el hâlikîne - halkedenler, yaratanlar, yaratıcılar

  
Abdulbaki Gölpınarlı Sonra o bir katre suyu kan pıhtısı haline getirdik, derken kan pıhtısını bir parça et hâline soktuk, derken ette kemikler yarattık, derken kemiklere et giydirdik, sonra da onu başka bir yaratılışla meydana getirdik; ne yücedir şanı yaratıcıların en güzeli Allah'ın.
Abdullah Parlıyan Sonra spermden bir kan pıhtısı yaptık kan pıhtısını da bir parça et haline soktuk, derken etten kemikler yarattık ve kemiklere et giydirdik, sonra da onu yepyeni bir yaratık olarak meydana getirdik. Öyleyse yaratanların en iyisi, en güzeli olan Allah ne yücedir.
Adem Uğur Sonra nutfeyi alaka (aşılanmış yumurta) yaptık. Peşinden, alakayı, bir parçacık et haline soktuk; bu bir parçacık eti kemiklere (iskelete) çevirdik; bu kemikleri etle kapladık. Sonra onu başka bir yaratışla insan haline getirdik. Yapıp yaratanların en güzeli olan Allah pek yücedir.
Ahmed Hulusi Sonra o nutfeyi bir alaka (genetik yapılı embriyo) yarattık, sonra o alakayı bir mudga (bir çiğnemlik et) yarattık, sonra o mudgaya kemikler yarattık, nihayet o kemiklere de et giydirdik. . . Sonra onu bir başka (ruhun oluşumu) ile inşa ettik. . . Yaratıcıların en güzeli Allâh, ne yücedir!
Ahmet Tekin Dahası spermle yumurtayı birleştirip, ana rahmiyle bağ kurarak, rahim duvarına yerleşen döllenmiş yumurta haline getirdik. Döllenmiş yumurtayı embriyo haline soktuk. Embriyoda kemik oluşturduk. Kemiklerde tomurcuklanma meydana getirip uzatarak, yoğunlaştırarak kaynaştırıp iskeleti etle kasla örttük. Üstelik onu başka bir yaratılışla, ruhu, iradesi, organları ve güçleriyle en güzel bir biçimde insan haline getirdik. Yaratıcıların en güzeli olan Allah pek yücedir.
Ahmet Varol Sonra nutfeyi bir alaka (embriyo) olarak yarattık, alakayı da bir çiğnem et şeklinde yarattık, ardından bu bir çiğnem eti kemikler olarak yarattık, ardından da kemiklere et giydirdik. Sonra onu bir başka yaratılışla oluşturduk. Yaratıcıların en güzeli olan Allah'ın şanı ne yücedir!
Ali Bulaç Sonra o su damlasını bir alak (embriyo) olarak yarattık; ardından o alak'ı (hücre topluluğu) bir çiğnem et parçası olarak yarattık; daha sonra o çiğnem et parçasını kemik olarak yarattık; böylece kemiklere de et giydirdik; sonra bir başka yaratışla onu inşa ettik. Yaratıcıların en güzeli olan Allah, ne yücedir.
Ali Fikri Yavuz Sonra o nutfeyi kan pıhtısı haline getirdik. Ondan sonra kan pıhtısını bir parça et yaptık; o et parçasını da kemikler haline çevirdik. Kemiklere de et giydirdik. Sonra ona başka bir yaratılış (ruh) verdik. Bak ki, şekil verenlerin en güzeli olan Allah’ın şanı ne kadar yücedir!...
Ali Ünal Sonra da, o tohumu rahim duvarına yapışan yapışkan bir madde yaptık. Ardından, bu yapışkan maddeyi bir çiğnem et gibi görünen bir cisme dönüştürdük; bunu müteakiben, bu bir çiğnem et görünümündeki cismi kemikler haline getirdik; derken bu kemiklere et giydirdik. Nihayet onu, (kendisine ruh üfleyerek) bir başka yaratılışta ortaya çıkardık. O eşsiz, emsalsiz en güzel yaratıcı olan Allah ne yücedir, bütün nimet ve bereketlerin asıl kaynağıdır !
Bayraktar Bayraklı Sonra bu döl suyu damlasından, döllenmiş hücreyi yarattık; sonra bu döllenmiş hücreden de cenini ve ceninden kemikleri yarattık; sonra da kemiklere et giydirip onu yepyeni bir varlık halinde ortaya çıkarttık. Yaratanların en üstünü olan Allah'ın şanı ne yücedir!
Bekir Sadak Sonra nutfeyi kan pihtisina cevirdik, kan pihtisini bir cignemlik et yaptik, bir cignemlik etten kemikler yarattik, kemiklere de et giydirdik. Sonra onu baska bir yaratik yaptik: Yaratanlarin en guzeli olan Allah ne uludur!
Celal Yıldırım Sonra o nutfeyi kan pıhtısı durumuna getirdik. Kan pıhtısını ise çiğnenmiş bir et parçasına dönüştürdük. O çiğnenmiş etten de kemikler yarattık, kemiklere et giydirdik. Sonra onu bambaşka bir yaratık yaptık. Yaratanların en güzeli olan Allah ne yücedir, ne mukaddestir!
Cemal Külünkoğlu Sonra bu döl suyu damlasından döllenmiş hücreyi yarattık, sonra bu döllenmiş hücreden de cenini ve ceninden kemikleri meydana getirdik, sonra da kemiklere et giydirip ona başka bir yaratılış (ruh) verdik. Yaratanların en iyisi, en ustası olarak Allah ne yücedir!
Diyanet İşleri (eski) Sonra nutfeyi kan pıhtısına çevirdik, kan pıhtısını bir çiğnemlik et yaptık, bir çiğnemlik etten kemikler yarattık, kemiklere de et giydirdik. Sonra onu başka bir yaratık yaptık: Biçim verenlerin en güzeli olan Allah ne uludur!
Diyanet Vakfi Sonra nutfeyi alaka (aşılanmış yumurta) yaptık. Peşinden, alakayı, bir parçacık et haline soktuk; bu bir parçacık eti kemiklere (iskelete) çevirdik; bu kemikleri etle kapladık. Sonra onu başka bir yaratışla insan haline getirdik. Yapıp-yaratanların en güzeli olan Allah pek yücedir.
Edip Yüksel Sonra, o damlacığı, embriyo olarak biçimlendirdik, sonra embriyoyu dölüt olarak biçimlendirdik, sonra dölütü kemik olarak biçimlendirdik, sonra kemiğe et giydirdik ve sonra onu yeni bir yaratık haline soktuk. Biçim verenlerin en güzeli ALLAH çok yücedir.
Elmalılı Hamdi Yazır Sonra o nufteyi bir aleka yarattık derken o alakayı bir mudga yarattık derken o kemiklere bir et giydirdik, sonra ona diğer bir hılkat neş'eti verdik, bak ne şanlı o Allah, yaratanların en güzeli
Erhan Aktaş Sonra nutfeyi1 bir alaka2 olarak yarattık. Alakayı da mudğa3 olarak yarattık. Mudğadan da kemikleri yarattık. Kemiklere de et giydirdik. Sonra onu başka bir yaratılışla şekillendirdik. Yaratıcıların en iyisi olan Allah ne yücedir.

