Abdulbaki Gölpınarlı
|
Yalan yere Allah'a mı iftirâ etmede, yoksa bir delilik mi var onda? Hayır, âhirete inanmayanlar, azapta ve pek büyük bir sapıklık içinde.
|
Abdullah Parlıyan
|
O peygamber olduğunu iddia eden, bile bile Allah'a karşı yalan mı uyduruyor, yoksa kendisinde bir aklî dengesizlik mi var? Asla! Peygamberde hiçbir delilik alâmeti yoktur; ama ahirete inanmayanlar, pek büyük bir sapıklık içinde azaba batıp gitmişlerdir.
|
Adem Uğur
|
Acaba o, yalan yere Allah'a iftira mı etmiştir? Yoksa onda delilik mi var? (dediler). Hayır! Ahirete inanmayanlar azaptadırlar ve derin bir sapıklık içindedirler.
|
Ahmed Hulusi
|
"(Acaba o adam) Allâh'a atfen bir yalan mı uydurdu yoksa onda bir cinnet mi söz konusu?" (dediler). . . Tam tersine, sonsuz gelecek yaşamlarına iman etmeyenler, azap ve (hakikatten) uzak düşmüş bir sapma içindedirler.
|
Ahmet Tekin
|
'Acaba Allah adına yalan mı uydurdu, yoksa kendisinde cinlere mahkum olmuşluk, delilik belirtileri mi var?' dediler. Hayır, âhirete, ebedî yurda iman etmeyenler, azâba maruz kalacaklar, dünyada da tamamen başlarına buyruk bir hayat içinde büsbütün hak yoldan uzak, dalâlet, bozuk düzen ve sıkıntı içinde yaşayacaklar.
|
Ahmet Varol
|
'O Allah'a karşı yalan mı uydurdu yoksa kendisinde bir delilik mi var?' Hayır, ahirete inanmayanlar azabın ve uzak bir sapıklığın içindedirler.
|
Ali Bulaç
|
" Allah'a karşı yalan mı düzüp uyduruyor, yoksa kendisinde bir delilik mi var?" Hayır, ahirete inanmayanlar, azabta ve uzak bir sapıklık içindedirler.
|
Ali Fikri Yavuz
|
O, bir yalanı Allah’a iftira mı edib duruyor? Yoksa kendisinde bir cinnet mi var? (Hayır, onların dediği gibi değil) doğrusu, o ahirete iman etmiyenler (öldükten sonra dirilmeyi inkâr edenler, ahirette hakdan) uzak bir sapıklıkla azab içindedirler.
|
Ali Ünal
|
“(Bu adam,) bir yalan uydurup onu Allah’a mı isnat ediyor, yoksa kendisinde bir delilik mi var, (anlayamadık)!” Hayır, hiç de öyle değil. Gerçek şu ki, Âhiret’e inanmayanlar, (zihnen ve kalben) azap içindedirler ve doğru yoldan bütün bütün sapmış ve uzaklaşmış durumdadırlar.
|
Bayraktar Bayraklı
|
“Allah hakkında yalan mı uyduruyor, yoksa aklını mı yitirmiş bu?” dediler. Bilakis, âhirete inanmayanlar azaptadırlar ve derin bir sapıklık içindedirler.
|
Bekir Sadak
|
(7-8) Inkar edenler, insanlara: «Size, siz parca parca dagilip yok oldugunuz zaman yeniden dirileceginizi haber veren bir adam gosterelim mi? Allah'a karsi yalan mi uyduruyor, yoksa kendisinde delilik mi vardir?» derler. Hayir; ahirete inanmayanlar, azapta ve derin bir sapiklik icindedirler.
|
Celal Yıldırım
|
O, Allah'a karşı yalan mı uyduruyor, yoksa kendisinde aklî dengesizlik mi var ? Hayır, Âhiret'e inanmayanlar (haktan çok) uzak sapıklık içinde, azâb içindedirler.
|
Cemal Külünkoğlu
|
“Bu adam Allah adına yalan mı uyduruyor, yoksa deli midir?” Hayır, aslında ahirete inanmayanlar, koyu bir sapıklığın ve azabın pençesindedir.
|
Diyanet İşleri (eski)
|
(7-8) İnkar edenler, insanlara: 'Size, siz parça parça dağılıp yok olduğunuz zaman yeniden dirileceğinizi haber veren bir adam gösterelim mi? Allah'a karşı yalan mı uyduruyor, yoksa kendisinde delilik mi vardır?' derler. Hayır; ahirete inanmayanlar, azapta ve derin bir sapıklık içindedirler.
|
Diyanet Vakfi
|
«Acaba o, yalan yere Allah'a iftira mı etmiştir? Yoksa onda delilik mi var?» (dediler). Hayır! Ahirete inanmayanlar azaptadırlar ve derin bir sapıklık içindedirler.
