Abdulbaki Gölpınarlı
|
Oku onlara Nûh kıssasını. Hani kavmine, ey kavmim demişti, aranızda bulunmam ve Allah'ın âyetleriyle öğüt vermem ağır geliyorsa size, ben Allah'a dayanmışım, siz de, ortaklarınız da toplanın, ne yapacağınızı kararlaştırın, sonradan da yaptığınız şey, sizi kederlendirmesin, sonra kararınızı bildirin bana ve hiç mühlet de vermeyin.
|
Abdullah Parlıyan
|
Şimdi artık, Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenlere, Nuh'un başından geçenleri anlat. Hani o kavmine: “Ey kavmim! Eğer benim aranızdaki konumum ve Allah'ın ayetlerini size bildirmem zorunuza gidiyorsa bilin ki, ben Allah'a güvenip dayanıyorum. Öyleyse artık, bana yapacağınızı yapmak için, hem kendi gücünüzü, hem de Allah'tan başka ilahlık yakıştırdığınız yardımcılarınızı bir araya toplayın; bir kere ne yapacağınıza karar verdikten sonra, artık girişeceğiniz eylem sizi tasalandırmasın. Neye karar verdiyseniz, bana karşı artık elinizden geleni ardınıza koymayın hem de bana hiç soluk aldırmadan.
|
Adem Uğur
|
Onlara Nuh'un haberini oku: Hani o kavmine demişti ki: "Ey kavmim! Eğer benim (aranızda) durmam ve Allah'ın âyetlerini hatırlatmam size ağır geldi ise, ben yalnız Allah'a dayanıp güvenirim. Siz de ortaklarınızla beraber toplanıp yapacağınızı kararlaştırın. Sonra işiniz başınıza dert olmasın. Bundan sonra (vereceğiniz) hükmü, bana uygulayın ve bana mühlet de vermeyin."
|
Ahmed Hulusi
|
Onlara Nuh'un haberini anlat. . . Hani kavmine: "Ey kavmim! Eğer konumum ve Allâh işaretleriyle sizi uyarmam size ağır geldiyse, (artık ben) Allâh'a tevekkül (hakikatimdeki El Vekiyl isminin gereğini yerine getireceğine iman) ettim! Siz ve ortaklarınız toplanıp, ne isterseniz yapın; sonra yaptığınızdan endişe duymayın! Sonra da hiç vakit geçirmeden, hakkımdaki kararınızı uygulayın. "
|
Ahmet Tekin
|
Onlara Nûh’un kıssasını oku. Hani kavmine:'Ey kavmim! Eğer benim aranızda uzun bir süre bulunmam, Allah’ın indirdiği âyetlerle, kâinattaki varlığını, birliğini, kudretini gösteren delillerle öğüt vermem size ağır geliyorsa, şunu bilin ki, ben yalnız Allah’a dayanıp güvendim. Siz de ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah’a ortak saydığınız varlıklarla beraber toplanıp planınızı kararlaştırın. Bakın, planınız başınıza dert açmasın. Sonra da bana yapacaklarınızla ilgili bir karar verin. Bana mühlet de tanımayın' demişti.
|
Ahmet Varol
|
Onlara Nuh'un kıssasını oku. O kavmine şöyle söylemişti: 'Ey kavmim! Aranızda durmam ve size Allah'ın ayetlerini hatırlatmam, size ağır geliyorsa, bilin ki ben Allah'a güvendim; siz de ortaklarınızla biraraya gelip ne yapacağınızı kararlaştırın. Sonra yapacağınız iş kendi aranızda örtülü kalmasın [3]. Sonra vereceğiniz kararı bana karşı uygulayın ve bana hiç mühlet tanımayın.
|
Ali Bulaç
|
Onlara Nuh'un haberini oku. Hani kavmine demişti ki: "Ey kavmim, benim makamım ve Allah'ın ayetleriyle hatırlatmalarım eğer size ağır geliyorsa ben, şüphesiz Allah'a tevekkül etmişim. Artık siz ortaklarınızla toplanıp yapacağınız işi karara bağlayın da işiniz size örtülü kalmasın (veya tasa konusu olmasın), sonra hakkımdaki hükmünüzü -bana süre tanımaksızın- verin.
