Abdulbaki Gölpınarlı
|
Kendilerine zulmedenlerin yurtlarında oturdunuz ve onlara nasıl azâp ettiğimiz sizce apaçık belli oldu ve size nice örnekler getirdik.
|
Abdullah Parlıyan
|
Üstelik sizden önce, varoluş gayelerine aykırı yaşayıp, helak olan toplumların yaşadığı yerlerde yaşıyorsunuz ve onlara nasıl azap ettiğimiz, sizce apaçık belli oldu ve size günahkarların başlarına gelenler hakkında, kıyamet ve ceza hakkında pek çok örnekler de getirdik.
|
Adem Uğur
|
(Sizden önce) kendilerine zulmedenlerin yurtlarında oturdunuz. Onlara nasıl muamele ettiğimiz size apaçık belli oldu. Ve size misaller de verdik.
|
Ahmed Hulusi
|
Nefslerine zulmetmiş olanların yaşam ortamlarında yerleştiniz! Onlara neler yaşattığımız size açıklanmıştı. . . Size misaller de verdik.
|
Ahmet Tekin
|
Kendilerine, birbirlerine zulmedip, haksızlık ederek geçip giden milletlerin yurtlarında yaşıyordunuz. Onlara nasıl muamele ettiğimiz de açıkça ortaya çıkmıştı. Size misaller de vermiştik.
|
Ahmet Varol
|
Kendilerine zulmedenlerin yerlerinde oturmuştunuz, onlara neler yaptığımız size belli olmuştu ve sizin için örnekler vermiştik!
|
Ali Bulaç
|
Siz, kendi nefislerine zulmedenlerin yerleştikleri yerlerde oturmuştunuz. Onlara ne yaptığımız size açıklanmıştı ve size örnekler vermiştik.
|
Ali Fikri Yavuz
|
Siz, nefislerine zulmeden kavimlerin diyarında da yerleştiniz; onlara nasıl azab ettiğimiz size zâhir oldu. Size (ibret alacak) misaller de gösterdik.
|
Ali Ünal
|
“(İnandıkları ve yaptıklarıyla elbette Allah’a değil,) bizzat kendilerine zulmetmiş (ve kendi elleriyle kendi helâklerini hazırlamış olanların) diyarlarına yerleştiniz. Dolayısıyla, onlara nasıl davrandığımız sizin içi ortada idi; ayrıca, her türlü misal ve temsillerle size gerçekleri açıklamıştık.”
|
Bayraktar Bayraklı
|
Siz de kendilerine zulmedenlerin yurtlarında oturdunuz. Onlara nasıl muamele ettiğimiz size apaçık belli oldu. Size misaller de verdik.
|
Bekir Sadak
|
(44-45) Insanlari, kendilerine azabin gelecegi gun ile uyar. Haksizlik edenler: «Rabbimiz! Bizi yakin bir sureye kadar ertele de cagrina gelelim, peygamberlere uyalim» derler. Siz daha once, sonunuzun gelmeyecegine yemin etmemis miydiniz! stelik kendilerine yazik edenlerin yerlerinde oturdunuz. Onlara, yaptiklarimiz da sizlere aciklanmisti. Size misaller de vermistik.
|
Celal Yıldırım
|
Hem kendilerine zulmeden (şaşkınların) yerlerine yerleştiniz ; üstelik onlara neler yaptıklarımız da size açık şekilde belli olmuştu; ayrıca size birtakım misaller de vermiştik.
|
Cemal Külünkoğlu
|
(Oysa) siz daha önce (Ad ve Semud kavimleri gibi) kendilerine zulmetmiş olanların yurtlarında yaşadınız, onlara ne yaptığımızı açıkça öğrendiniz, size bu konuda çeşitli örnekler de verdik.
|
Diyanet İşleri (eski)
|
(44-45) İnsanları, kendilerine azabın geleceği gün ile uyar. Haksızlık edenler: 'Rabbimiz! Bizi yakın bir süreye kadar ertele de çağrına gelelim, peygamberlere uyalım' derler. Siz daha önce, sonunuzun gelmeyeceğine yemin etmemiş miydiniz! Üstelik kendilerine yazık edenlerin yerlerinde oturdunuz. Onlara, yaptıklarımız da sizlere açıklanmıştı. Size misaller de vermiştik.
