yâ ze el karneyni - ey Zülkarneyn

  
Abdulbaki Gölpınarlı Nihâyet güneşin battığı yere gelince görmüştü ki güneş, kara bir balçığa batmada ve orada bir topluluğa rastladı. Dedik ki: Ey Zülkarneyn, istersen azaplandırırsın bunları, istersen iyilik edersin onlara.
Abdullah Parlıyan Batıya doğru giderek günün birinde, varabileceği en uzak noktaya vardı. Orada güneş O'na, kopkoyu bulanık bir suya dalıyormuş gibi göründü. Ve orada bir topluluğa rastladı. O'na “Ey Zülkarneyn!” dedik. “Onlara istersen azap edersin, istersen iyilik edersin.”
Adem Uğur Nihayet güneşin battığı yere varınca, onu kara bir balçıkta batar buldu. Onun yanında (orada) bir kavme rastladı. Bunun üzerine biz: Ey Zülkarneyn! Onlara ya azap edecek veya haklarında iyilik etme yolunu seçeceksin, dedik.
Ahmed Hulusi Tâ Güneş'in battığı yere ulaştığında, onu koyu bir karanlık suda batarken buldu. . . (Bir de) o bölgede bir toplum buldu! Dedik: "Ey Zül-Karneyn! İster (onlara) azap edersin; ister haklarında bir güzellik oluşturursun. "
Ahmet Tekin Nihayet, güneşin batar durumda olduğu, gecenin aralıksız uzun süre devam ettiği yere ulaştığı zaman, güneşi, sanki kara balçıklı bir suda batıyor buldu. O bölgede bir kavme rastladı. Biz ona:'Ey Zülkarneyn, onları cezalandırabilirsin, onlara iyi davranma yolunu da seçebilir, Hakka, imana, şer’î hükümleri öğrenmeye davet edebilir, kolaylık yolları gösterebilirsin.' diye ilham ettik.
Ahmet Varol Nihayet güneşin battığı yere ulaşınca onu kara balçıklı bir gözenin içinde batar gördü. [2] Onun yanında da bir kavim buldu. Dedik ki: 'Ey Zulkarneyn! Onlara ya azap edersin, ya da haklarında güzel davranırsın.
Ali Bulaç Sonunda güneşin battığı yere kadar ulaştı ve onu kara çamurlu bir gözede batmakta buldu, yanında bir kavim gördü. Dedik ki: "Ey Zu'l-Karneyn, (istiyorsan onları) ya azaba uğratırsın veya içlerinde güzelliği (geçerli ilke) edinirsin."
Ali Fikri Yavuz Nihayet güneşin battığı yere (okyanus kıyısına) vardığı zaman, güneşi, (sanki) siyah bir çamura batıyor buldu. Bir de bunun yanında bir kavim buldu. Biz şöyle hitap buyurduk: “- Ey Zül’-Karneyn! Ya (iman etmiyenlere) azâb edersin veya haklarında bir güzellik muamelesi yaparsın.”
Ali Ünal Nihayet, güneşin battığı yere ulaştı ve onu kızgın, kara ve çamurlu bir gözede batıyor buldu. O noktada bir de topluluğa rastladı. “Ey Zülkarneyn,” dedik, “bakalım onlara nasıl muamele edeceksin; (gücüne dayanarak) cezalandırma yolunu mu seçeceksin, yoksa onlara güzel mi davranacaksın.”
Bayraktar Bayraklı Nihayet güneşin battığı yere varınca, güneşi kopkoyu bir suda batıyormuş gibi gördü. Orada bir topluluğa rastladı. “Ey Zülkarneyn! Onları ister cezalandır, ister onlara karşı iyi davran!” dedik.
Bekir Sadak Sonunda gunesin battigi yere ulasinca onu, kara balcikli bir suda batiyor gordu. Orada bir millete rastladi. «Zulkarneyn! Onlara azap da edebilirsin, iyi muamelede de bulunabilirsin» dedik.