|
Ali Fikri Yavuz
|
Ey Rasûlüm, Mekke kâfirlerine Nûh’un haberini oku. Bir vakit kavmine şöyle demişti: “- Ey kavmim, eğer benim aranızda duruşum, Allah’ın âyetleriyle ihtar edip öğüd verişim, size ağır geliyorsa, bilin ki sizin hilenizden Allah’a tevekkül etmişim. Artık siz ve ortaklarınız toplanıp ne yapacağınızı kararlaştırın. Sonra yapacağınız iş, size bir musibet olmasın (vaya bana yapacağınızı aşıkâre yapın). Sonra mühlet vermiyerek, istediğiniz şeyi bana yapın.
|
Ali Ünal
|
Onlara Nuh’un ibret dolu kıssasını (özetle) anlat: O, halkına şöyle demişti: “Ey halkım! Eğer mevcut konumumla aranızda bulunmam ve Allah’ın âyetlerini okuyup onlarla öğüt vermem size ağır geliyorsa, şunu bilin ki ben, yalnızca Allah’a güvenip dayandım. Siz de bir araya gelip, bana karşı nasıl bir yol izleyeceğiniz konusunda anlaşın ve Allah’a ortak tanıdıklarınızı da yardımınıza çağırın. Böyle yapın ki, sonra keşke şöyle yapsaydık, böyle yapsaydık demeyesiniz! Sonra da, bana hiç mühlet vermeden, hakkımdaki hükmünüzü hemen uygulayın!
|
Bayraktar Bayraklı
|
Onlara Nûh'un haberini oku: Hani o kavmine demişti ki: “Ey kavmim! Eğer benim aranızda durmam ve Allah'ın âyetlerini hatırlatmam size ağır geliyorsa, ben sadece Allah'a güvenip dayanırım. Siz de ortaklarınızla beraber toplanıp, yapacağınızı kararlaştırınız. Sonra işiniz başınıza dert olmasın. Ondan sonra aldığınız kararı bana uygulayınız ve bana mühlet de vermeyiniz.”
|
Bekir Sadak
|
Onlara Nuh'un basindan gecenleri anlat: Milletine, «Ey milletim! Eger durumum, Allah'in ayetlerini hatirlatmam size agir geliyorsa ki ben Allah'a guvenmisimdir siz ve kostugunuz ortaklar elbirligi edin; yapacaginiz is sonra size bir tasa vermesin. Sonra onu bana uygulayÙn ve beni ertelemeyin» demisti.
|
Celal Yıldırım
|
(Ey Peygamber!) O inkarcılara Nuh'un olaylı geçen haberini oku. O bir vakitler kavmine demişti ki: «Ey kavmim, eğer (aranızda) yer alışım ve Allah'ın âyetleriyle öğüt vermişliğim size ağır geliyorsa, ben ancak Allah'a güvenip dayanıyorum. Siz ne yapacağınızı ve ortak edindiklerinizi biraraya getirin, öyle ki, sonunda ne yapacağınız size tasa olup kalmasın, sonra da hükmünüzü hakkımda uygulayın ve bana hiç de süre tanımayın.
|
Cemal Külünkoğlu
|
Onlara Nuh'un haberini oku. Hani Nuh, kavmine demişti ki: “Ey kavmim! Eğer benim konumum ve Allah'ın ayetleriyle öğüt vermem size ağır geliyorsa, (biliniz ki) ben sadece Allah'a dayanıp güvenmişim. Artık siz de (bana) ne yapacağınızı ortaklarınızla beraber kararlaştırın ki, işiniz size dert olmasın! Bundan sonra bana (hükmünüzü) uygulayın ve bana mühlet de vermeyin!”
|
Diyanet İşleri (eski)
|
Onlara Nuh'un başından geçenleri anlat: Milletine, 'Ey milletim! Eğer durumum, Allah'ın ayetlerini hatırlatmam size ağır geliyorsa ki ben Allah'a güvenmişimdir siz ve koştuğunuz ortaklar elbirliği edin; yapacağınız iş sonra size bir tasa vermesin. Sonra onu bana uygulayın ve beni ertelemeyin' demişti.
