33 - Ahzâb suresi 50. âyet meali

يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ إِنَّا أَحْلَلْنَا لَكَ أَزْوَاجَكَ اللَّاتِي آتَيْتَ أُجُورَهُنَّ وَمَا مَلَكَتْ يَمِينُكَ مِمَّا أَفَاء اللَّهُ عَلَيْكَ وَبَنَاتِ عَمِّكَ وَبَنَاتِ عَمَّاتِكَ وَبَنَاتِ خَالِكَ وَبَنَاتِ خَالَاتِكَ اللَّاتِي هَاجَرْنَ مَعَكَ وَامْرَأَةً مُّؤْمِنَةً إِن وَهَبَتْ نَفْسَهَا لِلنَّبِيِّ إِنْ أَرَادَ النَّبِيُّ أَن يَسْتَنكِحَهَا خَالِصَةً لَّكَ مِن دُونِ الْمُؤْمِنِينَ قَدْ عَلِمْنَا مَا فَرَضْنَا عَلَيْهِمْ فِي أَزْوَاجِهِمْ وَمَا مَلَكَتْ أَيْمَانُهُمْ لِكَيْلَا يَكُونَ عَلَيْكَ حَرَجٌ وَكَانَ اللَّهُ غَفُورًا رَّحِيمًا
Yâ eyyuhen nebiyyu innâ ahlelnâ leke ezvâcekelletî âteyte ucûrehunne ve mâ meleket yemînuke mimmâ efâallâhu aleyke ve benâti ammike ve benâti ammâtike ve benâti hâlike ve benâti halâtikellâtî hâcerne meâk(meâke), vemreeten mu’mineten in vehebet nefsehâ lin nebiyyi in erâden nebiyyu en yestenkihahâ hâlisaten leke min dûnil mu’minîn(mu’minîne), kad alimnâ mâ faradnâ aleyhim fî ezvâcihim ve mâ meleket eymânuhum li keylâ yekûne aleyke harac(haracun), ve kânallâhu gafûran rahîmâ(rahîmen).
  
yâ eyyuhâ ey
en nebiyyu peygamber
innâ hiç şüphesiz biz, muhakkak ki biz
ahlelnâ helâl kıldık
leke seni
ezvâce-ke senin zevcelerin, hanımların, eşlerin
elletî ki o
âteyte sen verdin
ucûre-hunne (hunne) (hum) onların ücretleri onlar (kadınlar için) onlar (erkekler için)
ve mâ ve şey
meleket malik oldu, sahip oldu
yemînu-ke (mâ meleket yemînu-ke) senin elin (elinin altında sahip olduğun)
mimmâ (min mâ) şeyden
efâallâhu (efâe allâhu) Allah ganimet olarak verdi
aleyke sana
ve benâti ve kızları
ammi-ke senin amcan
ve benâti ve kızları
ammâti-ke senin halan
ve benâti ve kızları
hâli-ke dayın
ve benâti ve kızları
halâti-ke senin teyzen
ellâtî ki onlar
hâcerne hicret etti
meâ-ke seninle beraber
vemreeten (ve imreeten) ve kadın, hanım
mu'mineten bir mü'min (kadın)
in eğer
vehebet hibe etti
nefse-hâ nefsini, kendini
li en nebiyyi bir nebi, bir peygamberler için
in erâde eğer dilerse, isterse
en nebiyyu peygamber
en yestenkiha-hâ onu nikâh etmek ister
hâlisaten halis, özel
leke seni
min dûni den başka
el mu'minîne mü'minler
kad oldu, olmuştu
alimnâ bildik
mâ faradnâ farz kıldığımız şeyi
aleyhim onlara, onların üzerine
içinde, vardır
ezvâci-him onların zevceleri, hanımları
ve mâ meleket eymânu-hum ve onların elleri altında olan
li keylâ yekûne olmaması için
aleyke sana
haracun bir darlık, bir sıkıntı
ve kânallâhu (ve kâne allâhu) ve Allah oldu (dır)
gafûran gafur, bağışlayan, mağfiret eden
rahîmen Rahîm olan
   
Abdulbaki Gölpınarlı Ey Peygamber, mehirlerini verdiğin eşlerini ve Allah'ın ganîmet olarak sana ihsân ettiği ve senin de temellük ettiğin câriyeleri, amcanın, halanın, dayının ve teyzenin, seninle berâber yurdundan göçen kızlarını helâl ettik sana. Bir de inanan bir kadın, kendisini Peygambere bağışlar da Peygamber de dilediği takdîrde onu nikâhla almak isterse bu, yalnız sana helâldir, başka inananlara değil. Sana bir güçlük olmasın diye onlara, eşleri ve sâhip oldukları câriyeleri hakkında ne farz ettiğimizi de gerçekten bildirdik ve Allah, suçları örter, rahîmdir.
Abdullah Parlıyan Ey peygamber! Biz; mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiği mallarla birlikte savaş esirlerinden; yasal olarak sana bıraktığı, sahip olduğun cariyeleri de helal kıldık. Ve seninle birlikte Medine'ye göç etmiş olan amca ve halalarının kızlarını, dayı ve teyzelerinin kızlarını da sana helal kıldık. Bir de kendisini mehirsiz olarak peygambere hibe eden ve peygamberin de kendisini almak istediği kadını, diğer mü'minlere değil, sadece sana mahsus olmak üzere helal kıldık. Zaten onlara, eşleri ve sağ ellerinin altında bulunanlar konusunda, yapmaları gerekeni de bildirdik ki, sana bir zorluk olmasın, sen bir sıkıntıya ve güç duruma düşmeyesin. Şüphesiz Allah, çok bağışlayan ve çok merhamet edendir.
