Abdulbaki Gölpınarlı
|
Bağına girdiğin zaman Allah, neyi dilerse o olur, kuvvet, ancak Allah'ındır deseydin ya. Beni malca, evlâtça senden düşkün gördün ama.
|
Abdullah Parlıyan
|
Bağına girdiğinde, Allah neyi dilerse o olur. Güç, kuvvet sadece Allah'ındır deseydin ya. Beni malca ve evlatça kendinden düşkün gördün ama,
|
Adem Uğur
|
Bağına girdiğinde: Mâşâallah! Kuvvet yalnız Allah'ındır, deseydin ya! Eğer malca ve evlâtça beni kendinden güçsüz görüyorsan (şunu bil ki):
|
Ahmed Hulusi
|
"Keşke cennetine (bağına) girdiğinde 'maşâAllâh {Allâh dilemesinin meydana getirdiğidir}; la kuvvete illâ Billah {bende açığa çıktığı görülen} kuvvet sadece Allâh'a aittir', deseydin. . . Gerçi sen beni, zenginlik ve evlatça kendinden düşük de görüyorsun. "
|
Ahmet Tekin
|
'Keşke bağına girdiğinde, Mâşallah-Allah’ın sünnetinin, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olan her şey olur. Güç ve kuvvet yalnız Allah’ın izni ve yardımıyla işe yarar, deseydin. Beni kendinden fakir ve oğullarımı az görüyorsan eğer, şunu bil ki...' dedi.
|
Ahmet Varol
|
Bağına girdiğin zaman: 'Maşallah (Allah'ın dilediği olmuş), kuvvet ancak Allah'tandır' demeli değil miydin? Eğer beni mal ve evlat bakımından senden daha az görüyorsan;
|
Ali Bulaç
|
"Bağına girdiğin zaman, 'Maşaallah, Allah'tan başka kuvvet yoktur' demen gerekmez miydi? Eğer beni mal ve çocuk bakımından senden daha az (güçte) görüyorsan."
|
Ali Fikri Yavuz
|
Kendi bağına girdiğin zaman; “- Bu Allah’dandır, benim kuvvetimle değil, Allah’ın kuvveti ile olmuştur” deseydin ya!... Eğer beni, malca ve evlâtça kendinden az görüyorsan,
|
Ali Ünal
|
“Bağına girdiğinde, ‘Mâşaallah; bütün güç ve kuvvet ancak Allah’ındır!” demen gerekmez miydi? Sonra beni, malca da evlâtça da senden geride görüyorsun, hiç mesele değil ki!
|
Bayraktar Bayraklı
|
“Bağına girdiğinde, her ne kadar sen beni mal ve çocuk bakımından daha az görüyorsan da, ‘Allah dilemiş! Her güç Allah iledir' demeli değil miydin?”
|
Bekir Sadak
|
(37-41) Kendisiyle konustugu arkadasi ona: «Seni topraktan, sonra nutfeden yaratani, sonunda de seni insan kiligina koyani mi inkar ediyorsun? Iste O benim Rabbim olan Allah'tir. Rabbime kimseyi ortak kosmam. Bahcene girdigin zaman, her ne kadar beni kendinden mal ve nufus bakimindan daha az buluyorsan da: «Masallah! Kuvvet ancak Allah'a mahsustur! demen gerekmez mi? Rabbim,senin bahcenden daha iyisini bana verebilir ve seninkinin uzerine gokten bir felaket gonderir de bahcen yerlebir olabilir. Yahud suyu cekilir bir daha da bulamazsin» dedi.
|
Celal Yıldırım
|
«Bahçene girdiğin zaman beni malca ve evlâdca kendinden az görsen bile, maşaallah, kuvvet ancak Allah iledir, demeli değil miydin ?»
|
Cemal Külünkoğlu
|
(39-41) “Her ne kadar beni kendinden mal ve evlat bakımından zayıf görüyorsan da, bahçene girdiğin zaman ‘Maşaallah (Allah'ın dilediği olur), bütün güç sadece Allah'ındır' demen gerekmez miydi? Belki Rabbim senin bağından daha hayırlısını bana verir, (seninkinin) üstüne gökten yakıp yıkan bir afet gönderir de kaygan bir toprak kesiliverir. Veya onun suyu dibe göçüverir de böylelikle onu arayıp bulmaya kesinlikle güç yetiremezsin.”