|
Diyanet Vakfi
|
Onlara Nuh’un haberini oku: Hani o kavmine demişti ki: «Ey kavmim! Eğer benim (aranızda) durmam ve Allah’ın âyetlerini hatırlatmam size ağır geldi ise, ben yalnız Allah’a dayanıp güvenirim. Siz de ortaklarınızla beraber toplanıp yapacağınızı kararlaştırın. Sonra işiniz başınıza dert olmasın. Bundan sonra (vereceğiniz) hükmü, bana uygulayın ve bana mühlet de vermeyin.»
|
Edip Yüksel
|
Onlara Nuh’un tarihini anlat. Halkına şunları demişti: “Ey halkım, durumum ve ALLAH’ın ayetlerini hatırlatmam size ağır geldiyse, ben ALLAH’a güveniyorum. Ortaklarınız ve liderlerinizle birlikte toplanın, pişman olmayacağınız son kararınızı alın ve bekletmeden bana karşı uygulayın.”
|
Elmalılı Hamdi Yazır
|
Hem onlara Nuhun kıssasını oku, bir vakıt kavmine demişti ki: ey kavmim! Eğer benim duruşum ve Allahın âyetlerini ıhtar edişim size ağır geliyorsa, bilin ki ben, Allaha dayanmışım, artık siz ve şerikleriniz her ne yapacaksanız toplanıb bütün azminizle karar verin, sonra yapacağınız, size hiç bir gam da teşkil etmesin, sonra hukmünüzü bana icra edin ve elinizden gelirse bana bir lâhza göz de açtırmayın
|
Erhan Aktaş
|
Onlara, Nuh’un haberini anlat. Hani o kavmine: “Ey kavmim! Eğer konumum ve Allah’ın ayetlerini hatırlatmam size ağır geliyorsa, bilin ki ben yalnızca Allah’a güveniyorum. Öyleyse yapacağınızı yapmak için şirk koştuklarınızla toplanıp karar verin. Sonra ne yapacaksanız yapın. Sonra bana fırsat vermeden aldığınız kararı hemen uygulayın!” demişti.
|
Gültekin Onan
|
Onlara Nuh'un haberini oku. Hani kavmine demişti ki: "Ey kavmim, benim makamım ve Tanrı'nın ayetleri ile hatırlatmalarım eğer size ağır geliyorsa ben, kuşkusuz Tanrı'ya tevekkül ettim. Artık siz ve ortaklarınız buyruğunuzu birleştirin de buyruğunuz size örtülü kalmasın / tasa konusu olmasın / başınıza dert olmasın; sonra bana süre / fırsat tanımaksızın (istediğinizi) yapın / buyruğunuzu uygulayın.
|
Hakkı Yılmaz
|
(71,72) Bir de onlara Nûh'un önemli haberlerini oku: Hani o toplumuna: “Ey toplumum! Eğer benim makamım; görevli oluşum, size karşı çıkışım ve Allah'ın âyetleriyle öğüt verişim size ağır geliyorsa, şunu bilin ki, ben, işin sonucunu yalnızca Allah'a bırakmışımdır. Artık siz ve ortaklarınız her ne yapacaksanız toplanıp bütün gücünüzle karar veriniz. Sonra bu işiniz size dert olmasın. Sonra bana gerçekleştirin, bana süre de tanımayın. Sonra da eğer yüz çevirirseniz; zaten ben sizden bir ücret istemedim! Benim ücretim sadece Allah'ın üzerinedir. Ve ben Müslümanlardan olmakla emrolundum” demişti.
|
Harun Yıldırım
|
Onlara Nuh’un haberini de oku. Hani kavmine demişti ki: “Ey kavmim, eğer aranızda kalmam ve Allah’ın ayetleriyle öğüt verişim size ağır geliyorsa –ki ben ancak Allah’a tevekkül ederim haydi işinizi sağlam tutun, şirk koştuklarınızı da çağırın, sonra işiniz size hiçbir tasa vermesin. Sonra da mühlet vermeksizin bana hükmünüzü uygulayın.”
|
Hasan Basri Çantay
|
Onlara Nuhun kıssasını oku. Hani o, kavmine: «Ey kavmim, demişdi, eğer benim (aranızda) duruşum, Allahın âyetleriyle öğüd verişim size ağır geliyorsa (ne diyeyim), ben ancak Allaha dayanıb güvenmişimdİr. Siz ve ortaklarınız da artık toplanıb ne yapacağınızı kararlaşdırın. (O suretde ki) bil'âhare bu işiniz (yapacağınız) size hiç bir tasa (ve peşimanlık vermiş) olmasın. Sonra hükmünüzü bana icra edin. (Hattâ) bana mühlet de vermeyin»!