Adem Uğur Ey Peygamber! Mehirlerini verdiğin hanımlarını, Allah'ın sana ganimet olarak verdiği ve elinin altında bulunan cariyeleri, amcanın, halanın, dayının ve teyzenin seninle beraber göç eden kızlarını sana helâl kıldık. Bir de Peygamber kendisiyle evlenmek istediği takdirde, kendisini peygambere hibe eden mümin kadını, diğer müminlere değil, sırf sana mahsus olmak üzere (helâl kıldık). Kuşkusuz biz, hanımları ve ellerinin altında bulunan cariyeleri hakkında müminlere neyi farz kıldığımızı biliriz. (Bu hususta ne yapmaları lâzım geldiğini onlara açıkladık) ki, sana bir zorluk olmasın. Allah bağışlayandır, merhamet edendir.
Ahmed Hulusi Ey Nebi! Muhakkak ki biz sana mehrlerini verdiğin eşlerini, Allâh'ın sana ganimet olarak verdiklerinden sağ elinin mâlik olduklarını (cariyeleri) ve seninle beraber hicret eden; amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını; bir de eğer kendini O Nebi'ye hibe etmiş, O Nebi de onunla evlenmeyi dilemiş ise, iman etmiş bir kadını, diğer iman etmişler dışında sana özel olarak helal kıldık. . . Onlara eşleri ve cariyeleri hakkında neyi farz ettiğimizi mutlaka biliyoruz. . . Sana, bir vebal düşüncesi olmasın diye (bu hükümleri açıkladık). . . Allâh Ğafûr'dur, Rahıym'dir.
Ahmet Tekin Ey peygamber, mehirlerini verdiğin hanımlarını, Allah’ın kansız ve zahmetsiz düşmandan alıp sana verdikleri içinden, savaş esirleri arasından meşrû şekilde sahip olduğun, üzerinde meşrû hakların ve otoriten, kendileriyle düzgün insanî münasebetlerin olan câriyeleri, amcanın, halanın, dayının ve teyzenin seninle beraber baskı, zulüm ve işkencenin hâkim olduğu memleketinizden, özgürce Allah’a kulluk ve ibadet etmek, güç ve gönül birliği yapmak için hicret eden kızlarını sana helâl kıldık. Bir de, peygamber kendisiyle evlenmek istediği takdirde, kendisini peygambere özgür iradesiyle teklif eden hür mü’min kadını, mü’minlerle ilgili koyduğumuz kurallara istisna olarak sırf sana mahsus olmak üzere helâl kıldık. Biz, hanımları ve meşrû şekilde sahip oldukları, üzerinde meşrû hakları ve otoriteleri, kendileriyle düzgün insanî münasebetleri olan câriyeleri konusunda, mü’minlere neyi meşrû kıldığımızı biliriz. Bunları, sana bir güçlük, bir vebal olmasın diye açıkladık. Allah çok bağışlayıcı ve engin merhamet sahibidir.
Ahmet Varol Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiği (savaş esirleri)nden elinin altındaki (cariye)leri, amcanın kızlarından, halalarının kızlarından, dayının kızlarından, teyzelerinin kızlarından seninle birlikte hicret etmiş olanları, bir de Peygamber nikahlamak istediği takdirde kendini Peygambere bağışlayan mü'min kadını sana helal kıldık. Bu (sonuncusu, diğer) mü'minlerden ayrı olarak yalnızca sana özeldir. Biz onlara eşleri ve ellerinin altında bulunan (cariye)leri hakkında kendilerine neleri farz kıldığımızı biliyoruz. Bu sana bir zorluk olmaması içindir. Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
Ali Bulaç Ey Peygamber, gerçekten biz sana ücretlerini (mehirlerini) verdiğin eşlerini ve Allah'ın sana ganimet olarak verdikleri (savaş esirleri)nden sağ elinin malik olduğu (cariyeler) ile seninle birlikte hicret eden amcanın kızlarını, halanın kızlarını, dayının kızlarını ve teyzenin kızlarını helal kıldık; bir de, kendisini peygambere hibe eden ve peygamberin kendisini almak istediği mü'min bir kadını da, -mü'minler için olmaksızın yalnızca sana has olmak üzere- (senin için helal kıldık). Biz, kendi eşleri ve sağ ellerinin malik olduğu (cariyeleri) konusunda onlar (mü'minler) üzerine neyi farz kıldığımızı bildik (size bildirdik). Böylelikle senin için hiç bir güçlük olmasın. Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
Ali Fikri Yavuz Ey Peygamber! Biz, sana şunları helâl kıldık: Mehirlerini verdiğin zevcelerini, Allah’ın ganimet olarak sana ihsan ettiklerinden mülkün olan cariyeyi ve amcanın kızlarından, halalarının kızlarından, dayının kızlarından, teyzelerinin kızlarından seninle beraber hicret etmiş olanları; bir de mümin bir kadın kendini peygambere hibe ederse, (mehir istemezse) Peygamber de onu nikâh etmek isterse... (Bütün bunlar) müminlere değil de, sana has (olarak helâl kılındı. Diğer müminlerin evlenmelerinde keyfiyet ve sayı bakımından farklar vardır). Müminlerin zevceleri ile sahip oldukları cariyeleri hakkında farz kıldığımız hakları, biz bilmişizdir, (bu hükümleri Nisâ suresinde açıklamıştık. Ey Rasûlüm! Sana has olan hükümler), sana hiç bir darlık olmamak içindir. Allah Gafûr’dur, Rahîm’dir.
