|
| |
Abdulbaki Gölpınarlı
|
Yere gireni, oradan çıkanı, gökten ineni, göğe ağanı bilir ve odur rahîm olan, suçları örten.
|
Abdullah Parlıyan
|
Yere giren ve ondan çıkan herşeyi, gökten inen ve ona yükselen herşeyi O bilir. Suçları örten ve acıyandır O.
|
Adem Uğur
|
Yerin içine gireni ve ondan çıkanı; gökten ineni, oraya çıkanı bilir. O, esirgeyendir, bağışlayandır.
|
Ahmed Hulusi
|
Arza (bedene - yeryüzüne) gireni ve ondan çıkanı; semâdan inzâl olanı (bilinçten açığa çıkanı) ve ondaki (boyutsal yükselişi) urûc edeni bilir. . . "HÛ"; Rahıym'dir, Ğafûr'dur.
|
Ahmet Tekin
|
Yerin dibine gireni, yerden çıkanı, gökten ineni, gökte yükseleni O bilir. O engin merhamet sahibidir, her şeyi koruma kalkanına alır, çok bağışlayıcıdır.
|
Ahmet Varol
|
Yerin içine gireni ve ondan çıkanı, gökten ineni ve ona yükseleni bilir. O, rahmet edendir, bağışlayandır.
|
Ali Bulaç
|
Yerin içine gireni, ondan çıkanı; gökten ineni ve oraya çıkanı bilir. O, esirgeyendir, bağışlayandır.
|
Ali Fikri Yavuz
|
O, yere gireni ve yerden çıkanı, gökten ineni ve göğe yükseleni (ne olursa olsun) hep bilir. O, Rahîm’dir= çok merhametlidir, Gafûr’dur= çok bağışlayıcıdır.
|
Ali Ünal
|
Yerde ne olup bitiyor, oraya her an ne girip oradan ne çıkıyor ve gökten ne inip, oraya ne yükseliyorsa, O hepsini bilir. O, Rahîm (bilhassa mü’minlere karşı hususî rahmeti pek bol olan)dır, Ğafûr (günahları pek çok bağışlayan)dır.
|
Bayraktar Bayraklı
|
Yerin içine gireni ve oradan çıkanı, gökten ineni ve oraya yükselen her şeyi bilir. O, çok merhametlidir; çok affedendir.
|
Bekir Sadak
|
Yere gireni ve oradan cikani, gokten ineni ve oraya yukseleni bilir. O, merhametlidir,magfiret sahibidir.
|
Celal Yıldırım
|
Yere girenleri, yerden çıkanları ; gökten inenleri, göğe yükselenleri bilir. O, çok merhamet edendir, çok bağışlayandır.
|
Cemal Külünkoğlu
|
O, toprağa giren ve ondan çıkan, gökten inen ve ona yükselen her şeyi bilir. O, çok merhamet eden, çok bağışlayandır.
|
Diyanet İşleri (eski)
|
Yere gireni ve oradan çıkanı, gökten ineni ve oraya yükseleni bilir. O, merhametlidir, mağfiret sahibidir.
|
Diyanet Vakfi
|
Yerin içine gireni ve ondan çıkanı, gökten ineni, oraya çıkanı bilir. O, esirgeyendir, bağışlayandır.
|
Edip Yüksel
|
Yere gireni, ondan çıkanı; gökten ineni ve oraya yükseleni bilir. O Rahimdir, Bağışlayandır.
|
Elmalılı Hamdi Yazır
|
Yere ne giriyor ve ondan ne çıkıyor, Gökten ne iniyor ve ona ne çıkıyor hepsini bilir, hem o, öyle rahîm, öyle ğafûr
|
Erhan Aktaş
|
O, yere gireni ve ondan çıkanı, gökten ineni ve ona yükseleni bilir. O, Çok Bağışlayıcı’dır, Rahmeti Kesintisiz’dir.
|
Gültekin Onan
|
Yerin içine gireni, ondan çıkanı; gökten ineni ve oraya çıkanı bilir. O. esirgeyendir, bağışlayandır.
|
Hakkı Yılmaz
|
Allah, yere gireni ve ondan çıkanı, gökten ineni ve onda yükseleni bilir. Ve O, engin merhamet sahibidir, kullarının günahlarını çok örten, onları cezalandırmayan ve bağışı bol olandır.
|
Harun Yıldırım
|
Yerin içine gireni ve ondan çıkanı; gökten ineni, oraya çıkanı bilir. O, esirgeyendir, bağışlayandır.
