Abdulbaki Gölpınarlı
|
Derken onu da, sarayını da yere geçirdik, Allah'tan başka ona yardım edecek bir topluluğa sâhip değildi ve kendisinin de kendisine bir yardımı dokunamadı.
|
Abdullah Parlıyan
|
Ve sonunda Kârûn'u da, sarayını da yerin dibine geçirdik. O'na Allah'a karşı yardım edecek bir kimse bulunmadı. Kendisinin de, kendisine bir yardımı dokunamadı.
|
Adem Uğur
|
Nihayet biz, onu da, sarayını da yerin dibine geçirdik. Artık Allah'a karşı kendisine yardım edecek avanesi olmadığı gibi, o, kendini savunup kurtarabilecek kimselerden de değildi.
|
Ahmed Hulusi
|
Nihayet onu (Karun'u) da onun mekânını da yerin dibine geçirdik! Allâh dûnunda ona yardım edecek birileri de yoktu. . . O kendini kurtaranlardan olmadı!
|
Ahmet Tekin
|
Nihayet, onu da, konağını, hazinelerini ve yurdunu da yerin dibine geçirdik. Artık Allah’ın dışında, kulları durumundakilerden, kendisine yardım edecek avanesi olmadığı gibi, o kendini savunup kurtarabilecek kimselerden de değildi.
|
Ahmet Varol
|
Sonunda onu da, konağını da yerin dibine geçirdik. Artık Allah'a karşı ona yardım edecek bir topluluğu olmadı, kendi kendine yardım edebileceklerden de değildi.
|
Ali Bulaç
|
Sonunda onu da, konağını da yerin dibine geçirdik. Böylece Allah'a karşı ona yardım edecek bir topluluğu olmadı. Ve o, kendi kendine yardım edebileceklerden de değildi.
|
Ali Fikri Yavuz
|
Nihayet Karûn’u, hem de sarayı ile yere geçirdik. Artık Allah’a karşı kendisine yardım edecek bir cemaatı yoktu onun. Allah’ın azabından kendini kurtarıcılardan da olmadı.
|
Ali Ünal
|
Neticede Karun’u da, sarayını da yerin dibine geçirdik. Allah’a karşı ne kendisine yardım edebilecek bir ekip bulabildi, ne de (sahip olduğu serveti ve adamlarıyla) kendi kendisine bir yardımı dokundu.
|
Bayraktar Bayraklı
|
Nihayet biz, onu da, sarayını da yerin dibine geçirdik. Allah'a karşı ona yardım edebilecek yandaşları da yoktu; o, kendini kurtarabilecek kimselerden de değildi.
|
Bekir Sadak
|
Sonunda, onu da, sarayini da yerin dibine gecirdik. Allah'a karsi ona yardim edebilecek kimsesi de yoktu; kendini kurtarabilecek kimselerden de degildi.
|
Celal Yıldırım
|
Biz Karun'u da, evini de yere geçirdik. Allah'a karşı ona yardımda bulunacak çevresi de olmadı. O da (bu durumda) kendine yardım edip savunabilenlerden değildi.
|
Cemal Külünkoğlu
|
Sonunda (yaptıkları yüzünden) biz onu da sarayını da yerin dibine geçirdik. Allah'a karşı ona yardım edebilecek bir topluluk da olmadı (ve olamazdı da). O, kendisini kurtarabilecek durumda da değildi.
|
Diyanet İşleri (eski)
|
Sonunda, onu da, sarayını da yerin dibine geçirdik. Allah'a karşı ona yardım edebilecek kimsesi de yoktu; kendini kurtarabilecek kimselerden de değildi.
|
Diyanet Vakfi
|
Nihayet biz, onu da, sarayını da yerin dibine geçirdik. Artık Allah'a karşı kendisine yardım edecek avanesi olmadığı gibi, o, kendini savunup kurtarabilecek kimselerden de değildi.
|
Edip Yüksel
|
Onu eviyle birlikte yerin dibine geçirdik. ALLAH’ın dışında kendisine yardım edecek bir bölüğü yoktu; kazananlardan olmadı.
|
Elmalılı Hamdi Yazır
|
Derken biz onu hem de sarayı ile yere geçiriverdik o vakıt Allaha karşı yardımına gelecek tarafdarları da olmadı, kendini kurtaracaklardan da değildi
|
Erhan Aktaş
|
Sonra, onu ve yurdunu yerin dibine geçirdik. Allah’a karşı kendisine yardım edecek bir taraftar da olmadı. Yardım edilenlerden de olmadı.
|
Gültekin Onan
|
Sonunda onu da, konağını da yerin dibine geçirdik. Böylece Tanrı'ya karşı ona yardım edecek bir topluluğu olmadı. Ve o, kendi kendine yardım edebileceklerden de değildi.
|
Hakkı Yılmaz
|
Sonunda Biz onu ve evini yere geçirdik. Artık Allah'ın astlarından kendisine yardım edecek bir taraftar da olmadı ve o, kendini savunup kurtarabilecek kimselerden de değildi.
|
Harun Yıldırım
|
Nihayet biz, onu da, sarayını da yerin dibine geçirdik. Artık Allah'a karşı kendisine yardım edecek avanesi olmadığı gibi, o, kendini savunup kurtarabilecek kimselerden de değildi.