Ali Ünal Ey (Peygamberliğin en büyük temsilcisi olan) Peygamber! Şu gruplara dahil kadınlarla evlenmeyi sana helâl kıldık: Mehirlerini ödediğin eşlerin ve Allah’ın sana harp esiri olarak lütfettiği cariyelerin; hepsi de Allah yolunda senin hicret ettiğin gibi (Medine’ye) hicret etmiş olan amca kızların, hala kızların, dayı kızların ve teyze kızların; mehir istemeksizin kendisini Peygamber’e hibe eden ve Peygamber’in kendisini nikâhlamak istediği herhangi bir mü’min kadın –bu hüküm, diğer mü’min erkekler hariç olmak üzere yalnızca sana hastır. Mü’minlere eşleri ve ellerinin altında bulunan cariyeleri hakkında neleri emrettiğimizi ise daha önce bildirmiştik. Bu hüküm, (evlenmenin külfetleri sebebiyle vazifeni yerine getirmede) herhangi bir sıkıntıya düşmemen içindir. Allah, gerçekten çok bağışlayıcıdır, hususî merhameti pek bol olandır.
Bayraktar Bayraklı Ey Peygamber! Mehirlerini verdiğin eşlerini ve Allah'ın sana bahşettiği savaş esirleri arasından sağ elinin altında bulunanları sana helâl kıldık. Seninle beraber hicret eden amcanın, halanın, dayının ve teyzenin kızlarını da helâl kıldık. Eğer Peygamber kendisiyle evlenmek isterse, kendisini mehirsiz olarak peygambere bağışlayan herhangi bir mümin kadını da inananlara değil de sadece sana helâl kıldık. Sana bir sıkıntı olmaması için, biz, eşleri ve câriyeleri hakkında onlara neyi farz kıldığımızı kesinlikle biliyoruz. Allah çok bağışlayıcıdır; çok merhametlidir.
Bekir Sadak Mehirlerini verdigin eslerini, Allah'in sana ganimet olarak verdigi cariyeleri, seninle beraber hicret eden amcanin kizlarini, halalarinin kizlarini, dayinin kizlarini, teyzelerinin kizlarini ve peygamber nikahlanmayi diledigi takdirde muminlerden ayri, sirf sana mahsus olmak uzere kendisinin mehrini peygambere hibe eden mumin kadini almani helal kilmisizdir. Bir zorluga ugramaman icin muminlerin esleri ve cariyeleri hakkinda onlarin uzerine neyi farz kilmis oldugumuzu bildirmistik. Allah bagislayandir, merhamet edendir.
Celal Yıldırım Ey Peygamber! Şüphesiz ki biz, mehirlerini verdiğin eşlerini ve Allah'ın savaş ganimetinden elin altına verdiği cariyeleri; seninle beraber hicret eden amcan kızlarını, halaların kızlarını, dayın kızlarını, teyzelerin kızlarını sana helâl kıldık. Ayrıca mü'min bir kadın (mehirsiz olarak) kendini peygambere bağışlar, peygamber de onunla evlenmeyi arzu ederse, onu, mü'minlere değil de sadece sana has bir hüküm olarak helâl kıldık. Biz, mü'minlere, eşleri ve cariyeleri hakkında neleri farz kıldığımızı biliriz. Bu (hüküm) sana bir sıkıntı ve sakınca olmamak içindir. Allah çok bağışlayan ve çok merhamet edendir.
Cemal Külünkoğlu Ey Peygamber! Mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana harp esiri olarak verdiği cariyeleri, seninle beraber Medine'ye göç eden amcanın kızlarını, halanın kızlarını, dayın ve teyzenin kızlarını, bir de mehir istemeksizin kendisini peygambere hibe eden ve peygamberin de kendisini nikâhlamak istediği mü'min kadını sana helâl kıldık. Bu diğer müminlere değil, sadece sana mahsus bir ayrıcalıktır. Biz eşleri ve ellerinin altında bulunan cariyeleri hakkında mü'minlere ne farz kıldığımızı biliyoruz. (Seni bu hususta istisna ettik) ki senin için hiçbir darlık olmasın. Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
Diyanet İşleri (eski) Mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiği cariyeleri, seninle beraber hicret eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını, teyzelerinin kızlarını ve Peygamber nikahlanmayı dilediği takdirde müminlerden ayrı, sırf sana mahsus olmak üzere kendisinin mehrini Peygambere hibe eden mümin kadını almanı helal kılmışızdır. Bir zorluğa uğramaman için; müminlerin eşleri ve cariyeleri hakkında onların üzerine neyi farz kılmış olduğumuzu bildirmiştik. Allah bağışlayandır, merhamet edendir.
Diyanet Vakfi Ey Peygamber! Mehirlerini verdiğin hanımlarını, Allah'ın sana ganimet olarak verdiği ve elinin altında bulunan cariyeleri, amcanın, halanın, dayının ve teyzenin seninle beraber göç eden kızlarını sana helâl kıldık. Bir de Peygamber kendisiyle evlenmek istediği takdirde, kendisini peygambere hibe eden mümin kadını, diğer müminlere değil, sırf sana mahsus olmak üzere (helâl kıldık). Kuşkusuz biz, hanımları ve ellerinin altında bulunan cariyeleri hakkında müminlere neyi farz kıldığımızı biliriz. (Bu hususta ne yapmaları lâzım geldiğini onlara açıkladık) ki, sana bir zorluk olmasın. Allah bağışlayandır, merhamet edendir.
