23 - Mü’minûn suresi 27. âyet meali

فَأَوْحَيْنَا إِلَيْهِ أَنِ اصْنَعِ الْفُلْكَ بِأَعْيُنِنَا وَوَحْيِنَا فَإِذَا جَاء أَمْرُنَا وَفَارَ التَّنُّورُ فَاسْلُكْ فِيهَا مِن كُلٍّ زَوْجَيْنِ اثْنَيْنِ وَأَهْلَكَ إِلَّا مَن سَبَقَ عَلَيْهِ الْقَوْلُ مِنْهُمْ وَلَا تُخَاطِبْنِي فِي الَّذِينَ ظَلَمُوا إِنَّهُم مُّغْرَقُونَ
Fe evhaynâ ileyhi enısnaıl fulke bi a’yuninâ ve vahyinâ fe izâ câe emrunâ ve fâret tennûru fesluk fîhâ min kullin zevceynisneyni ve ehleke illâ men sebeka aleyhil kavlu minhum, ve lâ tuhâtıbnî fîllezîne zalemû, innehum mugrakûn(mugrakûne).
  
fe o zaman, böylece
evhay-nâ biz vahyettik
ileyhi ona
en ısnai yapmasını
el fulke
bi a'yuni-nâ bizim gözetimimiz ile, gözetimimizle gözlerimizin önünde
ve vahyi-nâ ve vahyimizle
fe o zaman, böylece
izâ câe geldiği zaman
emru-nâ emrimiz
ve fâre ve fevaran etti, kaynadı
et tennûru tennur, kazan
fesluk (fe usluk) hemen koy
fî-hâ orada
min kullin hepsinden, herşeyden, her cinsten
zevceynisneyni iki unsurdan oluşan (bir dişi ve bir erkek) bir çift
ve ehleke ve senin maiyetin, senin ailen
illâ ancak, sadece
men kimse, kişi
sebeka önceden geçti, oldu
aleyhi ona, onun üzerine
el kavlu söz
min-hum onlardan
ve lâ tuhâtıb-nî ve bana hitap etme, hitapta bulunma
içinde, vardır
ellezîne zalemû zulmedenler
inne-hum muhakkak ki onlar, gerçekten onlar
mugrakûne boğulacak olanlar
   
Abdulbaki Gölpınarlı Derken ona, nezâretimiz altında ve vahyimize uyarak bir gemi yap diye vahyettik; derken emrimiz gelip tandırın altından su kaynamaya başlayınca her mahlûktan birer çifti ve helâki takdîr edilenden başka âilenden olanları gemiye yükle ve zulmedenler hakkında bana söz söyleme, şüphe yok ki onlar garkolacaklar dedik.
Abdullah Parlıyan Bunun üzerine biz de O'na: “Bizim gözetimimiz altında ve sana vahyettiğimiz yöntemlerle, seni ve seninle beraber olanları kurtaracak olan gemiyi yap” diye bildirdik. Nihayet emrimiz gelip de, tandır kızışınca veya şafağın attığını görünce her cinsten ikişer çiftle birlikte haklarında ceza hükmü verilenler dışında, aileni de bu gemiye bindir. Yaratılış gayesi dışına çıkan o kimseler hakkında, bana birşey söyleme. Çünkü onlar, mutlaka boğulacaklardır diye vahyettik.
Adem Uğur Bunun üzerine ona şöyle vahyettik: Gözlerimizin önünde (muhafazamız altında) ve bildirdiğimiz şekilde gemiyi yap. Bizim emrimiz gelip de sular coşup yükselmeye başlayınca her cinsten eşler halinde iki tane ve bir de, içlerinden, daha önce kendisi aleyhinde hüküm verilmiş olanların dışındaki aileni gemiye al. Zulmetmiş olanlar konusunda bana hiç yalvarma! Zira onlar kesinlikle boğulacaklardır.