Celal Yıldırım Sonunda Güneş'in battığı yere (iyice batı cihetine) ulaştı; onu kara balçıklı bir suya batar (görünümünde) buldu. O kesimde bir millete rastladı. Biz de ona: «Ey Zülkarneyn ! Ya azaba uğratırsın, ya da haklarında güzel muamelede bulunabilirsin, (bu hususta serbestsin)» dedik.
Cemal Külünkoğlu Nihayet güneşin battığı yere (okyanus kıyısına) varınca güneşi adeta kara bir balçıkta suya batar (gibi) buldu. Ve orada (kötülüğün her çeşidini işleyen) bir kavme rastladı. Ona: “Ey Zülkarneyn! Ya (hakka karşı direndikleri için onları) cezalandırırsın ya da haklarında iyilik yolunu tutarsın” dedik.
Diyanet İşleri (eski) Sonunda güneşin battığı yere ulaşınca onu, kara balçıklı bir suda batıyor gördü. Orada bir millete rastladı. 'Zülkarneyn! Onlara azap da edebilirsin, iyi muamelede de bulunabilirsin' dedik.
Diyanet Vakfi Nihayet güneşin battığı yere varınca, onu kara bir balçıkta batar buldu. Onun yanında (orada) bir kavme rastladı. Bunun üzerine biz: Ey Zülkarneyn! Onlara ya azap edecek veya haklarında iyilik etme yolunu seçeceksin, dedik.
Edip Yüksel Uzak batıya varınca güneşi büyük bir okyanusta batar buldu ve orada bir topluluk ile karşılaştı. “Ey İki Nesil Sahibi, dilersen onları cezalandır, dilersen onlara iyi davran“ dedik.
Elmalılı Hamdi Yazır Tâ gün batıya vardığı vakit onu balçıkla bir gözde gurub ediyor buldu, bir de bunun yanında bir kavim buldu, dedik ki: ey Zülkarneyn! ya ta'zib edersin veya haklarında bir güzellik ittihaz eylersin
Erhan Aktaş Nihayet o, Güneş’in battığı yere vardığı zaman, onu koyu bir suda batıyor buldu. Bir de bunun yanında bir halkla karşılaştı. “Ey Zu’l-Karneyn! “Dilersen onları cezalandırırsın, dilersen onlara iyilik edersin.1” dedik.

1- Ya zulmederek zalim olursun ya da adil davranarak, iyi bir kimse olursun.
Gültekin Onan Sonunda güneşin battığı yere kadar ulaştı ve onu kara çamurlu bir gözede batmakta buldu, yanında bir kavim gördü. Dedik ki: "Ey Zu'l-Karneyn, (istiyorsan onları) ya azaba uğratırsın veya içlerinde güzeliği (geçerli ilke) edinirsin."
Hakkı Yılmaz Sonunda o, vahyin battığı yere vardığı zaman, vahyi, kara bir balçıkta batıyor buldu [orada ilâhi ilkeler hayattan çıkarılmıştı]. Bir de bunun yanında bir toplum buldu. Biz dedik ki: “Ey Zülkarneyn! Onları ya cezalandırırsın veya onların hakkında iyi-güzel davranırsın.”
Harun Yıldırım Nihayet güneşin battığı yere varınca, onu kara bir balçıkta batar buldu. Onun yanında (orada) bir kavme rastladı. Bunun üzerine biz: Ey Zülkarneyn! Onlara ya azap edecek veya haklarında iyilik etme yolunu seçeceksin, dedik.
Hasan Basri Çantay Nihayet güneşin batdığı yere ulaşınca onu kara bir balçıkda batar buldu. Bunun yanında da bir kavm buldu. Dedik ki: «Zülkarneyn, (onları) ya azaba uğratmanda, yahud haklarında güzellik (tarafını) tutman (da serbestsin)».
Hayrat Neşriyat Nihâyet güneşin battığı yere (batı cihetindeki memleketlere) varınca, onu (o güneşi) balçıklı bir suda batıyor (gibi) buldu ve yanında (kâfir) bir kavim buldu. Dedik ki: 'Ey Zülkarneyn! (Artık sana düşen) ya (onları) cezâlandırman veya haklarında bir güzellik tutmandır!'
