verâe-hum - onların arkasında

  
Abdulbaki Gölpınarlı Gemi, denizde çalışan yoksul kimselerindi, onu kusurlu bir hale getirmek istedim, çünkü ilerde bir padişah var, bütün gemileri zaptetmede.
Abdullah Parlıyan O gemi, geçimini denizden sağlayan yoksul kimselerindi. Onu kusurlu bir hale getirmek istedim. Çünkü, arkalarında her sağlam gemiye, zorla el koyan bir hükümdar olduğunu biliyordum.
Adem Uğur Gemi var ya, o, denizde çalışan yoksul kimselerindi. Onu kusurlu kılmak istedim. (Çünkü) onların arkasında, her (sağlam) gemiyi gasbetmekte olan bir kral vardı.
Ahmed Hulusi "O tekneden başlayalım: O tekne, denizde çalışan yoksullarındı. Ben onu kusurlu yapmayı diledim. . . (Çünkü) onların karşılaşacağı, her tekneye el koyan bir Melik var idi" (yaralı tekneyi almayacağı için tekneyi kurtardım, onlara iyilik olsun diye).
Ahmet Tekin 'Gemi, çevresi, çaresi olmayan bir kısım yoksul insanlarındı. Denizde taşımacılık yaparak, çalışarak nafakalarını kazanıyorlardı. O gemiyi, ayıplı, kusurlu hale getirmek istedim. Daha ilerde, her sağlam gemiye el koymayı alışkanlık haline getiren zâlim zorba bir kral vardı.' dedi.
Ahmet Varol Gemi, denizde çalışan birtakım yoksullara aitti. Ben onu kusurlu yapmak istedim. (Çünkü) arkalarında her (sağlam) gemiyi zorla alan bir kral vardı.
Ali Bulaç "Gemi, denizde çalışan yoksullarındı, onu kusurlu yapmak istedim, (çünkü) ilerilerinde, her gemiyi zorbalıkla ele geçiren bir kral vardı."
Ali Fikri Yavuz Evvelâ gemi, denizde çalışan bir takım yoksullarındı. Ben, o gemiyi kusurlu yapmak istedim. (Çünkü) ötelerinde, her sağlam gemiyi zorla alan bir padişah vardı.
Ali Ünal “Önce gemiden başlayalım. O, geçimlerini denizden sağlayan birtakım fakirlere aitti. İstedim ki, onda bir kusur meydana getireyim. Çünkü önlerinde her sağlam gemiyi gasbeden zalim bir kral vardı.
Bayraktar Bayraklı “O gemi, denizde çalışan birtakım yoksul kimselere aitti. Ona hasar vermek istedim. Çünkü arkasında her sağlam gemiyi zorla gasp eden bir kral vardı.”
Bekir Sadak «emi, denizde calisan birkac yoksula aitti; onu kusurlu kilmak istedim, cunku peslerinde her saglam gemiye zorla el koyan bir hukumdar vardi.»
Celal Yıldırım Gemiye gelince, o, denizde iş gören birkaç yoksulundu, onu kusurlu kılmak istedim ki arkalarında (veya önlerinde) her (sağlam) gemiyi zorla alan bir hükümdar bulunuyordu.
Cemal Külünkoğlu “O gemi, denizde çalışan birtakım yoksul kimselere aitti. Onu yaralamak istedim, çünkü onların ilerisinde, her gemiyi zorla ele geçiren bir kral vardı.”
Diyanet İşleri (eski) 'Gemi, denizde çalışan birkaç yoksula aitti; onu kusurlu kılmak istedim, çünkü peşlerinde her sağlam gemiye zorla el koyan bir hükümdar vardı.'
Diyanet Vakfi «Gemi var ya, o, denizde çalışan yoksul kimselerindi. Onu kusurlu kılmak istedim. (Çünkü) onların arkasında, her (sağlam) gemiyi gasbetmekte olan bir kral vardı.»
Edip Yüksel “Gemi, denizde çalışan yoksullara aitti. Gemiyi kusurlu yapmak istedim; zira peşlerinde, tüm gemileri zorla ele geçiren bir kral vardı.”
Elmalılı Hamdi Yazır Evvelâ gemi, denizde çalışan bir takım biçarelerin idi, ben onu ayıblandırmak istedim ki: ötelerinde bir Melik vardı, her sağlam gemiyi gasben alıyordu
Erhan Aktaş “ O gemi, geçimini denizden sağlayan yoksul kimselere aitti. Gemiyi hasarlı göstermek istedim, zira onların arkasında bütün gemileri gasp eden bir hükümdar vardı.”
Gültekin Onan "Gemi, denizde çalışan yoksullarındı, onu kusurlu yapmak istedim, (çünkü) ilerilerinde, her gemiyi zorbalıkla ele geçiren bir kral vardı."