|
Hasan Basri Çantay
|
Yere ne giriyor, oradan ne çıkıyor, gökden ne iniyor, oraya ne yükselib çıkıyorsa bilir O. O, çok esirgeyici, çok yarlığayıcıdır.
|
Hayrat Neşriyat
|
Yere ne giriyor ve ondan ne çıkıyorsa, gökten ne iniyor ve onda ne yükseliyorsa, (O)bilir. Ve O, Rahîm (çok merhamet eden)dir, Gafûr (çok bağışlayan)dır.
|
İbni Kesir
|
Yere gireni, oradan çıkanı, gökten ineni ve oraya yükseleni bilir. O; Rahim'dir, Gafur'dur.
|
İskender Evrenosoğlu
|
(O, Allah) yere gireni ve ondan çıkanı, semadan ineni ve oraya yükseleni bilir. Ve O; Rahîm'dir (rahmet nuru gönderendir), Gafûr'dur (mağfiret eden, günahları sevaba çeviren).
|
Kadri Çelik
|
Yerin içine gireni, ondan çıkanı; gökten ineni ve oraya çıkanı bilir. O, esirgeyendir, bağışlayandır.
|
Mehmet Ali Eroğlu
|
Bilir O, yerin içine gireni ve ondan çıkanı, gökten ineni ve ona çıkanı. O Rahimdir, Gafurdur.
|
Mehmet Okuyan
|
Yerin içine gireni ve ondan çıkanı, gökten ineni ve oraya yükseleni bilir. O, çok merhametlidir; çok bağışlayandır.
|
Muhammed Celal Şems
|
Yere gireni (de,) ondan çıkanı (da,) gökten ineni (de,) ona çıkanı (da, O) bilir. O, çok rahmet eden ve çok bağışlayandır.
|
Muhammed Esed
|
O, toprağa giren ve ondan çıkan her şeyi, gökten inen ve ona yükselen her şeyi bilir. O, tek başına, rahmet kaynağıdır, mağfiret sahibidir.
|
Mustafa Çevik
|
Allah toprağa giren ve oradan çıkan, göğe yükselen ve oradan inen ne varsa hepsini bilendir. Allah, mü’minlere karşı da çok merhametli, şefkatli ve bağışlayıcıdır.
|
Mustafa İslamoğlu
|
Toprağa giren ve oradan çıkar her şeyi, yine gökten inen ve göğe yükselen her şeyi O bilir; ne ki tarifsiz bağışlayan da, eşsiz merhametin kaynağı olan da yine O'dur.
|
Ömer Nasuhi Bilmen
|
Yere ne giriyor ve ondan ne çıkıyor ve gökten ne iniyor ve onda ne yükseliyor, hepsini de bilir ve o rahîmdir, gafûrdur.
|
Ömer Öngüt
|
O, yere gireni de, yerden çıkanı da, gökten ineni de, göğe yükseleni de bilir. O çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
|
Şaban Piriş
|
Yere gireni, ondan çıkanı, gökten ineni, oraya yükseleni bilir. O, merhametlidir, bağışlayıcıdır.
|
Sadık Türkmen
|
O; yeryüzünün içine gireni, ondan çıkanı, gökyüzünden ineni ve oraya çıkıp yükseleni bilir! O esirgeyendir, bağışlayandır.
|
Seyyid Kutub
|
O yeraltına giren ve oradan çıkan, gökten inen ve oraya yükselen her şeyi bilir. O merhametli ve bağışlayıcıdır.
|
Suat Yıldırım
|
Yere giren ve oradan çıkan, gökten inen ve oraya yükselen ne varsa O, hepsini bilir. O rahîmdir, gafurdur (merhamet ve ihsanı boldur, çok affedicidir).
|
Süleyman Ateş
|
Yerin içine gireni ve ondan çıkanı, gökten ineni ve oraya çıkanı bilir. O, çok esirgeyen, çok bağışlayandır.
|
Süleymaniye Vakfı
|
Yere gireni ve oradan çıkanı, gökten ineni ve orada yükseleni bilir. Onun ikramı boldur, kusurları örter.
|
Tefhim-ul Kuran
|
Yerin içine gireni, ondan çıkanı; gökten ineni ve oraya çıkanı bilir. O, esirgeyendir, bağışlayandır.
|
Ümit Şimşek
|
Yere ineni de, yerden çıkanı da, gökten ineni de, göğe yükseleni de O bilir. O çok merhamet edici, çok bağışlayıcıdır.
|
Yaşar Nuri Öztürk
|
Yerin içine gireni, oradan çıkanı, gökten ineni, oraya yükseleni o bilir. Rahîm'dir O, Gafûr'dur.
|
|