Ahmed Hulusi Bunun üzerine Ona (Nuh'a) vahyettik ki: "Gözlerimiz olarak (gözetimimiz anlamına gelse de burada mâiyet sırrına işaret vardır) ve vahyimizle gemiyi yap. . . İş başladığında (sular yükseldiğinde) ve fırın kaynadığı (buhar kazanı mı vardı acaba) vakit, her eşi olandan bir çift ve onlardan, aleyhine daha önce hüküm verilmiş olanlar hariç ehlini, gemiye al. Zâlimler hakkında benimle muhatap olma! Kesinlikle onlar boğulacaklardır. "
Ahmet Tekin Biz ona:'Gözlerimizin önünde, gözetimimiz altında, vahyimiz uyarınca gemileri inşa et' diye vahyettik. Nihayet, gemilerin yapımı bitirilip, planımızın icra vakti geldiğinde, bütün kaynaklardan fışkıran sularla, yeryüzünde sular yükselirken, tan yeri ağardığı sırada; buhar kazanları çalıştırılıp istim yükselmeye başlayınca, biz Nûh’a:'Her türden erkekli dişili birer çifti, içlerinden, daha önce, aleyhinde hüküm verilmiş olanların dışındaki aileni, ümmetini gemilere al. Baskı zulüm ve işkence ile temel hak ve hürriyetleri, Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engelleyenler, hakkı tanımayanlar konusunda bana başvurma. Onlar kesinlikle boğulacaklar.' diye vahyettik.
Ahmet Varol Biz de ona şöyle vahyettik: 'Gözetimimiz altında ve vahyimizle gemi yap. Bizim emrimiz gelip de tandır kaynayınca her türden ikişer tane ve aleyhlerine söz geçmiş olanların dışındaki aile fertlerini onun içine koy. Zulmedenler hakkında bana seslenme. Çünkü onlar boğulacaklardır.
Ali Bulaç Böylelikle biz ona: "Gözetimimiz altında ve vahyimizle gemi yap. Nitekim bizim emrimiz gelip de tandır kızışınca, onun içine her (tür hayvandan) ikişer çift ile, içlerinden aleyhlerine söz geçmiş (azab gerekmiş) olanlar dışında olan aileni de alıp koy; zulmedenler konusunda bana muhatap olma, çünkü onlar boğulacaklardır" diye vahyettik.
Ali Fikri Yavuz Biz de ona şöyle vahy ettik: “- Bizim nezaretimiz altında ve emrimizle gemiyi yap. Sonra azab emrimiz gelibde tandırdan su kaynayıp fışkırınca (veya kazan kaynayınca), hemen ona, her canlıdan birer çift erkek ve dişi, bir de üzerine azab vacib olandan başka, aile halkını koy. Zulüm yapanlar hakkında da bana duada bulunma; çünkü onlar boğulmuş olacaklardır.”
Ali Ünal Biz de O’na vahyedip buyurduk ki: “Nezaretimiz altında ve vahiyle bildireceğimiz talimata göre, sana tarif etmiş bulunduğumuz gemiyi yap. Derken, buyruğumuz gelip de kazan kaynamaya başladığında, her hayvan cinsinden birer çift ile birlikte, artık hakkında ceza hükmü verilmiş olanı dışında aileni gemiye al. (Şirk koşmakla en büyük zulmü işlemiş) o zalimler lehinde Ben’den bir dilekte de bulunma. Artık onlar, boğulmaya mahkûmdurlar.
Bayraktar Bayraklı Biz de ona şöyle vahyettik: “Bizim kontrolümüz ve tâlimatımızla gemiyi yap. Emrimiz gelip de sular kaynayınca, her cinsten birer çifti ve aleyhinde hüküm verilmiş olanlar dışında aileni de gemiye bindir. Zâlimler hakkında benden bir şey isteme! Şüphesiz onlar boğulacaklardır.”