1- Spermi. 2- Rahim duvarına asılı. 3- Cenin
Gültekin Onan Sonra o su damlasını bir alak olarak yarattık; ardından o alakı bir çiğnem et parçası olarak yarattık; daha sonra o çiğnem et parçasını kemik olarak yarattık; böylece kemiklere de et giydirdik; sonra bir başka yaratışla onu inşa ettik. Yaratıcıların en güzeli olan Tanrı, ne yücedir.
Hakkı Yılmaz (12-16) Ve andolsun ki Biz, insanı seçilmiş bir çamurdan oluşturduk. Sonra onu çok dayanıklı bir karargâhta bir nutfe yaptık. Sonra o nutfeyi bir embriyon oluşturduk. Sonra o embriyoyu bir et parçası oluşturduk. Sonra o bir et parçasını kemikler olarak oluşturdukk. Sonunda o kemiklere de bir et giydirdik. Sonra onu bir başka oluşumda yeniden kurduk. İşte, oluşturanların en güzeli Allah ne cömerttir! Sonra şüphesiz sizler, bunların ardından kesinlikle öleceksiniz. Sonra şüphesiz siz, kıyâmet gününde diriltileceksiniz.
Harun Yıldırım Sonra nutfeyi alaka yaptık. Peşinden, alakayı, bir parçacık et haline soktuk; bu bir parçacık eti kemiklere çevirdik; bu kemikleri etle kapladık. Sonra onu başka bir yaratışla insan haline getirdik. Yapıp yaratanların en güzeli olan Allah pek yücedir.
Hasan Basri Çantay Sonra o nutfeyi bir kan pıhtısı haaline getirdik, derken o kan pıhtısını bir çiğnem et yapdık, o bir çiğnem eti de kemik (ler) e kalb etdik de o kemiklere de et giydirdik. Bil'âhare onu başka yaratılışla inşâ etdik. Suret yapanların en güzeli olan Allahın sânı (bak) ne yücedir!
Hayrat Neşriyat Sonra o nutfeyi bir alaka olarak yarattık, sonra o alakayı bir mudga olarak yarattık, sonra bu mudgayı birtakım kemikler hâlinde yarattık, sonra bu kemiklere bir et giydirdik. Sonra onu başka bir yaratılışla (insan olarak) meydana getirdik. İşte yaratanların en güzeli olan Allah, ne yücedir!
İbni Kesir Sonra nutfeyi bir kan pıhtısı haline getirdik. Derken o kan pıhtısını bir çiğnemlik et yaptık. Bir çiğnemlik et parçasını kemik olarak yarattık. Kemiklere de et giydirdik. Ve sonra onu apayrı bir yaratık yaptık. Yaratanların en güzeli olan Allah'ın şanı ne yücedir.
İskender Evrenosoğlu Sonra da nutfeden (bir noktadan rahim duvarına bağlı) bir alaka yarattık. Sonra alakadan bir çiğnem et (görünümünde) bir mudga yarattık. Bundan sonra mudgadan kemikleri yarattık. Daha sonra kemiklere et giydirdik (üzerini et ile kapladık). Daha sonra da onu, başka bir yaratışla inşa ettik (şekillendirdik). İşte böyle Allah, Mübarek'tir, En Güzel Yaratıcı'dır.
İstanbul Kuran Araştırmaları Grubu (13-14) Sonra onu dayanıklı bir karar yerinde bir damlacık haline getirdik. Sonra o damlacığı asılıp tutunan bir şeye dönüştürdük. Sonra asılıp tutunan şeyi, bir çiğnemlik ayrı et parçası haline getirdik. Sonra bir çiğnemlik et parçasını, kemik olarak yarattık. Sonra kemiğe et giydirdik.

