Süleymaniye Vakfı Eski Mealleri

A Â B C D E F G H İ K L M N R S Ş T V Y Z Hepsini göster
 
Fâtiha
 
  
1 İyiliği sonsuz, ikramı bol Allah’ın adıyla,
2 Her şeyi güzel yapan yalnız Allah’tır.[*]

[*] Üç tip övgü vardır. Birincisi kişiyi kendi katkısı olmayan bir şeyden dolayı övmektir. Boyu uzun, zeki, iyi bir aileye mensup sözleri böyledir. Ona medih denir. İkincisi iyi bir şey yaptığı için övmektir. Güzel yemek yapar, arkadaşlığı iyidir gibi sözler buna girer. Övgünün bu türüne hamd denir. Üçüncüsü, bize yapılan bir iyilikten dolayı övmektir. Bana güzel bir yemek ikram etti demek gibi. Buna da şükür denir. Allah’tan başka hiç kimse, her şeyi güzel yapamaz. Bu yüzden her şeyi güzel yapan yalnız Allah’tır. Bu, “el-hamdu lillah”ın Türkçe karşılığıdır.

3 O, bütün varlıkların Sahibidir.[*] İyiliği sonsuz, ikramı boldur.

[*] Arapça olan “Rab” kelimesinin en uygun karşılığı “sahip”tir. Evin sahibine rabb’ud-dâr (Müfredât), sermaye sahibine de rabb’ül- mal denir. Yusuf aleyhisselam, kralın gönderdiği köleye şöyle demişti: “Rabbine dön de sor bakalım, ellerini kesen kadınların derdi neymiş? Benim Rabbim onların oyunlarını bilir.” (Yusuf 12/50) Bu âyette rab kelimesinin hem Allah hem de kölenin sahibi olan kral için kullanılması tercihimizin doğru olduğunu gösterir.
 

4 Hesap verme [*] gününde yetki O’nundur. 

[*] Din, deyn=jj5 kökünden adet, durum; ceza, karşılık görme ve itaat anlamlarına gelir(es-Sıhah). Boyun eğme ve karşılık görme anlamları öne çıkar. Dinde boyun eğilen Allah’tır. Onun emirlerine uyulur ve onun vereceği karşılık beklenir. Hesap günü de bu konudaki hesabın görüleceği gündür. Bir çok topluluk, Allah’ı ikinci sıraya koyar ve kendilerine göre yeni kurallar belirler. Bunu yapanlar Allah’ın müşrik saydığı ve asla affetmeyeceği kimselerdir.

5 (Allah’ım!) Yalnız sana kul olur ve yalnız senden yardım dileriz.
6 Bizi doğru yoluna kabul et;
7 Mutluluk verdiğin kimselerin yoluna. Gazaba uğramamış ve sapıtmamış olanların yoluna. (Amin) [*]

[*] Kim Allah’a ve Elçisine boyun eğerse onlar, Allah’ın mutluluk (nimet) verdiği nebiler, doğru kişiler, bilginler ve iyilerle beraber olacaklardır. Onlar ne iyi arkadaştırlar! (Bkz:Nisa4/69)

Bakara
Âl-i İmrân
Nisâ
Mâide
En’âm
A’râf
Enfâl
Tevbe
Yûnus
Hûd
Yûsuf
Ra’d
İbrahim
Hicr
Nahl
İsrâ
Kehf
Meryem
Tâ-Hâ
Enbiyâ
Hac
Mü’minûn
Nûr
Furkân
Şu’arâ
Neml
Kasas
Ankebût
Rûm
Lokman
Secde
Ahzâb
Sebe’
Fâtır
Yâsîn
Sâffât
Sâd
Zümer
Mü’min
Fussilet
Şûrâ
Zuhruf
Duhân
Câsiye
Ahkâf
Muhammed
Fetih
Hucurât
Kâf
Zâriyât
Tûr
Necm
Kamer
Rahmân
Vâkıa
Hadîd
Mücâdele
Haşr
Mümtehine
Saff
Cum’a
Münâfikûn
Tegâbün
Talâk
Tahrîm
Mülk
Kalem
Hâkka
Me’âric
Nûh
Cin
Müzzemmil
Müddessir
Kıyamet
İnsan
Mürselât
Nebe’
Nâzi’ât
Abese
Tekvîr
İnfitâr
Mutaffifîn
İnşikâk
Bürûc
Târık
A’lâ
Gâşiye
Fecr
Beled
Şems
Leyl
Duhâ
İnşirâh
Tîn
Alak
Kadr
Beyyine
Zilzâl
Âdiyât
Kâri’a
Tekâsür
Asr
Hümeze
Fil
Kureyş
Mâ’ûn
Kevser
Kâfirûn
Nasr
Tebbet
İhlâs
Felâk
Nâs