min rabbi-nâ - Rabbimizden

  
Abdulbaki Gölpınarlı Onlara okundu mu inandık ona diyorlar, şüphe yok ki o, Rabbimizden gelen bir gerçek, bundan önce de gerçeğe teslîm olmuştuk biz.
Abdullah Parlıyan Bu kimseler, değişmeyen gerçek kendilerine okununca derler ki; “Biz buna inandık! Çünkü bu Rabbimizden bize ulaşan tek gerçek. Biz ondan önce de hakka teslim olmuştuk yani müslümanlardan idik” derler.
Adem Uğur Onlara (Kur'an) okunduğu zaman: Ona iman ettik. Çünkü o Rabbimizden gelmiş hakikattir. Esasen biz daha önce de müslüman idik, derler.
Ahmed Hulusi Onlara bildirildiğinde: "Biz O'na iman ettik. . . Muhakkak ki O, Rabbimizden Hak'tır. . . Doğrusu biz O'ndan önce de, Rabbimize teslim olmuşluğumuzun farkındaydık!" dediler.
Ahmet Tekin Onlara Kur’ân okunduğu zaman:'Kur’ân’a iman ettik. O, Rabbimizden gelen gerekçeli, hikmete dayalı, toplumda hakça düzeni gerçekleştirecek hak bir kelâmdır. Esasen biz Kur’ânın indirilmesinden önce de, Allahın emrine, hükmüne rıza gösterip boyun eğen, İslâm’ı yaşayan müslümanlar idik.' derler.
Ahmet Varol Onlara (Kur'an) okunduğunda: 'Biz ona inandık. Şüphesiz o Rabbimizden (gelen) bir gerçektir. Biz zaten bundan önce de Müslümanlar idik' derler.
Ali Bulaç Onlara okunduğu zaman: "Biz ona inandık, gerçekten o, Rabbimizden olan bir haktır, şüphesiz biz bundan önce de müslümanlar idik" derler.
Ali Fikri Yavuz Onlara Kur’an okunduğu zaman: “- Biz buna iman ettik. Şübhesiz bu, Rabbimiz tarafından inzal edilen hak kelâmdır. Doğrusu biz, Kur’an bize okunmadan önce de müslüman olmuş kimselerdik.” dediler.
Ali Ünal Onlara Kur’ân okunduğunda, “Biz ona iman ediyoruz; o, hiç şüphesiz Rabbimizden gelen gerçeğin ta kendisidir. Biz zaten, o gelmeden önce de Allah’a teslim olmuş kimselerdik.” derler.
Bayraktar Bayraklı Kur'ân onlara okunduğu zaman, “Ona inandık, doğrusu o, Rabbimizden gelen gerçektir. Şüphesiz biz, daha önceden Müslüman olmuş kimseleriz” derler.
Bekir Sadak Kuran onlara okundugu zaman: «Ona inandik, dogrusu o Rabbimizden gelen gercektir; biz suphesiz daha onceden musluman olmus kimseleriz; derler.
Celal Yıldırım (Kur'ân âyetleri) onlara karşı okununca, derler ki: «Biz buna inandık ; şüphesiz ki bu Rabbımızdan gelen hakk (bir kitap)tır. Biz bundan önce de Hakk'a teslîm olanlar idik.»
Cemal Külünkoğlu Kur'an kendilerine okunduğu zaman: “Ona inandık, şüphesiz o Rabbimizden gelen gerçektir. Şüphesiz biz ondan önce de Müslümandık” derler.
Diyanet İşleri (eski) Kuran onlara okunduğu zaman: 'Ona inandık, doğrusu o Rabbimizden gelen gerçektir; biz şüphesiz daha önceden müslüman olmuş kimseleriz' derler.
Diyanet Vakfi Onlara (Kur'an) okunduğu zaman: Ona iman ettik. Çünkü o Rabbimizden gelmiş hakikattir. Esasen biz daha önce de müslüman idik, derler.
Edip Yüksel Kendilerine okunduğu zaman, “Onu onayladık. Bu, Efendimizden gelen gerçektir. Zaten ondan önce de Müslümanlar idik“ derler.
Elmalılı Hamdi Yazır Hem kendilerine tilâvet olunur olunmaz «biz, dediler: buna iyman ettik bu şübhesiz hak, rabbımızdan, biz doğrusu evvelinden müsliman idik»
Erhan Aktaş Onlara okunduğu1 zaman: “Ona inandık. Kuşkusuz o, Rabb’imizden gelen Hak’tır. Biz ondan önce de teslim2 olanlardık.” dediler.

1- Söz, vahiy. 2- Müslüman.
Gültekin Onan Onlara okunduğu zaman: "Biz ona inandık, gerçekten o, rabbimizden olan bir haktır, şüphesiz biz bundan önce de müslümanlar idik" derler.
Hakkı Yılmaz Ve onlara o Söz [vahy/Kur’ân] okunduğu zaman onlar, “Biz, ona inandık. Şüphesiz o, Rabbimizden gelen gerçektir. Kesinlikle biz, ondan önce müslüman olanlardık” dediler.
Harun Yıldırım Onlara (Kur'an) okunduğu zaman: Ona iman ettik. Çünkü o Rabbimizden gelmiş hakikattir. Esasen biz daha önce de müslüman idik, derler.
Hasan Basri Çantay Onlara (Kur'an) okunduğu zaman: «Buna inandık. Şübhesiz ki bu, Rabbimizden (gelen) bir hakdır. Hakıykat, biz bundan evvel de İslâmı kabul etmiş kimselerdik» dediler.
