Abdulbaki Gölpınarlı
|
Azâbımızı hissettiler mi hemen kaçmaya başlıyorlardı ondan.
|
Abdullah Parlıyan
|
Azabımızın başlarına geleceğini hissettikleri zaman, hemen oradan kaçmaya davranırlardı.
|
Adem Uğur
|
Azabımızı hissettiklerinde bir de bakarsın ki oralardan (azap bölgesinden) kaçıyorlar!
|
Ahmed Hulusi
|
Şiddetimizi hissettiklerinde bir de bakarsın, oradan kaçıyorlar!
|
Ahmet Tekin
|
Onlar azâbımızın şiddetini hissettikleri zaman, hemen vasıtalarına binip topuklayarak yılgın bir vaziyette oradan kaçıyorlardı.
|
Ahmet Varol
|
Onlar zorlu azabımızı hissettiklerinde hemen oradan kaçıyorlardı.
|
Ali Bulaç
|
Bizim zorlu azabımızı hissettikleri zaman, oradan büyük bir hızla uzaklaşıp kaçıyorlardı.
|
Ali Fikri Yavuz
|
Onlar azabımızın şiddetini duydukları zaman memleketlerinden kaçıyorlardı.
|
Ali Ünal
|
Ne zaman ki hak ettikleri cezanın bir baskın şeklinde gelmekte olduğunu hissettiler, işte o zaman bir bozgun halinde beldelerinden kaçmaya durdular.
|
Bayraktar Bayraklı
|
Azabımızı hissettiklerinde, oralardan kaçmaya başladılar.
|
Bekir Sadak
|
Onlar bizim baskinimizi hissettiklerinde, oradan kacmaga koyuluyorlardi.
|
Celal Yıldırım
|
Onlar, yok edici baskınımızı hissedince hemen oradan tabana kuvvet kaçmağa koyuldular.
|
Cemal Külünkoğlu
|
Onlar, azabımızın gelip çattığını fark ettiklerinde oralardan uzaklaşıp kaçıyorlardı.
|
Diyanet İşleri (eski)
|
Onlar bizim baskınımızı hissettiklerinde, oradan kaçmağa koyuluyorlardı.
|
Diyanet Vakfi
|
Azabımızı hissettiklerinde bir de bakarsın ki oralardan (azap bölgesinden) kaçıyorlar!
|
Edip Yüksel
|
Azabımızı hissettikleri anda ondan kaçmaya çalışıyorlardı.
|
Elmalılı Hamdi Yazır
|
Be'simizi hissettikleri vakit, hemen oradan üzengi depiyorlardı,
|
Erhan Aktaş
|
Öyle ki onlar azabımızı hissettikleri zaman, ondan kaçmaya çalışıyorlardı.
|
Gültekin Onan
|
Bizim zorlu azabımızı hissettikleri zaman, oradan büyük bir hızla uzaklaşıp kaçıyorlardı.
|
Hakkı Yılmaz
|
Öyle ki onlar azabımızın şiddetini hissettikleri zaman ondan hızla uzaklaşıp kaçıyorlardı. –
|
Harun Yıldırım
|
Azabımızı hissettiklerinde bir de bakarsın ki oralardan (azap bölgesinden) kaçıyorlar!
|
Hasan Basri Çantay
|
(Evet), onlar azabımızı his (ve müşahede) etdikleri zaman hemen oralardan harıl harıl kaçıyorlardı.
|
Hayrat Neşriyat
|
Artık azâbımızı hissettikleri zaman, onlar oradan hemen hızlıca kaçıyorlardı.
|
İbni Kesir
|
Bizim baskınımızı hissettikleri zaman; onlar, oradan kaçmaya yelteniyordu
|
İskender Evrenosoğlu
|
Böylece (şiddetli) azabımızı hissettikleri zaman onlar, ondan kaçarlar.
|
Kadri Çelik
|
Bizim zorlu azabımızı hissettikleri zaman, oradan büyük bir hızla uzaklaşıp kaçıyorlardı.
|
Mehmet Ali Eroğlu
|
Bizim azabımızı hissettiklerinde hemen oradan çok hızlıca uzaklaşıp kaçarlar.
|
Mehmet Okuyan
|
Azabımızı hissettiklerinde bir de bakarsın ki oralardan (azap bölgesinden) kaçıyorlar!
|
Muhammed Celal Şems
|
(Helâk olacaklarını anlayanlar) azabımızı hissedince, hemen ondan kaçışmaya başladılar.
|
Muhammed Esed
|
Ve onlar Bizim cezalandırıcı kudretimizi hissetmeye başlar başlamaz, hemen oradan kaçmaya davranırlardı.
|
Mustafa Çevik
|
11-15 Yaratıp bunca nimetlerle donatmamıza rağmen, davet ettiğimiz hayat nizamına sırtını dönüp nankörlük eden birçok toplumu hak ettikleri azabımızla kırıp geçirdik, yerlerine başka toplulukları getirdik. Helak olmayı hak eden o toplumlar azabımızla karşılaşınca kaçıp kurtulmaya çalıştılar, o zaman onlara şöyle seslenildi: “Haydi bakalım elinizden geliyorsa o şımarık, kibirli, azgın hayatınıza geri dönün de görelim, ama artık bu imkânsız olduğu gibi âhirette de çok şiddetli bir azap ile karşılaşacaksınız.” Dünyada hak ettikleri azapla karşılaşanlar, “Eyvah, yazıklar olsun bize, hakikati inkâr etmekle hem kendimize hem de başkalarına zulmetmişiz.” diyerek feryat ettiler fakat onların bu pişmanlıkları âdeta biçilmiş, yakılıp, kül olmuş ekin tarlasına çevrilmelerine engel olmadı.
|
Mustafa İslamoğlu
|
Ve onlar Bizim ezici gücümüzü hissettikleri zaman, derhal oradan kaçmaya yeltendiler.
|
Ömer Nasuhi Bilmen
|
Vaktâ ki, onlar Bizim azabımızı hissettiler. Onlar hemen oralardan süratle kaçınmaya başladılar.
|
Ömer Öngüt
|
Onlar bizim azabımızı hissettiklerinde oradan hızla uzaklaşıp kaçıyorlardı.
|
Şaban Piriş
|
Azabımızı hissettikleri zaman, ondan süratle kaçıyorlardı.
|
Sadık Türkmen
|
Azabımızı hissettikleri zaman, hemen oradan hızlıca kaçışıyorlardı!
|
Seyyid Kutub
|
Bu zalimler azabımızın gelip çattığını farkettiklerinde derhal şehirlerinden kaçmaya koyuluyorlardı.
|
Suat Yıldırım
|
Onlar bizim baskınımızı hisseder etmez, derhal bineklerine yönelip kaçmaya yeltendiler.
|
Süleyman Ateş
|
Azâbımızı hissettikleri zaman onlar, derhal oradan (kaçmak için hayvanlarını) mahmuzluyorlardı.
|
Süleymaniye Vakfı
|
Baskınımızı anlayınca hemen oradan kaçarlardı.
|
Tefhim-ul Kuran
|
Bizim zorlu azabımızı hissettikleri zaman, oradan büyük bir hızla uzaklaşıp kaçıyorlardı.
|
Ümit Şimşek
|
Onlar, daha azabımızı hisseder etmez kaçışmaya başladılar.
|
Yaşar Nuri Öztürk
|
Şiddetimizi hissettiklerinde hiç vakit geçirmeksizin oradan dört nala kaçıyorlardı.
|