min es sâati - o saatten, kıyâmet saatinden

  
Abdulbaki Gölpınarlı O çekinenler, görmedikleri halde Rablerinden korkarlar ve kıyâmetten ürküp titrerler.
Abdullah Parlıyan O bilinçli ve duyarlı kimseler, görmedikleri halde, Rablerinden korkar ve kıyametin gelivermesinden de korkarak titrer, dururlar.
Adem Uğur (O takvâ sahipleri ki) onlar, görmedikleri halde Rablerine candan saygı gösterirler. Yine onlar, kıyametten korkan kimselerdir.
Ahmed Hulusi Onlar ki gaybları olarak Rablerinden haşyet ederler. . . Onlar o Saat'ten de titrerler.
Ahmet Tekin Allah’a sığınanlar, saklı-gizli hallerinde, görmedikleri halde, gıyaben Rablerinden korkanlardır, O’na saygı duyanlardır. Onlar Kıyamet’in kopacağı ânın dehşeti dolayısıyla korku içinde Allah’ın emirlerine itina gösterenlerdir.
Ahmet Varol Onlar [10] Rablerinden gıyaben korkarlar ve onların kıyamet saatinden içleri titrer.
Ali Bulaç Onlar, Rablerine karşı gayb ile (O'nu görmedikleri halde) bir haşyet içindedirler ve onlar, kıyamet saatinden 'içleri titremekte olanlardır.'
Ali Fikri Yavuz Onlar, o takva sahibleridir ki, yalnızlıkta Rablerinden titrerler ve onlar, kıyamet azabından da korkarlar.
Ali Ünal Onlar, Kendisini görmedikleri halde Rabbilerine karşı tam bir saygı duyup tazim gösterirler ve yine onlar, Kıyamet’ten de korkup titrerler.
Bayraktar Bayraklı Takvâ sahipleri, görmedikleri halde Rabblerine bilinçli bir şekilde saygı duyarlar; onlar kıyametten korkan kimselerdir.
Bekir Sadak Onlar gormedikleri halde Rablerinden korkarlar; kiyamet saatinden de titrerler.
Celal Yıldırım O sakınanlar ki Rablarından gıyabında saygı ile korkarlar ve Kıyametin meydana geliş saatinden endişe içinde titreyip dururlar.
Cemal Külünkoğlu O (Allah'a karşı sorumluluk bilinciyle yaşaya)nlar, algı ve tasavvurlarının ötesinde olmasına rağmen Rablerin(in (azabın)dan korkarlar. Onlar kıyamet gününden de korkarlar.
Diyanet İşleri (eski) Onlar görmedikleri halde Rablerinden korkarlar; kıyamet saatinden de titrerler.
Diyanet Vakfi (O takvâ sahipleri ki) onlar, görmedikleri halde Rablerine candan saygı gösterirler. Yine onlar, kıyametten korkan kimselerdir.
Edip Yüksel Onlar ki kimse kendilerini görmezken bile Rab’lerini sayarlar ve o anın dehşetini duyarlar.
Elmalılı Hamdi Yazır O müttekıler için ki rablarına gıyabda haşyet beslerler ve o saatten titrer dururlar
Erhan Aktaş Onlar, Rabb’lerini görmedikleri halde, O’na içten derin bir saygı duyarlar. Ve onlar, Kıyamet Günü’nün hesabından endişe ederler.
Gültekin Onan Onlar rablerine karşı gayb ile (O'nu görmedikleri halde) bir haşyet içindedirler ve onlar, kıyamet saatinden 'içleri titremekte olanlardır.'
Hakkı Yılmaz (48,49) Ve andolsun ki Mûsâ ve Hârûn'a Furkân'ı ve görülmeyen, duyulmayan, sezilmeyen ıssız yerde Rablerine saygıyla, sevgiyle, bilgiyle ürperti duyan, kıyâmetin kopmasından içleri titreyen, Allah'ın koruması altına girmiş kişiler için bir ışığı ve öğüdü verdik.
Harun Yıldırım (O takvâ sahipleri ki) onlar, görmedikleri halde Rablerine candan saygı gösterirler. Yine onlar, kıyametten korkan kimselerdir.