(Ayetin çevirisinde “asılıp tutunan şey” olarak çevirdiğimiz kelimenin Arapçası “alak”tır. Bu kelimenin Arapça’daki temel anlamı “asılı duran, tutunan”dır. Bu yüzden ayeti bu temel anlamıyla çevirmek en doğru çeviridir. ... Rahime atılan küçük bir damlacık olan zigot, ilk dönemlerde rahim duvarına “asılıp tutunmaktadır”. İşte Kuran, bu “asılıp tutunma” olayını açıklayarak indiği dönemde bilinmeyen, yaratılışımızda geçirdiğimiz bir aşamayı açıklamaktadır. Bu yüzden “alak” kelimesini temel anlamının dışında “embriyo” şeklinde tercüme etmek, hem tercümenin yeterince aslına uygun olmaması, hem de ayetin ince işaretinin ortaya konamaması demektir.

... anne rahmindeki embriyo hem ufaklığından, hem de kemiklerin daha ileride oluşacak olmasından ötürü bir çiğnemlik et görünümündedir. Ayrıca ilginçtir ki embriyo, anne karnında geçirdiği belli bir aşamada üzerinde diş izleri varmış gibi bir şekle sahiptir. Bu yüzden Kuran’da “bir çiğnemlik et” aşaması geçirdiğimizin söylenmesi çok yerinde olan mucizevi bir anlatımdır.