|
Edip Yüksel
|
“ALLAH’a yalan mı yakıştırıyor, yoksa kendisinde delilik mi var?“ Halbuki ahireti onaylamayanlar, uzak bir sapıklık ve azap içindedirler.
|
Elmalılı Hamdi Yazır
|
Bir yalanı Allaha iftira etmekte mi? Yoksa kendisinde bir cinnet mi var? Hayır doğrusu o Âhırete inanmıyanlar uzak bir dalâletle azâb içindeler
|
Erhan Aktaş
|
Bu adam, ya uydurduklarını Allah’a dayandırıyor ya da cinnet geçiriyor! Hayır, aslında ahirete inanmayanlar, çaresizlik ve derin bir sapkınlık içindedirler.
|
Gültekin Onan
|
Tanrı'ya karşı yalan mı düzüp uyduruyor, yoksa kendisinde bir delilik mi var?" Hayır, ahirete inanmayanlar, azabta ve uzak bir sapıklık içindedirler.
|
Hakkı Yılmaz
|
(7,8) Ve kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimseler şöyle dediler: “Siz çürüyüp, didik didik parçalandığınız vakit, kesinlikle yeni bir oluşturuluş içinde bulunacaksınız diye, size haber veren bir kişiyi size gösterelim mi? O, bir yalanı Allah'a uydurdu mu, yoksa kendisinde bir delilik mi var?” Tam tersi, âhirete inanmayan kimseler, azap ve uzak bir sapıklık içindedirler.
|
Harun Yıldırım
|
"Acaba o, yalan yere Allah'a iftira mı etmiştir? Yoksa onda delilik mi var?" (dediler). Hayır! Ahirete inanmayanlar azaptadırlar ve derin bir sapıklık içindedirler.
|
Hasan Basri Çantay
|
O, Allaha karşı yalan yere iftira mı etdi? Yoksa onda bir delilik mi var? Hayır, âhirete inanmamakda olanlar (orada) azâbda, (dünyâda da hakdan) uzak (bir) sapıklık içindedirler.
|
Hayrat Neşriyat
|
(O inkâr edenler yine dediler ki:) '(O kendisi,) Allah’a karşı bir yalan mı uydurdu, yoksa kendisinde bir delilik mi var?' (dediler.) Hayır! Âhirete inanmayanlar, azâb içinde ve(haktan) uzak dalâlet içindedirler.
|
İbni Kesir
|
Allah'a karşı yalan mı uyduruyor, yoksa kendisinde bir delilik mi vardır? Hayır, ahirete inanmayanlar azabtadırlar, uzak bir sapıklık içindedirler.
|
İskender Evrenosoğlu
|
Allah'a yalanla iftira mı etti? Yoksa onda cinnet (delilik) mi var? Hayır, onlar, ahirete inanmayanlar, azapta ve uzak bir dalâlet içindedirler.
|
Kadri Çelik
|
“Allah'a karşı yalan mı düzüp uyduruyor, yoksa kendisinde bir delilik mi var (dediler)?” Hayır, ahirete inanmayanlar, azap ve derin bir sapıklık içindedirler.
|
Mehmet Ali Eroğlu
|
“Söylenip uyduruyor, onu Allah'a mı mal ediyor, yoksa kendisinde delilik mi var?” Elbette hayır, ahirete inanmayan kimseler, azapta ve çok derin bir sapıklık içindedirler
|
Mehmet Okuyan
|
Acaba o, Allah’a yalan mı uydurmuştur? Yoksa onda cinlenmişlik mi var?” Hayır! Ahirete inanmayanlar (orada) azapta (olacaklar)dır ve derin bir sapkınlık içindedir.
|
Muhammed Celal Şems
|
“Allah’a karşı yalan mı uydurdu, yoksa onda delilik mi var?” Hayır! Aslında ahirete inanmayanlar, azap ve derin bir sapıklık içindedirler.
|
Muhammed Esed
|
O, (bile bile) kendi uydurmalarını mı Allah'a isnad ediyor; yoksa bir deli mi?" Asla! (Peygamber'de hiçbir delilik yoktur;) ama ahirete inanmayanlar azaba gark olacak ve büyük bir sapkınlık içinde bulunacaklardır.