İbni Kesir En sonunda güneşin battığı yere vardığı zaman; onu kara bir suda batıyor buldu. Orada bir kavme rastladı. Zülkarneyn, onlara azab da edebilirsin, iyi muamelede de bulunabilirsin, dedik.
İskender Evrenosoğlu Güneşin grup ettiği yere ulaştığı zaman, onu (güneşi) bulanık bir pınarda batarken buldu. Ve onun (o pınarın) yanında bir kavim (topluluk) buldu. (Ona şöyle) dedik: “Ya Zülkarneyn! Dilersen onlara azap edersin, dilersen onlara karşı güzel davranış ittihaz edersin.”
Kadri Çelik Sonunda güneşin battığı yere kadar ulaştı ve güneşi (adeta) kara balçıklı bir suda (denizin üstündeki ufuklarda) batıyor buldu, yanında da bir kavim gördü. Dedik ki: “Ey Zülkarneyn , (onları) ya azaba uğratırsın veya içlerinde güzelliği (prensip) edinirsin.”
Mehmet Ali Eroğlu En nihayetinde güneşin battığı yere ulaştı. Onu batarken buldu. Hali ise koyu karanlık, balçıklı bir yer idi. Orada bir kavim gördü (Fırsat var) "Ey Zülkarneyn" dedik. Onları ister cezalandır, ister iyilik et
Mehmet Okuyan Sonunda güneşin battığı yere varınca, onu kara balçık bir (su) kaynağında batar bulmuştu. Onun yanında (orada) bir toplum bulmuştu. Bunun üzerine “Ey Zülkarneyn! Onlara ya (kötü yöneterek) azap edersin ya da haklarında güzel davranma yolunu seçersin.” demiştik.
Muhammed Celal Şems Nihayet güneşin battığı yere ulaşınca, onu pis kokulu, balçık bir pınarda batar buldu. Onun yakınında (da) bir kavime rastladı. Biz dedik ki: “Ey Zü’l-Karneyn! İster onlara azap ver, istersen (de) kendilerine karşı iyi bir davranışı benimse. ”
Muhammed Esed (Batıya doğru giderek) günün birinde güneşin battığı yere vardı; (güneş) ona kopkoyu, bulanık bir suya dalıyormuş gibi göründü. Ve orada (kötülüğün her çeşidine gömülüp gitmiş) bir kavme rastladı. Ona, "Sen ey Zulkarneyn!" dedik, ("Onlara) azap da edebilirsin, yüce gönüllü de davranabilirsin!"
Mustafa Çevik 83-88 Ey Peygamber! Sana Zülkarneyn hakkında soruyorlar. De ki: “Onun hakkında bana bildirilenleri ben de size bildireyim. Allah buyuruyor ki, Biz Zülkarneyn’e yeryüzünde geniş imkânlar, güç ve iktidar bahşettik, gideceği yerlerin bilgisini verip yollarını gösterdik. O da bu bilgi ve güç ile görevlerini yerine getirmek üzere yola koyuldu. Batıya doğru gidebildiği en uzak yere kadar giderek, güneşin koyu, bulanık bir suda batıyormuş gibi olduğu yere ulaştı, orada müşrik, ahlaksız bir halk ile karşılaştı.” Bunun üzerine Biz de ona şöyle buyurduk: “Ey Zülkarneyn! İstersen onları cezalandırırsın, istersen de iyi davranırsın.” Zülkarneyn de onlara şöyle seslendi: “İçinizden kim, Allah’la birlikte başka Rab ve ilahlar edinmekte ısrar edip müşrik kalmakla direnir, Allah’ın daveti olan doğru yolda yaşamayı reddedip zulme devam ederse, Biz de onu cezalandıracağız. Hesap Günü geldiğinde de o kimseler Rablerinin huzuruna çıkarılacak ve çok daha şiddetli bir azap ile cezalandırılacaklar. Yalnızca Allah’a yönelip yaratılış sebebine uygun yaşamak gayreti içinde olanlar ise, dünyada ve âhirette en güzel ikramlarla mükâfatlandırılacaklar ve bu gayretleri sırasında Rableri onlara yardım edip, işlerini de kolaylaştıracak.”
