fî karârin - karar kılmış halde (bir yere yerleşmiş olarak)

  
Abdulbaki Gölpınarlı Sonra onu, sağlam bir karar yurdunda bir katre su kıldık.
Abdullah Parlıyan Sonra onu sperm damlası halinde sağlam bir yere yerleştirdik.
Adem Uğur Sonra onu sağlam bir karargâhta nutfe haline getirdik.
Ahmed Hulusi Sonra onu sağlam bir karargâhta bir nutfe oluşturduk.
Ahmet Tekin Bir de onu, sperm olarak emin, elverişli, sağlam, itibarlı bir yere, rahme koyduk.
Ahmet Varol Sonra onu bir nutfe halinde sağlam bir karar yerine yerleştirdik.
Ali Bulaç Sonra onu bir su damlası olarak, savunması sağlam bir karar yerine yerleştirdik.
Ali Fikri Yavuz Sonra Adem’in neslini, sağlam bir yerde (rahimde) bir nutfe (az bir su) yaptık.
Ali Ünal Sonra onu, (anneden ve babadan gelen) birkaç damla sıvı, bir tohum halinde sağlam bir yere yerleştirdik.
Bayraktar Bayraklı Sonra onu döl suyu damlası halinde sağlam bir yere yerleştirdik.
Bekir Sadak Sonra onu nutfe halinde saglam bir yere yerlestirdik.
Celal Yıldırım Sonra onu sağlamca, durup dinlenecek bir yerde nutfe haline getirdik.
Cemal Külünkoğlu Sonra onu az bir döl suyu (meni) hâlinde sağlam bir yere (ana rahmine) yerleştirdik.
Diyanet İşleri (eski) Sonra onu nutfe halinde sağlam bir yere yerleştirdik.
Diyanet Vakfi Sonra onu sağlam bir karargâhta nutfe haline getirdik.
Edip Yüksel Sonra onu sağlam bir bekleme yerinde bir damlacık haline getirdik.
Elmalılı Hamdi Yazır Sonra onu oturaklı bir karargâhta bir nufte yaptık
Erhan Aktaş Sonra onu güvenli ve sağlam bir mekanda1 bir nutfe2 kıldık.

1- Rahimde. 2- Sperm/Hayat kaynağı.
Gültekin Onan Sonra onu bir su damlası olarak, savunması sağlam bir karar yerine yerleştirdik.
Hakkı Yılmaz (12-16) Ve andolsun ki Biz, insanı seçilmiş bir çamurdan oluşturduk. Sonra onu çok dayanıklı bir karargâhta bir nutfe yaptık. Sonra o nutfeyi bir embriyon oluşturduk. Sonra o embriyoyu bir et parçası oluşturduk. Sonra o bir et parçasını kemikler olarak oluşturdukk. Sonunda o kemiklere de bir et giydirdik. Sonra onu bir başka oluşumda yeniden kurduk. İşte, oluşturanların en güzeli Allah ne cömerttir! Sonra şüphesiz sizler, bunların ardından kesinlikle öleceksiniz. Sonra şüphesiz siz, kıyâmet gününde diriltileceksiniz.
Harun Yıldırım Sonra onu sağlam bir karargâhta nutfe haline getirdik.
Hasan Basri Çantay Sonra onu sarp ve metîn bir karargâhda bir nutfe yapdık.
Hayrat Neşriyat Sonra onu sağlam bir yerde (ana rahminde) bir nutfe (hakir bir damla sudan süzülmüş hulâsa) olarak yerleştirdik.
İbni Kesir Sonra da onu nutfe halinde sağlam bir yere yerleştirdik.
İskender Evrenosoğlu Sonra onu, mekin (sağlam) bir yerde karar kılmış (yerleşmiş) bir nutfe kıldık.
İstanbul Kuran Araştırmaları Grubu (13-14) Sonra onu dayanıklı bir karar yerinde bir damlacık haline getirdik. Sonra o damlacığı asılıp tutunan bir şeye dönüştürdük. Sonra asılıp tutunan şeyi, bir çiğnemlik ayrı et parçası haline getirdik. Sonra bir çiğnemlik et parçasını, kemik olarak yarattık. Sonra kemiğe et giydirdik.

(Ayetin çevirisinde “asılıp tutunan şey” olarak çevirdiğimiz kelimenin Arapçası “alak”tır. Bu kelimenin Arapça’daki temel anlamı “asılı duran, tutunan”dır. Bu yüzden ayeti bu temel anlamıyla çevirmek en doğru çeviridir. ... Rahime atılan küçük bir damlacık olan zigot, ilk dönemlerde rahim duvarına “asılıp tutunmaktadır”. İşte Kuran, bu “asılıp tutunma” olayını açıklayarak indiği dönemde bilinmeyen, yaratılışımızda geçirdiğimiz bir aşamayı açıklamaktadır. Bu yüzden “alak” kelimesini temel anlamının dışında “embriyo” şeklinde tercüme etmek, hem tercümenin yeterince aslına uygun olmaması, hem de ayetin ince işaretinin ortaya konamaması demektir.

