Abdulbaki Gölpınarlı
|
Güneş doğduktan sonra onları bir bağırış, helâk ediverdi.
|
Abdullah Parlıyan
|
Ve tan yeri ağarırken, hak ettikleri azabın gürültüsü, apansız yakaladı onları.
|
Adem Uğur
|
Güneş doğarken onları o korkunç ses yakaladı.
|
Ahmed Hulusi
|
Güneş doğarken, o korkunç titreşimli ses onları yakaladı.
|
Ahmet Tekin
|
Güneş doğarken, şiddetli bir gürleme halinde âni bir darbe onların işini bitirdi.
|
Ahmet Varol
|
Derken güneşin doğma vaktine girmeleriyle birlikte onları o çığlık alıverdi.
|
Ali Bulaç
|
Derken, tan yerinin ağarma vaktine girdiklerinde onları (o korkunç ve dayanılmaz) çığlık yakalayıverdi.
|
Ali Fikri Yavuz
|
Nihayet onları, güneşin doğma vaktinde korkunç gürültü yakalayıverdi.
|
Ali Ünal
|
Nihayet, güneş doğarken o korkunç çığlık kendilerini kıskıvrak yakalayıverdi.
|
Bayraktar Bayraklı
|
Güneş doğarken onları o korkunç ses yakaladı.
|
Bekir Sadak
|
Tanyeri agarirken, ciglik onlari yakalayiverdi.
|
Celal Yıldırım
|
Güneş doğarken bir ses, bir uğultu onları yakalayıverdi.
|
Cemal Külünkoğlu
|
Ve derken güneşin doğuşu sırasında, onları korkunç bir ses yakalayıverdi.
|
Diyanet İşleri (eski)
|
Tanyeri ağarırken, çığlık onları yakalayıverdi.
|
Diyanet Vakfi
|
Güneş doğarken onları o korkunç ses yakaladı.
|
Edip Yüksel
|
Tan ağarırken onları felaketli bir gürültü yakaladı.
|
Elmalılı Hamdi Yazır
|
Derken işrak vaktine girdikleri sırada bunları o sayha tutuverdi
|
Erhan Aktaş
|
Tan yeri ağarırken korkunç bir ses onları yakaladı.
|
Gültekin Onan
|
Derken, tan yerinin ağarma vaktine girdiklerinde onları (o korkunç ve dayanılmaz) çığlık yakalayıverdi.
|
Hakkı Yılmaz
|
Güneş doğarken o korkunç çığlık onları yakalayıverdi.
|
Harun Yıldırım
|
Güneş doğarken onları o korkunç ses yakaladı.
|
Hasan Basri Çantay
|
Derken onları, işrak vakfına girdikleri sırada, o (korkunç) ses yakalayıverdi.
|
Hayrat Neşriyat
|
Nihâyet gündoğumuna ulaşan kimseler iken o (korkunç) ses onları yakaladı.
|
İbni Kesir
|
Tan yeri ağarırken çığlık onları yakalayıverdi.
|
İskender Evrenosoğlu
|
Böylece, müşrikleri (güneş doğduğu vakit orada bulunanları) bir sayha (korkunç bir ses dalgası) aldı, yakaladı.
|
Kadri Çelik
|
Derken, tan yeri ağarırken onları (o korkunç ve dayanılmaz) çığlık yakalayıverdi.
|
Mehmet Ali Eroğlu
|
(Rabbin takdiri) sabah tan yeri ağarırken apansızca onları yakalayıvermiştir.
|
Mehmet Okuyan
|
Güneş doğarken onları o korkunç ses yakalamıştı.
|
Muhammed Celal Şems
|
Gün doğar doğmaz, (önceden vadedilen) sesli bir azap onları yakaladı.
|
Muhammed Esed
|
Ve derken, tan yeri ağarırken, (hak ettikleri azabın) gürültüsü apansız yakaladı onları
|
Mustafa Çevik
|
73-77 Nihayet sabaha karşı bu azgın ve kudurmuş sapıkları, korkunç bir gürültü ile yakalayıp üzerlerine taşlar yağdırdık, çığlıklar atarak yok olup gittiler, yaşadıkları yerin de altını üstüne getirdik. Şüphesiz bu anlatılanlarda aklını kullananlar için alınacak dersler vardır. Helak edilen bu şehirlerin harabeleri gelip geçilen yollar üzerinde hâlâ durmaktadır. Ancak Allah’ı layıkıyla kavrayıp, O’na karşı sorumluluklarının bilincinde olanlar bunlardan alınması gereken dersleri alırlar.
|
Mustafa İslamoğlu
|
Ve şafak ağarırken, onları (dehşetli) sayha kıskıvrak yakalayıverdi;
|
Ömer Nasuhi Bilmen
|
Artık onları işrak vaktine girdikleri sırada, o sayha tutuverdi.
|
Ömer Öngüt
|
Tanyeri ağarırken o korkunç çığlık onları yakalayıverdi.
|
Şaban Piriş
|
Güneşin doğuşuyla birlikte onları bir çığlık yakaladı.
|
Sadık Türkmen
|
Sonra korkunç ses onları yakaladı; güneşin doğuş zamanına/ışrak vaktine girerlerken!
|
Seyyid Kutub
|
Tanyeri ağarırken korkunç bir gürültüye tutuldular.
|
Suat Yıldırım
|
Güneş doğarken o korkunç ses bastırıverdi onları!
|
Süleyman Ateş
|
Güneşin doğma zamanına girerlerken korkunç ses onları yakaladı.
|
Süleymaniye Vakfı
|
Gün doğarken dehşet bir sesle sarsıldılar.
|
Tefhim-ul Kuran
|
Derken, tan yerinin ağarma vaktine girdiklerinde onları (o korkunç ve dayanılmaz) çığlık yakalayıverdi.
|
Ümit Şimşek
|
Gün doğarken o korkunç ses onları yakaladı.
|
Yaşar Nuri Öztürk
|
Nihayet o korkunç titreşimli ses, onları güneş doğarken yakaladı.
|