Bekir Sadak Bunun uzerine ona soyle vahyettik: «Nezaretimiz altinda, sana bildirdigimiz gibi gemiyi yap; buyrugumuz gelip tandirdan sular kaynayinca her cinsten birer cifti ve aleyhine hukum verilmis olanin disinda kalan coluk cocugunu alip gemiye bindir. Haksizlik yapanlar icin Bana bas vurma, cunku onlar suda bogulacaklardir.»
Celal Yıldırım Nuh'a, «gemiyi gözümüzün önünde (talimatımız altında) vahyimiz uyarınca yap; emrimiz gelip tandırdan su kaynayıp fışkırınca ona her (cins hayvandan) ikişer çift (veya birer çift) ve aleyhlerinde emir (hüküm) geçmiş olanın dışında aileni getirip yerleştir ve sakın o zâlimler hakkında bana hitap etme; çünkü onlar mutlaka boğulacaklardır,» diye vahyettik.
Cemal Külünkoğlu Biz ona vahiy yoluyla bildirdik ki: “Bizim gözetimimiz altında ve bildirdiğimiz şekilde gemiyi yap. Emrimiz gelip tandır kaynadığı (yeryüzünde suların coşup fışkırdığı) zaman her cinsten birer çift ile haklarında azap hükmü takdir edilmiş olanlar dışında kalan aile halkını yanına al! Zalim ve kâfirler(in kurtulması) için sakın bana başvurma! Çünkü onlar boğulmayı hak etmişlerdir.”
Diyanet İşleri (eski) Bunun üzerine ona şöyle vahyettik: 'Nezaretimiz altında, sana bildirdiğimiz gibi gemiyi yap; buyruğumuz gelip tandırdan sular kaynayınca her cinsten birer çifti ve aleyhine hüküm verilmiş olanın dışında kalan çoluk çocuğunu alıp gemiye bindir. Haksızlık yapanlar için Bana baş vurma, çünkü onlar suda boğulacaklardır.'
Diyanet Vakfi Bunun üzerine ona şöyle vahyettik: Gözlerimizin önünde (muhafazamız altında) ve bildirdiğimiz şekilde gemiyi yap. Bizim emrimiz gelip de sular coşup yükselmeye başlayınca her cinsten birer çift ile, daha önce kendisi aleyhinde hüküm verilmiş olanların dışındaki aileni gemiye al. Zulmetmiş olanlar konusunda bana hiç yalvarma! Zira onlar kesinlikle boğulacaklardır.
Edip Yüksel Bunun üzerine kendisine şöyle vahyettik: “Gözümüzün önünde ve vahyimize uygun olarak gemiyi yap. Emrimiz gelince, kaynaklar kaynayıp taşınca her çeşit (evcil hayvanı) ve aleyhlerine hüküm verilmiş olanların dışındaki aileni al. Zalimler adına benimle konuşma; onlar boğulacaklardır.”
Elmalılı Hamdi Yazır Biz de ona şöyle vahyettik: bizim nezaretimiz ve vahyimizle gemiyi yap, sonra emrimiz gelip de tennur feveran edince hemen ona topundan bir iki çift ve aleyhinde söz sebketmiş olandan başka ehlini sok ve o zulm edenler hakkında bana bir hıtabda bulunma, çünkü onlar gark olunacaklardır
Erhan Aktaş Bunun üzerine Biz, ona: “Gözetimimiz altında vahyimiz ile bildirdiğimiz gibi gemi yap.” diye vahyettik. Böylece emrimiz gereği Tennur kaynadığı1 zaman hemen ona2 her cinsten eşler olarak iki adet ve ehlini3 bindir. Onlardan, haklarında önceden hüküm verilenler hariç. Ve zulmedenler hakkında benden bir dilekte bulunma. Onlar boğulacak olanlardır.

1- Bu bir deyimdir; “sular yerden fışkırmaya başladığı” zaman anlamına gelmektedir. 2- Gemiye. 3- Sana inanları. Seninle birlikte olanları.
