68 - Kalem suresi 26. âyet meali

فَلَمَّا رَأَوْهَا قَالُوا إِنَّا لَضَالُّونَ
Fe lemmâ reevhâ kâlû innâ le dâllûn(dâllûne).
  
fe lemmâ olunca, olduğu zaman
reev-hâ onu gördüler
kâlû dediler
innâ hiç şüphesiz biz, muhakkak ki biz
le mutlaka, elbette, muhakkak
ed dâllûne dalâlette olanlar
   
Abdulbaki Gölpınarlı Bahçeyi görünce gerçekten de dediler, elbette yolumuzu şaşırdık.
Abdullah Parlıyan Ama bahçeyi o perişan haliyle görünce: “Herhalde biz yanlış yere gelmişiz, bizim bahçe burası değildir veya biz sapık insanlarız fakir ve yoksulları haklarından mahrum etmeye çalışıyoruz” dediler.
Adem Uğur Fakat bahçeyi gördüklerinde: Mutlaka yolumuzu şaşırmış olmalıyız! dediler.
Ahmed Hulusi Bahçeyi gördüklerinde (harap olmuş): "Yanlış yere geldik herhâlde" dediler.
Ahmet Tekin Bağı, bahçeyi gördüklerinde:'Galiba biz yanlış yere geldik.' dediler.
Ahmet Varol Fakat onu (bahçeyi) gördüklerinde: 'Herhalde yanlış geldik' dediler.
Ali Bulaç Ama onu görünce: "Muhakkak biz (gideceğimiz yeri) şaşırmışız" dediler.
Ali Fikri Yavuz Vakta ki o bahçeyi (böyle yanmış kapkara) gördüler : “-Biz, herhalde yanlış gelmişiz.” dediler.
Ali Ünal Ama bahçeyi görünce, “Biz,” dediler, “mutlaka yanlış yere geldik!
Bayraktar Bayraklı (25-28) Amaçlarına ulaşacaklarından emin olarak erkenden gittiler. Harap olmuş bostanı gördüklerinde kimileri, “Biz yanlış yere geldik” dediler. Kimileri de, “Hayır, biz mahvolmuşuz” dediler. İçlerinden en feraset sahibi, “Ben size, niçin Allah'ı anmıyorsunuz, dememiş miydim?” dedi!”
Bekir Sadak (26-27) Bahceyi gorduklerinde: «Herhalde yolumuzu sasirmis olacagiz; belki de biz yoksun birakildik» dediler.
Celal Yıldırım (26-27) Bahçeyi görünce : «Biz şüphesiz şaşırıp (başka yere) sapmışız, hayır biz mahrum kalmışız» dediler.
Cemal Külünkoğlu (25-26) (Yoksulları) engellemeğe güçleri yetermiş gibi erkenden gittiler. Fakat bahçeyi o halde görünce: “Biz mutlaka yolumuzu şaşırmış olmalıyız (yanlış geldik)!” dediler.
Diyanet İşleri (eski) (26-27) Bahçeyi gördüklerinde: 'Herhalde yolumuzu şaşırmış olacağız; belki de biz yoksun bırakıldık' dediler.
Diyanet Vakfi Fakat bahçeyi gördüklerinde: Mutlaka yolumuzu şaşırmış olmalıyız! dediler.
Edip Yüksel Fakat bahçeyi görünce, “Biz yolu şaşırdık“ dediler.
Elmalılı Hamdi Yazır Vakta ki o bağı gördüler, biz, dediler: her halde yanlış gelmişiz
Erhan Aktaş Fakat onu gördüklerinde: “Herhalde yanlış yere geldik!” dediler.
Gültekin Onan Ama onu görünce: "Muhakkak biz (gideceğimiz yeri) şaşırmışız" dediler.
Harun Yıldırım Fakat onu görünce: “Kesinlikle biz şaşırmışız.” dediler.
Hasan Basri Çantay Fakat onu (bu halde) görüverince dediler ki: «Her halde biz yanlış gelenleriz».
Hayrat Neşriyat Fakat orayı (bahçeyi o perişan hâlde) gördüklerinde: 'Muhakkak biz, elbette(bahçesinin yolunu) şaşıran kimseleriz (her hâlde yanlış yere geldik!)' dediler.