|
Hayrat Neşriyat
|
(Habîbim, yâ Muhammed!) Onlara Nûh’un haberini oku! Hani, kavmine şöyle demişti: 'Ey kavmim! Eğer benim (aranızda) ikametim ve Allah’ın âyetlerini hatırlatmam size (gözünüze) büyüyorsa, o hâlde (bilin ki ben) Allah’a tevekkül etmişim. Artık (siz Allah’a şirk koştuğunuz) ortaklarınızla berâber işinizi toplayın (da ne yapacağınıza karar verin); sonra bu işiniz üzerinize dert olmasın; sonra bana yapacağınızı yapın ve bana hiç mühlet vermeyin!'
|
İbni Kesir
|
Onlara Nuh'un haberini oku. Hani Nuh, kavmine demişti ki: Ey kavmim; aranızda kalmam, Allah'ın ayetlerini hatırlatmam, onlarla öğüt vermem size ağır geliyorsa; ben, Allah'a tevekkül ettim. Siz ve ortaklarınız toplanıp ne yapacağınızı kararlaştırın, içinizde ne tasarlıyorsanız açığa çıkarın, sonra bana mühlet de vermeyerek yapacağınızı yapın.
|
İskender Evrenosoğlu
|
Ve onlara Hz. Nuh'un haberini oku. Kavmine şöyle demişti: “Ey kavmim! Benim (aranızda) durmam (bulunmam), Allah'ın âyetlerini zikretmem (hatırlatmam), size ağır geliyorsa, artık ben Allah'a tevekkül ettim (güveniyorum). Bundan sonra siz ve ortaklarınız, (yapacağınız) işinize karar verin. Sonra işleriniz size keder olmasın. Sonra da bana uygulayın (yerine getirin) ve beklemeyin.”
|
Kadri Çelik
|
Onlara Nuh'un haberini oku! Kavmine, “Ey kavmim! Eğer durumum ve Allah'ın ayetlerini hatırlatmam size ağır geliyorsa (bilin ki), ben Allah'a güvenmişim. Artık işinizi (düşüncelerinizi) ve ortaklarınızı bir araya getirin. Sonra (beni öldürme) işiniz, içinizde gizli (bir hüzün olarak) kalmasın (da açık yürekli olun). Ardından hakkımda hükmünüzü uygulayınız ve bana mühlet de vermeyiniz.
|
Mehmet Ali Eroğlu
|
Uygun şekilde onlara Nuh'un kıssasını oku. Hani o, kavmine şöyle demişti: Sizin aranızda bulunup da ayetleri bildirmek ağır geliyorsa eğer Yüce Allah'a dayanıp şükrettim ben, ey kavmim. Siz de ortaklarınızla beraber Üzerinde ne yapacağınızı kararlaştırın. Sonra yaptığınız şey sizi üzmesin Ne hükmünüz olursa olsun bana uygulayın ve bana fırsat da vermeyin
|
Mehmet Okuyan
|
Onlara Nuh’un haberini tilavet et (okuyup aktar)! Hani o, kavmine şöyle demişti: “Ey kavmim! Benim konumum ve Allah’ın ayetlerini hatırlatmam size ağır geldi ise –ki ben yalnızca Allah’a güvenirim–; siz de ortaklarınızla birlikte işinizle ilgili olarak toplanın! Sonra işiniz başınıza dert olmasın! Bundan sonra (vereceğiniz) hükmü bana uygulayın ve bana zaman da tanımayın!
|
Muhammed Celal Şems
|
Sen, onlara Nuh’un haberini okuyup (anlat.) O, kavmine dedi ki: “Ey kavmim! Eğer benim mertebem ve Allah’ın ayetleriyle size nasihat etmem, gücünüze gidiyorsa, (bilin ki) ben, ancak Allah’a güvenirim. Olanca gücünüzü ve (Allah’a) ortak koştuklarınızı toplayın. Gücünüzün (sağlamlığından) hiç şüpheniz kalmasın. Sonra onu bana uygulayın ve bana hiç mühlet (de) vermeyin.”
