Güneşin sarkmasından gecenin kararmasına kadar namaz kıl ve sabahın Kur'ân'ını da unutma. Çünkü sabahın Kur'ân'ı görülecek şeydir. (İsrâ 78)
Kuran'ın kökünde toplanma, bir araya getirme manası vardır. İsra suresinin 78, Kıyamet suresinin 17. ayetlerinde geçen kur’ânel\kur’ânehu kelimeleri toplanma-bir araya getirme gibi anlamlar taşır.
İsra 78. ayetinde geçen kur’ânel kelimesi genelde Kuran-ı Kerim olarak tercüme edilir ve ayetin son cümlesi sabah kılınan namazın-okunan Kuran'ın melekler tarafından gözetildiği ya da sabah okunan Kuran'ın algı açık olduğu için daha iyi anlaşıldığı vs. şeklinde çevrilmiştir.
Halbuki ayetin köküne inince ve Bakara 187'deki fecr vaktinin açıklanmasıyla birlikte düşünülecek olursa, fecr vaktindeki kızıllaşmanın "bir araya gelmesi-toplanması" gözle görülür (toplanmasına şahit olunur) şeklinde çevrilebilir.
Bunun ışığında Şura suresinin 7. ayetinde geçen kur’ânen arabiyyen kelimeleri Arapça kuran yerine Arapça ayet kümeleri şeklinde okunabilir. Kur’ânen arabiyyen Zümer suresinin 28, Taha suresinin 113, Fussilet suresinin 3, Yusuf suresinin 2, Zuhruf suresinin 3. ayetlerinde de kullanılmıştır.
Yine İsra suresinin 106. ayetinde de kur’ânen faraknâhu ile "kuranın" kümeler-kısımlar halinde ayrıldığı, yani ayet kümeleri olarak indiği belirtiliyor. Nitekim vahiy peyderpey inmiş, sahabeler inen ayetleri anlamaya ve daha önce inen ayetlerle ilişkilendirmeye çalışmıştır (Muhkem-Müteşabih). Yani ayette genelde dura dura çevrilen kelime aslında daha çok üzerinde dura dura, anlamaya çalışa çalışa olmalı.
Müşrikler de Kuran'ın niye tek bir seferde indirilmediğini sormuşlardır (Furkan 32) Allah ise yine aynı ayette kalbi sağlamlaştırıp pekiştirmek için onu parça parça indirdiğini buyuruyor. Erken dönem surelerden olan Müzemmil suresinin 4. ayetinde yine parça parça oku diye emrediliyor.
Bütün bu surelerden ayet kümelerini anlama-öğrenme metodunu çıkarabiliriz. Müşriklerin dediği gibi tek seferde topluca inebilecek olan vahiy, anlaması için uğraşılması-emek harcanması gereken, yani aklın kullanılmasının gerektiği, Allah'ın kelamıdır. Nitekim Taha suresinin 114. ayetinde Kuran'ın (ayet kümelerinin) vahyi tamamlanmadan hüküm vermede acele etme diye buyuruyor Rabbimiz.
Ahkaf 12 ve Yunus 94 ayetlerinde önceki vahyin mensuplarına inen kitaplarında aynı Kuran gibi anlam kümeleri şeklinde indiğini anlıyoruz. Çünkü bütün ilahi kitaplar aynı şekilde Allah tarafından indirilmiştir. Enam suresinin 20. ayetinde vahyin iniş şeklinden dolayı önceki vahyin mensuplarının hemen olayı kavrayacakları belirtiliyor.
Erdem Uygan ve Dr. Fatih Orum'un beraber sundukları 9.11.2015 tarihli KÖK (Kur'an'ın Öğrettiği Kavramlar) programından derlenmiştir. Programıburadanseyredebilirsiniz.