ve nezzelnâ-hu - ve onu indirdik

  
Abdulbaki Gölpınarlı Bir Kur'ân'dır ki onu insanlara dura dura, yavaş yavaş okuman için âyet âyet, sûre sûre ayırdık ve onu azar azar indirdik.
Abdullah Parlıyan Ve ayrıca onu insanlara dura dura, yavaş yavaş okuyasın diye, ayet ayet, sûre sûre ayırdık ve onu azar azar indirdik.
Adem Uğur Biz onu, Kur'an olarak, insanlara dura dura okuyasın diye (âyet âyet, sûre sûre) ayırdık; ve onu peyderpey indirdik.
Ahmed Hulusi Kurân'ı birbirinin tamamlayıcısı bölümlere ayırdık ki, insanlara, Onu hazmetmelerine imkân tanıyarak, zaman içinde yavaş yavaş okuyasın. . . Biz Onu kısım kısım indirdik.
Ahmet Tekin Sana bütün ilâhî kitaplardaki dinî-ilmî esasları içeren, okunan bir kitap, Kur’ân verdik. Onu insanlara dura dura okuyasın diye âyet âyet, sûre sûre ayırdık. Biz onu bölüm bölüm indirdik.
Ahmet Varol Onu bir Kur'an olarak, insanlara dura dura okuman için (ayet ayet) ayırdık ve onu (ihtiyaca göre) kademe kademe indirdik.
Ali Bulaç Onu bir Kur'an olarak, insanlara dura dura okuman için (bölüm bölüm) ayırdık ve onu safha safha bir indirme ile indirdik.
Ali Fikri Yavuz Hem onu, bir Kur’ân olarak âyetlere ayırdık ki, insanlara dura dura okuyasın. Biz, onu yavaş yavaş (ve âyet âyet yirmi üç yılda) indirdik.
Ali Ünal Ve o Kur’ân’ı, insanların zihinlerine ve kalblerine sindire sindire okuman için ders ders bölerek belli şartlara, hadiselere ve ihtiyaca göre kısım kısım indirmekteyiz.
Bayraktar Bayraklı Biz onu Kur'ân olarak, insanlara ağır ağır okuman için, bölüm bölüm ayırdık ve peyderpey indirdik.
Bekir Sadak Kuran'i, insanlara agir agir okuman icin, bolum bolum indirdik ve onu gerektikce indirdik.
Celal Yıldırım İnsanlara, ağır ağır, aralıklı, nefes ala ala okuyasın diye Kur'ân'ı parça parça sunduk, gerektikçe (ihtiyaca göre) indirdik.
Cemal Külünkoğlu Kur'an'ı insanlara sindire sindire (ağır ağır) okuyasın diye bölümlere ayırdık ve (gerektikçe) bölüm bölüm indirdik.
Diyanet İşleri (eski) Kuran'ı, insanlara ağır ağır okuman için, bölüm bölüm indirdik ve onu gerektikçe indirdik.
Diyanet Vakfi Biz onu, Kur'an olarak, insanlara dura dura okuyasın diye (âyet âyet, sûre sûre) ayırdık; ve onu peyderpey indirdik.
Edip Yüksel Uzun bir zaman dilimi içerisinde halka okuman için ayırdığımız bir Kuran’dır. Onu topluca indirmiştik.
Elmalılı Hamdi Yazır Hem onu bir Kur'an olmak üzere âyet âyet ayırdık ki nâsa dura dura okuyasın hem de tenzil suretiyle ceste ceste indirdik
Erhan Aktaş Kur’an’ı; onu, zamana yayarak insanlara duyurman1 için bölümler halinde birbiri ardınca indirdik.

