26 - Şu’arâ suresi 33. âyet meali

Furkân suresi 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 Sonraki Tümü Neml suresi
وَنَزَعَ يَدَهُ فَإِذَا هِيَ بَيْضَاء لِلنَّاظِرِينَ
Ve nezea yedehu fe izâ hiye beydâu lin nâzırîn(nâzırîne).
  
ve nezea ve çıkardı
yede-hu elini
fe izâ sonra, daha sonra ...olduğu zaman
hiye o
beydâu beyaz
li en nâzırîne görenlere, bakanlara
   
Abdulbaki Gölpınarlı Elini koynundan çıkardı, derhal bakanlara parıl parıl parlayan bembeyaz bir el göründü.
Abdullah Parlıyan Ve elini koynundan çıkardı, bir de ne görsünler, bakanlar için bembeyaz ışık saçan bir lamba gibi oluvermiş.
Adem Uğur Elini de (koynundan) çıkardı; o da seyredenlere bembeyaz görünen (nur saçan bir şey oluvermiş)!
Ahmed Hulusi (Musa) elini çekip çıkardı (gömleğinden), bakanlar bembeyaz gördü!
Ahmet Tekin Elini koynundan çıkardı. Bir de ne görsünler! Bakanlara bembeyaz, ışıl ışıl göründü.
Ahmet Varol Ardından elini çıkardı. O da bakanlara bembeyaz görünüverdi.
Ali Bulaç Elini de çekip çıkardı, bir de (ne görsün) o, bakanlar için 'parlayıp aydınlanıvermiş'.
Ali Fikri Yavuz Bir de elini çekti çıkardı; o da, bakanlara bembeyaz (nur saçan bir el) kesiliverdi.
Ali Ünal Bir de, sağ elini koynundan çıkarıverdi ki, bakanların gözlerini kamaştıracak derecede parlak mı parlak!
Bayraktar Bayraklı Elini de koynundan çıkardı, bir de ne görsünler; bembeyaz olmuş.
Bekir Sadak Elini cikardi, bakanlara bembeyaz gorundu. *
Celal Yıldırım Ve elini çekip çıkardı derken o durup bakanlara (pırıl pırıl ışık veren) bembeyaz (bir görünüme büründü).
Cemal Külünkoğlu Ve elini (koynundan) çekip çıkardı ki bakanların gözlerini kamaştıracak kadar bembeyaz (olmuş)!
Diyanet İşleri (eski) Elini çıkardı, bakanlara bembeyaz göründü.
Diyanet Vakfi Elini de (koynundan) çıkardı; o da seyredenlere bembeyaz görünen (nur saçan bir şey oluvermiş)!
Edip Yüksel Elini çıkarınca bakanlara bembeyaz görünüverdi.
Elmalılı Hamdi Yazır Bir de elini çekti çıkardı, o da bakanlara bembeyaz oluverdi
Erhan Aktaş Ve elini çıkardı. Bakanlar ne görsün; beyaz bir el.
Gültekin Onan Elini de çekip çıkardı, bir de (ne görsün) o, bakanlar için 'parlayıp aydınlanıvermiş'.
Hakkı Yılmaz Gücünü de çekti çıkardı; bir de bakmışsın ki o güç, izleyenlere çok mükemmel, hiç kusursuzdur. 161
Harun Yıldırım Elini de çıkardı; o da seyredenlere bembeyaz görünen!
Hasan Basri Çantay Elini de çekib çıkardı. Bir de (ne görsünler) bu, temâşâ edenler için bembeyaz (ve nuur saçan bir el) dir.
Hayrat Neşriyat Ve elini (koynundan) çıkardı; bir de gördüler ki o, bakanlara bembeyaz (parlayan, ışık saçan bir el)dir.
İbni Kesir Elini çıkardı, bir de ne görsün; bakanlara bembeyazdır.
İskender Evrenosoğlu Ve elini çıkardı. İşte o zaman onu seyredenler için o, bembeyaz (nurlu) oldu.
Kadri Çelik Elini de çekip çıkardı, (bir de ne görsün) bakanlara bembeyaz oluverdi.
Mehmet Ali Eroğlu Üstüne üstlük elini de koynundan çıkardı, parıl parıl parlayan bir lamba oluvermiştir.
Mehmet Okuyan Elini de (koynundan) çıkarmıştı. Bir de ne görsünler, o (eli) bakanlara bembeyaz (görünmüştü).
Muhammed Celal Şems Elini çıkardığında (ise,) o bakanlara bembeyaz (göründü.) B. 3
Muhammed Esed Sonra elini ortaya çıkardı; bakanlar ne görsünler, bembeyazdı.
Mustafa Çevik 29-33 Bunları duydukça daha çok hiddetlenen Firavun Musa’ya dönüp, “Benden başkasını Rab ve ilah olarak kabul etmekte ısrar edersen, andolsun seni zindana atar, orada çürütürüm.” diyerek tehditler savurmaya başladı.
Musa bu defa Firavun’a, “Peki, ben sana Peygamber olduğumu, Allah’ın bana lütfettiği mucizelerle ortaya koyarsam, o zaman da mı kabul etmeyeceksin?” diye sordu. Firavun da ona: “Haydi söylediklerin doğru ise göster bakalım şu mucize delillerini.” dedi. Bunun üzerine de Musa asasını yere bıraktı ve asa birdenbire koca bir yılan oluverdi. Ardından da elini koynuna sokup çıkarınca, eli bakanların gözünü kamaştıran bir ışık kaynağına dönüşüverdi.
Mustafa İslamoğlu Ve elini çıkardı, fakat o da ne, bu bakanların (gözünü kamaştıran) bir beyazlık!
Ömer Nasuhi Bilmen Ve elini çekip çıkardı. Hemen o, nazar edenlere karşı bembeyaz (kesilmiş) idi.
Ömer Öngüt Bir de elini çıkardı, bakanlara parıl parıl parlayan bir şey oluverdi.
Şaban Piriş Elini çekip çıkardı o da bakanlara bembeyaz oluverdi.
Sadık Türkmen Elini çıkardı, bir de ne görsünler; o, bakanlar için bembeyaz bir şey!
Seyyid Kutub Ve elini yeninin altından çıkardı; bakanlar, onun ak bir parıltı saçtığını gördüler.
Suat Yıldırım Bir de elini koynundan çıkardı ki bakanların gözlerini kamaştıracak kadar parlak mı parlak!
Süleyman Ateş Elini (koltuğunun altından) çıkardı; o da, bakanlara parıl parıl parlayan bir şey oluverdi.
Süleymaniye Vakfı Elini çıkardı; bakanlar için bembeyaz oluverdi.
Tefhim-ul Kuran Elini de çekip çıkardı, bir de (ne görsün) o, bakanlar için 'parlayıp aydınlanıvermiş.'
Ümit Şimşek Elini çıkardı; o da bakanların gözlerini alan bir beyazlıktı.
Yaşar Nuri Öztürk Elini çıkardı, o da anında seyredenler önünde bembeyaz kesildi.

Bir sureye/ayete tıkladığınızda mealler ilk başta yazar ismine göre alfabetik olarak sıralanır. Yazar isminin solundaki kutucuğu yukarı/aşağı taşıyarak sıralamayı istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Tarayıcınızın çerezlerini silmediğiniz sürece tercihiniz daha sonraki ziyaretlerinizde hatırlanacaktır. Ayrıca bir yazarın ismine sağ tıklayarak bu yazarın mealinin en üstte veya en altta görünmesini de sağlayabilirsiniz.