Edip Yüksel Ey peygamber, mehirlerini vermiş bulunduğun eşlerini ve ALLAH’ın sana bağışladığı sözleşmenle üzerlerinde hak sahibi olduğun, seninle birlikte göç eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helal kılmışızdır. Ayrıca, peygamber dilerse, kendisini gerçeği onaylayanlara değil sadece peygambere mehirsiz olarak hibe eden birisiyle nikahlanabilir. Biz, eşleri ve sözleşmelileri hakkında üzerlerine yüklediğimiz sorumlulukları bildirmiştik ki güç bir duruma düşmeyesin. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.
Elmalılı Hamdi Yazır Ey o Peygamber! Biz bilhassa sana şunları halâl kıldık: Mehirlerini vermiş olduğun zevcelerini ve Allahın sana ganimet kıldıklarından milki yemînin olan câriyeyi ve ammin kızlarından, dayın kızlarından, teyzen kızlarından seninle beraber hicret etmiş olanları, bir de mü'mine bir kadın kendini Peygambere hibe ederse Peygamber nikâh etmek istediği takdirde onu, sâde sana, sair mü'minlere değil, onlara zevceleri ve milki yemînleri hakkında ne farz kıldığımız ma'lûmunuz, bunlar sana hiç bir darlık olmamak içindir, Allah gafûr rahîm bulunuyor.
Erhan Aktaş Ey Nebi! Biz, ecirlerini1 verdiğin eşlerini ve savaşlarda Allah’ın ganimet olarak sana verdiği sağ elinin sahip olduklarını2, sana helal kıldık. Seninle birlikte hicret eden amcanın kızları, halanın kızları, dayının kızları, teyzenin kızları ve kendisini Nebiye hibe3 edip de nebinin de nikâhlamayı uygun gördüğü mü’min kadınları -ki bu yalnızca sana özgüdür- sana helal kıldık. Onlara4 zevceleri ve ellerinin sahip oldukları2 konusunda neyi farz kıldığımızı biliriz. Bu durum senin için bir güçlük olmasın diyedir. Allah, Çok Bağışlayıcı’dır, Rahmeti Kesintisiz’dir.

1- Mehirlerini. 2- “Sağ ellerinizin sahip olduğu” deyimi, “güç yolu ile üzerinde tasarruf etme hakkına sahip olduğunuz” anlamına gelmektedir. Diğer bir anlatımla; antlaşma yoluyla sahip olunanlar, sorumluluğu üstlenilenler, bakmakla yükümlü olunanlar, meşru şekilde sahip olunanlar, üzerlerinde hak sahibi olunanlar gibi anlamlara gelmektedir. Bu deyimle, esas olarak kast edilen şey, bakımları ve sorumlulukları üstlenilerek sahip olunan savaş esirleri ve o günün cahiliye döneminin bakayası/kalıntısı olarak kalan cariyeler ile ancak nikâh yapılarak birlikte olunabileceğidir. Kur’an; kim olursa olsun, nikâh yapılmaksızın ilişkiye girmeyi zina olarak tanımlamaktadır. 3- Kendisini Nebi’nin yoluna adayan, onun için her şeyinden vaz geçen. Kendisini Nebi’ye bağışlayan. Mehir talebinde bulunmayan. 4- Senin dışındaki mü’minlere.
Gültekin Onan Ey Peygamber, gerçekten biz sana ücretlerini (mehirlerini) verdiğin eşlerini ve Tanrı'nın sana ganimet olarak verdikleri (savaş esirleri)nden sağ elinin malik olduğu (cariyeler) ile seninle birlikte hicret eden amcanın kızlarını, halanın kızlarını, dayının kızlarını ve teyzenin kızlarını helal kıldık; bir de, kendisini peygambere hibe eden ve peygamberin kendisini almak istediği inançlı (kadın)ı da, inançlı (erkek)ler için olmaksızın yalnızca sana has olmak üzere, (senin için helal kıldık). Biz, kendi eşleri ve sağ ellerinin malik olduğu (cariyeler) konusunda onlar (müminler) üzerine neyi farz kıldığımızı bildik (size bildirdik). Böylelikle senin için hiç bir güçlük olmasın. Tanrı çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
Hakkı Yılmaz Ey Peygamber! Şüphesiz Biz, mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın ganimet olarak sana verdiklerinden, sözleşme ile malik olduğunu/savaş esirlerinden himayene verilmiş bayanları, amcanın, halanın, dayının ve teyzenin kızlarından seninle birlikte hicret etmiş olanları ve kendisini Peygamber'e hibe eden Peygamber'in de nikâhlamak istediği Müslüman kadını – mü’minlerin seviyesinden aşağı olmak üzere ve sadece sana özgü olarak– sana helal kıldık. Biz kendi eşleri ve sözleşmelerinin malik oldukları şeyler konusunda senin dışındaki mü’minlere neyi farz kıldığımızı kesinlikle bildik, daha önce açıkladık. Bu durum; sana özgü olarak getirilen çok eşlilik ve diğer özel maddeler, senin için bir güçlük olmasın diyedir. Ve Allah, kullarının günahlarını çok örten, onları cezalandırmayan ve bağışı bol olandır, engin merhamet sahibidir.