|
Hasan Basri Çantay
|
Nihayet biz onu da, sarayını da yere geçiriverdik. Artık Allaha karşı kendisine yardım edecek hiçbir cemâati da yokdu onun. Bizzat kendisini müdâfaa edebileceklerden de değildi o.
|
Hayrat Neşriyat
|
Nihâyet, onu da sarayını da yere geçiriverdik; artık Allah’a karşı ona yardım edecek bir topluluk da olmadı. Kendi kendini kurtarabilecek kimselerden de değildi.
|
İbni Kesir
|
Sonunda onu da, sarayını da yerin dibine geçirdik. Allah'a karşı kendisine yardım edebilecek kimsesi de yoktu. Bizzat kendisini koruyabileceklerden de değildi.
|
İskender Evrenosoğlu
|
Sonra, onu ve onun sarayını yere geçirdik. Onun Allah'tan başka yardım edecek bir (dost) grubu yoktu ve yardım edilenlerden olmadı.
|
Kadri Çelik
|
Sonunda onu da konağını da yerin dibine geçirdik. Böylece Allah'a karşı ona yardım edecek bir topluluğu olmadı ve o, kendi kendine yardım edebileceklerden de değildi.
|
Mehmet Ali Eroğlu
|
Konağını da, onu da yerin dibine geçirdik sonunda. Elbet Allah'a karşı ona yardımcı yoktur. Ahaliden bir grup da yardımcı olmadı. O kendi kendine yardım edebileceklerden de değildir.
|
Mehmet Okuyan
|
Sonunda biz onu da evini de yerin dibine geçirmiştik. Allah’a karşı kendisine yardım edecek grubu (kimsesi) de yoktu; kendini kurtarabileceklerden de değildi.
|
Muhammed Celal Şems
|
Sonunda Biz, kendisini ve evini yere gömdük. Allah’tan başka kendisine yardım edecek hiçbir topluluğu (da) yoktu ve o, (düşmanından da) korunamadı.
|
Muhammed Esed
|
Ve sonunda onu da, evini barkını da yere batırdık: öyle ki, Allah'a karşı hiçbir şey, hiç kimse onun yardımına yetişmedi; pek tabii, kendi kendine yardım edebilecek durumda da değildi.
|
Mustafa Çevik
|
Sonunda Biz de o azgın, kibirli ve zalim Karun’u, hazineleri ile birlikte yerin dibine geçirdik. Allah’a karşı hiç kimse de ona yardım edemedi ve edemezdi de.
|
Mustafa İslamoğlu
|
Nihayet (Karun'u) da, onun evini barkını da yerin dibine geçirdik. Artık Allah'tan başka hiç kimse onun yardımına yetişemezdi: (ama ona Allah da yardım etmedi), zira yardımı hak edenlerden değildi.
|
Ömer Nasuhi Bilmen
|
Derken onu konağı ile beraber yere geçirdik. Ve ona Allah'dan başka yardım eder bir cemaat bulunmadı ve kendisine yardım edeceklerden olmadı.
|
Ömer Öngüt
|
Nihayet Karun'u da sarayını da yerin dibine geçirdik. Allah'a karşı kendisine yardım edebilecek kimsesi de yoktu. Kendini kurtarabilecek kimselerden de değildi.
|
Şaban Piriş
|
Karun’u da, sarayını da yerin dibine geçirdik. O’na, Allah’a karşı yardım edecek kimse de yoktu. Kendi kendini de kurtaramadı.
|
Sadık Türkmen
|
Sonunda kendisini de sarayını da yerin dibine geçirdik! Allah’a karşı kendisine yardım eden bir topluluğu da olmadı. Ve kendi kendini kurtarabilecek kimselerden olmadığı gibi!
|
Seyyid Kutub
|
Sonunda biz onu da sarayını da yerin dibine geçirdik. Allah'a karşı ona yardım edecek bir topluluğu olmadı. Kendi kendini kurtarabilecek kimselerden de değildi.
|
Suat Yıldırım
|
Derken Biz onu da, sarayını da yerin dibine geçiriverdik. Ne yardımcıları Allah’a karşı kendisine yardım edip, onu kurtarabildi, ne de kendi kendisini savunabildi.
|
Süleyman Ateş
|
Nihâyet onu da, evini barkını da yere batırdık. Allah'a karşı ona yardım edecek bir topluluğu olmadı. Kendi kendini (savunup) kurtaranlardan da değildi.
|
Süleymaniye Vakfı
|
Nihayet onu, yeriyle yurduyla birlikte batırdık. Allah’tan başka ona yardımcı olacak bir ekip ortaya çıkmadı. Herhangi bir yardım da görmedi.
|
Tefhim-ul Kuran
|
Sonunda onu da, konağını da yerin dibine geçirdik. Böylece Allah'a karşı ona yardım edecek bir topluluğu olmadı. Ve o, kendi kendine yardım edebileceklerden de değildi.
|
Ümit Şimşek
|
Sonra Biz onu da, sarayını da yerin dibine geçirdik. Artık ne Allah'a karşı ona yardım eden bir topluluk vardı, ne de o kendisine yardım edecek haldeydi.
|
Yaşar Nuri Öztürk
|
Nihayet, Karun'u da sarayını da yere geçirdik. Allah'a karşı kendisine yardım edecek yandaşları da yoktu. Kendi kendisine yardım edebileceklerden de değildi.
|