1- “Takrae” sözcüğünün bu ayetteki anlamı okumak değil, “duyurmak”tır. Kur’an, okunsun diye değil; insanlara duyurulsun, iletilsin diye gönderilen bir hitaptır.
Gültekin Onan Onu bir Kuran olarak, insanlara dura dura okuman için (bölüm bölüm) ayırdık ve onu safha safha bir indirme ile indirdik.
Hakkı Yılmaz Ve Kur’ân'ı, Biz onu insanlara ağır ağır öğrenip öğretesin diye parça parça ayırdık ve Biz onu indirdikçe indirdik!
Harun Yıldırım Biz onu, Kur'an olarak, insanlara dura dura okuyasın diye ayırdık; ve onu peyderpey indirdik.
Hasan Basri Çantay Biz onu bir Kur'an olmak üzere (âyet âyet) ayırdık ki insanlara karşı, dura dura (ağır ağır, dâne dâne) okuyasın. Biz onu tedricen indirdik.
Hayrat Neşriyat Hem onu, bir Kur’ân olarak (âyet âyet) kısımlara ayırdık ki, insanlara onu (iyice anlayabilmeleri için) dura dura okuyasın! Çünki onu (hâdiselere göre, size bir ders olmak üzere) azar azar indirdik.
İbni Kesir Bir de Kur'an'ı insanlara ağır ağır okuman için, bölüm bölüm ve gerektikçe indirdik.
İskender Evrenosoğlu Ve Kur'ân-ı Kerim; onu kısımlara (sure sure ve âyet âyet) ayırdık. İnsanlara, onu muksin olarak (uzun sürede) okuman için tenzîlen (kısımlara ayırıp, uzun sürede okunabilecek şekilde), bir indirişle indirdik.
Kadri Çelik Onu insanlara ağır ağır okuman için bir Kur'an olarak (bölüm bölüm) ayırdık ve onu özel bir indirişle (aşamalı şekilde) indirdik.
Mehmet Ali Eroğlu Sana Kur'an'ı, insanlara dura dura yavaş yavaş okuman için Rahatça olsun diye ayet ayet, kısım kısım, azar azar indirdik.
Mehmet Okuyan Biz onu (Kur’an’ı), insanlara yavaş yavaş okuyasın diye (bölümlere) ayırdık ve onu bu şekilde indirdik.
Muhammed Celal Şems İnsanlara (daha rahat) ve yavaşça okuyabilmen için Biz, onu azar azar indirdik.
Muhammed Esed ve ayrıca onu, insanlara yavaş yavaş okuyasın diye bir Kuran, temel bir okuma metni olarak bölüm bölüm açıkladık, ayet ayet indirdik.
Mustafa Çevik 105-106 Biz bu Kur’an’ı, insanlara yaratılış sebeplerini açıklayıp duyurmak ve ona uygun yaşamaya davet için indirdik. Ey Peygamber! Seni de davete uyanları müjdelemek, uymak istemeyenleri de uyarmakla görevlendirdik. Kur’an’ı, üzerinde dura dura, yavaş yavaş, okuyup uygulayasın diye bölüm bölüm ve zamana yayarak indirdik.
Mustafa İslamoğlu Ayrıca onu sürekli okunan bir Kur'an kılmak için bölüm bölüm açıkladık (ki), üzerinde dura dura onu insanlara okuyasın; çünkü biz de onu, (hayata geçirsinler) diye dura dura, parça parça indirmiştik.
Ömer Nasuhi Bilmen Ve onu Kur'an olarak vakit vakit (müneccemen) indirdik, onu nâsa teennî ile (dura dura) okuyasın diye. Ve onu birbiri ardınca (müteferrik surette) indirmiş olduk.
Ömer Öngüt Sana Kur'an'ı verdik ve onu insanlara yavaş yavaş okuman için kısım kısım indirdik.
Şaban Piriş Kur’an’ı, insanlara dura dura okuyasın diye kısım kısım indirdik. O’nu yavaş yavaş indirdik.
Sadık Türkmen Bir Kur’an ki, insanlara onu ara ara (gerektiğinde/ihtiyaca binaen) okuman için, bölümlere ayırarak küme küme yaptık ve onu azar azar indirdik!
Seyyid Kutub Kur'an'ı insanlara ağır ağır okuyasın diye bölümlere ayırdık ve ihtiyaçlar gerektikçe bölüm bölüm indirdik.
Suat Yıldırım Hem o vahyi, insanların zihinlerine sindire sindire okuman için, zaman zaman gelen Kur’ân dersleri halinde indirdik
Süleyman Ateş Onu, insanlara ağır ağır okuman için, okuma parçalarına ayırdık ve onu azar azar indirdik.
Süleymaniye Vakfı Biz onu Kur'ânlar [1*] (kümeler) halinde ayırdık ki insanlar beklenti[2*] halinde iken onu onlara öğretesin. Onu parça parça indirdik.

[1*] Kur'ân, kök anlamı “toplama” olan karaa قرأ ‘nın mastarı, kur’ القُرْء veya kar’ القَرْء’dan türemiştir. Mastar olarak kullanıldığı gibi makrû’ (مقروء) = bütünlük ve küme anlamında isim olarak da kullanılır. (Lisan'ul-arab) Arapçada Kur’ân قُرْآنً’ın çoğulu yoktur; tekil için de çoğul için de kullanılır. Bu sebeple kur’ân = قُرْآن kelimesine kur’ânlar diye de anlam verilebilir. 

[2*]  Beklenti diye meal verdiğimiz müks = مُكْث, “durup bekleme” anlamındadır. (Müfredat) Demek ki Resulullah zamanında, bir ayet inince onu açıklayan ayetin inmesi bekleniyordu. Bu da kümeleri oluşturan ayetlerin aynı anda indirilmediğini gösterir. Şu ayetler; müks konusuna açıklık getirmektedir:

Böylece onu, Arapça kur'ânlar halinde indirdik. Çekinip korunsunlar ya da yeni bilgi edinsinler diye içine tehditleri, değişik şekillerde yerleştirdik. Gerçek yetki elinde olan Allah pek yücedir. Vahyi tamamlanmadan o kur’ânlar ile hüküm vermekte acele etme; “Rabbim ilmimi artır” de. (Tâhâ 20/113-114)

 

Tefhim-ul Kuran Onu bir Kur'an olarak, insanlara dura dura okuman için (bölüm bölüm) ayırdık ve onu safha safha bir indirme ile indirdik.
Ümit Şimşek Hem Kur'ân'ı insanlara fasılalar halinde okuyasın diye bölümlere ayırdık ve parça parça indirdik.
Yaşar Nuri Öztürk Onu, bir Kur'an olarak, insanlara dura dura okuyasın diye kısımlara ayırıp ağır ağır indirdik.