|
Diyanet İşleri (eski)
|
(37-41) Kendisiyle konuştuğu arkadaşı ona: 'Seni topraktan, sonra nutfeden yaratanı, sonunda de seni insan kılığına koyanı mı inkar ediyorsun? İşte O benim Rabbim olan Allah'tır. Rabbime kimseyi ortak koşmam. Bahçene girdiğin zaman, her ne kadar beni kendinden mal ve nüfus bakımından daha az buluyorsan da: 'Maşallah! Kuvvet ancak Allah'a mahsustur!' demen gerekmez mi? Rabbim, senin bahçenden daha iyisini bana verebilir ve seninkinin üzerine gökten bir felaket gönderir de bahçen yerle bir olabilir. Yahut suyu çekilir bir daha da bulamazsın' dedi.
|
Diyanet Vakfi
|
«Bağına girdiğinde: Mâşâallah! Kuvvet yalnız Allah'ındır, deseydin ya! Eğer malca ve evlâtça beni kendinden güçsüz görüyorsan (şunu bil ki):»
|
Edip Yüksel
|
“Bağına girerken, ‘Bu ALLAH’ın bir bağışıdır (maşallah), kuvvet ancak ALLAH iledir (la havle vela kuvvete illa billah)’ demen gerekmez miydi? Senden daha az para ve çocuğa sahip olduğumu görüyor olabilirsin ama,“
|
Elmalılı Hamdi Yazır
|
Bağına girdiğin vakıt «maşaallahu la kuvvete illa billah» dese idin olmaz mıydı? eğer malca, evlâdca beni kendinden az görüyorsan
|
Erhan Aktaş
|
Her ne kadar beni mal-mülk ve evlat bakımından eksik görüyorsan da, bahçene girdiğin zaman: “Allah ne dilerse o olur, Allah’tan başka hiçbir güç yoktur.” deseydin ya!
|
Gültekin Onan
|
"Bağına girdiğin zaman, 'Maaşallah, Tanrı'dan başka kuvvet yoktur' demen gerekmez miydi? Eğer beni mal ve çocuk bakımından senden daha az (güçte) görüyorsan."
|
Hakkı Yılmaz
|
(37-41) Arkadaşı konuşarak ona, “Seni topraktan, sonra bir damla sudan oluşturan, daha sonra da
seni olgun insan hâline getirene mi inanmıyorsun? Fakat ben; O, benim Rabbim Allah'tır. Ve ben
Rabbime kimseyi ortak koşmam. Kendi bağına girdiğin zaman: “Maşallah, lâ kuvvete illa billâh”
[Allah ne isterse o olur. Allah'tan başka hiçbir güç yoktur] deseydin ya! Sen her ne kadar beni,
malca ve evlatça kendinden az görüyorsan da, belki Rabbim bana, senin bağından daha hayırlısını
verir. Seninkinin üstüne de gökten felaketler gönderir de senin bağ, kaygan bir toprak hâline
geliverir. Yahut bağının suyu yerin dibine çekilir de bir daha onu aramaya güç yetiremezsin” dedi.
|
Harun Yıldırım
|
"Bağına girdiğinde: Mâşâallah! Kuvvet yalnız Allah'ındır, deseydin ya! Eğer malca ve evlâtça beni kendinden güçsüz görüyorsan (şunu bil ki):"
|
Hasan Basri Çantay
|
«Bağına girdiğin zaman Maaşâallah, Allah (ın yardımın) dan başka hiçbir kuvvet yokdur demeli değil miydin? Malca ve evlâdca beni kendinden az (ve aşağı) görüyorsan,
|
Hayrat Neşriyat
|
'Bağına girdiğin zaman: 'Mâşâallah! Kuvvet ancak Allah’(ın yardımı) iledir!’ demen gerekmez miydi? Her ne kadar beni malca ve evlâdca kendinden daha az görsen de!'
|
İbni Kesir
|
Bahçene girdiğin zaman her ne kadar mal ve nüfuz bakımından beni kendinden daha az buluyorsan da; maşaallah, Allah'tan başka kuvvet yoktur, demen lazım değil miydi?
