26 - Şu’arâ suresi 58. âyet meali

Furkân suresi 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 Sonraki Tümü Neml suresi
وَكُنُوزٍ وَمَقَامٍ كَرِيمٍ
Ve kunûzin ve makâmin kerîm(kerîmin).
  
ve kunûzin ve hazineler
ve makâmin ve makamlar
kerîmin kerim, bol, çok çeşit, çeşit çeşit
   
Abdulbaki Gölpınarlı Ve defînelerden ve güzelim yerlerden ettik.
Abdullah Parlıyan hazine ve yüce makamlarından, seferberlik için çıkarıp yollara düşürdük.
Adem Uğur Hazinelerden ve değerli bir yerlerden.
Ahmed Hulusi Hazinelerden, zenginliklerden!
Ahmet Tekin Hazinelerden, şerefli, yüksek makamlardan ayırdık.
Ahmet Varol Hazinelerden ve üstün makamdan da.
Ali Bulaç Hazinelerden ve soylu makam(lar)dan da.
Ali Fikri Yavuz Hazinelerden ve şerefli makamlardan...
Ali Ünal Onca hazinelerden, servetlerden, kendilerince çok değerli o yüksek makam ve mevkilerden de.
Bayraktar Bayraklı (57-60) Bunun üzerine Firavun'un adamlarını bahçelerden, pınar başlarından, hazinelerden ve şerefli makamlardan çıkardık. Böylece onlara İsrâiloğulları'nı mirasçı kıldık. Ancak Firavun'un adamları, güneş doğarken İsrâiloğulları'nın ardına düştüler.
Bekir Sadak (57-59) Ama biz Firavun ve adamlarini bahcelerden, pinar baslarindan, hazinelerden ve serefli makamlardan cikardik. Boylece oralara Israilogullarini mirasci kildik.
Celal Yıldırım (57-58) Bununla beraber biz Fir'avn ve askerlerini bahçelerinden, pınarlarından, hazine ve yüce-şerefli makamlardan çıkardık.
Cemal Külünkoğlu (57-59) Biz de onları (Firavun ve kavmini Mısır'daki) bahçelerden ve pınarlardan sürüp çıkardık. Ve hazinelerden ve güzelim yerlerden ettik. İşte böylece, İsrailoğullarını onlara mirasçı kıldık.
Diyanet İşleri (eski) (57-59) Ama biz Firavun ve adamlarını bahçelerden, pınar başlarından, hazinelerden ve şerefli makamlardan çıkardık. Böylece oralara İsrailoğullarını mirasçı kıldık.
Diyanet Vakfi (57-58) Ama (sonunda) biz onları (Firavun ve kavmini), bahçelerden, pınarlardan, hazinelerden ve değerli bir yerden çıkardık.
Edip Yüksel Hazinelerden, yüksek makamlardan…
Elmalılı Hamdi Yazır Hazinelerden, ve dilrubâ makamlardan çıkardık
Erhan Aktaş Ve hazinelerden ve kerim1 makamlardan.

1- Saygın, ikram edilmiş, şerefli, bolluklu.
Gültekin Onan Hazinelerden ve soylu makam(lar)dan da.
Hakkı Yılmaz (57-59) Sonunda Biz, Firavun ve toplumunu bahçelerden, pınarlardan, hazinelerden ve şerefli makamdan çıkardık. İşte böyle! Ve sonra onlara İsrâîloğulları'nı mirasçı/son sahip yaptık.
Harun Yıldırım Hazinelerden ve değerli bir yerlerden.
Hasan Basri Çantay (57-58) Bu suretle onları bostanlardan, akar sulardan, hazînelerden ve şerefli makam (lar) dan çıkardık.
Hayrat Neşriyat (57-58) Böylelikle (İsrâiloğullarının peşine düşürerek) onları bahçelerden, pınarlardan, hazînelerden ve güzel yerlerden çıkardık.
İbni Kesir Hazinelerden ve şerefli makamlardan.
İskender Evrenosoğlu Ve hazinelerden ve kerim (ikram edilmiş, yüksek) makamlardan (çıkardık).
İstanbul Kuran Araştırmaları Grubu Hazinelerinden, yüksek makamlardan da
Kadri Çelik Hazinelerden ve yüce makamdan da.
Mehmet Ali Eroğlu (57-58) Akabinde onları bahçeler çeşmeler, hazineler ve soylu makamlarından çıkarmışızdır.
Mehmet Okuyan 57-58 Onları (Firavun ve halkını) bahçeler(in)den, (su) kaynaklarından, hazinelerden ve değerli makamlardan çıkarmıştık.
Muhammed Celal Şems (57-58) Böylece Biz onları, bahçeleri, pınarları ve hazineleri olan şerefli bir yerden çıkardık.
Muhammed Esed zenginlikler(in)den, nüfuz ve statülerinden (yoksun bıraktık)!" diyerek (onları İsrailoğulları'na karşı harekete geçirdi).
Mustafa Çevik 57-59 İşte bu kibirleri ve Allah’ın daveti hayat nizamına karşı takındıkları müşrik ve kâfirce tavırlarından dolayı, onları sahip olduklarını zannettikleri has bahçelerinden, pınar başlarından, mallarından, mülklerinden ve makamlarından çekip çıkarıp, mahrum ettik. Ardından da İsrailoğullarına Firavun’un kavminin sahip olduklarından daha fazlasını bahşettik.
Mustafa İslamoğlu servetlerinden, eyvan ve çardaklarından...
Ömer Nasuhi Bilmen (58-59) «Ve hazinelerden ve pürnîmet bir makamdan (mahrum bıraktık).» İşte böyle oldu ve bunları (bu nîmetleri) İsrailoğullarına miras kıldık.
Ömer Öngüt Hazinelerden ve şerefli makamlardan.
Şaban Piriş Hazinelerden ve şerefli makamlardan...
Sadık Türkmen hazinelerden ve verimli yerden!
Seyyid Kutub Hazinelerden ve konforlu köşklerden de.
Suat Yıldırım (57-58) Ama neticede Biz onları bahçelerinden ve pınarlarından, hazinelerinden, servetlerinden ve kendilerince çok değerli makam ve mevkilerinden çıkardık.
Süleyman Ateş Hazineler(in)den ve o güzel yer(lerin)den.
Süleymaniye Vakfı Hazinelerden ve değerli ikametgâhlardan da.
Tefhim-ul Kuran Hazinelerden ve soylu makam(lar) dan da.
Ümit Şimşek Hazinelerinden ve şerefli mevkilerinden.
Yaşar Nuri Öztürk Hazinelerinden, mutlu kutlu yerlerinden ettik.

Bir sureye/ayete tıkladığınızda mealler ilk başta yazar ismine göre alfabetik olarak sıralanır. Yazar isminin solundaki kutucuğu yukarı/aşağı taşıyarak sıralamayı istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Tarayıcınızın çerezlerini silmediğiniz sürece tercihiniz daha sonraki ziyaretlerinizde hatırlanacaktır. Ayrıca bir yazarın ismine sağ tıklayarak bu yazarın mealinin en üstte veya en altta görünmesini de sağlayabilirsiniz.