Gültekin Onan Böylelikle biz ona: "Gözetimimiz altında ve vahyimizle gemi yap. Nitekim bizim buyruğumuz gelip de tandır kızışınca, onun içine her (tür hayvandan) ikişer çift ile, içlerinden aleyhlerine söz geçmiş olanlar dışında ehlini (aileni) de alıp koy; zulmedenler konusunda bana muhatap olma, çünkü onlar boğulacaklardır" diye vahyettik.
Hakkı Yılmaz (27-29) Bunun üzerine Biz o'na: “Bizim gözetimimiz ve vahyimiz ile gemiyi yap. Sonra Bizim emrimiz gelip de tandır kaynayınca, her cinsten eşler hâlinde iki tane ve bir de onlardan, daha önce kendisi aleyhinde Söz 304 geçmiş olanların dışındaki aileni, yakınlarını, inananlarını gemiye sok. Şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapmış olanlar konusunda Bana başvurma. Şüphesiz onlar boğulmuşlardır; kesin olarak suda boğulup öleceklerdir. Sonra sen ve beraberindeki kişiler gemiye yerleştiğinde de: ‘Tüm övgüler, bizi şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapanlar topluluğundan kurtaran Allah içindir’ de! Ve: ‘Rabbim! Beni bolluk olan bir yere indir/bana bolca ikramda bulun. Sen, indirenlerin/ikramda bulunanların en iyisisin’ de” diye vahyettik.
Harun Yıldırım Bunun üzerine ona şöyle vahyettik: Gözlerimizin önünde ve bildirdiğimiz şekilde gemiyi yap. Bizim emrimiz gelip de sular coşup yükselmeye başlayınca her cinsten eşler halinde iki tane ve bir de, içlerinden, daha önce kendisi aleyhinde hüküm verilmiş olanların dışındaki aileni gemiye al. Zulmetmiş olanlar konusunda bana hiç yalvarma! Zira onlar kesinlikle boğulacaklardır.
Hasan Basri Çantay Biz de ona (şöyle) vahyetdik: «Bizim nezaaretimiz ve vahyimizle gemi yap sen. Nihayet (helaklerine) emrimiz gelib de o fırın kaynayınca ona her (nev'i hayvanlardan erkek ve dişi) ikişer çift ile aileni alıb içerisine gir. (Kavminin) içinden aleyhlerine söz geçmiş (hüküm giymiş) olanlar müstesna. O zulmedenler (in kurtulması) hakkında bana hitabda bulunma. Çünkü onlar boğul (mıya mahkûm ol) muşlardır».
Hayrat Neşriyat Bunun üzerine (biz de) ona şöyle vahyettik: 'Nezâretimiz altında ve vahyimiz ile gemiyi yap; nihâyet emrimiz gelip de fırın kaynadığı (sular taş maya başladığı) zaman, her bir (hayvan cins)inden (erkek ve dişi olmak üzere) ikişer eş ile (îmân etmediklerinden, boğulacaklarına dâir) ve içlerinden, aley hinde söz geçmiş (hüküm verilmiş) olan (bir oğlunile diğer zevcen) dışındaki âileni (mü’min le ri), ona (gemiye) al!O zulmedenler hakkında ise bana hitabda bulunma (yalvarma)! Çünki onlar suda boğu lacak olanlardır.'
İbni Kesir Ona vahyettik ki: Gözetimimiz altında sana bildirdiğimiz gibi gemiyi yap. Buyruğumuz gelip de sular kaynayınca her cinsten ikişer çiftive aleyhine hüküm verilmiş olanın dışında kalan çoluk çocuğunu alıp gemiye bindir. Zalimler için bana başvurma. Çünkü onlar boğulacaklardır.
İskender Evrenosoğlu Böylece ona, gözümüzün önünde (Bizim denetimimizde) ve vahyimizle bir gemi yapmasını vahyettik. Böylece emrimiz geldiği ve tennur kaynadığı zaman hemen ona (gemiye) her çiftten ikişer tane ve ehlini bindir. Onlardan, haklarında bir söz (hüküm) geçenler hariç. Ve zulmedenler hakkında Bana hitap etme (onlar için bir şey, bir af isteme). Muhakkak ki onlar, boğulacak olanlardır (boğulmalarına daha önce hükmedilmiş olanlardır).