|
Diyanet Vakfi
|
«(Sizden önce) kendilerine zulmedenlerin yurtlarında oturdunuz. Onlara nasıl muamele ettiğimiz size apaçık belli oldu. Ve size misaller de verdik.»
|
Edip Yüksel
|
Hatta, sizden önce kendilerine zulmetmiş olanların konutlarına yerleşmiştiniz ve onlara yaptıklarımız da size belli olmuştu. Üstelik, size örnekler de vermiştik.
|
Elmalılı Hamdi Yazır
|
Siz de o kendilerine zulm etmiş olanların meskenlerine sakin oldunuz, onlara nasıl yaptığımız ise sizce tebeyyün etti ve size emsal gösterdik
|
Erhan Aktaş
|
Ve siz, kendilerine zulmeden halkların yurtlarında yaşadınız. Onlara neler yaptığımızı örneklerle açıklamıştık.
|
Gültekin Onan
|
Siz, kendi nefslerine zulmedenlerin yerleştikleri yerlerde oturmuştunuz. Onlara ne yaptığımız size açıktanmıştı ve size örnekler vermiştik.
|
Hakkı Yılmaz
|
(44,45) Ve sen insanları, azabın geleceği gün ile uyar. Artık şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına
iş yapan o kimseler, “Ey Rabbimiz! Bizi yakın bir süreye kadar ertele de senin davetine uyalım ve
elçilere tâbi olalım.” derler. –Daha önce siz, sizin için bitişin/tükenişin/yok oluşun olmadığına dair
yemin etmemiş miydiniz? Hem siz, şirk koşarak kendilerine haksızlık edenlerin yurtlarında
oturdunuz. Onlara nasıl yaptığımız size apaçık belli olmuştu. Ve size örnekler de vermiştik.–
|
Harun Yıldırım
|
"(Sizden önce) kendilerine zulmedenlerin yurtlarında oturdunuz. Onlara nasıl muamele ettiğimiz size apaçık belli oldu. Ve size misaller de verdik."
|
Hasan Basri Çantay
|
Siz (Âd ve Semud kavmleri gibi) nefislerine zulmedenlerin diyarında da yerleşdiniz. Onlara neler yapdığımız sizin için apaçık meydana çıkdı. Size (bu hususta) bir çok misâller de gösterdik.
|
Hayrat Neşriyat
|
Hem (sizden önce Âd ve Semûd gibi) kendilerine zulmedenlerin yurtlarına yerleşmemiş miydiniz; hem onlara nasıl yaptığımız, size belli olmuştu ve (onların hâllerinden)size misâller getirmiştik.
|
İbni Kesir
|
Üstelik kendilerine zulmedenlerin yerlerinde oturdunuz, onlara yaptıklarımız ise sizlere açıklanmıştı. Size misaller vermiştik.
|
İskender Evrenosoğlu
|
Ve siz, nefslerine zulmedenlerin meskenlerine (yerlerine) yerleştiniz ve onlara neler yaptığımız size açıklandı. Ve size örnekler verdik.
|
Kadri Çelik
|
Siz, kendi nefislerine zulmedenlerin yerleştikleri yerlerde oturdunuz. Onlara ne yaptığımızı size açıkladık ve size örnekler de verdik.
|
Mehmet Ali Eroğlu
|
Bilakis siz, kendilerine zulmedenlerin yerlerine yerleşip oturmuştunuz. O yerler Resmen kendilerine sahipce hükmettiğimiz yerlerdi. Size vermiştik örnekler.
|
Mehmet Okuyan
|
(Sizden önce) kendilerine haksızlık edenlerin yurtlarında yerleşmiştiniz. Onlara nasıl davrandığımız size apaçık belli olmuştu. (Böylece) size (pek çok) örnekler de vermiştik.”
|
Muhammed Celal Şems
|
Hâlbuki (sizden önce,) kendi canlarına zulmedenlerin evlerini, (kendinize) ev edindiniz. Onlara nasıl muamele ettiğimiz (de,) size apaçık belli olmuştu. Biz sizin için her şeyi (açık olarak) beyan etmiş bulunuyoruz.
|
Muhammed Esed
|
"Üstelik, (sizden önce) kendilerine yazık edenlerin (bir vakitler) yaşamış oldukları yerlerde yaşıyordunuz ve onlara neler yaptığımız da size açıklanmıştı; ve size (günahkarların başlarına gelenler hakkında, kıyamet ve ceza hakkında) pek çok misaller de vermiştik".