|
Muhammed Esed
|
(Şimdi artık) onlara Nuh'un başından geçenleri anlat; hani o, kavmine: "Soydaşlarım!" demişti, "eğer benim (aranızdaki) konumum ve Allah'ın ayetlerini size bildirmem zorunuza gidiyorsa, bilin ki, ben Allah'a güveniyorum. Öyleyse, artık (bana) yapacağınızı yapmak için hem kendi gücünüzü hem de Allah'tan başka tanrılık yakıştırdığınız yardımcılarınızı bir araya toplayın; bir kere ne yapacağınıza karar verdikten sonra da artık girişeceğiniz eylem sizi tasalandırmasın; (neye ki karar verdiyseniz) bana karşı artık elinizden geleni ardınıza komayın; hem de bana hiç soluk aldırmadan!
|
Mustafa Çevik
|
71-72 Ey Peygamber! Sen onlara Nûh’un kıssasını da anlat. Nûh, kavmine şöyle demişti: “Ey kavmim! Benim peygamber olarak seçilmiş olmamı ve sizleri yaratılış sebebiniz olan fıtratınıza uygun bir hayatı yaşamaya davet etmemi içinize sindiremiyor da bu sebepten bana zarar vermek istiyorsanız, şunu unutmayın ki, ben sırtını Allah’a dayamış biri olarak Allah’ın mesajlarını sizlere iletiyorum. Beni susturmak için o sözde ilahlık yakıştırdıklarınızla birlikte toplanıp kararınızı verin ve elinizden geleni ardınıza koymayın, aldığınız karar ne ise ortaya koyun da görelim. Şayet inatla davetten yüz çevirmeye devam ederseniz, benim kaybedecek bir şeyim yok, üstelik benim, Allah adına yaptığım bu davet karşılığında sizden bir beklentim ve ücret talebim de yok. Benim mükâfatımı verecek olan Allah’tır. Ben Allah’a teslim (müslüman) olmakla emrolunanlardan biriyim.”
|
Mustafa İslamoğlu
|
Onlara Nuh'un kıssasını aktar: Hani o bir zamanlar kavmine şöyle demişti: "Ey kavmim! Eğer benim konumum ve Allah'ın ayetlerini size hatırlatmam zorunuza gidiyorsa, şunu iyi bilin ki ben yalnızca Allah'a güvendim. Haydi siz de yapacağınız eylemi kararlaştırmak için kendilerine ilahlık yakıştırdıklarınız da dahil, bir araya toplanın ki, kararlaştırdığınız eylem sizi riske sokmasın: en sonunda bana karşı aldığınız kararı infaz edin: hem de hiç göz açtırmaksızın!
|
Ömer Nasuhi Bilmen
|
Ve onlara Nûh'un kıssasını oku. Vaktâ ki kavmine demişti: «Ey kavmim! Eğer sizin üzerinize benim (aranızda) duruşum ve Allah'ın âyetleriyle size öğüt verişim ağır geliyorsa imdi ben Allah Teâlâ'ya tevekkül ettim, artık işinizi ve ortaklarınızı toplayınız. Sonra sizin üzerinize işiniz gizli kalmasın. Sonra hakkımda hükmünüzü veriniz ve bana göz açtırmayınız.»
|
Ömer Öngüt
|
Resulüm! Onlara Nuh'un haberini oku. Hani o kavmine demişti ki: “Ey kavmim! Eğer benim aranızda duruşum ve Allah'ın âyetleri ile öğüt verişim size ağır geliyorsa, ben yalnız Allah'a dayanıp güvenmişimdir. Siz de ortaklarınızla toplanıp elbirliği edin ve yapacağınızı kararlaştırın. Öyle ki, işiniz size sonradan hiçbir tasa vermesin. Sonra da hükmünüzü bana uygulayın ve bana mühlet de vermeyin. ”
|
Şaban Piriş
|
-Onlara Nuh’un haberini oku! Hani kavmine demişti ki: -Ey Kavmim! İçinizde bulunmam ve Allah’ın ayetlerini hatırlatmam eğer sizin zorunuza gidiyorsa -Ben zaten Allah’a bağlanmışımdır- Haydi, ortak koştuklarınızla gücünüzü birleştirin, sonra da yapacağınız size dert olmasın. Hiç beklemeden vereceğiniz kararı bana uygulayın.
