NZL kökünden gelen Tenzil Rabbimizin indirdiği vahye dikkat çekiyor Kur'an'da (Bkz. Kur'an'da Tenzil Kavramı). İnzal'de aynı kökden gelen başka bir kalıp. Allah hiç bir kavramı gelişigüzel kullanmamıştır. Tenzil ve inzal kavramlarının kullanımınında bir mantık olduğu aşikardır.
Duhan suresinin 3. ayetinde "Biz onu, mübarek bir gecede inzal ettik" deniyor. Bu ayeti muhkem kabul edip Bakara suresinin 185. ayetinde baktığımızda Kur'an'ın Ramazan ayında inzal edildiğini görüyoruz. Başka bir müteşabih olan Enfal suresinin 41. ayetinde, Furkan'ın inzal edildiği gün, iki ordunun karşılaştığı gün olarak tarif ediliyor. Kadir suresinin ilk ayetinde de Kadir gecesinde inzal edildiğinden bahsediliyor. Rivayetlere göre Ramazan ayının 27. gecesi olan bu gecede Kur'an'ın ilk ayet grubunun inzali tamamlanmıştır diyebiliriz.
Nisa suresinin 105. ayetinde inzal edilmiş kitabın bir metodu olduğu ve bu metodla Allah'ın hükmüne ulaşılacağı belirtiliyor. Ali İmran suresinin 7. ayetinin başında kitabın yine inzal edildiği belirtildikten sonra kitabın metodu olan muhkem ve müteşabih ayetlerin ne olduğu açıklanıyor. Dolayısıyla Tenzil'den bahsedildiğinde vahyin indirilişine, Allah'dan gelişine, asıl kaynağına atıfda bulunulurken, İnzal'dan bahsedildiğinde içeriğine, metoduna ve hükümlerine atıf olduğu söylenebilir. Ali İmran suresinin 3. ayetinde Kur'an için tenzil, Tevrat ve İncil için inzal kelimesi kullanılıyor. Kur'an'ın tenzili bu ayet indiğinde devam ederken, Tevrat ve İncil'in tenzili bitmiştir ve sadece ayetler, hükümler var, bu yüzden Rabbimiz burada inzal kelimesini kullanmıştır diyebiliriz.
Maide suresinin 67. ayetinde de inzal ve tebliğ arasındaki bağlantıyı görebiliriz. İnzal edilenin tebliğ edillmesi gereklidir. Risalet inzal edilenin tebliğidir. Yani iş vahyin tenziliyle bitmiyor, insanlara ulaştırılması gerekiyor. Tıpkı Allah'ın tenzil ettiği yağmur gibi (Bakara 22). Yağmur asıl kaynakdan insanlara ulaşıyor, fakat insan yağmurun suyunu kullanıp, işlemeli ki faydasını görsün. Kur'an'ın tenzili denirken Vahyin asıl kaynak olan Allah ile Nebi arasındaki dikey ilişki ortaya koyulurken, inzal de ise Resul ile insanlar arasındaki yatay ilişki, tebliğ faaliyeti, kastediliyor denilebilir.
Nisa suresinin 113. ayetinde de Allah'ın kitabı inzal etmesinin aynı zamanda hikmeti inzal etmesi olduğunu görüyoruz. Talak ile alakalı olan Bakara suresinin 231. ayetinde, Allah'ın inzal ettiği kitap ve hikmetten bahsediliyor ve Allah'ın ayetlerini hafife almayın deniyor. Yani inzal edilmiş bir kitap Allah'ın hükümlerini içerir ve böylelikle bilmediğimiz şeyleri öğreniriz. Bakara suresinin 4. ayetinde de muttakilerin vasıfları sıralanırken Kur'an'a ve Kur'an'dan önce indirilenlere iman etmelerinden bahsediliyor. Bu ayetin müteşabihi olan Nisa suresinin 60. ayetinde benzer ifadeleri görüyoruz. Yine aynı surenin 162. ayetinde bu defa gelecekte büyük bir ödül verilecek olanların özellikleri sayılırken Kur'an'a ve Kur'an'dan önce indirilenlere iman eden müminler deniyor. Bu yüzden inzal edilen hükümlere imanın muttaki olmak için, mümin olmak için çok önemli bir madde olduğu açıkca söylenebilir.