Harun Yıldırım Ey Peygamber! Mehirlerini verdiğin hanımlarını, Allah'ın sana ganimet olarak verdiği ve elinin altında bulunan cariyeleri, amcanın, halanın, dayının ve teyzenin seninle beraber göç eden kızlarını sana helâl kıldık. Bir de Peygamber kendisiyle evlenmek istediği takdirde, kendisini peygambere hibe eden mümin kadını, diğer müminlere değil, sırf sana mahsus olmak üzere (helâl kıldık). Kuşkusuz biz, hanımları ve ellerinin altında bulunan cariyeleri hakkında müminlere neyi farz kıldığımızı biliriz. (Bu hususta ne yapmaları lâzım geldiğini onlara açıkladık) ki, sana bir zorluk olmasın. Allah bağışlayandır, merhamet edendir.
Hasan Basri Çantay Ey peygamber, mehirlerini verdiğin zevceleri ve Allahın sana ganiymet (olarak nasıyb) etdiklerinden sağ elinin mâlik olduğu kadınları, seninle beraber (Medîneye) hicret eden amcanın kızlarını, halanın kızlarını, dayının kızlarını, teyzenin kızlarını, bir de eğer mü'min bir kadın kendisini peygambere bağışlayıb da eğer peygamber de nikâhla almak isterse onu — (Fakat bu sonuncusunu) diğer mü'minlere değil, yalınız sana haas olmak üzere — senin için halâl kıldık. Öbür (mü'min) lerin zevceleri ve sağ ellerinin mâlik oldukları (cariyeleri) hakkında uhdelerine ne farz etmiş olduğumuzu bildirdik. (Bağış suretiyle izdivacın sana tahsıysi) senin için hiçbir darlık olmaması içindir. Allah çok yarlığayıcıdır, çok esirgeyicidir.
Hayrat Neşriyat Ey Peygamber! Şübhesiz ki biz, mehirlerini verdi ğin zevcelerini ve Allah’ın sana ganîmet olarak verdiklerinden sâhib olduğun câriyeleri, hem se ninle berâber hicret eden amca nın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyze lerinin kızlarını (istersen nikâhlamayı)sana helâl kıldık. Bir de mü’min bir kadın kendini peygambere (meh rini istemeden) hîbe ederse, eğer peygamber (de) onu nikâhlamak isterse, diğer mü’minlere değil, sâde ce sana mahsus olmak üzere (onu mehirsiz olarak helâl kıldık)!(Biz,) zevceleri ve sâhib oldukları câriyeleri hakkında on lara (o mü’min lere) neyi farz kıldığımızı muhakkak ki bilmişizdir. Tâ ki sana bir zorluk olma sın! Çünki Allah, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir.
İbni Kesir Ey peygamber; Biz, mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiği cariyeleri, seninle beraber hicret eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını, teyzelerinin kızlarını ve bir de eğer mü'min bir kadın kendisini peygambere hibe eder de peygamber de onunla evlenmeyi isterse onuki bu, mü'minlerden ayrı olarak sadece sana has olmak üzeresenin için helal kıldık. Sana bir zorluk olmasın diye mü'minlerin eşleri ve sağ ellerinin malik oldukları hakkında ne hükmettiğimizi bildirdik. Ve Allah; Gafur, Rahim olandır.
İskender Evrenosoğlu Ey Nebî (Peygamber)! Muhakkak ki Biz, ecirlerini (mehirlerini) verdiğin zevcelerini ve elinin (altında) malik olduğun, Allah'ın ganimet olarak sana verdiği (cariyelerini) helâl kıldık. Ve seninle beraber hicret eden amcanın kızları, halanın kızları, dayının kızları, teyzenin kızları ve nefsini Nebî (Peygamber) için hibe eden ve Nebî'nin (Peygamber'in) de onu almak istediği mü'min kadınları, (diğer) mü'minler hariç, sana özel olarak (helâl kıldık). Onlara (diğer mü'minlere) zevceleri ve ellerinin (altında) malik oldukları (cariyeleri) konusunda neyi farz kıldık, Biz biliriz. (Bu), senin üzerine bir zorluk olmaması içindir. Ve Allah, Gafûr'dur (mağfiret eden), Rahîm'dir (Rahîm esmasıyla tecelli eden).
Kadri Çelik Ey Peygamber! Gerçekten biz senin için hiçbir darlık olmasın diye ücretlerini (mehirlerini) verdiğin eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan cariyeleri; amcanın, halalarının ve teyzelerinin seninle beraber hicret eden kızlarını, bir de kendisini peygambere hibe eden ve peygamberin de kendisini almak istediği inanmış kadınları sana helâl kıldık. Bu diğer müminlere değil, sadece sana mahsus bir ayrıcalıktır. Biz eşleri ve ellerinin altında bulunan cariyeleri hakkında müminlere ne farz kıldığımızı biliyoruz. Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
Mehmet Ali Eroğlu Aşikar olarak Ey Peygamber sana şu grup kadınları helal kıldık: Mehirlerini verdiğin eşler, Bir de mehir istemeksizin kendisini peygambere hibe eden ve peygamberin istediği eşler. Ancak bu sadece sana helaldir, diğer müminlere değil. Allah'ın sana ganimet gibi verdiği esir Hanımlar, seninle birlikte hicret eden amcanın kızları, halanın kızları, dayının kızları helaldir. (Ziyade olarak) teyze kızlarını helal kıldık. Biz, kendi eşleri ve cariyeler hakkında müminler Açısından neyi farz kıldığımızı bildirdik. Hibe ile mehirsiz evlenme konusu özeldir. Bu husus; senin için bir güçlük olmaması içindir. Allah çok affedici ve çok merhametlidir.
