Abdulbaki Gölpınarlı
|
Şüphe yok ki o, açık konuşulan sözü de bilir, gizlediğiniz sözü de.
|
Abdullah Parlıyan
|
Doğrusu O Allah, açık konuşulan sözü de bilir, gizlediğiniz sözü de.
|
Adem Uğur
|
Şüphesiz Allah sözün açığını da bilir, gizli tuttuklarınızı da bilir.
|
Ahmed Hulusi
|
"Muhakkak ki O, düşüncelerinizden açığa vurduğunuzu da gizlemekte olduğunuzu da bilir. "
|
Ahmet Tekin
|
'Allah açığa vurduğunuz sözlerinizi ve fiillerinizi bilir, gizlediklerinizi de bilir.'
|
Ahmet Varol
|
Şüphesiz O, sözün açıktan söylenenini de bilir, gizlediklerinizi de bilir.
|
Ali Bulaç
|
"Şüphesiz O, sözün açıkta söylenenini de bilmekte, saklamakta olduklarınızı da bilmektedir."
|
Ali Fikri Yavuz
|
Şüphe yok ki Allah, söylenen sözden açığa vurulanı da bilir, gizliliklerinizi de bilir.
|
Ali Ünal
|
“Şüphesiz ki Allah, sözün açıktan söylenenini (İslâm ve davetim aleyhinde açıktan söylediklerinizi) bildiği gibi, içinizde tuttuklarınızı, gizlediğiniz niyetlerinizi, (kurmaya niyetlendiğiniz tuzaklarınızı) da bilir.
|
Bayraktar Bayraklı
|
Şüphesiz O, sözün açığını da bilir; gizlediklerinizi de bilir.
|
Bekir Sadak
|
«Dogrusu O, aciga vurulan sozu de bilir, gizlediklerinizi de bilir.»
|
Celal Yıldırım
|
Şüphesiz ki O, sözün açığa vurulanını da bilir, gizlediğinizi de bilir.
|
Cemal Külünkoğlu
|
“Şüphesiz O, sözün açığa vurulanını da bilir, gizlediklerinizi de bilir.”
|
Diyanet İşleri (eski)
|
'Doğrusu O, açığa vurulan sözü de bilir, gizlediklerinizi de bilir.'
|
Diyanet Vakfi
|
Şüphesiz Allah sözün açığını da bilir, gizli tuttuklarınızı da bilir.
|
Edip Yüksel
|
“O, açıklanan sözü de bilir, gizlediklerinizi de bilir.”
|
Elmalılı Hamdi Yazır
|
Şübhe yok ki o, söylenenden, açığa vurulanı da bilir gizlediğinizi de bilir
|
Erhan Aktaş
|
O, açıkça söylenen sözleri de bilir, gizlediklerinizi de bilir.
|
Gültekin Onan
|
"Şüphesiz O, sözün açıkta söylenenini de bilmekte, saklamakta olduklarınızı da bilmektedir."
|
Hakkı Yılmaz
|
(109-111) Buna rağmen eğer yüz çevirirlerse: “Size dosdoğru/ eşit/tarafsız olarak açıkladım ve
tehdit olunduğunuz şey yakın mı, uzak mı bilmiyorum. Şüphesiz Allah, sözden açığa vurulanı bilir,
gizlediğiniz şeyleri de bilir. Ve ‘Belki bu gecikme sizi denemek ve bir süreye kadar yararlandırmak
içindir’ ben bilmiyorum” de.
|
Harun Yıldırım
|
Şüphesiz Allah sözün açığını da bilir, gizli tuttuklarınızı da bilir.
|
Hasan Basri Çantay
|
«Hiç şübhesiz ki sözün açığını da O biliyor, gizlemekde olduğunuzu da O biliyor».
|
Hayrat Neşriyat
|
'Muhakkak ki O, sözün açık olanını da bilir, gizlemekte olduğunuz şeyleri de bilir.'
|
İbni Kesir
|
Doğrusu O, sözün açığa vurulanını da bilir, gizlediklerinizi de bilir.