Maide suresinin 44. ayetinde de örneğin Tevrat'ı inzal ettik ve Nebiler onunla hüküm verirlerdi deniyor. Yani tenzili bitmiş ve inzal edilmiş olanla hüküm verilecek. Nebiler vefat etsede inzal edilmiş olanla, resullerin tebliğ ettiği ile hüküm vermeye devam edilmeli. Allah'ın inzal ettiğiyle hükmetmeyenler kafirdir diyerek ayet sonlanıyor. Bir sonraki ayet olan 45. ayetde bir örnek veriliyor ve Tevrat'daki kısas hükmünden bahsediliyor. Bu ayetin sonunda da Allah'ın inzal ettiği ile hükmetmeyenler zalimlerdir deniliyor.
Bakara suresinin 159. ayetinde de Allah'ın inzal ettiğini gizleyenlere Allah'ın lanet ettiğini görüyoruz. "Ayetlerin az bir bedel karşılığında satılması" da (Maide 44, Bakara 79), Allah'ın inzal ettiğinin gizlenmesidir denilebilir. Satış karşılığı elde edilen bedel, dünyada faydası olabilecek bir şeydir, fakat ahiret yurdu en büyük ödüldür.
Maide suresinin 47. ayetinde bu defa İncil Ehli'nin Allah'ın inzal ettiği ile hükmetmesinin emredildiğini ve Allah'ın inzal ettiği ile hükmetmeyenlerin ise fasık olduğunu görüyoruz. Bir sonraki ayet de kendinden önceki kitabı tasdik eden bu kitabın inzal edildiğini ve Allah'ın inzal ettiği ile hükmedilmesi gerektiğinin emredildiğini okuyoruz. Bu ayetin müteşabihi olan Bakara suresinin 213. ayetinde de insanların anlaşmazlığa düştükleri konularda aralarında hükmetmeleri için kitap inzal edildiği belirtiliyor. Bakara suresinin 41. ayetinde de Ehli kitaba yönelik olarak Allah'ın inzal ettiğine inanın, onu inkar etmeyin ve az bir değere değişmeyin deniyor. Rad suresinin 36. ayetinde Ehli kitapdan bazılarının Allah'ın inzal ettiği ile mutlu olduklarını görüyoruz. Maide suresinin 83. ayetinde inzal edileni duyunca Ehli kitapdan bazılarının gözlerinin yaşla dolduğunu ve iman ettiklerini okuyoruz.
Enam suresinin 114. ayetinde Kitabı inzal edilmiş olmasının hakemin Allah olması demek olduğunu görüyoruz. Yunus suresinin 94. ayetinde ise İnzal edilmiş tüm kitapların Allah'ın hükmünü içerdiğini görüyoruz.
Özetleyecek olursak;
- Tenzil vahyin indirilişine, Allah'dan gelişine, asıl kaynağına atıfda bulunulurken, İnzal içeriğine, metoduna ve hükümlerine atıfda bulunur. Kur'an'ın tenzili denirken Vahyin asıl kaynak olan Allah ile Nebi arasındaki dikey ilişki ortaya koyulurken, inzal de ise Resul ile insanlar arasındaki yatay ilişki, tebliğ faaliyeti, kastediliyor denilebilir.
- Kur'an arapça bir hüküm olarak inzal edilmiştir (Rad 37).
- Allah'ın inzal ettiği vahiydir musaddikan'dır (Tasdik edici).
- Allah'ın inzal ettiği kitaplar Allah'ın hükmünü içerir.
Erdem Uygan ve Dr. Fatih Orum’un beraber sundukları ve Vedat Yılmaz’ın konuk olarak yer aldığı 16.05.2016 tarihli KÖK (Kur’an’ın Öğrettiği Kavramlar) programından derlenmiştir. Programı buradan seyredebilirsiniz.