|
İskender Evrenosoğlu
|
Beni mal ve evlât (bakımından) daha az (yetersiz) görsen bile, sen bahçene girdiğin zaman: “(Bu bağ), Allah'ın dilediği (bağ)dır. Allah'tan başka kuvvet yoktur.” deseydin olmaz mıydı?”
|
Kadri Çelik
|
“Sen neden bağına girdiğin zaman, “Maşallah! Allah'tan başka kuvvet yoktur” demedin ki? Eğer beni mal ve çocuk bakımından senden daha az (güçte) görüyorsan…”
|
Mehmet Ali Eroğlu
|
Kendi bağına girdiğinde: "Maşallah, güç ve kuvvet ancak Allah'a aittir." Emsalinde deseydin ya? Beni mal ve çocuk bakımından az görüyorsan eğer.
|
Mehmet Okuyan
|
39-40 Bahçene girdiğinde “Maşallah! Kuvvet yalnızca Allah’a aittir.” deseydin ya! “Malca ve evlatça beni kendinden güçsüz görüyorsan, (şunu bil ki) belki Rabbim bana senin bahçenden daha iyisini verir; oraya (bahçene) gökten yıldırımlar gönderir ve kupkuru bir toprak hâline gelir.
|
Muhammed Celal Şems
|
(39-40) “Bahçene girdiğinde, Allah ne dilerse (ancak o olur ve) Allah’ın lütfu olmadan (da) kimseye bir kuvvet nasip olmaz, neden demedin? (Eğer) beni malca ve evlatça kendinden daha aşağı görüyorsan, Rabbimin bana senin bağından daha iyisini vermesi çok muhtemeldir. Senin bağının başına gökten bir azap gönderilebilir. Böylece o (bahçe) dümdüz çorak bir toprağa dönüşür. ”
|
Muhammed Esed
|
Ve (devamla,) "Yazık, keşke bahçene girerken 'Allah'ın dilediği (olur, çünkü) yaratıcı güç ancak Allah'ın elindedir deseydin! Mal ve evlatça, gördüğün gibi, senden daha güçsüz isem de
|
Mustafa Çevik
|
32-41 Ey Peygamber! Allah’ın davetinden yüz çevirenlere, şu iki adamın dersler çıkarılması gereken kıssasını anlat, onlardan birine iki üzüm bağı vermiş, bağlarının etrafını hurma ağaçlarıyla donatmış ve iki bağın arasında da ekinler yetiştirmiştik. Her iki bağda eksiksiz ürün veriyordu. Ayrıca bu iki bağın arasından bir de dere akıtmıştık. Dolayısıyla bahçelerinden bol bol ürün kaldırıp, bolluk içinde de yaşıyordu, derken bir gün komşusu olan arkadaşıyla konuşurken ona: “Benim malım mülküm seninkinden çok fazla, üstelik nüfuz ve itibar bakımından da, senden üstünüm.” diyerek gururlanıp, böbürlendi. Böyle düşünüp konuşarak kendine yazık eden bu adam, sonra da dönüp bahçesine bakarak arkadaşına, “Bu bahçemin, bağımın, bir gün kuruyup yok olacağına hiç ihtimal vermiyorum, Kıyamet denilen günün de gelip çatacağına inanmıyorum. Şayet böyle bir şey gerçek olur da yeniden diriltilip Rabbimin huzuruna çıkarılırsam, orada da bana bundan daha iyisinin verileceğinden eminim.” dedi. Bunun üzerine arkadaşı da ona: “Sen böyle konuşmakla, seni önce topraktan sonra da bir damla sudan yaratıp şeklini veren ve rızıklandıran Allah’a nankörlük etmiş olmuyor musun?” dedikten sonra da sözlerine şöyle devam etti: “Hâlbuki ben çok iyi biliyor ve inanıyorum ki senin de, benim de sahibi olduğumuzu söylediğimiz şeylerin gerçek sahibi Allah’tır. Yarattığı nimetlerin nasıl kullanılması gerektiğini bildiren O’dur ve O’ndan başka gerçek ilah yoktur. Sana kibrinden, nankörlüğünden dolayı da yazıklar olsun. Keşke bahçene girip çıkarken böbürlenip küstahlaşmak yerine, “Maşallah, Allah ne güzel yaratmış ve bana lütfetmiş, inşallah ben de O’nun razı olacağı gibi kullanıp, şükredenlerden olurum deseydin ve beni mal, mülk, evlat bakımından küçümsemeseydin daha iyi olurdu. Rabbim dilerse bana, senin bağından bahçenden daha hayırlısını verebileceği gibi dilerse senin bağına bahçene bir afet gönderip yerle bir de edebilir. Yahut bir daha asla bulup çıkaramayacağın biçimde bahçenin suyunu yerin dibine çekebilir.”
