ettiklerini zannettikleri zaman, aslında cinlere tapıyorlardı, çoğu onlara inanmışlardı” diyecekler.
Adem Uğur (Melekler de:) Sen yücesin, bizim dostumuz onlar değil, sensin. Belki onlar cinlere tapıyorlardı. Çoğu onlara inanmıştı; diyecekler.
Ahmed Hulusi (Melekler) dedi ki: "Subhansın sen. Sensin Veliyy'miz, onlar değil. . . Bilakis onlar cinne tapıyorlardı; çoğunluğu onlara iman etmişti (tanrı olarak). "
Ahmet Tekin Melekler de, 'Seni tenzih ederiz. Bizim onlara karşı sığınacak velimiz, koruyucumuz, işlerimizi havale edeceğimiz hâmimiz, emirlerini dinlediğimiz otorite sensin. Hayır, onlar cinlere tapıyorlardı. Çoğu onlara inanmıştı.' diyecekler.
Ahmet Varol Derler ki: 'Seni tenzih ederiz. Bizim dostumuz onlar değil sensin. Hayır, onlar cinlere tapıyorlardı. Çoğu onlara inanmıştı.'
Ali Bulaç (Melekler) Derler ki: "Sen yücesin, bizim velimiz sensin, onlar değil. Hayır, onlar cinlere tapıyordu ve çoğu onlara iman etmişlerdi."
Ali Fikri Yavuz (Melekler şöyle) diyecekler: “-(Senden başkasına ibadet edilmekten) seni tenzih ederiz. Bizim sığınacak velimiz onlar değil, sensin. Doğrusu onlar cinlere (şeytanlara) tapıyorlardı, çoğu onlara inanmışlardı.”
Ali Ünal Melekler, “Tesbih ederiz Seni, Sen tapılmada ortakları olmaktan mutlak münezzehsin. Bizim sahibimiz, koruyucumuz, ma’budumuz ancak Sen’sin; bizim onlarla bu manâda hiçbir münasebetimiz olamaz ve olmamıştır.” diyeceklerdir. Hayır, onlar (meleklere de değil,) aslında cinlere tapıyorlardı; çoğu gerçekten onların mü’miniydi.
Bayraktar Bayraklı Melekler, “Hâşâ! Seni tenzih ederiz. Sen bizim velimizsin, onlar değil. Tam aksine, onlar cinlere tapıyorlardı. Onların çoğu onlara inanıyorlardı” diyecekler.
Bekir Sadak Melekler: «Hasa, bizim dostumuz onlar degil, Sensin. Hayir; onlar bize degil cinlere tapiyorlardi, cogu onlara inaniyorlardi» derler.
Celal Yıldırım Melekler, «seni tesbîh ve tenzîh ederiz; onlar değil, sen bizim yegâne sahibimizsin. Hayır, onlar, cinlere tapıyorlardı; çoğu onlara inanmışlardı,» diyecekler.
Cemal Külünkoğlu (Melekler de:) “Senin şanın yücedir. Bizim koruyucumuz onlar değil, sensin. Hayır, onlar bize değil, cinlere tapıyorlardı. Onların çoğu cinlere inanıyordu” diyecekler.
Diyanet İşleri (eski) Melekler: 'Haşa, bizim dostumuz onlar değil, Sensin. Hayır; onlar bize değil cinlere tapıyorlardı, çoğu onlara inanıyorlardı' derler.
Diyanet Vakfi (Melekler de:) Sen yücesin, bizim dostumuz onlar değil, sensin. Belki onlar cinlere tapıyorlardı. Çoğu onlara inanmıştı; diyecekler.
Edip Yüksel Dediler ki, “Sen yücesin, velimiz (dostumuz) onlar değil, Sensin. Hayır, onlar cinlere hizmet ediyorlardı. Çokları onları onaylıyordu.”
Elmalılı Hamdi Yazır Demişlerdir: Zati sübhanına arzı tenzih ederiz, sensin onlara karşı bizim sığınacak veliymiz, hayır onlar cinlere tapıyorlardı, ekserisi onlara inanmışlardı.
Erhan Aktaş Onlar: “Seni tenzih1 ederiz. Bizim velimiz2 onlar değil, Sen’sin. Bilakis, onlar, cinlere3 kulluk ediyorlardı. Çoğu onlara inanıyorlardı.” dediler.