|
Mustafa Çevik
|
44-46 Ey Peygamber! İnsanları böyle şiddetli bir azapla karşı karşıya gelmeden uyar. O Gün gelip çattığında uyarıları umursamayıp, Allah’ın davetinden yüz çevirmiş olanlar şöyle diyecekler: “Ey Rabbimiz! Bize biraz daha mühlet verip dünyaya döndür de, peygamberlerle davet ettiğin hayat nizamını yaşayanlardan olalım.” Allah da onlara şöyle diyecek: “Öldükten sonra diriltilip, yapıp ettiklerinizden hesap sorulacağı bildirildiği halde, inanmayanlar sizler değil miydiniz? Ölümden sonra yeniden diriltilmeyeceğinize dair başkalarını da inandırmak için yeminler ediyordunuz. Üstelik sizler Allah’a şirk koşup, daveti reddetmeleri sebebi ile helak edilmiş olan, kavimlerin yurtları üzerinde yaşıyor ve onların başlarına gelenlerden de haberdar edilmiştiniz. Sizden önce helak edilen o zalimler de kendilerini, Allah’ın razı olacağı hayat nizamını yaşamaya davet eden peygamberlerine her türlü tuzağı kurup, eziyetlere maruz bırakıp, onları reddetmişlerdi. Allah da onların dağları yerinden oynatacak kadar güçlü sandıkları tuzaklarını boşa çıkardı.”
|
Mustafa İslamoğlu
|
Üstelik siz, kendilerine zulmedenlerin yurdunda yaşıyordunuz; dahası onlara nasıl muamele ettiğimiz size açıklanmıştı; ve size örnekler de göstermiştik.
|
Ömer Nasuhi Bilmen
|
Halbuki, siz nefislerine zulmetmiş olanların yurtlarında ikamet etmiş ve onlara neler yapmış olduğumuz sizin için apaçık belli olmuş idi ve sizin için misaller de beyan etmiştik.
|
Ömer Öngüt
|
“Üstelik kendilerine yazık edenlerin yurtlarında oturmuştunuz, onlara nasıl yaptığımız size apaçık belli olmuştu ve size birçok misaller de vermiştik. ”
|
Şaban Piriş
|
Ve zalimlerin yerlerinde oturdunuz, onlara, yaptıklarımız da size açıklanmıştı. Size de örnekler vermiştik.
|
Sadık Türkmen
|
Siz, kendilerine zulmedenlerin yurtlarında yerleşmiştiniz! Onlara karşı ne yaptığımızı açıkça gördünüz. Size örnekler de vermiştik.
|
Seyyid Kutub
|
Oysa daha önce kendilerine zulmetmiş olanların yurtlarında yaşadınız, onlara ne yaptığımızı açıkça öğrendiniz, size bu konuda çeşitli örnekler anlattık.
|
Suat Yıldırım
|
Sizden önce, kendilerine zulmetmiş olanların diyarlarına yerleştiniz. Onlara neler yaptıklarımız da size iyice belli oldu ve size meseller getirerek gerçekleri anlattık.
|
Süleyman Ateş
|
(Sizden önce 'Âd ve Semûd gibi) kendilerine yazık eden milletlerin yerlerinde oturmuştunuz, onlara nasıl yaptığımız, size belli olmuştu ve size benzetmeler de yapıp anlatmıştık (değil mi?)"
|
Süleymaniye Vakfı
|
Siz de (sizden önce) kendilerini kötü duruma sokan o kimselerin yerlerine yerleştiniz. Onlara nasıl davrandığımızı iyi bilirsiniz. Size başka örnekler de vermişizdir.
|
Tefhim-ul Kuran
|
Siz, kendi nefislerine zulmedenlerin yerleştikleri yerlerde oturmuştunuz. Onlara ne yaptığımız size açıklanmıştı ve size örnekler vermiştik.
|
Ümit Şimşek
|
Oysa siz, kendilerine zulmetmiş olanların yurtlarında oturmuş ve onlara ne yaptığımızı görmüştünüz; ayrıca size ibret alınacak nice misaller vermiştik.
|
Yaşar Nuri Öztürk
|
Siz de o kendilerine zulmetmiş olanların barınaklarında oturmuştunuz. Onlara nasıl davrandığımız size açık seçik belli olmuştu. Size örnekler de vermiştik.
|