Hayrat Neşriyat Ve onlara (Kur’ân) okunduğu zaman: '(Biz) ona îmân ettik; şübhesiz ki o, Rabbimizden (gelen) haktır; zâten biz ondan önce de Müslüman kimseler idik' derler.
İbni Kesir Onlara Kur'an okunduğu zaman; derler ki: Ona inandık, doğrusu o, Rabbımızdan gelen gerçektir. Şüphesiz biz, ondan önce de müslümanlar olmuştuk.
İskender Evrenosoğlu Ve onlara (Kur'ân) okunduğu zaman: "O'na îmân ettik, muhakkak ki O, Rabbimizden haktır. Biz, ondan önce de muhakkak ki (Allah'a) teslim olanlardık." dediler.
Kadri Çelik Onlara okunmakta olduğu zaman, “Biz ona inandık, gerçekten o, Rabbimizden olan bir haktır, şüphesiz biz bundan önce de Müslümanlar idik” derler.
Mehmet Ali Eroğlu Ancak, onlara Kur'an okununca: "Ona iman ettik. O Rabbimizden gelen gerçeğin kendisidir. Senden önce de biz zaten şüphesiz Allah'ın emrine tabi olup, teslim olmuş kimseleriz" derler.
Mehmet Okuyan Kendilerine (Kur’an) tilavet edildiği (okunup aktarıldığı) zaman “Ona iman ettik. Şüphesiz ki o, Rabbimizden gelen gerçektir. Esasen biz daha önce de müslümanlardık.” derler.
Muhammed Celal Şems Kendilerine bu (Kur’an) okunduğunda derler ki: “Biz buna iman ettik. Şüphesiz o, Rabbimiz tarafından hak (bir kelâmdır.) Şüphesiz Biz, önceden boyun eğenlerdik.”
Muhammed Esed Bu kimseler (değişmeyen gerçek) kendilerine ulaştırıldığında, hemen, "Buna inandık!" derler, "Çünkü bu bize Rabbimizin katından ulaşan bir gerçek; bu bize ulaşmadan önce de, biz zaten O'na yürekten boyun eğen kimselerdik!"
Mustafa Çevik 51-53 Biz, iyice anlaşılsın, düşünülüp öğüt alınsın ve bilinçlenilsin diye, âyetlerimizi bölüm, bölüm birbiri ardınca indiriyoruz. Kendilerine daha önce kitap verdiklerimizden bazıları, ellerindeki kitapların içlerinde kalan, doğruları tasdik eden, bu Kur’an’a da inanırlar ve Kur’an onlara okunduğu zaman onlar da: “Biz bu kitapla yapılan davete hemen uyarız, Çünkü bu bize Rabbimizden gelen bir mesajdır. Zaten biz, Kur’an bize ulaşmadan önce de Rabbimize boyun eğmek isteyen kimselerdik.” derler.
Mustafa İslamoğlu Onlar, kendilerine (Kur'an vahyi) iletildiğinde: "Buna iman ettik, çünkü bu Rabbimizden gelen hakikatin ta kendisidir; zaten biz bundan önce de (O'na) kayıtsız şartsız teslim olmuş kimselerdik!" derler.
Ömer Nasuhi Bilmen Ve onlara karşı tilâvet edildiği zaman dediler ki: «Buna biz imân ettik. Şüphe yok ki, bu Rabbimizden (gelen hak) bir kitaptır. Şüphe yok ki, biz bundan evvel müslümanlar olmuştuk.»
Ömer Öngüt Kur'an onlara okunduğu zaman: “Ona iman ettik, doğrusu o Rabbimizden gelen hakikattır. Esasen biz bundan önce de müslümanlığı kabul etmiş kimselerdik. ” dediler.
Şaban Piriş Onlara okununca derler ki: - Ona iman ettik, çünkü o Rabbimizden gelen gerçektir. Biz önceden de müslüman idik.
Sadık Türkmen Onlara okunduğu zaman: “Ona inandık. Şüphesiz o, Rabbimizden gelen gerçektir/haktır. Şüphesiz biz bundan önce de müslümanlar idik” dediler.
Seyyid Kutub Kur'an onlara okunduğu zaman; «Ona inandık, doğrusu O Rabb'imizden gelen gerçektir, zaten biz ondan önce de müslüman idik» derler.
Suat Yıldırım Kendilerine Kur’ân okununca şöyle derler: "Ona iman ettik, O Rabbimizden gelen gerçeğin ta kendisidir. Biz zaten daha önce de Allah’a teslim olmuş kimselerdik."
Süleyman Ateş Onlara (Kur'ân) okunduğu zaman: "Ona inandık, o, Rabbimizden gelen gerçektir... Zaten biz ondan önce de müslümanlar idik." derler.
Süleymaniye Vakfı Onlara okununca şöyle diyeceklerdir: Biz ona inandık; o Rabbimizden gelen gerçek kitaptır. Biz daha önce de Rabbimize teslim olmuş kimselerdik.
Tefhim-ul Kuran Onlara okunmakta olduğu zaman: «Biz ona inandık, gerçekten o, Rabbimizden olan bir haktır, şüphesiz biz bundan önce de müslümanlar idik» derler.
Ümit Şimşek Onlara Kur'ân okunduğu zaman, 'Ona inandık,' dediler. 'O hiç kuşkusuz Rabbimizden gelen haktır. Biz daha önce de hakka teslim olmuş kimselerdik.'
Yaşar Nuri Öztürk O, onlara okunduğu zaman şöyle derler: "İnandık buna, Rabbimizden gelmiş haktır o. Biz, ondan önce de müslümanlardık."