1- Eş koşulanların ve eş yakıştırılan niteliklerin tamamından arındırma. 2- Koruyucu, yardımcı, gözeten, destekleyici, yandaş. 2- Duyuları ile kavrayamadıkları uydurulmuş, gizemli varlıklara.
Gültekin Onan (Melekler) Derler ki: "Sen yücesin, bizim velimiz sensin, onlar değil. Hayır onlar cinlere tapıyordu ve çoğu onlara inançlılardı."
Hakkı Yılmaz Onlar: “Seni tenzih ederiz. Onlara karşı bizim koruyucu, yol gösterici yakınımz Sensin. Tam tersi onlar gizli güçlere tapıyorlardı. Çoğu onlara inananlardı” dediler.
Harun Yıldırım (Melekler de:) Sen yücesin, bizim dostumuz onlar değil, sensin. Belki onlar cinlere tapıyorlardı. Çoğu onlara inanmıştı; diyecekler.
Hasan Basri Çantay (Melekler de): «Seni (ortakdan) tenzîh ederiz. Bizim yârimiz onlar değil, Sensin. Belki onlar cinlere tapıyorlardı ve çoğu onlara îman edicilerdi» diyecekler.
Hayrat Neşriyat (Melekler:) 'Seni tenzîh ederiz; bizim velîmiz onlar değil, sensin! Hayır! (Onlar,)cinlere (şeytanlara) tapıyorlardı. Onların çoğu, onlara inanan kimselerdi' derler.
İbni Kesir Melekler: Tenzih ederiz Seni, bizim dostumuz onlar değil Sensin. Hayır, onlar cinnlere tapıyorlardı ve çoğu da onlara iman etmişlerdi, derler.
İskender Evrenosoğlu (Melekler) dediler ki: "Sen Sübhan'sın (herşeyden münezzeh, çok yüce). Bizim velîmiz onlar değil, Sensin. Hayır, onlar cinlere tapıyorlardı. Onların çoğu, onlara (cinlerin söylediklerine) inananlardır."
Kadri Çelik (Melekler) Derler ki: “Sen yücesin! Bizim velimiz sensin; onlar değil. Hayır, onlar cinlere tapmaktaydı ve çoğu onlara iman etmiş kimselerdi.”
Mehmet Ali Eroğlu "Bizim dostumuz velimiz sensin, onlar değil. Seni tenzih ederiz sen yücesin" der onlar. Elbette hayır, onlar cinlere tapıyordu ve onların çoğu onlara iman etmişlerdi. (der melekler)
Mehmet Okuyan (Melekler de) “Sen yücesin; bizim dostumuz onlar değil, sensin. Aslında onlar cinlere tapıyorlardı. Çoğu onlara inanmıştı.” diyeceklerdir.
Muhammed Celal Şems Onlar diyecekler ki: “Sen her türlü eksiklikten uzaksın. Dostumuz (olan) Sensin, onlar değil!” Onlar (hayali ve) gizli varlıklara taparlardı. Çoğu, ancak onlara inanırlardı.
Muhammed Esed Melekler: "Sen, kudret ve egemenliğinde eksiksiz ve kusursuzsun!" derler, "Bize yakın olan (yalnız) Sensin, onlar değil! Hayır, onlar (bize ibadet ettiklerini zannettikleri zaman, aslında) duyuları ile kavrayamadıkları güçlere (körcesine) tapıyorlardı; çoğu onlara inanmıştı".