... anne rahmindeki embriyo hem ufaklığından, hem de kemiklerin daha ileride oluşacak olmasından ötürü bir çiğnemlik et görünümündedir. Ayrıca ilginçtir ki embriyo, anne karnında geçirdiği belli bir aşamada üzerinde diş izleri varmış gibi bir şekle sahiptir. Bu yüzden Kuran’da “bir çiğnemlik et” aşaması geçirdiğimizin söylenmesi çok yerinde olan mucizevi bir anlatımdır.

Embriyodaki kıkırdak doku, ayette söylendiği gibi sonradan kemikleşmeye başlar. Yine aynen ayetin söylediği gibi kemikleşme başladıktan daha sonra kas etleri oluşarak kemikleri sarar. Ayette geçen “lahm” kelimesi “kas etleri” için kullanılmaktadır. Kuran’da 1400 yıl önce haber verilen bu oluşum sırasından bilim çok yakın döneme dek habersizdi. Bu dönemde kemiklerin ve kasların beraber oluştuğu düşünülüyordu. )
Kadri Çelik Sonra onu bir su damlası olarak, sağlam bir yere (rahme) yerleştirdik.
Mehmet Ali Eroğlu Uygun şekilde onu sağlam bir karargahta nutfe yapmışızdır.
Mehmet Okuyan Sonra onu sağlam bir yerde nutfe (zigot) hâline getirdik.
Muhammed Celal Şems Sonra (da) onu, kalınacak emniyetli bir yere azıcık su halinde koyduk.
Muhammed Esed ve sonra onu döl suyu damlası halinde (rahimde) özel bir koruma altında tutuyoruz;
Mustafa Çevik 12-16 Biz ilk insanı önce süzülmüş, çamur haline getirdiğimiz balçıktan yarattık, sonra da onu hayatın tohumu haline getirip bir damla suya dönüştürerek, kadın ve erkeğin vücutlarına yerleştirdik. Evlilik yoluyla bu sıvıdan yarattığımız, hücreleri aşılayıp ana rahminin duvarına astık. Bir süre sonra, aşılanmış ve rahim duvarına asılmış bu hücreden kemiklerini oluşturup, et giydirip insana dönüştürdük. Sizi böylece yaratan Allah’ın ilmi ve kudreti çok yücedir. Ey insanlar! İşte bu yaratılışınızdan sonra, dünyaya getirilerek, yaratılış sebebiniz size bildirilmekte ve bu sebebe uygun bir hayatı yaşamaya davet edilmektesiniz. Bir süre sonra da hepiniz ölecek, Kıyamet’le birlikte yeniden diriltilip, huzurumuzda toplanarak dünya hayatınızı yaratılış sebebinize uygun yaşayıp yaşamadığınızdan hesaba çekileceksiniz.
Mustafa İslamoğlu epey sonra onu, karar kılacağı (rahimde) yer tutan bir hayat tohumu kıldık;
Ömer Nasuhi Bilmen Sonra onu metin bir karargâhta bir nutfe kıldık.
Ömer Öngüt Sonra onu sağlam bir karargâh olan rahimde nutfe hâline getirdik.
Şaban Piriş Sonra onu sağlam bir kalış yerinde, bir sperm yaptık.
Sadık Türkmen Sonra, onu nutfe halinde sağlam bir karargâha yerleştirdik.
Seyyid Kutub Sonra sperma halinde korunaklı bir yuvaya yerleştirdik.
Suat Yıldırım Sonra onu nutfe (sperm) halinde sağlam bir yere yerleştiririz.
Süleyman Ateş Sonra onu bir nutfe (sperm) olarak sağlam bir karar yerine koyduk.
Süleymaniye Vakfı Sonra onu karar-ı mekînde nutfe (döllenmiş yumurta) haline getirdik[*].

[*] Karar, kalınabilecek rahat yere denir. Ebu Hanife’ye göre suyun kendi gücüyle gidip kaldığı her yere bu ad verilir (lisan’ul-Arab). Mekîn; bir şey üzerinde gücü ve etkisi olan şeydir(el-Mısbah’ul-munîr).

Öyleyse nutfenin oluştuğu yer, hem onun kalmasına imkân veren hem de oluşmasına etki eden yerdir. O yer, ana rahminden başkası değildir.
Rahim, erkeğin spermi ile kadının yumurtasının kalabileceği, nutfeye dönüşeceği, değişeceği, gelişeceği ve dünyada yaşayabilecek güce erişeceği yerdir.
Öyleyse nutfe, erkeğin spermi ile kadının yumurtasının birleşmesiyle oluşan döllenmiş yumurtadır.

Tefhim-ul Kuran Sonra onu bir su damlası olarak, savunması sağlam bir karar yerine yerleştirdik.
Ümit Şimşek Sonra ona sağlam bir karar yerinde bir nutfe yaptık.
Yaşar Nuri Öztürk Sonra onu çok dayanaklı bir karargâhta bir damlacık yaptık.