Hasan Basri Çantay (Öyle takvaa saahibleri) ki onlar tenhâda da Rablerine candan saygı gösterirler. Onlar kıyâmetden korkanlardır.
Hayrat Neşriyat (Takvâ sâhibleri) o kimselerdir ki, yalnızken (de) Rablerinden korkarlar, onlar kıyâmetten de korkan kimselerdir.
İbni Kesir Onlar ki görmedikleri halde, Rabblarından korkarlar ve kıyamet saatından titrerler.
İskender Evrenosoğlu Onlar, gaybde (görmedikleri halde) Rab'lerine huşû duyarlar. Ve onlar, o saatten (kıyâmet saatinden) korkanlardır.
Kadri Çelik Onlar, (azabı) görmedikleri halde Rablerinden bir haşyet içindedirler ve onlar, kıyametten dolayı içleri titremekte olanlardır.
Mehmet Ali Eroğlu Aleni olarak görmedikleri halde Rablerine karşı haşyet içinde ve kıyamet saatinden titrerler.
Mehmet Okuyan Onlar takvâ (duyarlılık) sahipleri, gaybdaki (bilinemeyendeki) Rablerine saygı duyarlar; (dahası) onlar o (Son) Saat’ten de tir tir titreyenlerdir.
Muhammed Celal Şems Onlar, Rablerinden gıyaben (bile) korkarlar. Onlar, (amellerin karşılığının) verileceği saatten (de) korkanlardır.
Muhammed Esed o (bilinçli, duyarlı) kimseler ki, algı ve tasavvurlarının ötesinde olsa da, Rablerinden korkar ve Son Saat'in kaygısıyla titrerler.
Mustafa Çevik 48-49 Biz Musa ile Harun’a da doğru ile yanlışı birbirinden ayırt edip, adaleti tesis eden aydınlık kaynağı olan kitabı vermiştik. Ona da Allah’a karşı sorumluluk bilinci duyanlar uydular. Böyleleri tasavvurlarının ötesinde ve üstünde olan göremedikleri Rablerine iman eder, yürekten saygı duyup hesap verme endişesi taşırlar.
Mustafa İslamoğlu onlar ki, idrak sınırını aşan bir hakikat olsa da Rablerinden korkarlar; yine onlar (görürcesine inandıkları) Son Saat'ten dolayı titrerler.
Ömer Nasuhi Bilmen O muttakîler ki Rablerinden tenhada da büyük bir korku ile korkarlar ve onlar Kıyametten de titreyicilerdir.
Ömer Öngüt O takvâ sahipleri ki görmedikleri halde Rablerinden korkarlar ve kıyametten de titrerler.
Şaban Piriş Onlar, görmedikleri halde Rablerinden korkan ve kıyamet saatinden de sakınan kimselerdir.
Sadık Türkmen Onlar görmeden Rablerinden korkarlar ve onlar kıyamet saatinden içleri ürpermekte olanlardır.
Seyyid Kutub Onlar Rabb'lerinden görmeden korkarlar ve kıyamet gününün dehşetinden ürkerler.
Suat Yıldırım O müttakiler, görmedikleri halde Rab’lerini gıyabında tazim eder ve hem de kıyametten, o duruşma saatinden korkup titrerler.
Süleyman Ateş Korunanlar görmeden Rablerinden korkarlar ve (Duruşma) sâ'at(in)den de titrerler.
Süleymaniye Vakfı Onlar, Rablerinin korkusunu içlerinde[*] hisseden ve kıyamet saatinden dolayı da ürperen kimselerdir.

[*] İçlerinde” anlamı verdiğimiz kelime el- ğayb = الغيب‘dır. Bkz: Bakara 2/3

Tefhim-ul Kuran Onlar, Rablerine karşı gayb ile (O'nu görmedikleri halde) bir haşyet içindedirler ve onlar, kıyamet saatinden 'içleri titremekte olanlardır.'
Ümit Şimşek O takvâ sahipleri ki, görmedikleri halde Rablerinden korkarlar. Onlar, kıyamet gününün de korkusu içindedirler.
Yaşar Nuri Öztürk O korunanlar ki, hiç görmeden Rablerinden korkarlar. Kıyamet saatinden de ürperirler onlar.