Mustafa Çevik 40-43 Hesap Günü Allah dünya hayatlarında meleklerin yardımına sığınanlarla melekleri bir araya getirecek ve onlardan soracak, “Sizleri Allah’la birlikte ilah edinip yardım talep ederek Allah’a ortak koşanlar bunlar mıydı?” Melekler ise şöyle cevap verecekler: “Hâşâ! Bizim asla onların bizden beklediklerini yapmaya gücümüz yetmez. Onlar bizim dostumuz da olamazlar, bizim dostumuz Sensin. Onlar şeytanın vesvesesine kapılıp, körcesine onun tuzağına düşüp oyununa alet oldular.” Bunun üzerine müşrik ve kâfirlere Allah şöyle diyecek: “Siz yaratılmış olanlardan hiçbiriniz, bir diğerinize ne bir fayda verebilir ne de gelecek bir zararı önlemeye güç yetirebilirsiniz. Şimdi inanmak istemediğiniz cehennem azabını tadın bakalım!” Bunlar Allah adına apaçık âyetlerle kendilerini davet eden Peygamber’e: “Bu adam bizleri atalarımızın hayat nizamından koparmak, onun yerine başka bir nizam kurmak isteyen biri, söyledikleri de kendi uydurduklarından başka bir şey değil. Kur’an’da Allah’a isnat ettiği büyüleyici sözlerden ibaret bir düzmece.” diyerek karşı çıkmışlardı.
Mustafa İslamoğlu (Melekler) "Aşkın olan zatını tenzih ederiz ki onlar değil, Sensin bizim velimiz! Hayır, onlar öteden beri cinlere tapıyorlardı; bunların çoğu onlara iman etmişti!" diyecekler.
Ömer Nasuhi Bilmen Melekler de (diyeceklerdir ki, Yarabbi!) «Seni tenzih ederiz. Bizim velîmiz, onlar değil Sen'sin. Hayır. Onlar cinlere tapar olmuşlardı. Onların birçokları onlara imân ediciler idi.»
Ömer Öngüt Melekler: "Seni tesbih ederiz, bizim dostumuz onlar değil sensin. Onlar aslında cinlere tapıyorlardı ve çoğu onlara inanmıştı. " derler.
Şaban Piriş -Seni tenzih ederiz, Bizim velimiz sensin. Onlar değil. Hayır, onlar cinlere kulluk ediyorlardı. Çoğu onlara inanıyordu, derler.
Sadık Türkmen Derler ki: “Seni tenzih ederiz/Sen yücesin! Bizim velimiz/koruyucumuz onlar değil Sensin. Hayır onlar, cinlere (görmedikleri varlıklara) sığınıyor/kulluk ediyorlardı. Birçoğu onlara iman edicilerdi.”
Seyyid Kutub Melekler derler ki; «Seni her türlü noksanlıktan tenzih ederiz. Bizim dayanağımız, koruyucumuz onlar değil sensin. Hayır, onlar cinlere tapıyorlardı, çoğu onlara inanıyorlardı.»
Suat Yıldırım Onlar: "Müşriklerin iddialarından Seni tenzih ederiz. Bizim dostumuz, koruyucumuz onlar değil, sadece Sensin! Hayır, onlar bize değil, cinlere tapıyor ve ekserisi onlara inanıyorlardı." diye cevap verirler.
Süleyman Ateş (Melekler) derler ki: "Sen yücesin, bizim velimiz (koruyucumuz) onlar değil, sensin. Hayır, onlar cinlere tapıyorlardı. Çokları onlara inanıyorlardı."
Süleymaniye Vakfı Melekler: "Biz sana içten boyun eğeriz, bize en yakınımız (velimiz) onlar değil, sensin. Aslında onlar, görmedikleri varlıklara[*] kulluk ediyor, çoğu onlara inanıyordu" diyeceklerdir.

[*] Tercüme ettiğimiz kelime الْجِنَّ=cin’dir. Cin,görünmeyen demektir. Melekler, ayette sözü edilen müşriklerin, kendilerine değil, görmedikleri hayali varlıklara ibadet ettiklerini ifade etmektedirler.

Tefhim-ul Kuran (Melekler) Derler ki: «Sen yücesin, bizim velimiz sensin, onlar değil. Hayır, onlar cinlere tapmaktaydı ve çoğu onlara iman etmişlerdi.»
Ümit Şimşek Melekler 'Seni tenzih ederiz,' derler. 'Onlarla bizim hiçbir ilgimiz yok; bizim velimiz Sensin. Onlar bize değil, cinlere tapıyordu; çoğu onlara inanıyordu.'
Yaşar Nuri Öztürk Melekler derler ki: "Tespih ederiz seni! Bizim Velî'miz sendin, onlar değil. Doğrusu şu ki, onlar cinlere tapıyorlardı. Onların çoğu cinlere iman etmekteydi."