Mustafa İslamoğlu Nihayet güneşin battığı yere ulaşınca, orada kara balçığa (benzer) bir su gözesinde (güneşi) batar buldu; ve orada yerleşik bir topluluğa rastladı. Biz "Ey Zülkarneyn!" dedik, "(Zulmederek) azab da çektirebilirsin, onlar hakkında (adil davranarak) güzel bir yönetim de benimseyebilirsin;
Ömer Nasuhi Bilmen Tâ ki, güneşin battığı yere vardı, onu siyah bir çamur gözesinde gurub eder (gibi) buldu ve onun yanında bir kavim de buldu. Dedik ki: «Ey Zülkarneyn! Ya muazzep kılarsın veyahut haklarında güzelce bir muamele yaparsın.»
Ömer Öngüt Nihayet güneşin battığı yere ulaşınca, onu kara balçıklı bir gözeye batar (görünümünde) buldu. Orada bir kavme rastladı. Bunun üzerine ona: “Ey Zülkarneyn! Onlara azap da edebilirsin, iyi muamelede de bulunabilirsin!” dedik.
Şaban Piriş Sonunda, güneşin battığı yere varınca, onu kara bir çamurda, bir göze de batarken buldu. Orada da bir kavim buldu. Ona dedik ki: -Ey Zülkarneyn, onları ister cezalandır; ister iyi davran.
Sadık Türkmen Nihayet güneşin battığı yere ulaşınca, onu kara balçıklı bir kaynakta batar halde gördü. Ve onun yanında da bir kavim buldu. Dedik ki: “Ey Zülkarneyn! Ya onları cezalandırır/azap edersin ya da haklarında iyilikle davranırsın.”
Seyyid Kutub Sonunda güneşin battığı yere varınca güneşi, çamurlu bir su pınarında batarken buldu. Orada rastladığı bir toplum ile ilgili olarak kendisine «Ey Zülkarneyn, onlara istersen ceza ver, istersen kendilerine iyi davran» dedik.
Suat Yıldırım Nihayet Batıya ulaştığında, güneşi adeta kara bir balçıkta batar vaziyette buldu. Orada yerli bir halk bulunuyordu. Biz: "Zülkarneyn!" dedik, "ister onlara azab edersin, ister güzel davranırsın."
Süleyman Ateş Nihâyet güneşin battığı yere ulaşınca onu, kara balçıklı bir gözede batar buldu. Onun yanında da bir kavim buldu. Dedik ki: "Ey Zu'l-Karneyn, (onlara) ya azâb edersin veya kendilerine güzel davranırsın (onları güzellikle yola getirirsin. Nasıl istersen öyle yaparsın)."
Süleymaniye Vakfı Uzak batıya ulaşınca onu, güneşi balçıklı bir kaynakta batar buldu. Orada bir topluluğa rastladı. Dedik ki “Bak Zülkarneyn! Onları sıkıntıya sokabileceğin gibi iyi davranış da gösterebilirsin."
Tefhim-ul Kuran Sonunda güneşin battığı yere kadar ulaştı ve onu kara çamurlu bir gözede batmakta buldu, yanında da bir kavim gördü. Dedik ki: «Ey Zu'l-Karneyn, (istiyorsan onları) ya azaba uğratırsın veya içlerinde güzelliği (geçerli ilke) edinirsin.»
Ümit Şimşek Nihayet batıya vardığında, güneşi balçıklı bir suda batarken gördü; orada da bir kavim buldu. 'Ey Zülkarneyn,' dedik. 'İster onları cezalandır, istersen güzellikle muamele et.'
Yaşar Nuri Öztürk Nihayet, Güneş'in battığı yere varınca onu kara balçıklı bir gözede batar buldu. Onun yanında bir de kavim buldu. Dedik ki: "Ey Zülkarneyn, ya bunlara azap edersin ya da haklarında güzel bir tavrı esas alırsın."