Embriyodaki kıkırdak doku, ayette söylendiği gibi sonradan kemikleşmeye başlar. Yine aynen ayetin söylediği gibi kemikleşme başladıktan daha sonra kas etleri oluşarak kemikleri sarar. Ayette geçen “lahm” kelimesi “kas etleri” için kullanılmaktadır. Kuran’da 1400 yıl önce haber verilen bu oluşum sırasından bilim çok yakın döneme dek habersizdi. Bu dönemde kemiklerin ve kasların beraber oluştuğu düşünülüyordu. )
Kadri Çelik Sonra o su damlasını kan pıhtısı (embriyo) olarak yarattık, ardından o kan pıhtısını bir çiğnem et parçası olarak yarattık, daha akabinde o bir çiğnem et parçasını kemik olarak yarattık, böylece kemiklere de et giydirdik, ardından (ruh üfürerek) onu apayrı bir yaratık olarak inşa ettik. Yaratıcıların en güzeli olan Allah, pek de yücedir.
Mehmet Ali Eroğlu Nutfeden sonra onu bir alak (embriyo) olarak yaratmışızdır. (Mübarek) bir et parçası sonrasında bir iskelete çevirmişizdir. Üzerini de etle kapladık. Sonra başka bir yaratılışla insan etmişizdir. Muhakkak ki yapıp yaratanların en güzeli olan Allah pek yücedir
Mehmet Okuyan Sonra o nutfeyi (zigotu) ‘alaka (embriyo) yaptık. Sonra o ‘alakayı (embriyoyu) bir mudğa (et parçacığı) hâline soktuk; o et parçacığını kemiğe çevirdik; o kemiği de etle (kasla) kapladık. Sonra onu başka bir yaratışla oluşturduk. Yaratanların en güzeli olan Allah çok yücedir.
Muhammed Celal Şems (Daha) sonra o suyu, pıhtılaşmış kan haline getirdik. Bu pıhtılaşmış kanı (da,) ardından bir et parçasına dönüştürdük. Bu et parçasını kemikler şekline soktuk. Bu kemikleri (de) et ile örttük. Sonra (da) onu başka bir yaratılış halinde geliştirdik. Bundan dolayı, yaratanların en iyisi olan Allah, ne bereketlidir!
Muhammed Esed sonra bu döl suyu damlasından döllenmiş hücreyi yaratıyoruz; sonra bu döllenmiş hücreden de cenini ve ceninden kemikleri yaratıyoruz; ve sonra da kemiklere et giydirip onu yepyeni bir yaratık halinde var edip ortaya çıkarıyoruz: öyleyse, yaratanların en iyisi, en ustası olarak Allah ne yücedir!
Mustafa Çevik 12-16 Biz ilk insanı önce süzülmüş, çamur haline getirdiğimiz balçıktan yarattık, sonra da onu hayatın tohumu haline getirip bir damla suya dönüştürerek, kadın ve erkeğin vücutlarına yerleştirdik. Evlilik yoluyla bu sıvıdan yarattığımız, hücreleri aşılayıp ana rahminin duvarına astık. Bir süre sonra, aşılanmış ve rahim duvarına asılmış bu hücreden kemiklerini oluşturup, et giydirip insana dönüştürdük. Sizi böylece yaratan Allah’ın ilmi ve kudreti çok yücedir. Ey insanlar! İşte bu yaratılışınızdan sonra, dünyaya getirilerek, yaratılış sebebiniz size bildirilmekte ve bu sebebe uygun bir hayatı yaşamaya davet edilmektesiniz. Bir süre sonra da hepiniz ölecek, Kıyamet’le birlikte yeniden diriltilip, huzurumuzda toplanarak dünya hayatınızı yaratılış sebebinize uygun yaşayıp yaşamadığınızdan hesaba çekileceksiniz.
Mustafa İslamoğlu daha sonra, o hayat tohumundan döllenmiş hücreyi yarattık; hemen sonra döllenmiş hücreden cenini yarattık; ve ceninden de kemikleri yarattık; en sonunda kemiklere kas giydirdik; sonuçta, onu bağımsız bir varlık olarak inşa ettik: işte her şeyi en güzel şekilde yaratan Allah'ın şanı böyle yücedir!
Ömer Nasuhi Bilmen Sonra o nutfeyi bir donmuş kan yarattık, müteakiben o donmuş kanı da bir parça et kıldık, sonra o et parçasını da kemikler kıldık, kemiklere de bir et giydirdik. Sonra da onu başka bir halk olarak inşa etmiş olduk. İmdi musavvir, mukaddir olanların en güzeli olan Allah Teâlâ, pek mübarektir.
Ömer Öngüt Sonra o nutfeyi alekaya (kan pıhtısına) çevirdik. Derken alekayı da mudğa (bir çiğnemlik et) yaptık. O mudğayı da kemikler hâline çevirdik. O kemiklere et giydirdik. Daha sonra onu bambaşka bir yaratılışla inşâ etttik. Şekil verenlerin en güzeli olan Allah'ın şânı ne yücedir!
Şaban Piriş Sonra spermi empriyo haline getirdik. Empriyoyu et parçası yaptık. Et parçasından kemik yarattık. Kemiğe et giydirdik. Sonra onu bambaşka bir varlık olarak yarattık. Yaratıcıların en güzeli olan Allah ne yücedir.
Sadık Türkmen Sonra o nutfeyi alâkaya/embriyoya/hücrelere çevirdik, hücreleri/embriyoyu bir çiğnem et yaptık. Sonra, o et parçasını kemiklere çevirdik, bu kemiklere de et giydirdik. Sonra (onun için yarattığımız ruhumuzu/ruhunu üfleyerek), onu bambaşka (akıllı) bir yaratık olarak inşa ettik! Yaratıp biçim verenlerin en güzeli olan Allah ne yücedir!
Seyyid Kutub Sonra spermayı embriyoya dönüştürdük. Arkasından embriyoyu et parçasına dönüştürdük, arkasından et parçasından kemikler yarattık, arkasından kemiklere et giydirdik. Sonra onu başka bir yaratığa dönüştürdük. Yaratıcıların en güzeli olan Allah ne yücedir!
Suat Yıldırım Sonra nutfeyi (rahim cidarına) yapışan bir hücreye, bunu da mudgaya, yani bir çiğnem et görünümündeki varlığa, mudgayı kemiklere dönüştürür, sonra da kemiklere et giydirip, derken yeni bir yaratılışa mazhar ederiz. İşte bak da Allah’ın ne mükemmel yaratan olduğunu bir düşün!
Süleyman Ateş Sonra nutfeyi alaka(embriyo)ya çevirdik, alaka(embriyo)yı bir çiğnemlik ete çevirdik, bir çiğnemlik eti kemiklere çevirdik, kemiklere et giydirdik; sonra onu bambaşka bir yaratık yaptık. Yaratanların en güzeli Allâh, ne yücedir!
Süleymaniye Vakfı Sonra o nutfeyi alaka[1*] yaptık. O alakayı bir çiğnem et parçası yaptık. O et parçasını kemiklere dönüştürdük. Sonra kemikleri etle donattık, sonra onu başka yaratık haline getirdik[2*]. Yaratıcıların en güzeli olan Allah pek yücedir[3*].