İbni Kesir Onu gördüklerinde dediler ki: Herhalde biz yanlış geldik.
İskender Evrenosoğlu Fakat onu (bostanın halini) görünce: “Muhakkak ki biz, gerçekten dalâlette olan kimseleriz.” dediler.
Kadri Çelik Ama onu görünce, “Muhakkak biz (gideceğimiz yeri) şaşırmış olmalıyız” dediler.
Mehmet Ali Eroğlu Lakin bahçeyi görünce " Şüphesiz Yolumuzu şaşırdık" dediler.
Mehmet Okuyan Fakat bahçeyi gördüklerinde “Biz (herhâlde) yolumuzu şaşırdık!” demişlerdi.
Muhammed Celal Şems (26-27) Ancak (bahçeyi) gördüklerinde, “Biz mutlaka yolumuzu şaşırdık. Aslında biz, (mahsulümüzden) mahrum bırakıldık,” dediler.
Muhammed Esed Ama bahçeye bakıp onu (tanınmaz halde) görünce: "Herhalde yolumuzu şaşırmış olacağız!" diye bağırdılar;
Mustafa Çevik 26-28 Bahçelerine geldiklerinde, gördükleri karşısında donup kaldılar. Şaşkınca birbirlerine, “Yoksa yolumuzu şaşırıp başka bir yere mi geldik?” demeye başladılar. Fa- kat gerçeği anlayınca, “Biz şimdi yandık, birdenbire fakirleştik.” dediler. İçlerinden aklı başında, doğru düşünebilen arkadaşları dedi ki: “Ben size böyle kendinize çok güven- meyin, Allah’ı aklınızdan çıkarmayın, fakir fukaranın hakkını gözetin demedim mi?”
Mustafa İslamoğlu Derken, bahçeyi o halde görünce (tanıyamadılar ve) "Biz yolumuzu şaşırmışız (galiba)" dediler.
Ömer Nasuhi Bilmen (26-27) Vaktâ ki o bostanlarını (o halde) gördüler, dediler ki: «Şüphe yok bizler elbette sapık kimseleriz. Hayır, biz mahrum kimseleriz.»
Ömer Öngüt Fakat bahçeyi gördüklerinde: "Herhalde biz yolumuzu şaşırmış olmalıyız!" dediler.
Şaban Piriş Onu gördüklerinde: -Yolu şaşırdık, dediler.
Sadık Türkmen Onu (bahçeyi) gördükleri zaman şöyle dediler: “Mutlaka biz yolu şaşırmış olmalıyız.
Seyyid Kutub Fakat bahçeyi görünce «Herhalde biz yolu şaşırdık» dediler.
Suat Yıldırım Bahçeyi görünce, apışıp kaldılar. "Galiba yolu şaşırdık, yanlış yere geldik!" dediler.
Süleyman Ateş Fakat bahçeyi görünce: "Herhalde biz yolu şaşırdık." dediler.
Süleymaniye Vakfı Bahçeyi görünce: “Biz, kesinlikle başka bir yere geldik!” dediler.
Tefhim-ul Kuran Ama onu görünce: «Muhakkak biz (gideceğimiz yeri) şaşırmışız» dediler.
Ümit Şimşek Bir de ne görsünler! 'Herhalde biz yanlış geldik' dediler.
Yaşar Nuri Öztürk Fakat bahçeyi görünce: "Yahu biz yanlış gelmişiz." dediler.

Bir sureye/ayete tıkladığınızda mealler ilk başta yazar ismine göre alfabetik olarak sıralanır. Yazar isminin solundaki kutucuğu yukarı/aşağı taşıyarak sıralamayı istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Tarayıcınızın çerezlerini silmediğiniz sürece tercihiniz daha sonraki ziyaretlerinizde hatırlanacaktır. Ayrıca bir yazarın ismine sağ tıklayarak bu yazarın mealinin en üstte veya en altta görünmesini de sağlayabilirsiniz.