|
Mustafa İslamoğlu
|
Oysa ki senin bağına girerken, (O'nun hayata müdahil olduğunu görüp): "Bu, Allah'ın yaratıcı iradesiyle olur; (bu irade) ancak Allah sayesinde kullanılan bir güçle (gerçekleşir)" diye düşünmen gerekmez miydi? Gördüğün gibi mal ve evlat bakımından senden daha güçsüzsem de,
|
Ömer Nasuhi Bilmen
|
«Bağına girdiğin zaman, 'Maşallah, lâ kuvvete illâ billah' demeli değil mi idin, eğer beni malca ve evlatça daha az görüyorsan?»
|
Ömer Öngüt
|
“Bağına girdiğin zaman: 'Mâşâallah! (Allah dilemiş de olmuş!) Kuvvet yalnız Allah'ındır. ' demen gerekmez miydi? Gerçi sen beni malca ve evlâtça kendinden güçsüz görüyorsun. ”
|
Şaban Piriş
|
Her ne kadar beni kendinden mal ve evlat bakımından az görüyorsan da, bahçene girdiğin zaman ‘Allah’ın dilediği olur, bütün güç sadece Allah’ındır.’ demen gerekmez miydi?
|
Sadık Türkmen
|
Bağına girdiğin zaman: “Allah ne güzel dilemiş/yaratmış! Güç yalnız Allah’ındır” demen gerekmez miydi? Gerçi sen beni malca ve evlâtça fakir görüyorsun!..
|
Seyyid Kutub
|
Aslında bahçene girdiğinde 'Maşaellah' gerçek güç, Allah'ın tekelindedir deseydin ya! Gerçi sen malımın ve evlatlarımın seninkilerden az olduğunu görüyorsun.
|
Suat Yıldırım
|
"Benim servetimin ve çoluk çocuğumun sayısının seninkinden daha az olduğunu düşündüğüne göre, bağına girdiğinde: "Maşaallah! Allah ne güzel dilemiş ve yapmış! Ondan başka gerçek güç ve kuvvet sahibi yoktur." demeli değil miydin?
|
Süleyman Ateş
|
"Bağına girdiğin zaman: Mâşâallah (Allâh dilemiş de olmuş), kuvvet yalnız Allâh iledir! demen gerekmez miydi? Gerçi sen beni malca ve evlâtça senden az görüyorsun ama"
|
Süleymaniye Vakfı
|
Beni mal ve evlat yönünden senden aşağı görüyorsan gör ama bahçene girdiğinde keşke şöyle deseydin: Allah ne güzel yapmış! Buna Allah’tan başka kimsenin gücü yetmez.
|
Tefhim-ul Kuran
|
«Bağına girdiğin zaman, 'Maşallah, Allah'tan başka kuvvet yoktur' demen gerekmez miydi? Eğer beni mal ve çocuk bakımından senden daha az (güçte) görüyorsan.»
|
Ümit Şimşek
|
'Keşke bağına girdiğin zaman 'Mâşaallah, Allah dilemiş de lütfetmiş; güç ve kuvvet ancak Allah'ındır' deseydin! Gerçi sen beni servetçe de, evlât sayısı bakımından da kendinden aşağıda görüyorsun.
|
Yaşar Nuri Öztürk
|
"Bağına girdiğinde, 'Mâşallah, kuvvet yalhız Allah'tandır!' desen olmaz mıydı? Gerçi sen beni, malca ve evlatça senden basit görüyorsun ama,
|