Abdulbaki Gölpınarlı
|
Fakat elemli azâbı görmedikçe inanmazlar ona.
|
Abdullah Parlıyan
|
Fakat yine de can yakıcı azabı görünceye kadar, O'na inanmazlar.
|
Adem Uğur
|
Onun için, acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler.
|
Ahmed Hulusi
|
Feci azabı görünceye kadar Ona iman etmezler.
|
Ahmet Tekin
|
Can yakıp inleten müthiş azâbı görmedikçe onlar Kur’ân’a iman etmeyecekler.
|
Ahmet Varol
|
Acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler.
|
Ali Bulaç
|
Onlar, o pek acı azabı görünceye kadar ona inanmazlar.
|
Ali Fikri Yavuz
|
O acıklı azabı görecekleri ana kadar, bu Kur’ân’a iman etmezler.
|
Ali Ünal
|
(Onun Kelâmımız olduğunu gösteren apaçık ve reddedilemez delillere rağmen,) can yakıcı azapla karşı karşıya gelinceye kadar ona inanmayacaklardır.
|
Bayraktar Bayraklı
|
(200-201) Onu, günahkârların kalplerine böyle soktuk. Bu yüzden, acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler.
|
Bekir Sadak
|
(200-20) 2 Suclularin kalblerine Kuran'i boylece sokariz da, can yakici azabi gormedikce ona inanmazlar. Bu azap onlara haberleri olmadan geliverecektir.
|
Celal Yıldırım
|
(200-201) İşte biz onu (=inkâr ve sapıklığı) böylece suçlu günahkârların kalblerine aktarıp soktuk da elem verici azabı görmedikçe mümkün değil ona inanmazlar.
|
Cemal Külünkoğlu
|
(200-201) Biz onu (kendi dilleriyle anlatarak Kur'an'ın), o günahkârların kalplerine girmesini sağladık. Ama onlar yine de, o can yakıcı azabı görünceye kadar ona iman etmezler.
|
Diyanet İşleri (eski)
|
(200-202) Suçluların kalblerine Kuran'ı böylece sokarız da, can yakıcı azabı görmedikçe ona inanmazlar. Bu azap onlara haberleri olmadan geliverecektir.
|
Diyanet Vakfi
|
(200-201) Onu günahkârların kalplerine böyle soktuk. Onun için, acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler.
|
Edip Yüksel
|
Acı azabı görünceye kadar onu onaylamazlar.
|
Elmalılı Hamdi Yazır
|
İyman etmezler ana tâ o elim azâbı görecekleri deme kadar
|
Erhan Aktaş
|
Acıklı azabı görmedikçe ona inanmazlar.
|
Gültekin Onan
|
Onlar, o pek acı azabı görünceye kadar ona inanmazlar.
|
Hakkı Yılmaz
|
(200-201) Böylece onu günahkârların kalplerine soktuk. Onlar acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler.
|
Harun Yıldırım
|
Onun için, acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler.
|
Hasan Basri Çantay
|
o pek çetin azâbı görecekleri (âna) kadar onlar (kaabil değil) bu (Kur'ana) inanmazlar.
|
Hayrat Neşriyat
|
Elemli bir azâbı görmedikçe ona îmân etmezler.
|
İbni Kesir
|
Elim azabı görünceye kadar ona inanmazlar.
|
İskender Evrenosoğlu
|
Onlar elîm azabı görmedikçe O'na îmân etmezler (mü'min olmazlar, Allah'a ulaşmayı dilemezlerdi).
|
Kadri Çelik
|
Onlar, o pek acıklı azabı görünceye kadar ona inanmazlar.
|
Mehmet Ali Eroğlu
|
(200-201) Suçluların kalplerine işte böyle soktuk. Ama elim azabı görünceye kadar inanmazlar
|
Mehmet Okuyan
|
201-202 Hiç farkına varmadan kendilerine ansızın gelecek acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler.
|
Muhammed Celal Şems
|
Onlar, acı azabı görünceye kadar buna inanmazlar.
|
Muhammed Esed
|
o can yakıcı azabı görmedikçe ona inanmayacaklardır.
|
Mustafa Çevik
|
200-204 Bizim davetimizi kabul etmemekte inatla direnenlerin kalplerinde âyetlerimizin yankı bulması mümkün değildir. Onlar o can yakıcı azapla karşılaşıncaya kadar, Kur’an’a inanmazlar. Sonunda o can yakıcı azap onları ansızın yakalayacak, o zaman da, “Keşke şimdi bize birazcık zaman tanınsa, bir fırsat daha verilse de, davet edildiğimiz hayat nizamına sarılsak.” diyecekler. Hâlbuki onlar peygamberlerine: “Bize bahsettiğin o azap ne zaman gelecek.” demiyorlar mıydı?
|
Mustafa İslamoğlu
|
Can yakıcı bir azabı görünceye kadar bu (vahye) iman etmeyecekler;
|
Ömer Nasuhi Bilmen
|
O pek acılı azabı görünceye değin ona (Kur'an'a) imân etmezler.
|
Ömer Öngüt
|
Onlar o acıklı azabı görünceye kadar ona inanmazlar.
|
Şaban Piriş
|
Acı azabı görünceye kadar yine de ona inanmazlar.
|
Sadık Türkmen
|
Acı azabı görmedikçe ona inanmıyorlar.
|
Seyyid Kutub
|
Onlar acıklı azabı görmedikçe ona inanmazlar.
|
Suat Yıldırım
|
(200-201) İşte aynen bunun gibi, Biz o yalanlamayı suçlu kâfirlerin kalplerine öyle bir soktuk ki, o can yakıcı azaba girmedikçe ona iman etmezler.
|
Süleyman Ateş
|
Acı azâbı görünceye kadar da ona inanmazlar.
|
Süleymaniye Vakfı
|
Bunlar ona inanmıyorlar, sonunda acıklı bir azabı göreceklerdir.
|
Tefhim-ul Kuran
|
Onlar, o pek acıklı azabı görünceye kadar ona inanmazlar.
|
Ümit Şimşek
|
Öyle ki, acı azabı görmedikçe iman etmezler.
|
Yaşar Nuri Öztürk
|
Acıklı azabı görünceye değin ona inanmazlar.
|