Mehmet Okuyan Ey Peygamber! Mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah’ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunanları, amcanın, halanın, dayının ve teyzenin seninle birlikte hicret eden kızlarını sana helal kıldık. (Bir de) kendisini (mehirsiz bir şekilde) Peygamber’e hibe eden, Peygamber’in de nikâhlamak istediği mümin bir hanımı diğer müminlere değil, sadece sana özel olmak üzere (helal kıldık). Elbette biz sana bir zorluk olmasın diye eşleri ve ellerinin altında bulunanlar hakkında müminlere neyi farz kıldığımızı biliriz. Allah çok bağışlayandır, çok merhametlidir.
Muhammed Celal Şems Ey Peygamber! Şüphesiz mehirlerini verdiğin hanımlarını, Allah’ın sana ganimet olarak verdiği ve sağ elinin sahip bulunduğu kadınları, seninle birlikte hicret eden amcanın kızlarını, halanın kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helâl kıldık. (Ayrıca) mümin bir kadın kendini Peygamber’e karşılıksız sunarsa, Peygamber (de) kendisiyle evlenmek isterse, (onu da sana helâl kıldık.) Bu (emir) yalnız senin içindir ve (öteki) müminler için değildir. Biz onlara, hanımları ve sağ ellerinin sahip bulundukları hakkında neler farz kıldığımızı biliriz. Senin gereksiz sıkıntıya düşmemen için, (bu meseleleri açıkladık.) Allah, sonsuz bağışlayan ve rahmet edendir.
Muhammed Esed Ey Peygamber! Mehirlerini verdiğin eşlerini ve Allah'ın sana bahşettiği savaş esirleri arasından sağ elinin altında bulunanları sana helal kıldık. Ve seninle birlikte (Yesrib'e) göç etmiş olan amcalarının ve halalarının kızlarını, dayılarının ve teyzelerinin kızlarını; ve kendilerini Peygamber'e özgür iradeleriyle teklif eden, Peygamber'in de almak istediği mümin kadınları (da sana helal kıldık): (bu sonuncusu) yalnız sana özgü bir imtiyazdır, öteki müminler için değil, (zaten) onlara eşleri ve sağ ellerinin altında bulunanlar konusunda yapmaları gerekeni bildirdik. (Ve) artık sen (gereksiz) bir endişeye kapılmamalısın, şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, rahmet kaynağıdır.
Mustafa Çevik 50-51 Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah’ın savaşlarda ganimet olarak bahşettiği cariyeleri nikâhlayıp evlenmeyi helal kıldık. Seninle birlikte hicret eden amcanın, halanın, dayının ve teyzenin kızları ile de evlenmene izin verdik, ayrıca mehir talep etmeksizin sana eş olmayı isteyen ve senin de evlenmeyi kabul ettiğin mü’min kadınları da yalnız sana mahsus bir hüküm olarak helal kıldık ki, mehir konusunda bir zorluk yaşamayasın. Biz diğer mü’minlerin eşleri ve cariyeler hakkındaki hükümleri daha önce bildirmiştik. Allah mü’minlere karşı çok merhametli ve şefkatlidir. Ey Peygamber! Eşlerinden dilediğinden bir süre uzak kalabilir, dilediğinle de birlikte olabilirsin. Dilersen seninle birlikte olma sıralarını da değiştirebilirsin, dilediğin zamanda bir süre ayrı kaldığın eşinle birlikte olmanda bir sakınca yoktur. Böyle davranman hem seninle birlikte olduklarında mutlu olmalarına hem de uzak kaldığında üzülmemelerine sebep olur; bu, kendilerine ayırdığın zamana da razı olmaları bakımından daha uygundur. Allah her şeyin gizlisini, açığını ve en doğrusunu bilir.
Mustafa İslamoğlu Sen ey Peygamber! Biz sana mehir bedellerini verdiğin eşlerini; savaş esirleri arasından sağ elinin altında bulunan kimseleri; seninle birlikte göç etmiş bulunan amca ve hala kızlarını, dayı ve teyze kızlarını; ve kendilerini Peygamber'e (mehir bedeli istemeksizin) sunan ve peygamberin de kendilerini nikahlamayı kabul ettiği mü'min kadınları -ki bu yalnızca sana hastır, diğer mü'minler için değildir- helal kıldık. Doğrusu onlara eşleri ve sağ elleri altında bulunanlar konusundaki talimatlarımızı bilmekteyiz; ne ki bununla amaçlanan, senin zor durumda kalmamandır: zaten Allah tarifsiz bir bağışlayıcıdır, eşsiz bir merhamet kaynağıdır.
Ömer Nasuhi Bilmen Ey Peygamber! Şüphe yok ki, Biz sana helâl kıldık, mehirlerini verdiğin zevcelerini ve Allah'ın sana ganîmet olarak verdiğinden mülk-i yeminin olan cariyeleri ve seninle beraber hicret etmiş bir amcan kızlarını ve hâlan kızlarını ve dayın kızlarını ve teyzen kızlarını ve bir de imân etmiş bir kadın, eğer nefsini peygambere bağışlarsa peygamber de onu taht-ı nikâhına almak isterse o da sâir mü'minlere değil (ey Peygamber) sana mahsus olmak üzere helâl kılınmıştır. Onların (diğer mü'minlerin) üzerine zevceleri ve sağ ellerinin malik olduğu (cariyeleri) hakkında ne farzetmiş olduğumuzu elbette bilmişizdir. Sana bu böyle bir âile teşkilini helâl kıldık, tâ ki senin üzerine bir darlık olmasın. Ve Allah yarlığayıcı, bağışlayıcıdır.
