23 - Mü’minûn suresi 46. âyet meali

إِلَى فِرْعَوْنَ وَمَلَئِهِ فَاسْتَكْبَرُوا وَكَانُوا قَوْمًا عَالِينَ
İlâ fir’avne ve meleihî festekberû ve kânû kavmen âlîn(âlîne).
  
ilâ fir'avne firavuna
ve melei-hî ve onun ileri gelenleri, halk
festekberû (fe istekberû) fakat kibirlendiler
ve kânû ve oldular
kavmen kavim, topluluk
âlîne âlîn olanlar, üstün gelmeye çalışanlar
   
Abdulbaki Gölpınarlı Firavun'a ve kavminin ileri gelenlerine, ululanmak istediler ve kibirli bir topluluktu onlar.
Abdullah Parlıyan Firavun ve onun seçkinler çevresine gönderdik. Fakat bunlar büyüklük tasladılar. Zaten oldum olası, kendilerini büyük gören bir toplumdu bunlar.
Adem Uğur Firavun'a ve ileri gelenlerine de (gönderdik). Onlar ise kibire kapıldılar ve ululuk taslayan bir kavim oldular.
Ahmed Hulusi Firavun'a ve onun ileri gelenlerine. . . Sadece kibirlilik tasladılar ve baş eğmeyen bir topluluk oldular.
Ahmet Tekin Firavun’a, devlet büyüklerine ve kodamanlarına gönderdik. Onlar gurura kapılmışlar, zorbalık etmişlerdi. Diktatörlük taslayan zorba bir kavim idiler.
Ahmet Varol Firavun'a ve ileri gelenlerine. Ancak onlar büyüklendiler. Onlar üstünlük taslayan bir topluluktu.
Ali Bulaç Firavun'a ve ileri gelen çevresine; fakat onlar büyüklendiler. Onlar, 'büyüklenen, zorba' bir topluluktu.
Ali Fikri Yavuz (45-46) Sonra Mûsa ile kardeşi Harûn’u, mucizelerimizle ve açık bir hüccetle, Firavun’a ve onun ileri gelenlerine gönderdik de bunlar, (iman etmeyi) kibirlerine yediremediler. Onlar büyüklenen bir kavimdiler.
Ali Ünal Firavun’a ve ileri gelen yetkililerine; fakat onlar büyüklendiler, hakkı kabûl etmeyi kibirlerine yediremediler ve zaten kendilerini pek üstün gören bir zümre olduklarını ortaya koydular.
Bayraktar Bayraklı (45-46) Sonra Mûsâ ve kardeşi Hârûn'u, Firavun ve ileri gelenlerine âyetlerimizle ve kesin delillerimizle gönderdik. Kibirlendiler ve zaten büyüklük taslayan bir topluluktular.
Bekir Sadak (45-46) Sonra Musa ve kardesi Harun'u, Firavun ve erkanina mucizelerimiz ve apacik delille gonderdik. Buyukluk tasladilar. Zaten magrur bir topluluktular.
Celal Yıldırım (45-46) Sonra da Musâ ile kardeşi Harun'u, Fir'avn'a ve onun yandaşlarına mu'cizelerle ve çok açık belge ve delillerle gönderdik. Onlar ise büyüklük tasladılar. Zaten dik başlı, kendilerini çok yükseklerde gören bir milletti.
Cemal Külünkoğlu (45-46) Sonra Musa ve (kardeşi) Harun'u ayetlerimizle ve apaçık bir delille Firavun ile kodamanlarına gönderdik. Fakat onlar iman etmeyi kibirlerine yediremediler. Zaten onlar büyüklük taslayan bir zümre idi.
Diyanet İşleri (eski) (45-46) Sonra Musa ve kardeşi Harun'u, Firavun ve erkanına mucizelerimiz ve apaçık delille gönderdik. Büyüklük tasladılar. Zaten mağrur bir topluluktular.
Diyanet Vakfi (45-46) Sonra âyetlerimizle ve apaçık bir fermanla Musa ve kardeşi Harun'u Firavun'a ve ileri gelenlerine gönderdik. Onlar ise kibire kapıldılar ve ululuk taslayan bir kavim oldular.
Edip Yüksel Firavun ve ileri gelen takımına… Ancak onlar büyüklendiler. Onlar küstah bir topluluk olmuştu.
Elmalılı Hamdi Yazır Fir'avna ve cem'ıyyetine de bunlar kibirlerine yediremediler ve dik başlı bir kavm idiler
Erhan Aktaş Firavun ve melelerine1. Ancak onlar kibirlendiler. Büyüklük taslayan bir toplum oldular.