Hakkı Yılmaz (78-82) Âlim ve rahmete mazhar kul: “İşte bu, aramızın ayrılmasıdır. Şimdi sana o, üzerine sabretmeye güç yetiremediğin şeylerin birinci anlamlarını haber vereyim:
“Gemi olayına gelince; o, denizde çalışan birtakım miskinlerindi. İşte o nedenle ben onu kusurlu hâle getirmek istedim. Ötelerinde de bütün gemileri gasp edip alan bir kral vardı.
Delikanlıya da gelince; onun anne-babası mü’min kimselerdi. İşte o nedenle biz, onun, anne-babasını azdırmasından ve küfre; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmeye sürüklemesinden korktuk. Sonra da ‘Rableri onun yerine kendilerine temizlikçe daha hayırlı ve merhamet bakımından daha yakınını versin’ istedik.
Duvara da gelince; o, şehirdeki iki yetim oğlanındı ve onun altında onlar için bir define vardı. Babaları da iyi bir zat idi. İşte onun için, –Rabbinden bir rahmet olmak üzere– Rabbin onların erginlik çağına ermelerini, definelerini çıkarmalarını diledi. Ve ben onu [duvar doğrultma işini] kendi görüşümle yapmadım. İşte senin, üzerine sabretmeye takat getiremediğin şeylerin ilk plândaki anlamı!”
Harun Yıldırım "Gemi var ya, o, denizde çalışan yoksul kimselerindi. Onu kusurlu kılmak istedim. (Çünkü) onların arkasında, her (sağlam) gemiyi gasbetmekte olan bir kral vardı."
Hasan Basri Çantay «Gemiye gelince: (o,) denizde iş yapan yoksullarındı. Ben onu kusurlu yapmak istedim (ki) arkalarında her (sağlam) gemiyi zorla almakda olan bir hükümdar vardı».
Hayrat Neşriyat 'O gemi var ya, işte (o,) denizde çalışan yoksul kimselere âid idi; bu yüzden onu kusurlu kılmak istedim; çünki onların ilerisinde bir hükümdar vardı; her (sağlam) gemiyi zorla alıyordu.'
İbni Kesir Gemi; denizde çalışan yoksullara aitti. Onu kusurlu kılmak istedim. Zira arkalarında, her sağlam gemiye zorla el koyan bir hükümdar vardı.
İskender Evrenosoğlu Lâkin gemi, denizde çalışan fakirlerindi. Onu kusurlu yapmak istedim. Onların arkasında, bütün gemileri gasbederek (zorla) alan bir melik (kral) vardı.
Kadri Çelik “Gemiye gelince, denizde çalışan birkaç yoksula aitti; onu kusurlu kılmak istedim, çünkü peşlerinde her sağlam gemiye zorla el koyan bir hükümdar vardı.”
Mehmet Ali Eroğlu Ele geçirdiği tüm sağlam gemilere el koyan bir kralın varlığını biliyorum Hem de bindiğimiz geminin, denizde çalışan yoksulların olduğunu biliyorum Fark ettirmeden gemiyi kusurlu yapıp zorba kraldan kurtarmak istedim.
Mehmet Okuyan “Gemi var ya o, denizde çalışan yoksul kişilerindi. Onu kusurlu kılmak istedim. (Çünkü) onların arkasında her (sağlam) gemiye el koymakta olan bir hükümdar vardı.
Metin Durali “O gemi, denizde çalışan birtakım yoksul kimselere ait idi. Onu yaralamak istedim, çünkü onların ilerisinde, her gemiyi zorla ele geçiren bir kral vardı.” (Detaylı açıklama için: https://kurankissalarininsistematigi.wordpress.com/2013/12/03/13-bolum-musa-ve-alim-kul-kissasi-ve-olayin-ic-yuzu/)
Muhammed Celal Şems “Tekne, denizde çalışan birkaç yoksula aitti. Her tekneyi gasp eden bir kral, onların arkasından geldiği için, onu kusurlu kılmak istedim. ”
Muhammed Esed O tekne, geçimini denizden sağlayan yoksul insanlara aitti; ona hasar vermek istedim, çünkü peşlerinde her (sağlam) tekneye zorla el koyan bir hükümdar oldu(ğunu biliyordum).
