68 - Kalem suresi 24. âyet meali

أَن لَّا يَدْخُلَنَّهَا الْيَوْمَ عَلَيْكُم مِّسْكِينٌ
En lâ yedhulennehel yevme aleykum miskîn(miskînun).
  
en olmak
lâ yedhule-enne-hâ sakın oraya girmesin
el yevme bugün
aleykum size, sizi
miskînun miskin, yoksul, fakir
   
Abdulbaki Gölpınarlı Bugün hiçbir yoksula yol vermeyin, yanınıza gelmesin sakın.
Abdullah Parlıyan “Bugün hiçbir yoksula yol vermeyin, yanınıza sokulmasın sakın.”
Adem Uğur Sakın bugün hiçbir yoksul bahçeye girip yanınıza sokulmasın diye.
Ahmed Hulusi "Sakın bugün hiçbir yoksul ona (bahçeye) girip yanınıza gelmesin!" (diye).
Ahmet Tekin 'Sakın, bugün, yanınıza çevresi, çaresi olmayan bir yoksul sokulmasın.' diye fısıldaşıyorlardı.
Ahmet Varol 'Sakın bugün oraya bir yoksul girip yanınıza sokulmasın' diye.
Ali Bulaç "Bugün sakın oraya hiçbir yoksul girip de karşınıza çıkmasın."
Ali Fikri Yavuz “Bugün bağınıza bir miskin sokulmasın.”
Ali Ünal “Aman ha,” diyorlardı, “bugün aranıza sakın bir yoksul sokulmasın!”
Bayraktar Bayraklı (23-24) Yola çıktılar, birbirlerine gizlice şöyle diyorlardı: “Bugün tarlada, yanınıza hiçbir yoksulun girmesine müsaade etmeyiniz!”
Bekir Sadak (23-24) «ugun orada, hicbir duskun kimse yanimiza sokulmasin» diye gizli gizli konusarak yuruyorlardi.
Celal Yıldırım (23-24) Derken hemen yola koyuldular ve şöyle fısıldaştılar: «Sakın bugün ürünlerimizin orada aramıza bir yoksul sokulmasın.»
Cemal Külünkoğlu (23-24) Derken, aralarında fısıldaşarak çıkıp gittiler: “Bugün sakın oraya hiçbir yoksul girip de karşınıza çıkmasın!”
Diyanet İşleri (eski) (23-24) 'Bugün orada, hiçbir düşkün kimse yanımıza sokulmasın' diye gizli gizli konuşarak yürüyorlardı.
Diyanet Vakfi (23-24) Derken: Aman, bugün orada hiçbir yoksul yanınıza sokulmasın! diye fısıldaşa fısıldaşa yola koyuldular.
Edip Yüksel “Sakın, bugün hiçbir yoksul oraya yanınıza girmesin.”
Elmalılı Hamdi Yazır Sakın bu gün aranıza bir miskîn sokulmasın diyorlardı
Erhan Aktaş “Sakın ha! Bugün aranıza hiçbir ihtiyaç sahibi girmesin.
Gültekin Onan "Bugün sakın oraya hiçbir yoksul girip de karşınıza çıkmasın."
Hakkı Yılmaz 17-24 Şüphesiz Biz, o çiftlik sahiplerine belâ verdiğimiz gibi onlara belâ vereceğiz: Hani onlar, sabah olunca kesinlikle çiftliğin ürünlerini devşireceklerine yemin etmişlerdi. Bir istisna da yapmıyorlardı. Ama onlar uyurken Rabbin tarafından bir tayfun çiftliğin üzerinden dolaşıverdi. Sabaha, çiftlik, biçilmiş/devşirilmiş gibi oluverdi. Sabahladıkları vakit birbirlerine seslendiler: “Haydi, devşirecekseniz sabahleyin erkence gidin!” dediler. Hemen yola koyuldular, aralarında fısıldaşıyorlardı: Sakın bugün aranıza bir yoksul sokulmasın!
Harun Yıldırım “Bugün sakın oraya hiçbir yoksul girip de karşımıza çıkmasın.”
Hasan Basri Çantay «Sakın bugün karşınıza hiçbir yoksul (çıkıb) oraya girmesin» diye.
Hayrat Neşriyat (23-24) 'Sakın, bugün orada bir fakir yanınıza sokulmasın!' diye kendi aralarında gizli gizli konuşarak hemen gittiler.