|
İskender Evrenosoğlu
|
Muhakkak ki O, sözün cehrî olanını (açıkça söylenenini) ve ketmettiklerinizi (gizlediklerinizi) bilir.
|
Kadri Çelik
|
“Doğrusu O, açığa vurulan sözü de bilir, gizlediklerinizi de bilir.”
|
Mehmet Ali Eroğlu
|
Nihayetinde gerçek şudur ki; "O açık konuşulanı da, sakladıklarınızı da bilmektedir."
|
Mehmet Okuyan
|
Şüphesiz ki (Allah) sözün açığını da bilir, gizlediklerinizi de bilir.”
|
Muhammed Celal Şems
|
Şüphesiz O, sözün açığını (da, sizin) gizlediğinizi (de) bilir.
|
Muhammed Esed
|
"Doğrusu O, sözün açığa vurulanını da bilir, örtüp gizlediklerinizi de bilir.
|
Mustafa Çevik
|
106-111 Şüphesiz bu Kur’an’la bildirilenlerden alınması gereken dersler vardır, bundan ancak Allah’ı layıkıyla tanıyıp, yaratılışının maksadını kavramak isteyenler dersler çıkarabilirler. Ey Peygamber! Biz seni ve seninle birlikte Kur’an’ı insanlara gerçekleri tekrar hatırlatasın diye bir rahmet olarak gönderdik. Sen insanlara de ki: “Bana ilahınızın yalnız Allah olduğu vahyedilmekte, O’na teslim olmak üzere aklınızı kullanmayacak mısınız?” Şayet buna rağmen yüz çevirip de, reddederlerse, o zaman onlara de ki: “Ben bu gerçeği size duyurdum, uyarıldığınız Kıyamet Günü’nün de uzak mı, yoksa yakın mı olduğunu da ben bilemem. Benim bildiğim şu ki, Allah insanların açıktan ve gizliden yaptıklarını ve niyetlerinin ne olduğunu en iyi bilendir. Ben ayrıca müşrik ve kâfirlere vaat edilen azabın neden hâlâ gelmediğini de bilemem. Allah bunu sizlere doğru yola yönelmeniz için süre tanımak maksadı ile mi yapıyor, o yüzden mi nimetlerinden yararlandırıp imtihan ediyor, O’nu da yalnız O bilir.”
|
Mustafa İslamoğlu
|
Fakat (Allah) açıktan söyleneni nasıl bilirse, gizlediklerinizi de öylece bilir.
|
Ömer Nasuhi Bilmen
|
«Şüphe yok ki, sözden açığa vurulanı da, gizlediklerinizi de bilir.»
|
Ömer Öngüt
|
Şüphesiz ki O, sözün açığa vurulanını da bilir, gizlediklerinizi de bilir.
|
Şaban Piriş
|
Şüphesiz Allah, açığa vurulan sözü de gizlediğiniz sözü de bilir.
|
Sadık Türkmen
|
Şüphesiz O, açığa vurduğunuz sözü de bilir, gizlediklerinizi de bilir.
|
Seyyid Kutub
|
Hiç kuşkusuz Allah, açıkça söylediğiniz sözleri bildiği gibi içinizde sakladığınız duyguları da bilir.
|
Suat Yıldırım
|
Şüphesiz ki Allah sözün açık olanını da, gizli olanını da bilir. Hem sizin gizlediğiniz, şeyleri de bilir.
|
Süleyman Ateş
|
"Şüphesiz O, sözün açığını da bilir, gizlediklerinizi de bilir."
|
Süleymaniye Vakfı
|
Allah açık olan sözü bildiği gibi gizlediğinizi de bilir.
|
Tefhim-ul Kuran
|
«Şüphesiz O, sözün açıkta söylenenenini de bilmekte, saklamakta olduklarınızı da bilmektedir.»
|
Ümit Şimşek
|
Açığa vurulan sözü de O bilir, sizin sakladıklarınızı da.
|
Yaşar Nuri Öztürk
|
Kuşkusuz O, sözün açığa vurulanını da bilir; saklamakta olduklarınızı da bilir.
|