[1*] Rahim duvarına asılı emriyo.

[2*] Ruh üfleyerek tam bir insan yaptık.

[3*] Bu ifadenin bu ayette geçmesi önemlidir. (Secde 32/9)

Tefhim-ul Kuran Sonra o su damlasını bir alak (embriyo) olarak yarattık; ardından o alak'ı (hücre topluluğu) bir çiğnem et parçası olarak yarattık; daha sonra o çiğnem et parçasını kemik olarak yarattık; böylece kemiklere de et giydirdik; sonra bir başka yaratışla onu inşa ettik. Yaratıcıların en güzeli olan Allah, ne yücedir.
Ümit Şimşek Sonra nutfeyi aleka halinde, alekayı mudga halinde yarattık. Mudgayı da kemik halinde yarattık; kemiklere ise et giydirdik. Sonra da onu bambaşka bir yaratışla inşa ettik. Yaratıcıların en güzeli olan Allah'ın şânı ne yücedir!
Yaşar Nuri Öztürk Sonra o damlacığı bir embriyo halinde yarattık, sonra o embriyoyu bir et parçası halinde yarattık, sonra o et parçasını bir kemik halinde yarattık ve nihayet o kemiğe de bir et giydirdik. Sonra onu bir başka yaratılışta yeniden kurduk. Yaratıcıların en güzeli Allah'ın kudret ve sanatı ne yücedir!