İbni Kesir Sakın bugün hiç bir yoksul çıkmasın karşınıza ve oraya girmesin, diye.
İskender Evrenosoğlu Sakın bugün oraya (bostana) sizin yanınıza bir yoksul girmesin.
Kadri Çelik “Bugün sakın aranıza bir miskin sokulmasın.”
Mehmet Ali Eroğlu "Kesinlikle bugün oraya bir miskin sokulmasın" der.
Mehmet Okuyan 23-24 (Bahçe sahipleri “Keşke) bugün yanınıza sokulmak üzere bahçeye hiçbir yoksul girmese!” (dileğiyle) fısıldaşarak yürüyorlardı.
Muhammed Celal Şems (23-24) Böylece onlar (yola) çıktılar. (Yolda,) “Sakın bugün, (bahçeye) hiçbir yoksul girmesin,” diye gizlice konuşuyorlardı.
Muhammed Esed "Bugün hiçbir yoksul, bahçeye girip (siz habersizken) yanınıza (sokulmayacak)!"
Mustafa Çevik 17-25 Kendilerini bahçe sahibi yapıp da verdiğimiz nimetlere rağmen, bizi hiç hesaba katmayan kimseleri denediğimiz gibi, bu müşrikleri de deneyeceğiz. Hani bahçe sahibi yaptığımız o kimseler, kendilerinden çok emin bir vaziyette birbirleriyle ürünlerini toplamaya gitmek üzere sözleşmiş, Allah izin verirse demeye gerek duy- mamış, her şeyin gerçek sahibinin Allah olduğunu akıllarına bile getirmemişlerdi. Onlar uykuda iken, Rabbin de onların sahibi olduklarını sandıkları bahçelerini bir afetle kupkuru, kapkara çer çöpe çevirdi. Onlar da bundan habersiz sabah erkenden birbirlerine, “Haydin, hasat için erkenden bahçelerimize gitmeliyiz.” diyerek seslenip yola koyuldular, yol boyunca da fakir fukara başımıza üşüşmeden şu işimizi bitirelim diye konuşuyorlardı.
Mustafa İslamoğlu "Bugün hiçbir yoksulun yanınıza sokulmaması gerekiyor!"
Ömer Nasuhi Bilmen (24-25) «Sakın bugün aranızda bir yoksul o bostana girivermesin,» diyorlardı. Ve yoksulları men'e kâdir oldukları halde erkenden gidiverdiler.
Ömer Öngüt "Aman, bugün orada hiçbir yoksul yanımıza sokulmasın!"
Şaban Piriş -Sakın bugün hiçbir yoksul oraya girmesin, diyerek..
Sadık Türkmen “Bugün aranıza sakın bir yoksul girmesin”.
Seyyid Kutub Sakın bugün hiçbir yoksul bahçeye girip yanınıza sokulmasın.
Suat Yıldırım (23-24) Hemen yola koyuldular. Bir taraftan da aralarında şöyle fiskos ediyorlardı: "Sakın, bugün yanımıza fakir fukara gelmesin, onların bahçeye girmelerine hiç imkân vermeyin!"
Süleyman Ateş "Sakın, bugün hiçbir yoksul bahçeye girip yanınıza sokulmasın" diye.
Süleymaniye Vakfı “Bu gün hiç bir yoksul, yanınıza kesinlikle sokulmamalı!”
Tefhim-ul Kuran «Bugün sakın oraya hiçbir yoksul girip de karşınıza çıkmasın.»
Ümit Şimşek 'Sakın yanınıza bir yoksul sokulmasın' diye.
Yaşar Nuri Öztürk "Hey! Bugün oraya bir yoksul girip yanınıza gelmesin!"

Bir sureye/ayete tıkladığınızda mealler ilk başta yazar ismine göre alfabetik olarak sıralanır. Yazar isminin solundaki kutucuğu yukarı/aşağı taşıyarak sıralamayı istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Tarayıcınızın çerezlerini silmediğiniz sürece tercihiniz daha sonraki ziyaretlerinizde hatırlanacaktır. Ayrıca bir yazarın ismine sağ tıklayarak bu yazarın mealinin en üstte veya en altta görünmesini de sağlayabilirsiniz.