1- Toplumun ileri gelenleri. Güç ve imtiyaz sahibi seçkinleri.
Gültekin Onan Firavun'a ve ileri gelen çevresine; fakat onlar büyüklendiler. Onlar, 'büyüklenen, zorba' bir topluluktu.
Hakkı Yılmaz (45,46) Sonra da Mûsâ ve kardeşi Hârûn'u âyetlerimizle/ alâmetlerimizle/ göstergelerimizle ve apaçık bir güç ile Firavun'a ve ileri gelenlerine gönderdik/elçi yaptık. Bunun üzerine kendilerinin büyüklüğüne inandılar ve ululuk taslayan bir toplum oldular.
Harun Yıldırım Firavun'a ve ileri gelenlerine de. Onlar ise kibire kapıldılar ve ululuk taslayan bir kavim oldular.
Hasan Basri Çantay (45-46) Daha sonra Musâyi ve biraderi Hârunu bunca mucizelerimizle ve apaçık hüccetimizle Fir'avne ve onun ileri gelenlerine gönderdik de (îman etmeyi bir türlü) kibirlerine yediremediler. Onlar mütekebbir ve müstebid adamlardı.
Hayrat Neşriyat (45-46) Sonra Mûsâ’yı ve kardeşi Hârûn’u, âyetlerimizle ve apaçık bir delil ile Fir'avun’a ve onun ileri gelenlerine gönderdik, fakat (onlar) kibirlendiler; zâten büyüklük taslayan bir kavim idiler.
İbni Kesir Firavun'a ve erkanına. Bunun üzerine büyüklük tasladılar. Zaten mağrur bir topluluktular.
İskender Evrenosoğlu (Hz. Musa'yı ve Hz. Harun'u), firavun ve onun ileri gelenlerine (gönderdik). Fakat onlar, kibirlendiler (büyüklendiler). Ve âlîn (mağrur, zorba) bir kavim oldular.
Kadri Çelik Firavun'a ve ileri gelen çevresine (gönderdik); fakat onlar büyüklendiler. Onlar zaten ululuk taslayan bir topluluktu.
Mehmet Ali Eroğlu Ululandılar, Firavun ve ileri gelenleri. Zaten mağrur kavimdi. (Geldiklerinde onlar)
Mehmet Okuyan 45-46 Sonra Musa’yı ve kardeşi Harun’u ayetlerimizle ve apaçık bir delille Firavun ve yöneticilerine göndermiştik. Fakat onlar, kibirlenmiş ve yücelik taslayan bir toplum olmuşlardı.
Muhammed Celal Şems (45-46) (Bundan) sonra Musa ile kardeşi Harun’u, mucizelerimiz ve apaçık üstünlükle Firavun ve onun ileri gelenlerine gönderdik. Ancak onlar kibirlendiler. Onlar, (zaten) başkaldıran bir kavimdi.
Muhammed Esed Firavun ve onun seçkinler çevresine gönderdik; fakat bunlar büyüklük tasladılar; zaten (oldum olası) kendilerini büyük gören bir toplumdu bunlar.
Mustafa Çevik 45-50 Musa ve Harun’u da apaçık mesajlarımız olan âyetlerimiz ve peygamberlik delilleri ile Firavun ve kavminin ileri gelenlerine gönderdik. Fakat onlar kibirlenip, davete uymayı reddettiler, ayrıca Musa ve Harun’u yalancılıkla suçlayıp, şöyle dediler: “Soydaşları bizim kölelerimiz olan, bizim gibi iki ölümlü insanın dediklerine mi inanıp, bunca yıldır devam eden inancımızı, nizam ve ahlakımızı değiştireceğiz? Bu olacak iş değil.” Bu nankörlük ve böbürlenmeleri sebebi ile helak edilenler arasında onlar da yerlerini aldılar. Hâlbuki Biz, doğru yola girsinler diye onlara kitap da göndermiştik. Meryem oğlu İsa’yı ve annesini de Allah’ın ilmi ve kudretinin, birer belgesi kıldık, her ikisini de yüksek bir makama yerleştirip cenneti kazanmanın yol göstericisi rehberler yaptık.
Mustafa İslamoğlu Firavun ve onun önde gelen çevresine gönderdik; çünkü onlar büyüklük taslamıştılar; zaten öteden beri hep tepeden bakan bir güruhtular.
Ömer Nasuhi Bilmen Fir'avun'a ve onun kavmine. Onlar ise ululandılar ve kendilerini yüksek görür bir kavim oldular.
Ömer Öngüt Firavun'a ve ileri gelenlerine. Bunun üzerine büyüklük tasladılar ve kibirli bir kavim oldular.
Şaban Piriş Firavun’a ve çevresine. Ama onlar, büyüklendiler, zaten mağrur bir kavim idiler.
Sadık Türkmen Firavun’a ve ileri gelen adamlarına! Onlar büyüklük tasladılar. Zaten böbürlenen bir topluluk idiler!
Seyyid Kutub Firavun ile onun önde gelen adamlarına. Fakat onlar büyüklük kompleksine kapılarak iman etmeye yanaşmadılar. Zaten onlar kendilerini beğenmiş kimselerdi.
Suat Yıldırım (45-46) Sonra da Mûsa ile kardeşi Hârun’u âyetlerimizle ve apaçık delille Firavun ile ileri gelen yardımcılarına gönderdik. Onlar da hakkı kabulden kibirlendiler. Zaten onlar kendilerini çok büyük gören bir zümre idi.
Süleyman Ateş Fir'avn'e ve ileri gelen adamlarına. Onlar büyüklük tasladılar ve böbürlenen bir topluluk oldular.
Süleymaniye Vakfı Firavun’a ve onun ileri gelenlerine gönderdik. Hemen kendilerini büyük göstermeye çalıştılar. Onlar kibirli bir topluluktu.
Tefhim-ul Kuran Firavun'a ve ileri gelen çevresine; fakat onlar büyüklendiler. Onlar, 'büyüklenen, zorba' bir topluluktu.
Ümit Şimşek Firavun ile adamlarına gittiler; fakat onlar iman etmeyi kibirlerine yediremediler. Zaten onlar büyüklük taslayan bir zümre idi.
Yaşar Nuri Öztürk Firavun'a ve kodamanlarına. Ancak kibre saptılar, çünkü kendilerini büyük gören bir topluluktu onlar.

Bir sureye/ayete tıkladığınızda mealler ilk başta yazar ismine göre alfabetik olarak sıralanır. Yazar isminin solundaki kutucuğu yukarı/aşağı taşıyarak sıralamayı istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Tarayıcınızın çerezlerini silmediğiniz sürece tercihiniz daha sonraki ziyaretlerinizde hatırlanacaktır. Ayrıca bir yazarın ismine sağ tıklayarak bu yazarın mealinin en üstte veya en altta görünmesini de sağlayabilirsiniz.