Kadri Çelik Böylelikle biz ona, “Gözlerimiz (gözetimimiz) altında ve vahyimizle gemi yap. Nitekim bizim emrimiz gelip de tandır kaynamaya (her yandan sular fışkırmaya) başlayınca, her (tür hayvandan) ikişer çift ile (içlerinden) aleyhlerine söz geçmiş (azap yazılmış) kimse hariç aileni de alıp (geminin) içine koy. Zulmedenler konusunda bana asla hitapta bulunma; çünkü onlar boğulacaklardır” diye vahyettik.
Mehmet Ali Eroğlu Uygulaması için ona şöyle vahyettik: "Sana bildirdiğimiz şekilde, Nezaretimiz altında bir gemi yap. Taktir ettiğimiz gün gelince de, Maksat hasıl olup sular kaynayınca, her cins hayvandan ikişer çift ve aileni al, gir. Üzerlerine, aleyhlerine hüküm verilmiş olanlar dışındakileri gemiye yerleştir. Malum olan zalimler hakkında niyazda bulunma! Onlar boğulup gideceklerdir.
Mehmet Okuyan Ona şöyle vahyetmiştik: “Gözlerimizin önünde ve vahyettiğimiz şekilde gemiyi yap! Emrimiz gelip de tandır kaynayınca her tür (canlı)dan iki çift ile –içlerinden (boğulacağına dair) aleyhinde söz geçen(ler) dışında- aileni ona (gemiye) bindir! Haksızlık edenler hakkında bana (herhangi bir şey) söyleme! Şüphesiz ki onlar boğulacaklardır.”
Metin Durali Biz de ona şöyle vahyettik: “Bizim kontrolümüz ve tâlimatımızla gemiyi yap. Emrimiz gelip de sular kaynayınca, her cinsten birer çifti ve aleyhinde hüküm verilmiş olanlar dışında aileni de gemiye bindir. Zâlimler hakkında benden bir şey isteme! Şüphesiz onlar boğulacaklardır.”
(Nuh tufanını Kurana gore bölgeseldir. Cünki Allah hiç bir kavmi Resul gönderip tebliğ yapılmadan helak etmemiştir.

Şimdi biz bölgesel bir tufan olduğuna emin olarak Mantık hatalarını giderelim. O an Nuhun yaninda olarak ve inanan biri olarak düşünelim. Tufan başlıyacak ve diyelimki 40 gün sürecek. O kırk gün zarfında ne yeyip ne içeceğiz. Hayvanlarin yumurtasından ve sütünden faydalandığımız gibi tufan bitince yeni bir coğrafyada olacağız ve hayat devam edecek. Kendi özel mülkiyetimizde olan hayvanlar olmalı. Yoksa o kadar hayvan nasil satın alacağız? Nuha deriz ki Nuh hayvanlarımızı da yanımıza alalım. Mantıklı bir gerekçemiz var. Nuhun diyelimki 30 hayvani var diğer inananlarinda 200 hayvani var. Fakat gemi buna müsait değil. İşte biz boyle düşünürken Nuha vahy gelmiş olmalı ve bu kadar hayvan ile Gemiye binmemizin mümkün olmadığını ve anca : ( her türden bır çift )almamız gerektiği belırtılmıs olmalıdır.. Detaylı açıklama için: https://kurankissalarininsistematigi.wordpress.com/2013/12/03/5-bolum-hz-nuh-ve-gemi/)
Muhammed Celal Şems Biz (de) kendisine, gözümüzün önünde ve vahyimize göre bir gemi yap, diye vahyettik. Emrimiz gelip, (yeryüzünün) pınarı fışkırınca, (sana buyuracağımız) her gerekli hayvandan birer çifti ona al. Daha önce aleyhine emrimiz gelmiş olanlar dışındaki akrabalarını (da gemiye bindir.) Zulmedenler hakkında bana hiçbir şey söyleme. Çünkü onlar, mutlaka (suda) boğulacaklar. (Bknz. 11:40)
Muhammed Esed Bunun üzerine, Biz de o'na: "Bizim gözetimimiz altında ve (sana) vahyettiğimiz yöntemlerle (seni ve seninle beraber olanları kurtaracak olan) gemiyi yap;" diye vahyettik, "ve hükmümüz gerçekleşip de seller halinde yeryüzünü sular kapladığı zaman her cins (hayvandan) bir çiftle birlikte -haklarında ceza hükmü verilmiş olanlar dışında- aileni bu (gemiye) bindir; ve sakın, o haksızlık yapmış olanlar için Bana başvurma, çünkü onlar kaçınılmaz olarak boğulacaklar!
