Abdulbaki Gölpınarlı
|
Derken delillerimizi yalanlayan topluluğa gidin dedik, sonucu, onları tamâmıyla helâk ettik.
|
Abdullah Parlıyan
|
Ve onlara: “Siz ikiniz, mesajlarımızı yalan sayan şu toplumu uyarmaya gidin” dedik. Onlar da mesajlarımızı kabul etmeyince, o günahkar toplumun insanlarını kırıp geçirdik.
|
Adem Uğur
|
Ayetlerimizi yalan sayan kavme gidin dedik. Sonunda, (yola gelmediklerinden) onları yerle bir ediverdik.
|
Ahmed Hulusi
|
Sonra da dedik ki: "Varlıklarındaki işaretlerimizi yalanlayan o topluma gidin ikiniz!" Nihayet onları perişan ettik!
|
Ahmet Tekin
|
Onlara:'Âyetlerimizi, mucizelerimizi yalanlayan kavme gidin.' dedik. Sonunda, yola gelmedikleri için onları yerle bir ettik.
|
Ahmet Varol
|
Böylece onlara: 'Ayetlerimizi yalanlayan topluluğa gidin' dedik. Sonuçta onları temelli bir yıkıma uğrattık.
|
Ali Bulaç
|
Böylece onlara: "Ayetlerimizi yalanlayan kavme gidin" dedik; sonunda onları (Firavun ve çevresini) kökünden darmadağın ettik.
|
Ali Fikri Yavuz
|
“-Haydi âyetlerimizi yalanlıyan o kavme (Firavun’a ve kavmine) gidin.” dedik, (onlarda gittiler, tebliğ ettiler; fakat tekzip edildiler) nihayet onları, (Firavun ve kavmini) tamamen (boğarak) helâk ettik.
|
Ali Ünal
|
“(Kâinatta ve bizzat kendilerinde varlık ve birliğimizi gösteren onca) işaret ve delillerimizi inkâr eden o topluluğa gidin!” diye emrettik. En nihayet o topluluğu bütünüyle yok ettik.
|
Bayraktar Bayraklı
|
Demiştik ki: “Âyetlerimizi yalanlayan o topluma gidiniz!” Sonunda biz onları yerle bir ettik.
|
Bekir Sadak
|
«Ayetlerimizi yalanlayan millete gidin» dedik. Sonunda o milleti yerle bir ettik.
|
Celal Yıldırım
|
Onlara, âyetlerimizi yalanlayan millete gidin, dedik. (O millet buna rağmen yalanlama ve inkârdan vazgeçmeyince) çok geçmeden onları fena halde yok ettik.
|
Cemal Külünkoğlu
|
Onlara: “Ayetlerimizi yalanlayan topluluğa gidin” dedik. Nihayet (hakka karşı inadına direndikleri için) onları (suda) batırıp yok ettik.
|
Diyanet İşleri (eski)
|
'Ayetlerimizi yalanlayan millete gidin' dedik. Sonunda o milleti yerle bir ettik.
|
Diyanet Vakfi
|
«Âyetlerimizi yalan sayan kavme gidin» dedik. Sonunda, (yola gelmediklerinden) onları yerle bir ediverdik.
|
Edip Yüksel
|
“Siz ikiniz, ayetlerimizi yalanlayan şu topluma gidin“ dedik. Bunun ardından onları yakıp yok ettik.
|
Elmalılı Hamdi Yazır
|
Haydi âyetlerimizi tekzib eden o kavme gidiniz, dedik, binnetice o kavmi tedmir ederek helâk ettik
|
Erhan Aktaş
|
Sonra da “Ayetlerimizi yalanlayan o topluma gidin.” dedik. Sonunda da onları helak ederek yok ettik.
|
Gültekin Onan
|
Böylece onlara: "Ayetlerimizi yalanlayan kavme gidin" dedik; sonunda onları (Firavun ve çevresini) kökünden darmadağın ettik.
|
Hakkı Yılmaz
|
Sonra da, “Haydi âyetlerimizi yalanlayan o topluma gidin!” dedik. Sonunda da onları parçalayıp yok ettik.
|
Harun Yıldırım
|
"Ayetlerimizi yalan sayan kavme gidin" dedik. Sonunda, (yola gelmediklerinden) onları yerle bir ediverdik.
|
Hasan Basri Çantay
|
«(Haydi) âyetlerimizi yalan sayan o kavme gidin» dedik, neticede onları tam bir helak ile imhaa etdik (edeceğiz).