Ömer Öngüt Ey Peygamber! Şüphesiz ki biz mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan câriyeleri, seninle beraber hicret eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını, teyzelerinin kızlarını sana helâl kıldık. Bir de Peygamber kendisiyle evlenmek istediği takdirde, kendisini Peygamber'e hibe eden mümin kadını, diğer müminlere değil sadece sana mahsus olmak üzere helâl kıldık. Biz hanımları ve ellerinin altında bulunan câriyeleri hakkında müminlere neyi farz kıldığımızı biliriz. Ki, sana herhangi bir zorluk olmasın. Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
Şaban Piriş -Ey peygamber, mehirlerini ödediğin eşlerini, Allah’ın sana ganimet olarak verdiği cariyeleri, seninle birlikte hicret eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını, teyzelerinin kızlarını, bir de mü’min bir kadın kendisini peygambere hibe ederse, peygamber de onu nikahlamak isterse, bunu diğer müminlere değil sadece sana mahsus olmak üzere helal kıldık. Onlara, eşleri ve cariyeleri hakkında neleri farz kıldığımızı biliyoruz. Sana bir sıkıntı vermemesi için böyle yaptık. Allah bağışlayıcıdır, merhametlidir.
Sadık Türkmen EY NEBİ! Biz sana, mehirlerini (evlilik hediyelerini) verdiğin eşlerini, savaş esirlerinden, himayende bulunan (evli olmayan veya boşanmış) kadınları; seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helâl kıldık. Ayrıca; diğer müminlere değil de sana özgü olmak üzere, mehirsiz olarak Nebi ile evlenmek isteyen, Nebi’nin de kendisini kabul edeceği, herhangi bir mümin kadını da!.. Müminlere eşleri ve kendilerine sığınmış yabancı kadınlar hakkında, farz kıldığımız şeyleri/ne söylediğimizi elbette bilmekteyiz. Bütün bunlar, sana herhangi bir zorluk olmaması içindir. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
Seyyid Kutub Ey Peygamber! Mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiği cariyelerini, seninle beraber hicret eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını, teyzelerinin kızlarını ve peygamber nikahlamayı dilediği takdirde mü'minlerden ayrı sırf sana mahsus olmak üzere, kendisinin mehrini Peygambere hibe eden mü'min kadını almanı helal kılmışızdır. Biz zorluğa uğramaman için mü'minlerin eşleri ve cariyeleri hakkında onların üzerine neyi farz kılmış olduğumuzu bildirmiştik. Allah bağışlayandır, merhamet edendir.
Suat Yıldırım Ey Peygamber! Biz, şu gruplara dahil kadınları sana helâl kıldık: Mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah’ın sana harp esîri olarak verdiği cariyeleri, seninle beraber hicret eden amcan kızlarını, halan kızlarını, dayın ve teyzen kızlarını, bir de mehir istemeksizin kendisini Peygambere hibe eden ve Peygamberin de kendisini nikâhlamak istediği mümin kadını, diğer müminlere değil, sadece sana mahsus olmak üzere helâl kıldık. Bizim, müminlerin eşleri ve ellerinin altındaki cariyeler hakkında gerekli kıldığımız mehir gibi hususlar, zaten malumumuz olup onları bildirmiştik. Hibe yoluyla mehirsiz evlenmeyi sana mahsus kılmamız, nikâh konusunda senin için bir güçlük olmaması içindir. Allah gafurdur, rahîmdir (çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur).
Süleyman Ateş Ey peygamber, biz, ücretlerini (mehirlerini) verdiğin eşlerini; Allâh'ın sana ganimet olarak verdiğ(i savaş esir)lerinden elinin altında bulunan (câriye)leri; amcanın, halalarının, dayının ve teyzelerinin seninle beraber göç eden kızlarını sana helâl kaldık. Bir de kendisini (mehirsiz olarak) peygambere hibe eden ve peygamberin de kendisini almak dilediği inanmış kadını, diğer mü'minlere değil, sırf sana mahsus olmak üzere (helâl kıldık). Biz, eşleri ve ellerinin altında bulunan (câriye)leri hakkında mü'minlere yapmalarını gerekli kıldığımız şeyi bil(dir)dik. (Onların bu hususta ne yapması lâzım geldiğini de daha önce açıkladık) ki, sana bir zorluk olmasın, (sen bir sıkıntıya, güç bir duruma düşmeyesin). Allâh çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
Süleymaniye Vakfı Ey Nebi! (Şu sayılanları) özel olarak sana helal kıldık: Mehirlerini verdiğin eşlerini[1*], Allah'ın sana fey olarak verdiğinden hâkimiyetin altında olanı[2*], seninle beraber hicret eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını, teyzelerinin kızlarını[3*] ve eğer nikâhlamak istersen kendini sana[4*] hibe eden kadını[5*], diğer müminlere değil, sadece sana helal kıldık. Müminlerin eşleri ve yönetimleri altındaki esirlerle ilgili hangi hükümleri koyduğumuzu elbette biliyoruz. Bütün bunlar sana bir sıkıntı olmasın diyedir. Çünkü Allah bağışlar, ikramı boldur.