Mustafa Çevik 26-27 Kavminin daveti kabul etmemesi üzerine Nûh Allah’a şöyle dua etti: “Rabbim onların davetimi yalan sayıp, inatla yüz çevirmelerine karşı bana yardım et.” Biz de duasına karşılık ona şöyle vahyettik: “Ey Nûh! Bizim gözetimimiz ve rehberliğimizle bildirdiğimiz şekilde bir gemi yap, hükmümüz gelip de yeryüzünü sular kapladığında, o bölgede yaşayan hayvanlardan birer çifti ve seninle birlikte iman edenleri de gemiye al, sakın helak olmayı hak edenler için de Benden bir talepte bulunma, onlar suda boğularak helak olmayı hak ettiler.”
Mustafa İslamoğlu Bunun üzerine ona şöyle vahyetmiştik: "Bizim rehberliğimiz altında ve bildirdiğimiz şekilde gemiyi inşa et; unutma ki hükmümüzün vakti gelip çattığında, tandır da kaynamaya başlar. Bu takdirde sen yanına her tür (canlıdan) birer çift ve bir de kendileri hakkında hüküm kesinleşmiş olanlar hariç, aile efradını al! Ama sakın kendilerine kıymakta ısrar eden kimseler hakkında Benimle muhatap olayım deme! Karar kesin: onlar boğulacaklar!
Ömer Nasuhi Bilmen Artık O'na vahyettik ki, «Bizim nezaretimiz ve vahyimizle gemiyi yap. Vaktâ ki emrimiz gelir de tennur kaynamağa başlarsa hemen o gemiyi herbirinden iki çift ve aleyhinde söz geçmiş olandan başka ehlini de al ve zulmetmiş olanlar hakkında bana bir hitapta bulunma. Şüphe yok ki, onlar boğulmuşlardır.»
Ömer Öngüt Biz de ona şöyle vahyettik: “Bizim nezaretimiz altında ve vahyimiz uyarınca gemi yap! Bizim emrimiz gelip de fırın kaynamaya başlayınca, her cinsten birer çifti ve aleyhinde hüküm verilmiş olanların dışında kalan âileni alıp gemiye bindir. O zulmedenler hakkında bana hiç yalvarma. Zira onlar mutlaka boğulacaklardır. ”
Şaban Piriş Biz de ona şöyle vahyettik: “Gözetimimiz altında bildirdiğimiz gibi bir gemi yap. Buyruğumuz gelip de tandır kaynayınca, her cinsten ikişer çift ve aleyhinde hüküm verilmiş olanlar dışında kalan aileni gemiye bindir. Zalimler için bana baş vurma, çünkü onlar boğulacaklardır.”
Sadık Türkmen Biz de ona şöyle vahyettik: “Bizim gözetimimizde ve vahyimizle gemiyi yap. Emrimiz gelip de tandır kaynayınca/sular yükselince, her cinsten/canlıdan birer çift ile aileni gemiye bindir. Onlardan, aleyhlerine (azap) sözü geçmiş olan kimseler hariç! Zulmedenler hakkında Bana yalvarma! Çünkü onlar, mutlaka boğulacaklardır!