|
Hayrat Neşriyat
|
'Haydi! Âyetlerimizi yalanlayan o kavme gidin!' dedik. (Fakat onlar elçilerimizi yalanladılar.) Bunun üzerine onları tamâmen helâk ettik.
|
İbni Kesir
|
Ayetlerimizi yalanlayan kavme gidin, dedik. Neticede o kavmi yerle bir ettik.
|
İskender Evrenosoğlu
|
Bundan sonra “Âyetlerimizi yalanlayan kavme gidin!” dedik. Sonra da onları helâk ederek, yok ettik.
|
Kadri Çelik
|
Böylece onlara, “Ayetlerimizi yalanlayan kavme gidin” dedik. Sonunda onları (düşmanları) kökünden darmadağın ettik.
|
Mehmet Ali Eroğlu
|
Kavme gidin dedik, ki onlar ayetlerimizi yalanladılar sonunda tümüyle helak ettik.
|
Mehmet Okuyan
|
(Onlara) “Ayetlerimizi yalanlayan o kavme gidin!” demiştik. Sonunda (inkârcıları) yerle bir etmiştik.
|
Muhammed Celal Şems
|
Sonra (onlara,) dedik ki: “İkiniz ayetlerimizi yalanlayanlara gidin.” Ardından o (kavmi,) tamamen helâk ettik.
|
Muhammed Esed
|
ve onlara: "Siz ikiniz mesajlarımızı yalanlayan (şu toplumu uyarmay)a gidin!" dedik. Ama sonunda, o (günahkar toplumun) insanlarını kırıp geçirdik.
|
Mustafa Çevik
|
35-36 Biz geçmişte Musa’ya da kitap verdik. Kardeşi Harun’u da ona yardımcı
kıldık ve sonra da, “Siz ikiniz Allah’ın Rabliği ve ilahlığının üstünü örtmüş toplumu
uyarmaya gidin.” dedik. Fakat o toplum uyarılara kulak tıkamakla birlikte uyaranlara
saldırdılar. Bunun üzerine Biz de onları azabımızla cezalandırdık.
|
Mustafa İslamoğlu
|
Ve "Siz ikiniz, ayetlerimizi yalanlayan malum topluluğa gidiniz" dedik. Ancak bundan sonra(dır ki) onları yerle bir ettik.
|
Ömer Nasuhi Bilmen
|
O vakit dedik ki: «Bizim âyetlerimizi tekzîp etmiş olan kavme gidin.» Sonra o kavmi tam bir helâk ile helâk ediverdik.
|
Ömer Öngüt
|
“Âyetlerimizi yalanlayan o kavme gidin!” dedik. Sonunda onları tam bir helâk ile helâk ettik.
|
Şaban Piriş
|
Onlara: -Ayetlerimizi yalanlayan kavme gidin, demiştik; sonra da o kavmi yerle bir etmiştik.
|
Sadık Türkmen
|
Dedik ki: “İkiniz, ayetlerimizi yalanlayan kavme gidin.” Sonunda, onları yerle bir ettik.
|
Seyyid Kutub
|
Onlara «Ayetlerimizi yalanlayan soydaşlarınızı uyarmaya gidin» dedik. Sonra o toplumu kökten yokettik.
|
Suat Yıldırım
|
"Haydi âyetlerimizi yalan sayan o halka gidiniz!" dedik. Sonunda o toplumu yerle bir ettik.
|
Süleyman Ateş
|
"Âyetlerimizi yalanlayan kavme gidin," dedik. (Onlara gittiler. Onlar, kendilerine gelen bu elçilerimizi kabul etmeyince biz) de onları yıkıp yok ettik.
|
Süleymaniye Vakfı
|
“Ayetlerimiz karşısında yalan söyleyen şu topluma gidin” dedik. İşin sonunda o toplumu yerle bir ettik.
|
Tefhim-ul Kuran
|
Böylece onlara: «Ayetlerimizi yalanlayan kavme gidin» dedik; sonunda onları (Firavun ve çevresini) kökünden darmadağın ettik.
|
Ümit Şimşek
|
Onlara 'Âyetlerimizi yalanlayan topluluğa gidin' dedik. Sonra da o topluluğu yerle bir ettik.
|
Yaşar Nuri Öztürk
|
Ardından şöyle dedik: "Ayetlerimizi yalanlayan topluluğa gidin." Biraz sonra da o topluluğu yerle bir ettik.
|