|
Mustafa Çevik
|
7-11 Gerçeğin üstünü örtmeye kendilerini şartlandırmış olanlar da birbirlerine alaylı bir biçimde, “Ölüp parçalara ayrılıp, un ufak olduktan sonra yeniden diriltilip hesaba çekileceğinizi söyleyen şu adama bakın, kim bilir daha buna benzer neler söyleyecek.” derler. Arkasından da şöyle demeye devam ederler: “Bu adam, ya kendi uydurduklarını Allah’a isnat eden bir yalancı yahut aklını oynatmış bir deli.” Hayır gerçek hiç de onların dediği gibi değil, aslında o Âhiret Günü’ne inanmak istemeyenler, Hesap Günü ile karşılaşmak istemedikleri için, saplandıkları bataklıkları içinde debelenip durmakta, gerçeği duymak istememektedirler. Bunlar kendilerini çepeçevre kuşatan göğün, yerin ve her ikisinin arasında bulunanlara, kurduğumuz nizamla onlara nasıl hükmettiğimize bakıp da hiç düşünmüyorlar mı? Şayet Biz dilersek onları yerin dibine batırır ya da başlarına gökten taş yağdırırız. Aklını kullanıp düşünenlerin ve Allah’ı layıkıyla kavrayanların bu âyetlerden çıkaracağı dersler vardır. Gökyüzünde ve yeryüzünde yarattıklarımıza nasıl hükmettiğimizi görüp düşünen Davud, Rabbinin ilim ve kudretinin yüceliğini kavrayıp, O’nun davetine yürekten sarılınca Biz de ona peygamberlik ve hükümdarlık bahşettik. Dağların ve kuşların Rablerinin kendileri için oluşturduğu nizam ve yasalara teslim olarak yaşayışları, âdeta Davud’un teslimiyetine de ilham kaynağı olup onu teşvik ediyordu. Biz Davud’a demiri eritip, ona hükmetmeyi de öğrettik ve ona insan vücudunu koruyacak ne ince ne de kalın olmak üzere zırh yapmasını bellettik. Sonra da, yaptıklarını ve yapacaklarını Allah’ın rızası doğrultusunda kullanmasını bildirdik. Ey mü’minler! Ne yaparsanız yapın, Allah’ın sizin yaptıklarınızdan haberdar olduğunu aklınızdan çıkarmayın.
|
Mustafa İslamoğlu
|
O uydurduğu yalanı Allah'a mı isnat ediyor, yoksa kendisinde delilik belirtileri mi var?" Hayır! Asıl ahirete inanmayan kimseler, can yakıcı bir terk edilmişliğe ve en uç noktada bir sapıklığa mahkum olacaklar.
|
Ömer Nasuhi Bilmen
|
Allah'a karşı iftira mı etmiş oluyor? Yoksa onda bir cinnet mi var? Hayır. O ahirete inanmayanlar azap içinde ve pek uzak bir sapıklık içindedirler.
|
Ömer Öngüt
|
"Acaba o, Allah'a karşı yalan mı uyduruyor, yoksa kendisinde bir delilik mi var?" Hayır! Ahirete inanmayanlar azaptadırlar ve uzak bir sapıklık içindedirler.
|
Şaban Piriş
|
-O, Allah hakkında yalan mı uyduruyor yoksa deliliği mi var? Hayır! Ahirete inanmayanlar azapta ve derin bir sapıklık içindedirler.
|
Sadık Türkmen
|
O, yalan yere Allah’a iftira mı ediyor? Yoksa kendisinde bir mecnunluk mu var?” Aksine, ahirete inanmayan kimseler; azapta ve uzak bir sapkınlık içindedirler.
|
Seyyid Kutub
|
Bu adam Allah adına yalan mı uyduruyor, yoksa deli midir? Hayır aslında ahirete inanmayanlar, koyu bir sapıklığın ve azabın pençesindedirler.
|
Suat Yıldırım
|
Yalan uydurup onu Allah’a mı mal ediyor; yoksa kendisinde delilik mi var, bir türlü anlayamadık." Hayır, öyle değil, âhirete inanmayanlar azap ve derin bir sapıklık içindedirler.
|
Süleyman Ateş
|
"Allah'a yalan mı uydurdu, yoksa kendisinde delilik mi var?" Hayır, âhirete inanmayanlar, azâb ve uzak bir sapıklık içindedirler.
|
Süleymaniye Vakfı
|
Bu adam Allah'a karşı yalan mı uyduruyor, yoksa cinlerin etkisine mi girmiş?" Aslında Ahirete inanmayanlar tam bir ızdırap ve derin bir sapkınlık içindedirler.
|
Tefhim-ul Kuran
|
«Allah'a karşı yalan mı düzüp uyduruyor, yoksa kendisinde bir delilik mi var?» Hayır, ahirete inanmayanlar, azabta ve uzak bir sapıklık içindedirler.
|
Ümit Şimşek
|
'O Allah adına yalan mı uyduruyor, yoksa kendisinde delilik mi var?' Doğrusu, âhirete inanmayanlar azapta ve koyu bir aldanış içindeler.
|
Yaşar Nuri Öztürk
|
"Yalan düzüp Allah'a iftira mı ediyor, yoksa çıldırmış mı bu?" Hayır, söyledikleri gibi değil! Gerçek şu ki, âhirete inanmayanlar, dönüşü olmayan bir sapıklık ve bir azap içindedirler.
|