Seyyid Kutub O'na vahiy yolu ile bildirdik ki; «Bizim gözlerimiz önünde ve vahyimiz uyarınca bir gemi yap. Emrimiz gelip de tandır kaynamaya (her yandan sular fışkırmaya) başlayınca her canlı türünün birer çifti ile boğulacağına ilişkin hükmümüzün kesinleştiği kimse dışında kalan aile bireylerini gemiye bindir. Zalimler konusunda bana başvurma; çünkü onlar kesinlikle boğulacaklardır.»
Suat Yıldırım Biz de ona vahyedip bildirdik ki: "Nezaretimiz altında ve bildirdiğimiz şekilde gemiyi yap. Buyruğumuz gelip tandır kaynayınca her cinsten birer çift ile haklarında azap hükmü takdir edilmiş olanlar dışında kalan aile halkını yanına al! Zalim ve kâfirler hakkında sakın Bana başvurma! Çünkü onlar suda boğulacaklardır."
Süleyman Ateş Biz de ona vahyettik ki: "Gözlerimizin önünde ve vahyimiz(öğretimimiz)le o gemiyi yap. Bizim buyruğumuz gelip de tandır kaynayınca her cinsten iki çift ve âileni de alıp ona sok. Yalnız onlar içinde alehylerine söz geçmiş (azâbımıza uğrama hükmü giymiş) olanları bırak. O zulmedenler hakkında bana yalvarma; onlar, mutlaka boğulacaklardır!
Süleymaniye Vakfı Biz de ona şöyle vahy ettik: “Gemiyi, gözetimimizde ve vahyimize göre inşa et. Emrimiz gelip geminin kazan[*]ı kaynadığında her türden iki eşi, bir de aileni ona bindir. Aleyhine emir çıkmış olanı alma. O zalimlerle ilgili olarak benden bir istekte bulunma; onlar boğulacaklardır.

[*] ...

Tefhim-ul Kuran Böylelikle biz ona: «Gözetimimiz altında ve vahyimizle gemi yap. Nitekim bizim emrimiz gelip de tandır kızışınca, onun içine her (tür hayvandan) ikişer çift ile, içlerinden aleyhlerine söz geçmiş (azab gerekmiş) olanlar dışında olan aileni de alıp koy; zulmedenler konusunda bana muhatap olma, çünkü onlar boğulacaklardır» diye vahyettik.
Ümit Şimşek Biz de ona, 'Gözetimimiz altında ve vahyimiz uyarınca gemiyi yap,' diye vahyettik. 'Emrimiz gelip de sular kaynamaya başlayınca, hepsinden birer çift ile, hakkında azap hükmü verilmiş olanlar dışında aileni gemiye al. Zulmedenler hakkında da Bana birşey söyleme; çünkü onlar boğulmaya mahkûmdurlar.
Yaşar Nuri Öztürk Bunun üzerine biz, Nûh'a şöyle vahyettik: "Gözlerimizin önünde ve vahyimize uygun olarak gemiyi yap. Emrimiz gelip tandır kaynayınca, ailenle birlikte her türden iki çifti gemiye sok. İçlerinden, haklarında daha önce hüküm verilmiş olanları dışta bırak. Zulmetmiş olanlar hakkında bana yakarıp durma. Onlar kesinlikle boğulacaklardır."

Bir sureye/ayete tıkladığınızda mealler ilk başta yazar ismine göre alfabetik olarak sıralanır. Yazar isminin solundaki kutucuğu yukarı/aşağı taşıyarak sıralamayı istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Tarayıcınızın çerezlerini silmediğiniz sürece tercihiniz daha sonraki ziyaretlerinizde hatırlanacaktır. Ayrıca bir yazarın ismine sağ tıklayarak bu yazarın mealinin en üstte veya en altta görünmesini de sağlayabilirsiniz.