[1*] Tevrat ve İncil, bir sınırlama yapmadan çok eşliliği kabul ettiği gibi Cahiliye dönemi Arapları da kabul ederlerdi. Evliliği dört kadınla sınırlayan Nisa 3. ayet indiğinde Nebîmiz’in dokuz eşi vardı. Bu âyet, eşlerini tutma iznini sadece ona verince dörtten fazla eşi olanlardan, eş sayısını dörde indirmeleri istendi. On eşi olan Gaylan b. SeIeme onlardandı. (Tirmizi, Nikah, 33, hadis no:1047)

[2*] Fey, savaşmadan elde edilen, ganimet ise savaş sonucu elde edilene şeylere denir. Fey ile ilgili âyet şudur: “Allah'ın, o kentlerin halkından alıp Elçisine fey olarak verdiği şeyler; Allah için, elçisi ve yakınları için, yetimler, çaresizler ve yolda kalmışlar içindir. Böylece onlar, içinizden zenginler arasında dolaşan bir servet haline gelmez.” (Haşr 59/7)

Ganimetlerle ilgili âyet de şudur: “Eğer Allah’a ve inanıp güveniyor, doğru ile yanlışın ayrıldığı o gün, yani o iki ordunun çarpıştığı gün, kulumuza indirdiğimize de inanıyorsanız, bilin ki aldığınız her ganimetin beşte biri Allah’ın, elçisinin, elçinin en yakınlarının, yetimlerin, çaresizlerin ve yolcunundur. Her şeye bir ölçü koyan Allah’tır.” (Enfal 8/41)

Ganimetin 4/5’i savaşçılara verilir ama feyde savaşçıların payı yoktur. Bu. âyet, Bizans’ın Mısır genel valisi.Mukavkıs tarafından Nebîmize hediye edilen Mâriye’nin ona helal olduğunu bildirmektedir. Bu hüküm ona özeldir, diğer müminlerin böyle bir hakkı yoktur.

Savaş sonucu elde edilen esir kadınlarla nikahsız birliktelik mümkün değildir (Nur 24/32-33). Esirler ya fidye karşılığı veya karşılıksız serbest bırakılırlar (Muhammed 47/4) Gelenekte fey’e ganimet anlamı verilerek bir çarpıtma yapılmış ve bu âyet, cariyelerin cinselliğinden yararlanma suçuna alet edilmiştir. Bu, ne büyük bir iftiradır!

[3* Müminlerin; amca, hala, dayı ve teyze kızlarıyla evlenmeleri için birlikte hicret şartı yoktur.]

[4*] Bu âyette iltifat vardır, Meal, bu sanat yok sayılarak verilmiştir. Ayrıntı için bkz. 8. âyetin dipnotu.

[5*] Mehir almadan evlenmek isteyen kadın da sadece Nebîmize helaldir. Bir mümin erkek, bir kadınla mehirsiz evlense evlilik geçerli olur ama ona denk bir kadının mehri kadar mehir vermesi gerekir. Böyle bir eşi, ilişkiye girmeden boşayan da ona mal vermek zorundadır (Bkz. Bakara 236).

Tefhim-ul Kuran Ey Peygamber! Gerçekten biz sana ücretlerini (mehirlerini) verdiğin eşlerini ve Allah'ın sana ganimet olarak verdikleri (savaş esirleri)nden elinin altında bulunan cariyeleri, amcanın, halalarının ve teyzelerinin seninle beraber hicret eden kızlarını, bir de Peygamber'e kendisini hibe eden ve Peygamberin de kendisini almak istediği inanmış kadınları sana helâl kıldık. Bu diğer müminlere değil, sadece sana mahsus bir ayrıcalıktır. Biz eşleri ve ellerinin altında bulunan cariyeleri hakkında müminlere ne farz kıldığımızı biliyoruz. (Seni bu hususta istisna ettik) ki senin için hiçbir darlık olmasın, Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
Ümit Şimşek Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin hanımlarını, Allah'ın sana ganimet olarak verdiği cariyeleri, seninle beraber hicret eden amca kızlarını, hala kızlarını, dayı kızlarını ve teyze kızlarını helâl kıldık. Mehir istemeksizin kendisini Peygambere hibe eden mü'min kadınları da, eğer Peygamber onları nikâhlamak istiyorsa, diğer mü'minlerden farklı olarak yalnız sana helâl kıldık. Biz mü'minlere hanımları ve ellerinin altındaki cariyeleri hakkında farz kıldığımız şeyleri bilerek takdir etmiş bulunuyoruz. Bütün bunlar, senin gönlüne bir darlık gelmesin diyedir. Allah ise çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.
Yaşar Nuri Öztürk Ey Peygamber! Biz sana şu hanımları helal kıldık: Mehirlerini verdiğin eşlerin, Allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunanlar, amcalarının, halalarının, dayılarının, teyzelerinin kızlarından seninle birlikte hicret edenler. Peygamber kendisiyle evlenmek istediğinde, kendisini Peygamber'e hibe eden mümin bir kadını da öteki müminlere değil, yalnız sana özgü olmak üzere helal kıldık. Onlara eşleri ve elleri altındakiler hakkında neler farz kıldığımızı biz biliriz. Sana bir zorluk olmasın diyedir bu... Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.

Bir sureye/ayete tıkladığınızda mealler ilk başta yazar ismine göre alfabetik olarak sıralanır. Yazar isminin solundaki kutucuğu yukarı/aşağı taşıyarak sıralamayı istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Tarayıcınızın çerezlerini silmediğiniz sürece tercihiniz daha sonraki ziyaretlerinizde hatırlanacaktır. Ayrıca bir yazarın ismine sağ tıklayarak bu yazarın mealinin en üstte veya en altta görünmesini de sağlayabilirsiniz.