Abdulbaki Gölpınarlı
|
Sonra da onu yavaş yavaş, gizlice kendimize çekip aldık.
|
Abdullah Parlıyan
|
Sonra da o gölgeyi, yavaş yavaş kendimize çekip kısaltıp uzatmaktayız.
|
Adem Uğur
|
Sonra onu (uzayan gölgeyi) yavaş yavaş kendimize çektik (kısalttık).
|
Ahmed Hulusi
|
Sonra onu (o uzatılmış gölge benliği) kolay bir kabzediş (el koyuş) ile kendimize kabzettik (Hakikat farkındalığıyla "yok"luğunu hissettirdik).
|
Ahmet Tekin
|
Dahası, güneşin doğuşuyla, güneşin batışıyla, gölgeyi kolay, süratli ve farkına vardırmadan kanunlarımıza uygun yönlere nasıl çektiğimizi görmüyor musun?
|
Ahmet Varol
|
Sonra onu azar azar kendimize çektik.
|
Ali Bulaç
|
Sonra da onu tutup kendimize ağır ağır çekmişizdir.
|
Ali Fikri Yavuz
|
Sonra (gölge yer yüzüne yayılıp da güneş doğmaya başlayınca) biz, bu gölgeyi azar azar bize doğru (dilediğimiz yere) alırız.
|
Ali Ünal
|
Sonra, onu yavaş yavaş dürer, Kendimize doğru çekeriz.
|
Bayraktar Bayraklı
|
Sonra onu yavaş yavaş kendimize çekmekteyiz.
|
Bekir Sadak
|
(45-46) Rabbinin golgeyi nasil uzattigini gormez misin? Isteseydi onu durdururdu. Sonra Biz gunesi, ona delil kilip yavas yavas Kendimize cekmisizdir.
|
Celal Yıldırım
|
Sonra da onu tutup kendimize doğru azar azar çekip (kısaltmaktayız).
|
Cemal Külünkoğlu
|
(45-46) Görmez misin, Rabbin gölgeyi (akşama doğru) nasıl uzatıyor. Eğer dileseydi, onu olduğu gibi bırakırdı (dünyayı durdururdu). Sonra biz, güneşi de, o gölge üzerine bir delil yaptık. Sonra onu (uzayan gölgeyi) yavaş yavaş (dünyanın dönmesiyle) kendimize çektik (kısalttık).
|
Diyanet İşleri (eski)
|
(45-46) Rabbinin gölgeyi nasıl uzattığını görmez misin? İsteseydi onu durdururdu. Sonra Biz güneşi, ona delil kılıp yavaş yavaş kendimize çekmişizdir.
|
Diyanet Vakfi
|
Sonra onu (uzayan gölgeyi) yavaş yavaş kendimize çektik (kısalttık).
|
Edip Yüksel
|
Sonra onu yavaş yavaş çekip alırız.
|
Elmalılı Hamdi Yazır
|
Sonra nasıl tutıp onu azar azar kendimize almaktayız?
|
Erhan Aktaş
|
Sonra da onu kolayca kendimize çektik.
|
Gültekin Onan
|
Sonra da onu tutup kendimize ağır ağır çekmişizdir.
|
Hakkı Yılmaz
|
45-46 Rabbinin o gölgeyi nasıl uzatmış olduğuna bakmadın mı? Dileseydi onu elbet hareketsiz de yapardı. Sonra Biz güneşi, ona delil yaptık. Sonra da onu kolay bir çekişle Kendimize doğru çektik.
|
Harun Yıldırım
|
Sonra onu (uzayan gölgeyi) yavaş yavaş kendimize çektik (kısalttık).
|
Hasan Basri Çantay
|
Sonra onu (uzanan o gölgeyi nasıl) azar azar alıb kendimize çekdik.
|
Hayrat Neşriyat
|
Sonra (güneşin yükselmesiyle) onu yavaş yavaş tutarak kendimize çektik (ortadan kaldırdık).
|
İbni Kesir
|
Sonra onu yavaş yavaş kendimize çekmişizdir.
|
İskender Evrenosoğlu
|
Sonra da onu yavaş yavaş kısaltarak, Bize (Kendimize) çektik.
|
Kadri Çelik
|
Sonra da onu tutup kendimize ağır ağır çekmişizdir.
|
Mehmet Ali Eroğlu
|
Farkında olmaksızın sonrasında da kendimize doğru çekip alırız azar azar.
|
Mehmet Okuyan
|
Ardından onu (gölgeyi) kolayca kendimize çekip (aldık).
|
Muhammed Celal Şems
|
Ardından, onu ağır ağır kendimize çekeriz.
|
Muhammed Esed
|
ve sonra da onu yavaş yavaş Kendimize çekmekteyiz.
|
Mustafa Çevik
|
45-46 Ey insanoğlu! Senin gölgene varıncaya kadar her şey Allah’ın kâinatta
kurduğu nizamın sınırları içinde hareket etmekte, gölgeyi uzatıp kısaltmasına, sonra
da yavaş yavaş çekip almasına kadar her şeyi Allah o nizamın yasalarına bağlamış ve
bir sebebe dayalı yaratmıştır, dileseydi hiçbirini yaratmazdı. Tıpkı gölgenin uzayıp
kısalmasına güneşi rehber kıldığımız gibi Kur’an’ı da sizlere rehber kıldık.
|
Mustafa İslamoğlu
|
ardından da onu kendi katımız(dan konulmuş bir yasaya bağlı olarak) usul usul çekip almaktayız.
|
Ömer Nasuhi Bilmen
|
Sonra onu (o gölgeyi) azar azar kendimize (dilediğimiz cihete) çekip almışızdır.
|
Ömer Öngüt
|
Sonra o uzayan gölgeyi azar azar alıp kendimize çektik.
|
Şaban Piriş
|
Sonra, onu kendimize doğru yavaş yavaş çektik.
|
Sadık Türkmen
|
Sonra da, kolay bir yakalayışla onu kendimize doğru çekmişizdir.
|
Seyyid Kutub
|
Sonra onu yavaş yavaş kısaltarak kendimize çektik.
|
Suat Yıldırım
|
(45-46) Bakmaz mısın Rabbin gölgeyi nasıl uzatıyor? Dileseydi onu hareketsiz kılardı. Sonra nasıl Güneş’i ona delil kılıyoruz? Sonra da nasıl tutup onu azar azar Kendimize doğru dilediğimiz yere alıyoruz.
|
Süleyman Ateş
|
Sonra (güneş yükseldikçe) gölgeyi yavaş yavaş çekip aldık.
|
Süleymaniye Vakfı
|
Sonra gölgeyi yavaşça kendine[*] (belirlediği yana) çeker (ve kısaltır).
[*] Türkçe’de iltifat sanatı olmadığı için meal, bu sanat yok sayılarak yapılmıştır.
|
Tefhim-ul Kuran
|
Sonra da onu tutup kendimize ağır ağır çekmişizdir.
|
Ümit Şimşek
|
Sonra da onu yavaş yavaş kendimize çekeriz.
|
Yaşar Nuri Öztürk
|
Sonra nasıl tutup onu ağır ağır kendimize çekmişiz!
|