|
Sadık Türkmen
|
(ŞİMDİ ARTIK) onlara Nuh’un haberini oku. Hani bir zaman kavmine demişti ki: “Ey kavmim! Benim konumum/makamım ve Allah’ın ayetlerini hatırlatmam, size ağır geldiyse ben Allah’a tevekkül etmişim. Artık siz ortaklarınızla beraber toplanıp emrinizi/işinizi kararlaştırın da sonra kararınız üzerinize bir dert olmasın! Bundan sonra da kararınızı bana uygulayın! Bana hiçbir fırsat da vermeyin!
|
Seyyid Kutub
|
Onlara Nuh'un hikâyesini anlat: Hani o soydaşlarına demişti ki; «Ey soydaşlarım, eğer karşınıza çıkıp Allah'ın ayetlerini hatırlatmam ağırınıza gidiyorsa ben Allah'a dayandım; siz de Allah'a ortak koştuğunuz putlarla birlikte ne yapacağınızı kararlaştırınız, sonra vardığınız karardan dolayı başınız ağrımasın; arkasından şahsıma ilişkin kararınızı, bana hiçbir mühlet tanımaksızın uygulayınız.
|
Suat Yıldırım
|
Onlara Nuh hakkındaki haberi oku: O halkına: "Ey benim halkım, dedi, eğer benim aranızda bulunmam ve Allah’ın âyetlerini hatırlatmam size ağır geliyorsa, şunu bilin ki ben yalnız Allah’a dayanıp güvendim. Siz de şerik koştuklarınızla beraber toplanıp işinizi kararlaştırın ki tasasını çektiğiniz bir dert olup kalmasın. Sonra da bana hiç mühlet vermeden hakkımdaki hükmünüzü uygulayın.
|
Süleyman Ateş
|
Onlara Nûh'un haberini oku. Kavmine: "Ey kavmim demişti, eğer benim kalkıp size Allâh'ın âyetlerini hatırlatmam, size ağır geldiyse, o halde ben Allah'a dayandım, siz de ortaklarınızla beraber toplanıp yapacağınız işi kararlaştırın da işiniz başınıza dert olmasın. Sonra hükmünüzü bana uygulayın, bana hiç fırsat da vermeyin!"
|
Süleymaniye Vakfı
|
Onlara Nuh’un haberini oku. Bir gün halkına şöyle demişti: “Ey Halkım! Benim duruşum ve Allah’ın âyetleriyle bilgilendirmem size ağır geliyorsa bakın ben Allah’a güvenip dayandım. Siz ve ortaklarınız bana ne yapacağınıza karar verin ki işiniz üzüntüye dönüşmesin. Bana yapacağınızı yapın, hiç göz açtırmayın.
|
Tefhim-ul Kuran
|
Onlara Nuh'un haberini oku. Hani kavmine demişti ki: «Ey kavmim, benim makamım ve Allah'ın ayetleriyle hatırlatmalarım eğer size ağır geliyorsa ben, şüphesiz Allah'a tevekkül etmişim. Artık siz ortaklarınızla toplanıp yapacağınız işi karara bağlayın da işiniz örtülü kalmasın (veya tasa konusu olmasın), sonra hakkımdaki hükmünüzü -bana süre tanımaksızın- verin.
|
Ümit Şimşek
|
Onlara Nuh'un haberini oku. Hani o kavmine demişti ki: 'Ey kavmim! Eğer aranızda bulunmam ve Allah'ın âyetlerini hatırlatmam sizin gücünüze gidiyorsa, ben Allah'a tevekkül ettim. Siz de Allah'a ortak koştuklarınızı toplayın ve ne yapacağınızı, içinizde hiçbir ukde kalmayacak şekilde, hep birlikte kararlaştırın. Sonra da, mühlet tanımaksızın, bana yapacağınızı yapın.
|
Yaşar Nuri Öztürk
|
Onlara Nûh'un haberini de oku! Hani, toplumuna şöyle demişti: "Eğer benim konumum ve Allah'ın ayetlerini hatırlatmam size ağır geliyorsa artık ben, Allah'a dayandım. Siz de ortaklarınızla bir araya gelip işinize bakın. Yapacağınız şey size bir kaygı da vermesin, hükmünüzü bana uygulayın. Ve bana fırsat da vermeyin."
|