Mustafa Çevik 79-82 “Gemi olayından başlayalım... O gemi, geçimlerini denizden sağlayan bir kısım yoksul kimselere aitti. Onu özellikle hasarlı hale getirdim, şayet yollarına devam etselerdi, önlerinde her sağlam gemiye el koyan bir hükümdarın adamları bekliyordu. Öldürdüğüm gence gelince, onun anne ve babası yalnız Allah’ı Rab ve ilah edinmiş, O’nun davetine iman etmiş mü’min kimselerdi. O gencin azgınlık, taşkınlık ve zulümleri sebebiyle anne ve babasına derin acılar yaşattığı, o sebepten öldürülmesi gerektiği bilgisi bana ulaştırılmıştı. Rableri olan Allah, onlara bu çocuk yerine hayırlı ve merhametli bir evlat nasip etsin. Yıkılmak üzere olan duvarı onarıp tamir etmemin sebebi ise o duvar orada yaşayan iki öksüz çocuğun evlerinin duvarı idi, duvarın altında da o çocuklara ait bir hazine vardı. Onların babaları yalnız Allah’ı Rab ve ilah edinip O’na iman etmiş bir mü’min olarak vefat etmişti. Bu yüzden de Rabbin, onlar erişkin birer insan olunca, hazinelerine kavuşsunlar diye, onlara bir lütuf ve rahmet olarak böyle diledi, dolayısıyla bütün bu işleri kendi irademle de yapmadım. İşte senin sabredemeyip katlanamadığın işlerin iç yüzü budur.”
Mustafa İslamoğlu "Gemiden başlayalım: O gemi, geçimini denizden sağlayan yoksullara aitti. Hal böyleyken onu hasarlı hale getirmek istedim, çünkü onların peşinde her gemiye zorla el koyan bir yönetici bulunuyordu."
Ömer Nasuhi Bilmen Şöyle ki: «Gemi, denizde çalışan birtakım zayıflara ait idi. Artık ben onu kusurlu yapmak istedim ve onların ötesinde bir hükümdar vardır ki, her (sağlam) gemiyi zulmen alıvermektedir.»
Ömer Öngüt “Gemi, denizde çalışan bir kaç yoksula âit idi. Ben onu (tamire muhtaç) ayıplı göstermek istedim. Çünkü gideceği yerde her güzel gemiyi zorla alan bir kral vardı. ”
Şaban Piriş Birincisi gemi, denizde çalışan fakirlere aitti. Onun kusurlu görünmesini istedim. Çünkü arkalarında, her sağlam gemiyi gasp eden bir kral vardı.
Sadık Türkmen O GEMİ var ya; o, denizde çalışan yoksulların idi. Ben onu kusurlu yaptım, çünkü ötelerinde her sağlam gemiye zorbalıkla el koyan diktatör/zorba bir kral vardı.
Seyyid Kutub O gemi var ya, yoksul deniz işçilerinin malı idi. Onda bir kusur meydana getirmek istedim. Çünkü bu denizcileri, rastladığı her sağlam gemiye zorla el koyan bir hükümdar kovalıyordu.
Suat Yıldırım Evvela, o gemi, denizde çalışan birtakım fakirlere ait idi. Ben onu kasden bir miktar zedeledim. Zira öte yanında, sağlam olan bütün gemileri gasbeden zalim bir hükümdar vardı.
Süleyman Ateş "O (yaraladığım) gemi, denizde çalışan yoksullarındı. Onu kusurlu yapmak istedim, çünkü onların ilerisinde her (sağlam) gemiyi zorla alan bir kral vardı."
Süleymaniye Vakfı O gemi, denizde çalışan miskinlere [1] aitti, yolları üstünde her gemiye zorla el koyan bir kral vardı; bu sebeple onu hasarlı hale getirmek istedim.

[1] Miskinin kök anlamı hareketin ardından durağanlaşmadır. Hasta, sakat, yaşlı ve işsiz gibi çaresiz kalmış herkes bu konuma girer. Nebîmiz şöyle demiştir:

“Miskîn bir parça, iki parça yiyecek ile yetinen kişi değildir. İhtiyacını karşılayamadığı halde utanan veya ısrarla kimseden bir şey isteyemeyen kişidir.” (Buhârî, “Zekât”, 53; Müslim, “Zekât”, 101; Ebû Dâvud, “Zekât”, 23; Nesâî, “Zekât”, 78.) Bunlara miskin denmesi, gemileri ellerinden alındıktan sonra işsiz kalacaklarından dolayıydı.  

Tefhim-ul Kuran Gemi, denizde çalışan yoksullarındı, onu kusurlu yapmak istedim, (çünkü) ilerilerinde, her gemiyi zorbalıkla ele geçiren bir kral vardı.»
Ümit Şimşek 'O gemi, denizde hayatını kazanan yoksullara aitti. Onu kusurlu hale getirmek istedim; çünkü peşlerinde, bulduğu her gemiyi gasp eden bir hükümdar vardı.
Yaşar Nuri Öztürk "Gemiden başlayayım: O gemi, denizde işçilik yapan bir grup yoksulundu. Ben onu kusurlu hale getirmek istedim. Çünkü biraz ötelerinde bir kral vardı; tüm gemilere zorla el koyuyordu."